36

1.7K 109 180
                                    


".... yani işte aşağı yukarı böyle oldu." diye son cümlesini kurduktan sonra kahvesinden bir yudum aldı Seungmin.

Wooyoungların evinden döneli 3 gün oluyordu. Fakat yoğun programlarından dolayı doğru düzgün bir araya gelmeye zamanları olmamıştı. Ve işin aslı hepsi dağınık kafalarını toplamak için kendine zaman tanımıştı. Tabii Seungmine de.

Şuan ise Jisung, Jeongin ve Seungmin okulun yakınlarındaki bir kafede oturmuş diğerlerini beklerken, olanları konuşuyorlardı.

Seungminin, Hyunjin ile birbirlerine nasıl açıldıklarını anlatması bittiğinde derin nefes aldı ikili.

"Vay be. Hyunjin hyunga bak. O kadar yardım ettik insan söyler amk açılacağım diye." der demez dilini ısırdı küçük olan.

Karşısında ona şokla bakan Hyungları kırdığı potu yüzüne vuruyordu resmen.

"Yardım mı? Sen biliyor muydun?"

"Hyung sandığın gibi değil. Yeni öğrendim yemin ederim. Jisung hyungların doğum gününü kutladığımız gece, çatıya çıkmadan önce Hyunjin hyungun odasına girmiştim. Yatağın yanında senin günlüğünü gördüm. Daha doğrusu kopyasını." dediğinde daha büyük bir şokla baktı Jisung küçüğüne.

" Bir de fotokopisini mi çektirmiş orospu çocuğu?! "

Jisung'un verdiği tepki ne kadar haklı da olsa yüz ifadesi ve ses tonu diğer ikilinin kahkaha atmasına neden olmuştu.

" Hyung? Kızdın mı bana?" diye sakinleştikten sonra mahçupça soran Jeongine baktı büyük olan.

" Hayır Jeong. Sana kızmadım. Ben nasıl arkadaşınsam Hyunjin de öyle. Bunca zamandır benim sırrımı sakladın. Ve şimdi onunkini sakladığın için sana kızamam. Ayrıca kötü bir niyeti olduğunu düşünseydin buna izin vermeyeceğini biliyorum." diye olgunca konuşan Seungmine ise göz devirdi Jisung.

"Peki Hyunjin? Sonuçta günlüğünü okudu. Yanlış anlama aranızı bozmaya çalışmıyorum tabiki. Ama bunu yanına bırakmayacaksın herhalde."

Bu kez göz deviren Seungmin olmuştu bir yandan da gülerken.

"Tabi ki ona kızdım Ji. Fakat ona kızgın olmam bir şeyi değiştirmeyecek. Olan oldu. Ayrıca o günlüğü tutmayı bırakalı uzun zaman oldu. Sana verene kadar varlığını bile unutmuştum. İçinde yazan bazı şeyler değişeli çok oluyor. Şimdi oturup geçmişimi okudu diye Hyunjine trip atmayacağım. Zaten okumayan, Hyunglar dışında bir o kalmıştı. "

Son cümlede üçlü tekrar gülerken Jisung hala şüpheleriyle boğuşuyordu. Hyunjin ve Jeongin konusunu bir şekilde açıklığa kavuşturmayı düşünüyordu.

Fakat aniden gelişen olaylar yüzünden eli kolu bağlanmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu.

Jeongine hesap mı sormalıydı? Hyunjin ile mi konuşmalıydı? Yoksa her şeyi direkt Seungmine mi anlatmalıydı? Kafası çok karışıktı.

Her şeyi yeniden mahvetmek istemiyordu. Fakat Seungmin in üzülmesini, aptal yerine konmasını da istemiyordu. Jeongin in kötü bir niyeti olmadığını biliyordu elbette. Neden söylemediğini de anlıyordu. Yine içindeki Seungmini koruma dürtüsü baskın geliyordu.

Jisung bunları düşünürken çekilen sandalye sesiyle dikkatini oraya verdi.

Felix ve Hyunjin yorgun bedenlerini yanlarına bırakmışlardı.

"Selam." diye yorgun olmasına rağmen kocaman gülümseyen Felix e hepsi aynı şekilde karşılık verdi.

"Ne yaptınız bakalım biz yokken?"

Friends? - Stray Kids/Hyunmin Where stories live. Discover now