Sokak çocukları ve daddy
Changbin
Chan hyung
Naptınız
Ha-na teyzeyi geçirdiniz mi
Jeongin
Uçağı kalktı biraz önce
Dönüyoruz biz de
Chan hyung araba kullanıyor
Siz ne yaptınız
Felix
Biz de Hyun Ae anneyi otobüse bindirdik
Seungminlerle buluşup kıyafetleri alacağız
Jeongin
Festival için olanları mı
Jisung
Aynen
Hyunjin
Şaka maka sonunda geldi festival
Aylardır çalışıyoruz resmen
Minho
Nerede çalışıyorsun puşt
Aylardır ortalığı birbirine katmaktan çalışmaya vaktin mi oldu
Jisung
Doğru bu arada
Başımız kaostan kurtulmadı aq kaç haftadır
Hyunjin
Hyung niye öyle diyorsun
Alındım
Gücendim
Hem Hyejin anne sana ne dedi?!
Benimle iyi geçin bak yemin ederim oğlun beni zorbalıyor diye şikayet ederim
Minho
Lan avanak prens
Deli etme beni amk
Kılım zaten sana
Annemi ne ara yanına çektin şeref yoksunu köpek
Hyunjin
Hwang Hyunjin cazibesi ;)
Changbin
Lan o değil de
Biz hala ajan kim bulamadık amk
Ben annemin ağzını aradım biraz ama
Pis pis güldü sadece
Minho
Lan harbiden ya
Ben de sordum
"Sanane ki" dedi annem
Hayatımda bu kadar net bi cevap almamıştım
Jeongin
Hyejin anne kcjfkdkkd
Lee ailesi resmen idolüm
Felix
Olan oldu
Her şey tatlıya bağlandı
İrdelemeyelim bence artık
Seungmin
Felix?
Hyunjin
Lix?
Jeongin
Felix hyung?
Changbin
Yongbok-ah?
Felix
Şey
Ehe...
Jisung
Tüş
Oha
Ben derim ama hep
Götü yere yakından korkacaksın
Hyunjin
Aynen knk
O yüzden senden şüphelendik hep
Kb
Jisung
Bana kısa dedin ya orda senle bi uzaklaştık
Minho
LAN
YONGBOK MUYMUŞ
HAYIR YA
BEN BU İHANETLE YAŞAYAMAM
kendimi oğlu tarafından öldürülmüş Kral Richard gibi hissediyorum
Felix
Ya bi durun
Tamam bendim
Ama sorun bir neden yaptım
Hyunjin
Neden yaptın
Felix
Yüzyüze sorun.
Burdan şirinlik yapamam.
Chan
1 saate okulun oradaki cafede olun
Hyunjin
Seungmin.
Minho
Gönder..
Changbin
Gülüm...
Jeongin
Haşmetliyi....
Seungmin
Hard core yaşıyorsun bu hayatı Chan hyung
******************************************
Son mesajdan yarım saat kadar sonra sözleştikleri yere ilk gelen Jeongin ve Chan olmuştu.
Alışık oldukları küçük kafeye girer girmez dışarısının soğukluğuna tezat sıcak bir şeyler isteyip hemen rahat sandalyelere kuruldular.
Büyük olan anneleriyle yaptıkları konuşmadan beri düşünceli görünüyordu.
Neden böyle olduğunu anlayamıyordu Jeongin. Ne Bayan Bang ne de işi nedeniyle yanlarına gelemediği halde bu mutlu haberi konferans konuşması eşliğinde alan Bayan Yang kötü bir tepki vermemişti. Aksine iki anne de diğer tüm anneler gibi çok sevinmiş ve oğullarına destek olmuşlardı.
Bayan Han dışında. Zira kendisi konuşmaya bile katılmamış, oğlu diğer annelerin gazına gelip onu özel olarak aradığında ise bunun onun hayatı olduğunu, nasıl istiyorsa öyle yaşamasını söylemişti.
Normal şartlar altında bunlar destekleyici cümleler gibi görünse de Bayan Han'ın soğuk ve mesafeli tavrı bu hissi engelliyordu. Fakat bu Jisung'u üzmemişti. Zira ilgisiz bir aileyle yaşamak çocukluğundan beri alıştığı bir şeydi.
Jisung ailesinin tavrına üzülmeyi bırakalı çok oluyordu. Bayan Lee ona öz annesinden daha çok annelik yapmıştı. Ve bundan mıdır bilinmez Jisung kendini asla yarım hissetmemişti.
Ziyarete gelen üç kadının ve telefon hattının farklı uçlarındaki diğer üç kadının neşesi gençleri huzura erdirmiş ve bir o kadar da mutlu etmişti.
Kaos dolu akşamın ardından gelen iki gün ise bu neşe devam etmişti.
Fakat karşısında oturan sevgilisinin bu iki günde dahi düşünceleriyle boğuştuğunu gören Jeongin hala sorunu kavrayamıyordu.
"Chan" diyerek büyük olanın ilgisini çekerken ona hala ismiyle hitap etmeye alışamadığını fark etse de şimdilik bunu görmezden geldi.
"Sorun ne?"
"Bir sorun yok canım. Nereden çıktı?"
Göz devirdi küçük olan.
"Sana en ufak şeyi anlatmadığımda kızıyorsum ve ben sana sorununu sorduğumda beni geçiştiriyor musun cidden?"
Derin bir nefes aldı Chan. Aslında gerçek anlamda bir sorunu yoktu. Fakat her şeyin bu kadar hızlı geliştiği uzun sayılabilecek bir süreçten sonra ancak sakin kafayla düşünebiliyordu.
" Gerçekten bir sorun yok Jeongin-ah. Sadece düşünüyorum. Yaşadıklarımızı. Her şey çok hızlı çok ani gelişti. Hiç bir şeyi tam olarak oturup düşünme fırsatımız olmadı. Geçen gece de annemler bunları yüzümüze vurunca birden her şey gün yüzüne çıktı sanırım. "
" Peki bunda seni rahatsız eden şey nedir? Eğer ilişkimiz hakkı-.. "
" Saçmalama Jeongin. "deyip sevgilisinin masanın üzerinde duran elini tuttu büyük olan.
" İlişkimiz ya da ilişkilerimiz hakkında bir şüphem yok tabiki. Sadece düşünüyordum da Seungmin'in de dediği gibi birbirmizi ister istemez çok kırdık. Ve sonunda yine birlikte bunu aştık. Fakat merak ediyorum. Her şey eskisi gibi mi? Annemlerle geçirdiğimiz iki günde bunu ne kadar özlediğimi fark ettim. Yani hiç bir sorun olmadan bir arada olmayı. "
" Haklısın. Bir çok şey yaşadık. Ve bana kalırsa eskisi gibi değiliz. Ama bu kötü değil. Artık aramızda hiç bir sır ya da şüphe yok. Sadece sancılı bir süreçti. Ve geçti. Hepimizin ilişkilerinin sağlam temelleri olduğunu düşünüyorum. "
Gülümseyerek baktı Chan küçüğüne. Ve etraftaki insanlara aldırmadan masadaki elini alıp avucunun içine bir öpücük kondurdu.
İnsanları tepkilerini Changlix ten sonra en az önemseyen çift sayılabilirlerdi.
"Tabi ki öyle. Hiç birimiz birbirimizin sadece sevgilisi değiliz. Ailesiyiz. Yine de aklıma en çok takılan konu Hyunjin Seungmin ve Minho. Hepimiz bir şeyler yaşadık ama en çok sarsılanlar onlar oldu. Biz sadece sevgimizle sınanırken onlar kardeşlikleriyle sınandı. Bu durum beni düşündürüyor. Dışarıdan eskisi gibiler fakat içlerinde bir şeylerin onarılmamış olmasından korkuyorum. "
İç çekti Jeongin.
" Haklısın. Onların arasında yaşananlar üstünde pek durmadık. Gerçekten yaralayıcıydı. Ama bunu aştıklarını düşünüyorum. Seungmin Hyung kin tutan biri değil biliyorsun. Özellikle ağabeyine karşı sonsuz toleransı var. Hyunjin hyung ise Minho hyunga ona söyledikleri için kırılmadı bile. Sadece Seungmin hyunga söyledikleri onu öfkelendirdi. Her şeyi inkar ederken bile Seungmin hyung onun zaafıydı. Fakat dediğim gibi bunu aştıklarını düşünüyorum. Minho hyungun söylediklerinde ciddi olmadığını hepimiz biliyoruz. Belli etmese de Hyunjin hyungu da en az Seungmin hyung kadar seviyor. Yani özetle artık düşünmeyi bırakmalısın. Geçmişte yaşanan hiç bir şeyi değiştiremeyiz. Geleceğe odaklanmalıyız. "
" Ne güzel söyledin Jeongin-ah.. Kesinlikle geleceğe odaklanmalıyız. "
Chan'ın sevgilisinin söylediği şeylere karşı yüzünde oluşan gülümseme, henüz tepki veremeden araya giren sesle hızla solmuştu.
" Yongbok-ah şirinliğe başlamanın sırası henüz değil sanırım. "diye yanında mırıldanan sevgilisine biraz daha sokuldu Felix.
Zira Chan'ın bakışları şuan somut bir hal alıp bedeninde delikler açabilirdi.
Jeongin ise yanındaki bedene sokulup küçülen hyunguna pis pis sırıttıktan sonra yanlarına oturmalarını izledi.
Bu durumdan keyif alan sadece o vardı. Chan ve diğerlerinin ciddi anlamda Felix'e kızmayacaklarını biliyordu. Bu yüzden büyük olanın kıvranışlarından zevk almaya baktı.
Ama bu işi tek başına yapmaktan hoşlanmamıştı.
Tam bu sırada kapıdan giren diğerlerini ve tabiki kaos ortağı Minhoyu görmesiyle sırıtışı büyüdü.
Kalan dörtlü seri bir şekilde ilerleyip yanlarına oturduğunda Minho vakit kaybetmeden konuştu:
"Öt bakalım hain civciv."
Felix yutkunup şirince sırıttıktan sonra Changbin e biraz daha yanaştı.
"Şimdi öncelikle şöyle ki sevgili hyunglarım ve bestlerim bir ajan değilim. Sadece yanlışlıkla ağzımdan bir kaç şey kaçırmış bulundum."
" İyi kurgu ama geliştirilmeli. 10 üzeri 6 veriyorum." diyen Jisung'a göz devirdi ve sandalyesinde dikleşti Felix.
" İyi be iyi. Seungmin ve Minho hyung kavga ettiğinde Hyejin anneyi aradım. Bir kaç gün yanına gideriz Seungmin kendini toparlar diye. Ama olaylar hızlı bir şekilde gelişip araları düzelince Hyejin anne şüphelendi. Neden birden gelmek istediniz sonra da vazgeçtiniz diye. Başta bir kaç şey uydurdum. Fakat inanmadı. Gerçeği söylemezsen ben gelir öğrenirim deyince ben de anlattım. Anlattıkça Hyejin annenin desteği iyi geldi ve devam ettim. Jeongin ve Chan hyungu, Seungmin ve Hyunjin'i, Ben ve Changbini.. Ama gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Kimseyi kötülemedim ya da ispinyonlamadım. Sadece herkes üzgündü ve ne yapacağımı bilemedim. Tecrübeli birilerine danışmak iyi olur diye düşündüm. Öyle de oldu. Yine de özür dilerim. Arkanızdan iş çevirmek istemedim. "ardı ardına sıraladığı cümlelerden sonra derin bir nefes aldı.
" Çok kızdınız mı bana? "
Gözleri Minho ve Seungmin arasında gidip gelirken küçük olan gülümsedi.
" Ben.. Kızgın ya da kırgın değilim. Kötü bir niyetin olmadığını ve bizim için yaptığını biliyorum. Ayrıca tüm bunları onlardan saklayamazdık. Rahatla Lix. Yanlış bir şey yapmadın."
Destek olurcasına elini sıkan en yakın arkadaşına gülümsedi Felix.
" Bizi niye anlatmadın? " diye düşünceli bir şekilde konuşan Minho ile tüm gözler ona döndü.
" Ha? "
" Diyorum ki herkesi anlatmışsın bir Minsung dememişsin amk. Sen bizim ilişkimizi ciddiye almıyor musun hain evlat?"
"Senin derdini sikeyim." Changbin in mırıldanmasına Chan ve Hyunjin de sessizce onay verdiler.
"Yanii.. Hyung şimdi sizin hikayenizden pek destansı bir şey çıkmaz. Sizin ilişkiniz günlük dizi kıvamında. Olsa da olur olmasa da."
Minho ve Jisung'un aynı anda Felix'e bir şeyler fırlatmalarıyla masada kahkahalar yükselirken Chan ailesine bakıp gülümsedi.
Ne yaşarlarsa yaşasınlar, aralarında ne geçerse geçsin bir masanın etrafında oturup birlikte gülebiliyorlardı."Bu" dedi içinden "bu her şeye değer."
Bir süre daha birlikte takılan ekip yarınki festival adına son pratikleri ve kontrolleri yapmak adına okullarına doğru ilerlediler.
Minho Hyunjin ve Felix dans odasına girdiklerinde onlardan önceki ekibin çıkmak üzere olduklarını gördüler.
İki ekip birbirine başarılar diledikten sonra üçlü festivalde sergileyecekleri performans için son provalarını aldılar.
Diğerleri de onlardan farklı değillerdi. Rap sınıfı yazdıkları sözler üzerinde tartışırken Seungmin ve Jeongin ile de ayrı bir sahne sergileyecek olan Jisung bir yandan da pratik yapıyordu.
Kayıt stüdyosunda ise son kayıtlar alınırken neredeyse 16 saattir çalışan ekip güneşin kendini göstermesiyle her şeyi tamamlamışlardı.
Chan bütün teknik işlemleri bitirdiğinde oturduğu sandalyede gerinip gözlerini stüdyoda gezdirdi.
Köşedeki ikili koltuğun iki ucuna başlarını koymuş ve bacaklarını birbiri üzerine atmış uyuyan Hyunjin ve Jisung'u, tekli koltuktan başı sarkan Minho'yu, Changbin'in kucağına kıvrılmış Felix'i, kendini bir matın üzerine atmış Seungmin'i ve yanındaki sandalyede başını masaya koymuş uyuyan sevgilisini gördüğünde gülümsedi.
Bu festival için hepsi çok çalışmıştı. Ve büyük olan hepsinin iyi iş çıkaracağından emindi.
Küçüklerini nazikçe uyandırıp kendilerini gelmelerini bekledi Chan.
"Hadi millet eve gidip duş alalım ve güzelce kahvaltı edelim. Festivale 6 saat var."
Hepsi büyük olanı onayladığında hızla yola koyulmuşlardı.
Birbirini kovalayan saatlerin sonunda nihayet hazırlanmış, sahne sıralarını bekliyorlardı.
Önce vokal grubu Jisungla birlikte sahne alacak daha sonra Hyunjin Minho ve Felix dans gösterilerini sergileyecek 3Racha ise kendi besteleriyle final yapacaktı.
Chan küçüğünün yanına gidip onu motive ederken Seungmin de heyecandan yerinde duramayan sevgilisine ilerledi.
"Jinnie, sakin ol. Heyecan yapmana gerek yok. Sen en iyisisin biliyorsun. Bunu gözün kapalı bile yaparsın."
Hyunjin sevgilisine gülümseyip kendisinden biraz daha kısa olan bedene kollarını sardı.
"Teşekkürler Minnie. Her zaman yanımdasın. Seni seviyorum."
Seungmin gülerek büyük olanın dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğu sırada sahne sırasının onlara geldiğini haberiyle ayrıldı kollarından.
"Bana şans dile."
"İhtiyacın yok bebeğim. Biliyorsun. Sen en iyisisin."
Seungmin yüzündeki gülümsemeyle Jisung ve Jeongini takip etti.
Sahneye çıktıkları an kalabalık güruhun coşkulu sesi duyuldu.
Üçlü derin bir nefes aldıktan sonra kulaklarına ulaşan müzik sesiyle en iyi bildikleri şeyi yaptılar. Ruhlarını melodilerle birleştirdiler.
Kulaklıklarından gelen müziğin sesi yavaşça solarken onları deli gibi alkışlayan kalabalığa baktı üçlü. Coşkuyla yükselen seslerin arasında selam verip sahneden indiler ve kendilerini sahnenin hemen altında onları bekleyen kollara attılar.
"Mükemmeldiniz." diye gururla konuşan Chan hemen ardından küçüğünü kolları arasına hapsetmiş ve ayaklarını yerden kesmişti.
Bir kaç övgü dolu dakikanın hemen ardından sıra dans ekibindeydi.
Üçlü, dostlarından aldıkları motive ve sevgililerinden aldıkları şans öpücükleriyle sahneye çıktılar.
Dans ekibi bütün ihtişamlarıyla final yaptıklarında nefes nefeselerdi. Deliren kalabalığın alkışları, çığlıkları ve iltifatları arasında sahneden indiklerinde tıpkı diğerleri gibi kendilerini güvenli kollara attılar.
Ve artık final sahnesinin zamanıydı.
Festivalin en büyük alkış tufanı desibel rekoruna koşarken sahnedeki üç adam ve kuliste onları izleyen diğerleri gururla doldular.
Emeklerinin karşılığı buydu. Ve hepsi bu karşılığı çok sevmişti.