KAYIP YILDIZ (BİTTİ)

By eceack

773K 61.7K 7.9K

EJDERHALAR SERİSİ 1.KİTABIDIR ... Onlar Tanrıların yeryüzüne gönderdiği en güçlü, en kudretli, en korkunç kat... More

🔥 AV
🔥 YARIŞMA
🔥 YÜZÜK
🔥 YABANCI
🔥 EJDERHALAR
🔥 KOLHİS
🔥 İLK GECE
🔥 PERİLERİN ATEŞİ
🔥 ESKİ ZAMANLAR
🔥 ALIŞMAK
🔥 ÖZEL BİRİ
🔥 YAKICI ÜRPERTİ
🔥 KİTAP
🔥 AXEL ALERON
🔥 KUYTU KARANLIK
🔥 ÖFKE
🔥 GEZİNTİ
🔥 İYİLİK
🔥 EJDERHA ÖPÜCÜĞÜ
🔥 HAZIRLIK
🔥 HAPİSHANE
🔥 ORPHIX SARAYI
🔥 BİLİNMEYEN GERÇEKLER
🔥 KAYIP YILDIZ
🔥 SİLAS
🔥 DÜŞÜNCELER
🔥 İNTİHAR
🔥 HESTİA
🔥 GÖKYÜZÜ
🔥 KİVİ
🔥 HELLION
🔥 GECE
🔥 ATEŞ
🔥 SOHBET
🔥 KIZ KARDEŞ
🔥 MALİKANE
🔥 KEDER (FİNAL)
🔥 TEŞEKKÜRLER
🔥 SOĞUK ATEŞ

🔥 ŞÖLEN GECESİ

17.1K 1.6K 261
By eceack


BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR 🔥❤


25.Bölüm


"Söylediklerini kulağın duyuyor mu?" diye sordum. "Sabah bana yüzüğün sahibinin sen olduğunu söylüyorsun. Gece olduğunda ise Hestia isimli bir kadın olduğumu ve bir zamanlar senin karın olduğumu söylüyorsun! Çıldırdın mı sen?"

"Biliyorum." dedi Kreon acıyla. "Kulağa inanılmaz geliyor fakat hikayenin doğrusu bu."

Burnumdan genzime giden derin bir nefes aldım. Kulaklarım uğuldadığı için karşımda bir ejderha efendisi olduğunu unutmuş, sinirim korkumu yenerek tavanlara kadar çıkmıştı. Oturduğum yerden hışımla kalktım ve Kreon yerde otururken ona tepeden baktım.

"Önce Axel beni eski nişanlısıyla karıştırıyor. Şimdi ise sen beni eski karınla karıştırıyorsun." Soluk soluğa konuştuğum için Kreon'un da benim gibi ayağa kalkıp karşıma dikildiğini o an fark edememiştim.

"Freya, sakin olur musun?"

"Ne tür bir tımarhaneye geldim ben? Eski sevgiliniz ölünce çareyi insan kadınlara bakmakta mı buluyorsunuz?"

"Söylediklerinde haklısın." dedi Kreon sadece.

"Elbette, haklıyım." dedim başımı sallayarak. "Sevdiğiniz kadını kaybedince kaldığınız yerden devam edemiyor musunuz? Ne bu geçmişe bağlı kalma dürtüsü?"

"Geçmişe bağlı falan değilim." dedi Kreon açıkça. "Ben hala evli bir erkeğim. Bu şimdi de devam eden bir şey."

Kollarımı göğsümde birleştirip bağladığımda "Çok saçma!" dedim başımı iki yana sallayarak.

"Söylediğin her şeye harfiyen katılıyorum." dedi Kreon tekrardan. "Ancak Axel'in bu şekilde hissetmesini ben istedim. Bir kadını yüzyıllar boyu beklemenin ne demek olduğunu onun da tatmasını istedim. Gelmememe ihtimalini düşünerek her gece kafayı yesin istedim."

"kötü bir olay yaşıyorsunuz ve sen eski eşini kaybediyorsun." diye lafa başladığımda Kreon lafın orta yerinde sözümü kesti ve, "Eski eş değil. Hestia hala benim karım." dedi lafımı düzelterek.

"Her neyse!" dedim gözlerimi devirerek. "Sen eşini kaybediyorsun. Axel nişanlısını. Ve ikiniz de yüzüğü bulanın sevdiğiniz kadın olduğunu düşünüyorsunuz."

"Sana daha yeni söyledim. O gece büyük olay yaşandığında Hestia lanetlenerek kayboldu. Hestia'yı bulmamın tek yolu ikimizin kanından yapılma Borgias yüzüğü idi. Onu insan diyarında pek çok yere bıraktım. Fakat şimdiye dek yüzüğü görebilen, ona dokunan tek kişiydin."

"Peki ya Axel?"

"Axel'e, en yakın arkadaşı Brandon aracılığı ile yalan söyledim. Penelope'yi bu yolla bulacağını söyledim. Tıpkı benim beklediğim gibi birini beklemenin ne demek olduğunu anlasın istedim.

Fakat Penelope'yi ne yaparsa yapsın asla bulamayacak. Çünkü bulduğu takdirde ona yapılan büyü bozulur ve Axel birkaç ay sonra başına gelecek felaketi yaşayamaz."

"Bu neden bu kadar önemli?" diye sordum Kreon'a. "Axel heykele dönüşünce mutlu mu olacaksın? Ona bu büyüyü sen yapmadığını söyledin fakat açıkça görüyorum ki bu bir yalan."

"Yalan falan değil, Freya." dedi Kreon dikkatli bir şekilde. "Bu büyüyü ona ben yapmadım. Ancak neden yapıldığını bildiğim için kılımı dahi kıpırdatmayacak, Axel'e olabildiğince engel olacağım."

"Bu büyüyü sen yapmadıysan kim yaptı?"

Kreon düz bir şekilde baktığında ürperdim. "Sen yaptın, Freya."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Beni eski karınla karşılaştırmaktan vazgeç!" dedim yüksek sesle.

"Eski karım değil. Hestia benim hala karım!"

"Of!" dedim çıldırmama ramak kala. "Her kimse! Ben bu hikayeye inanmayı reddediyorum. Siz de inanmayı kestiğinizde beni evime götürmenizi istiyorum. Bıktım efendi ejderhaların savaşını dinlemekten."

"Merak etme, seni Hellion'a götürdüğümde hafızanın ve güçlerinin yerine gelmesi için büyücülerimle konuşacağım."

"Beni bırakamaz mısınız? Ciddi anlamda bıktım. Ben Hestia ya da Penelope olmak istemiyorum. Kayıp Yıldız kimse o da umurumda değil. Sadece Freya olmak istiyorum."

Kreon'un bakışları acı doluydu. Sanki yüzyıllar boyunca sakladığı şey dışarı doğru oluk oluk taşıyordu. "Bırakamam, Freya. Seni çok uzun zamandır bekledim. Yüzde yüz eminim ki sen Hestia'sın."

"Sırf bir yüzük buldum diye mi?"

"Hayır." dedi bana doğru yaklaşırken. "Demin de söyledim. Sesin, kokun, davranışların Hestia'mın ta kendisi. Farklı bir fizikte de olsan bu bakışı nerede görsem tanırım."

"Yaklaşma." dedim mırıldanarak. "Artık uyumak istiyorum."

"Tamam." dedi Kreon kabul ederek. "Bunları tekrar tekrar konuşacağımız bir dolu zaman var önümüzde. Şimdi dinlen."

Kreon'a kötü kötü bakmakla yetindim. Hissettiğim karmaşık duygulardan dolayı ona iyi geceler bile dilemeden bana verilen odanın yolunu tuttum.


🔥🔥🔥


Yatakta bir sağa bir sola dönüp dururken, uyku beni uzun süre ziyaret etmedi. Hislerim karmaşıklaşmış, hayat çizgim kontrolüm dışında yerinden sapmıştı. Dinlediğim hikayelerden dolayı kendime ağlamak istiyor, arkama bakmadan kaçmak istiyordum.

Belki de Kreon Borgias'ın karısını bu kadar sevmesine gıcık olmuştum. Beni eski karısına benzetmesi, onu hissedebilmek için beni öptüğü düşüncesi hislerimi darmaduman ediyordu. İlk öpücüğümün bu şekilde harcandığını bilmek sinir bozucuydu.

Dudaklarımı sıkıntıyla kemirirken tavanın kirişlerini incelemeye devam ediyordum.

Daha evvel Penelope olup olmadığımı kırk kez düşünmüştüm. Şimdi de Hestia denilen bir kadının başka bir şekilde görünen varlığı olabileceğimi öğreniyordum. düşüncelerim birbirini kovalarken sıkıntıyla ofladım ve belki kırkıncı kez yatakta dönerek yattığım pozisyonu değiştirdim.

Gün aydınlanana dek düşünce maratonuna devam ettim. Aklım bir Penelope'ye bir Hestia'ya kayarken o gece ne oldu da ikisinin sırra kadem bastığını merak ediyordum. Axel ve Kreon arasında ne gibi bir sorun yaşanmıştı da Hestia, Axel'i lanetlemişti? En önemlisi Penelope'nin bunlarla ne alakası vardı? Gözlerim kapanmaya başladığında uzaklardan bir yerde gür sesli bir horozun ötüşünü duyuyordum.

Gözlerimi araladığımda gün neredeyse öğle sonunu bulmuş, insanlar güne saatler öncesinden başlamıştı. Bu tembelliğime hayıflanırken aynı davranışı Penelope olup olmadığımı merak ederken de sergilediğimi hatırlıyordum.

Adlarını bilmediğim birkaç hizmetçi grubu odaya benim için kıyafetler bıraktığında, akşam yapılacak olan eğlenceye Kreon ile katılacağımı söylemişlerdi. Bu sırada yatağımın üstüne enfes yiyeceklerden oluşan bir tepsi yerleştirmişler, dilediğim kadar dinlenebileceğimi eklemişlerdi.

Kahvaltımı yaptıktan sonra üstüme giydirilen beyaz renkli şeffaf kıyafetler, dün giydiğim kıyafetin cüretkarlığını aratmıyordu. Tüller kollarımdan dolaşıp bütün bedenimi sararken, göğüs ve kalça kısmıma satenden dikilme bir kumaş koymuşlardı. Kalçalarımdan sonra beyaz tüller devam ediyor, kumaşın kuyruk kısmı birkaç metre daha devam ediyordu.

Bir hizmetkar gibi değil de bir kraliçe gibi giydirilirken Kreon'un kıyafet anlayışını, Ruth'un tarzından çok uzak olduğunu fark ediyordum. Ruth her yanımı kapatan edepli kıyafetler giymem gerektiğini defalarca tembihlerken, Kreon bu detaya takılmıyor gibi duruyordu.

Saçlarımı dalgalı bir biçimde açık bıraktıklarında, kafamın üstüne ağır bir taç yerleştirdiler. Tacın ön tarafında, yukarı doğru sivrileşen çıkıntıları vardı ve çıkıntıların üstü kırmızı elmaslarla kaplanmıştı. Tıpkı çaldığım yüzüğün rengine benziyorlardı ve ben o uğursuz yüzüğü hatırladığımda sinir oluyordum.

O gece kesinlikle ve kesinlikle o Kuzey Ormanından uzak durmam gerektiğini bir kez daha fark ediyordum.


🔥🔥🔥


Kreon ile büyük bir şölen masasında yan yana otururken çevremi şok olarak inceliyordum. Gecenin kanatları altında, yıldızlarla döşenmiş geceye şölen gecesinin sarımtırak aydınlatmaları eşlik ederken kahkahaların, gülüşmelerin sesi hiç kesilmiyordu.

Büyük bir alanı çevreleyen geniş masallarda adlarını yeni yeni öğrendiğim ejderha efendileri, öncelerine koyulan envai çeşit yemek ve içeceği silip süpürüyordu. İsimlerini bile yeni öğrendiğimde birçok meyve ve sebze bütün masaları büyük bir cömertlikle kaplarken, nefis butlar ve etler tüketiliyordu.

Yiyecekler eksildikçe tamamlamak için dolanan çeşitli hizmetkarlar, ejderha efendilerine büyük bir huşu ile hizmet ediyor; kadehleri boşaldığında büyük fıçılardan litre litre şarap taşıyorlardı. Keskin alkol kokusu çevremi kuşatırken yüzümü buruşturmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum.

Ortamda dönen bel altı muhabbetler, birkaç ejderha efendisinin ve soylu olduğu belli olan erkeklerin yanında yarı çıplak kadınlar oturuyordu. Kimisi yaşlı olduğu belli olan bir ejderha efendisinin kucağında, ona üzüm yediriyor; kimisi ise bu kadarla kalmayıp adamın dudaklarını öperek ulu orta yapılmayacak dokunuşlarda bulunuyordu.

Ortada dans eden dansçı kızlar, oturanları keyiflendirirken tıpkı yarışmada olduğu gibi dansçı kızlara tezahürat yapan bile vardı.

Ortamda keyifsiz duran tek kişi Kreon'du. Önündeki tabaktan bir şeyler yerken çevrede ne olup bittiğine çok takılmıyormuş gibi duruyordu. Sanki burada olmaktan en az o da benim kadar rahatsızdı. Ancak rahatsızlığını dile getirecek tek bir şey de söylememişti.

Masadaki bardaktan suyumu yudumlarken Axel'in burada olmaması bu gecenin en iyi yanıydı. Çeşitli bel altı sohbetlerin döndüğü bu yerde, bir de beni geren biriyle karşılaşmak sinir bozucu olabilirdi.

Suyumu içerken bardak elimde dondu. Axel'den neden bu denli nefret ediyordum? Buraya geldiğimden beri Axel'e istesem de pozitif davranamıyor kaçacak delik arıyordum. Aileme yaptığı onca iyiliğe karşın onunla yan yana olma düşüncesi bile beni geriyordu? Bunun bir sebebi var mıydı?

"Özür dilerim." dedi Kreon düşüncelerimi bölerek. "Bu gece seni buraya getirmek istemezdim. fakat diğer ejderhalarla dostluğumu korumak için onlarla yılda birkaç kez böyle bir ortamda bir araya geliyorum. Zorunlu bir durum."

Omuz silktim. "Sorun değil." Bir ejderha efendisinin kararını sorgulamak istemiyordum.

"Hindi etinin tadına bakmak ister misin?" diye sordu Kreon.

Başımı salladım. Onunla bu ortamda bir şey yokmuş gibi sohbet etmek belki de en iyi olandı. "Olabilir. Hindi etini severim."

Gülümsedi. "Biliyorum."

"Hey!" dedim uyararak. "Beni Hestia ile karşılaştırmayı bırak."

Kreon bir şey söylemedi ve dilimlediği birkaç et parçasını temiz tabağıma bıraktı. Bu sırada Axel yanında bir kadınla şölenden içeri doğru geldi. Peşinden bir başka kadın daha girdiğinde çatalım tabağımın üstünde donmuştu.

Boş masalardan birine yanındaki kızla oturduğunda diğeri Axel'in sırtını ovalamak için arkasına geçmişti. İki kadınla o derece samimiydi ki "Buna inanmıyorum." demekten kendimi alamadım.

Kreon baktığım yöne baktı. "Kıskanmadığını umuyorum."

"Kıskanmadım." dedim şaşkınca. Hala donmuş bir vaziyette Axel'in kızlarla eğlenmesini izliyordum. "Ben Penelope'yi hala sevdiğini sanıyorum. Ona sadık kaldığını, onu beklediğini..."

"Eh!" dedi Kreon. "Herkesin bekleyiş tarzı aynı değil."

Yutkundum ve gözlerimi kırpıştırarak Axel'e bakmaktan vazgeçerek önümdeki tabağa döndüm. "Sanırım hiçbir erkek bir kadını üç yüz yıl boyunca bekleyemiyor. Yani bir başka kadına dokunmadan...

"Belki bekleyenler vardır." dedi Kreon gizem dolu bir sesle. Kafamı kaldırdığımda Kreon'un gözlerinden derin bir özlem taşıyordu.


Continue Reading

You'll Also Like

21.7K 257 20
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
1.8K 120 30
Cadı Sofi'nin, prens Ailios'a duyduğu öfke, büyüyle mühürlendiği zaman, taşları yerinden oynatacaktı. Zaman geriye doğru akarken cadı Sofi'nin dileği...
490K 43.3K 79
Üniversite öğrencisi Eylem; bol bol gezmeyi, kahkahalarla gülmeyi ve kelebekleri fazlasıyla severken, kitaplardan, yalnızlıktan ve ciddi olan her kon...
4.8K 1.2K 51
TESADÜFİ BİR KARŞILAŞMA bir insana bambaşka bir dünyanın kapılarını açarsa... Deren bu yepyeni dünyanın aslında geçmişi olduğunu öğrendiğinde artık h...