KARIMIN SEVİŞTİĞİ ADAM - GAY...

Av ElimKalemTutuyor

425K 15.3K 5.7K

Karımın seviştiği adam? 05.12.2021 Başlıyoruz. 16.12.2021 #boyxboy etiketinde 1. 17.12.2021 #gay etiketinde 3... Mer

Tanıtım
1 - İlk Deneyim
2 - Garip Haller
3 - Yeni Seks Partneri
4 - Yakın Temas
5 - İnanılmaz Haz
6 - Davetli
7 - Oyun
8 - Hoşlanmak
9 - Sinir
11 - Çocuk Gibi
12 - Bir El Meselesi
13 - Orman
14 - Elzem
15 - Atölye
16 - Okan ile Sohbet
17 - Tuhaflık
18 - Acı
19 - Buz Pateni
20 - Dondurma
21 - Film Buluşması
22 - Mesaj
23 - Defol
24 - Havaalanı
25 - Bebek?
26 - Akla Düşen Maviler
27 - Tedavi
28 - İlk Kıskançlık
29 - İstek
30 - İlk
31 - Kesilen Soluk
32 - Asaf
33 - Yeni Hayat
34 - Yağmur
35 - Son Seans
36 - Düğün Fotoğrafı

10 - Resim

14.2K 491 98
Av ElimKalemTutuyor

Sabahın ışıkları zebra perdeden süzülüp gözüme değerken düzgünce uykusunu alamamış bedenim, ışık süzmesine lanetler okuyordu. Saat kaçta yattığımı hatırlamıyordum.

Bugün, birkaç gündür boşladığım atölyeme gidip soluklanmayı planlıyordum. Kalemlerimi, paletlerimi, tuvallerimi özlemiştim.

Kendimi yataktan kaldırmayı başarıp oturur konuma geldim. Saten kumaştan yapılmış geceliğimin şort kısmındaki leke gözüme battığında tırnağımın ucuyla kazımaya çalışmış, çıktığını gördüğümde terliklerimi ayağıma geçirerek yatağımdan ayrılmıştım.

Hızlı bir yatak toplama rutinimden sonra, banyoya girip elimi yüzümü güzelce yıkadım. Saçlarımı da taradıktan sonra güzel yüzüme bakıp rahat bir nefes almıştım. Bakımlı olmaya özen gösterirdim.

Banyodan ayrılıp eve toparlamaya başladım. Ahır gibi kokan salona geldiğimde kokunun kaynağıyla yüzümü buruşturdum. Salonda yatan yarı çıplak adamın yanında, yerde duran kullanılmış prezervatifler odayı boğucu bir kokuya esir etmişken kasılan midemi zorlukla tuttum.

İdil'in gece eğlencesi olan adamın yüzüne eğilip baktığımda İdil'in artık sevişmek için dış görünüşle ilgilenmediğine emin olmuştum. Kimseyi çirkin hitabıyla yargılamak benlik olmasa da adamın göğsündeki kıllar sakallarıyla buluşmuşken nasıl bir ifade kullanmam gerektiğinden emin değildim.

Kıl; vücudun hiçbir noktasında, hiçbir cinsiyete, hiçbir zaman kesinlikle yakışmıyordu. Kıllarını almaya üşenmeleri insanları bakımsız ilan etmek için yeterliydi.

Salonu es geçip mutfağa ilerledim. Gördüğüm görüntü üzerine yemek yiyebileceğimi sanmıyordum. Buzdolabını açıp içinden Frenk üzümlü bir soda çıkarttım. Elimdeki sodayı masanın üzerine bırakıp açacak aramaya koyuldum.

Normalde her daim elimin altında bulunan maddeler sanki ben arayınca kaçışıyormuş gibi hissediyordum. Açacağı bulamamama daha mantıklı bir açıklama getirememiştim.

Tüm çekmecelere baktıktan sonra sonunda kabullenip elime bir çatal alarak soda şişesine yöneldim. Kapağın arasına çatalı sıkıştırıp yukarı doğru çekmeyi denerken çatalın bir anda kaymasıyla elime batması bir olmuştu. Elimin acısıyla daha da sinirlenmiş, soda şişesini elimden fırlattım. Fırlattığım gibi yeri boylayıp parçalanmasıyla kriz geçirme eşiğinde olduğumu fark ederek mutfaktan uzaklaştım.

Salondan geçerken hala camış gibi uyuyan adamı görmemle sinirim katlanmıştı. Adımlarımın rotasını değiştirip hızla adama doğru ilerledim. O esnada hafifçe gözlerini aralayıp nerede olduğunu çözmeye çalışan adama saniyelik fırsat vermeden ensesinden tutup kapıya doğru sürüklemeye başladım.

"Ne oluyor be? Sen kimsin?"

Konuşması sinirlerimi daha çok bozarken kafasına bir tane geçirip 'konuşma' diye uyarmıştım. Adam söylenmeye devam ederken kapıyı açıp dışarı savurdum.

"Siktirip gidiyor, bir daha da bu eve adımını atmıyorsun."

Kapıyı hızla çarpacağım esnada ayağını araya koymuştu. Umursamayıp kapıyı ittiğimde acıyla inleyip ayağına sarılmıştı.

"Kıyafetlerimi ver bari hayvan herif."

Hitabını duymazdan gelip salona göz değdirdiğimde yerdeki kıyafetleri görmüş ama görmezden gelmeyi tercih etmiştim.

"Yok burada kıyafet mıyafet. Siktir git hadi."

Öncekinden daha sert şekilde kapıyı çarptığımda bu defa ayağını kapıya koymaya cesaret edememiş olacak ki sus pus olup geri çekilmişti.

Gerilen sinirlerim hafif de olsa dinginleşirken salona dönüp etrafı toplamaya devam ettim. Kullanılmış prezervatifleri tekrar görmemle mide bulantıma yenik düşüp kusmaya başladım.

Siktiğimin günü harika başlamıştı.

...

Evi üstünkörü toparlamış, daha fazla içeride kalamayacağıma karar verip dışarı çıkmıştım. Bu defa da en ufak bir esintiden aciz, yakıp kavuran havada dışarıda olduğuma lanetler okuyordum.

Arabama binip klimayı aktif hale getirdim. Serinlik hafif hafif yüzüme vururken anahtarı çevirip arabayı çalıştırdım. Atölyeme gidiyordum. Sonunda biraz kafa dinleyebilecektim.

...

Kulaklığımı takıp tuvalin karşısına geçtim. Kulağımda hafif bir şarkı çalarken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Gözlerimi araladığımda hızla elimi palete atıp kullanacağım renkleri üzerine boca ettim.

Resim çizmek ruhumu dinlendiriyordu. Mesleğimi soranlara ressam diyemiyordum. Ressam olacak kadar güzel çizimlerim yoktu ama tablolarım ilgi görüyordu.

Asıl parayı part time çalıştığım işlerden kazanıyordum. Kimi zaman garsonluk kimi zaman kasiyerlik yaparak elde ettiğim kazanç, masraflarımı karşılamama yetiyordu.

İdil ise babasının şirketinde genel müdürdü. Ev babasının üzerineydi. Eşyaların neredeyse tamamını o almıştı. Evin ihtiyaçlarını, gelir giderlerini o karşılıyordu. Ne kadar ısrar edersem edeyim masrafları bölüşmeye ikna edememiştim.

Elime fırçayı aldığım gibi bulunduğum ortamdan soyutlanmıştım. Kulağımdaki müziğe eşlik ederek minik dans hareketlerimi tuvalimle buluşturduğumda sabahki sinirimin toz bulutuna dönüşüp uçtuğunu hissettim.

...

Saat dokuza gelirken artık başımı ağrıtmaya başlayan kulaklıklarımı kulağımdan çıkardım. Kafam patlayacak gibi sancıyordu. Fırçamı da kenara bırakıp ortaya çıkan resmi incelemeye başladım.

Bir denizin üstünden yükselen sapsarı bir güneş, denizin altında boğulmak üzere olduğu uzaklardan belli olmasına rağmen sudan çıkmaya niyeti olmayan bir adam, kumun üzerine oturup suyun altındaki adamın kurtulacağından çok emin bir rahatlıkla bekleyen başka bir adam...

Düşüncelerden ve duygulardan uzak sadece içgüdülerimle çizdiğim resme bakıp anlamlandırmaya çalışıyordum. Kendimi çözemediğim zamanlar böyle yapardım.

Neden Asaf ile sevişemeyecek oluşumu bu kadar kafaya takıyordum? Güzel sevişen başka bir adam bulamaz mıydım? Asaf'ın eline de hissettiğim cinsel açlık yüzünden düşmemiş miydim zaten?

Başımdaki sancıların artmasıyla atölyeyi toparlayıp dışarı çıktım. Hafif esen rüzgar sıcak havada yüzümde kuruyan terleri okşayıp geçerken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Güzel hissettirmişti.

Gözlerimi açıp arabama doğru ilerleyecekken arabamın hemen arkasına park edilmiş plakayı görmemle şaşırdım. Emin olmak için arabaya yaklaşıyordum ki bir anda sürücü koltuğundan fırlayan Asaf ile şaşkınlığım daha da büyüdü. Gerçekten buradaydı.

Daha ben ne olduğunu anlamadan büyük adımlarla yanıma gelmiş tek bir saniye bile kaybetmeden kollarını boynuma dolamıştı. Derin bir nefes çektiğinde afallayarak suratına bakmaya çalışmıştım. Gram kıpırdamayan cüssesi buna izin vermezken bir müddet daha sarılmasına izin verdim. En sonunda kendini ayırabilmişti.

"Özür dilerim. Söz verdim, biliyorum ama yemin ederim elimde değil. Bilerek yapmıyorum ki."

Ses tonundaki masumluk gülümsetecek kadar tatlıyken sert ifademi yine de bozmadım. Affedilmiş bir hatayı tekrarlamak onu hata yapmaktan çıkartır, tercih haline getirirdi.

"Senden öyle hoşlanıyorum ki aklıma Mert'in üstüne çıkıp sürtündüğü geldikçe kanımın damarlarımda kaynadığını hissediyorum.

Çıldırıyorum, kafayı yiyorum oğlum lan. Beni anla, lütfen."

Bakışlarım milim değişmemişken gözlerinin içine bakıp bitirip bitirmediğini anlamaya çalışıyordum. Gözlerimin içine bakarken sözlerinin etkilemediğini fark etmişti.

"Sevişirken modumunu düşürdüğüm için de özür dilerim ayrıca. 'Bir daha olmayacak' dememin üzerinden daha bir gün geçmeden tekrarladığım hata için gerçekten üzgünüm."

Beklenti dolu gözlerle gözümün içine bakarken bitirdiğini anlayıp söze girdim.

"Burada olduğumu kimden duydun?"

Şaşkın bakışları yüzümde gezinirken beklediği bir soru olmadığı açıktı.

"Ne önemi var?"

Verdiği cevap üzerine üstelemeyi boşverip kafamla kısa bir onaylama gönderdikten sonra arabama yönelmiştim ki kolumu tutup kendine çevirmesi bir olmuştu. Bıkkınlıkla gözlerimi devirirken konuşmaya devam etti.

"Giray, yemin ederim senin için her şeyi yapmaya hazırım. Lütfen, yalvarırım bitmesin ilişkimiz."

"İlişkimiz?"

Tek kaşımı kaldırıp şaşırır bir ifadeyle sorduğum soruyla utana sıkıla ellerini çevirmişti başını.

"Yani ilişki derken işte, seks partnerliğimiz demek istedim."

"Asaf. Seninle sevişmek istiyorum, doğru."

Gözlerinde kocaman parıltılar oluşurken devam ettim.

"Ama yıprandığım bir partnerlikte devam etmem aptallık olur. Rahatsız olduğum konular konusunda uyarmama rağmen karşımdaki birey eğer beni umursamayıp tekrarlamaya devam ediyorsa partnerlik gibi basit bir mevzuda kendimi yormaya hiç gerek yok. Sonuçta kendime bir sevgili değil, sevişecek bir insan seçiyorum."

Asaf gözündeki parıltıları yitirerek beni onaylarken söze devam etmemi bekliyordu.

"Ayrıca ben evliyim Asaf. Kıskanacaksan eğer beni ilk karımdan kıskanmam gerekmez mi?"

Tam ağzını aralayıp bir şey diyecekken garip bir farkındalıkla dürtüklenmiş gibi ağzını kapattığında ne olduğunu anlamayarak bakmıştım. Kafamı 'Ne oldu' demek için salladığım susup başını öne eğmekle yetinmişti.

"Gerçekten son. Sadece son bir şans daha Giray. Lütfen."

Sesi artık neredeyse duyulamayacak bir tonda çıkarken bu kadar üzülmesine vicdan yapmaya başlamıştım. Karşımda benden hoşlanan bir adam vardı ve bitmiş partnerliğimizi hayata döndürmek için yalvarıyordu. Daha fazla üzmeye hakkım olmadığına karar vermiştim.

"Düşüneceğim."

Heyecanla başını kaldırdığında gözlerimin içine minnettar bakışlar atmayı ihmal etmeyerek kollarını boynuma dolamıştı hızla.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Yemin ederim bu defa pişman olmayacaksın."

Başımla onaylayıp kollarını üzerimden ittirdiğimde yüzüne yerleşen gülümseme hoşuma gitmişti. İçimden bir ses sanki çok büyük bir hata yapmış da af diliyormuş gibi olan tavırlarının sebebinin basit bir hoşlantıdan çok ötesi olduğunu haykırıyordu.

---

Oww ye biraz da sevgi, biraz da aşk.

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

Çilek Kız Av Lara

Tonårsromaner

1M 67.9K 52
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
1M 14.5K 37
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
1.6M 52.4K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
Ayza Av Yazan Kelebek

Tonårsromaner

349K 29.6K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...