goodnight moon | taekook

Por hopesjin

1.8M 173K 89.1K

taehyung, sınıfta kalmaması için jungkook'a özel ders vermeye başlar. texting + düzyazı 05.12.2021 - 25.03.20... Más

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
final
epilogue

20

38.3K 3.6K 1.6K
Por hopesjin

nihayet matematik sınavının bitmesiyle rahatlamış bir şekilde arkadaşlarıyla berber sınıfta oturuyordu taehyung. jimin sıranın altından yoongi ile mesajlaşırken hoseok ise kafasını gömdüğü sırada uyuyordu. sınav haftasında oldukları için çoğu dersleri boş geçiyordu ve taehyung bu boşluğu ders çalışarak doldurmak istese de arkadaşları buna izin vermiyor, taehyung'u istemediği kadar ilgiye boğuyordu.

karina bir yandan dilimlediği havuçları tek tek eliyle taehyung'a yedirirken momo iste yanında getirdiği küçük tokaları arkadaşının dalgalı saçlarına takıyordu.

"taehyung!" dedi momo heyecanla "tokalar sana çok yakıştı. bu bitince oje de sürebilir miyim?"

"sürebilirsin tabi." diye yanıtladı taehyung kıkırdayarak. momo ve karina sık sık taehyung'un üstünde saç modeli ve makyaj deniyordu ve bu durum momo ve karina'nın hoşuna gittiği kadar taehyung'un da hoşuna gidiyordu.

kendini farklı tarzlarda ve feminen görmeyi seviyordu.

"havuçlar bitti." dedi karina dudaklarını büzerek "ama elmamız var." ardından taehyung'a itiraz etme şansı bile vermeden çantasından dilimlenmiş elmaları çıkarttı. sırayla momo, jimin ve taehyung'a yedirirken bir yandan da "çocuklarımı ellerimle besliyorum." gibi şeyler söylüyordu.

ancak dördünün konuşması teneffüs zili çalar çalmaz masalarının başında beliren bedenle bölünmüştü.

"karina, seninle konuşabilir miyim?" diye sordu esmer tenli gerginlikle. karina kaşlarını çatıp kendisine seslenen çocuğu süzdü. basketbol takımının kaptanı, lee jeno, kendisinden ne istiyordu en ufak bir fikri bile yoktu çünkü.

bu durum karina kadar sıradaki diğer herkesi de şaşırtmış olacak ki jimin başını kaldırmış ve ağzı açık bir şekilde jeno'yu izlemişti.

karina, kafası karışmış bakışlarını arkadaşlarına çevirdiğinde onlardan aldığı onayla yerinden kalktı ve jeno'yu takip etmeye başladı. hepsi ne diyeceğini merak ediyordu ve öğrenmenin tek yolu karina'nın onunla konuşmasıydı.

jimin, karina ve jeno nihayet sınıfı terk ettiğinde pişkin pişkin gülmeye başlamıştı. "karina kedi olalı bir fare tuttu demek." dedi ardından.

momo da gülerek jimin'e katılmış, ikili bir süre karina ve jeno hakkında teoriler üretmiş, hatta düğünlerini bile planlamışlardı.

taehyung sessice gülerek ikisini dinliyordu ki omzuna kibarca dokunan eli hissedince önünü dönmüştü.

jungkook'un "taehyung, konuşabilir miyiz?" diye seslenmesiyle bu sefer jimin "örgüt müsünüz lan siz?" diyerek araya girdi "nereye götürüyorsunuz arkadaşlarımı tek tek?"

jungkook, jimin'in ne dediğini anlamasa da taehyung'un gülmesinden aralarında bir şaka olduğunu varsaymış, fazla uzatmadan yerinden kalkıp sınıfın dışına yürüyen taehyung'u takip etmişti.

önünden ilerleyen taehyung'u süzerken yüzünde hafif bir tebessüm oluşmasını engelleyememişti. beyaz ağırlıklı kombini, simli ojeleri ve dalgalı saçlarına takılmış küçük tokalarıyla oldukça sevimli gözüküyordu.

"rahatça kobuşabileceğimiz sessiz bir yer biliyorum." dedi ve taehyung'u nazikçe bileğinden tutup arkadaşlarıyla sık sık sigara içmek için çıktığı yangın merdiveninin boşluğuna kadar arkasından sürükledi.

ikili merdivenin soğuk zemininde yan yana oturduğunda taehyung "neyle ilgili konuşacağız?" diye sorarak sessizliği bozmuştu.

"anlatacağım, ama biraz uzun sürebilir o yüzden derse gitmeyebilirsin haberin olsun."

"ah öyle mi? o zaman öğle arası ya da çıkışta konuşsak olmaz mı çünkü-"

"hayır sorun değil-" diyerek araya girdi jungkook. ardından cebinden çıkarttığı kendisinin dersten kaçmak için kullandığı sahte izin kağıdını doldurdu ve taehyung'a verdi "eğer biraz daha beklersem kafayı yiyebilirim. hemen konuşmamız lazım."

gerçekten de doğruyu söylüyordu jungkook. dünden beri bu anı bekliyor, ne söyleyeceğinin defalarca pratiğini yapıyordu kafasında. o kadar takmıştı ki matematik sınavına odaklanamamış, çalıştıklarının yarısının boşa gitmesine sebep olmutşu. yine de önceki sınavlarına bakılırsa oldukça iyi bir sonuç elde edeceğini söylemek de mümkündü.

taehyung bu kadar önemli olanın ne olduğunu merak ettiği için daha fazla itiraz etmeden kendisine uzatılan izin kağıdını aldı ve cebine koydu. bakışlarını jungkook'a çevirdiğinde "dinliyorum." demişti.

"bunu sana nasıl anlatacağımın 50 tane provasını yaptım belki de ama anlamanın en kolay yolu direkt olayı görmen diye düşündüm." dedi ve cebinden çıkardığı telefonu taehyung'a uzattı.

önce yoongi'nin kendisini dün eklediği grubu açtı. ordaki mesajları okumasını söyledikten sonra bakışlarını taehyung'tan çekmişti. gergin hissediyordu ve taehyung'un ifadesini izleyip ne düşündüğünü anlamaya çalışmanın kendisini daha da gereceğini biliyordu.

jungkook'a asır gibi gelen ancak yalnızca birkaç dakikalık bir sürenin sonunda taehyung mesajların tamamını okuduğunu söylemişti. bunun üzerine jungkook, hyejin ile dünkü sohbetini açmış ve onu da okuması gerektiğini belirtmişti.

taehyung çattığı kaşlarıyla hızlıca ekrandaki mesajları okuyor, bir yandan da dudağını kemirerek nemlendiricisinin dağılmasına sebep oluyordu.

"aramızı hyejin mi bozmuş yani?" dedi çattığı kaşlarını düzeltmeden.

jungkook taehyung'un dudağının kenarına dağılan nemlendiriciyi eliyle temizlerken "evet." diye cevap verdi.

"neden peki?"

"beni sevdiğini söyledi. senin bendeki yerinin ne kadar ayrı olduğunu da biliyordu. bunu kıskanmıştır belki."

"yerim bu kadar ayrıysa neden uzaklaştın benden?" dedi taehyung sinirle "hadi o beni bir şekilde hayatından çıkarttı diyelim, 3 yıldır hiç gelmedim mi aklına?"

"geldin tabi ki ama kendimi seni görmezden gelmeye şartlandırmıştım. sen de biliyorsun, o zamanlar aptal kibirli ve fazla gururlu biriydim. mesajlarıma cevap vermeyen ve beni umursamayan biriyle gidip konuşmanın gururumu kıracağını düşünüyordum."

"seni umursuyordum, bu bahanelerin arkasına sığınamazsın ya da suçu tamamen hyejin'e atamazsın, sen de onun kadar suçlusun çünkü."

"biliyorum. buraya masum olduğumu kanıtlamaya ya da beni affetmeni söylemeye gelmedim. affetmemek en doğal hakkın ve sonuna kadar haklısın, sadece olayın bu yüzünü de bilmeni istedim."

taehyung derin bir iç çekip gözlerini ovuşturdu. jungkook'a ne cevap vereceğini bilmiyordu ve kafası yeterince doluyken bir de bununla uğraşmak sinirini bozuyordu.

"ama beni affetmek istersen de-" diyerek lafına devam etti jungkook "seni bir daha üzmeyeceğimin ve yarı yolda bırakmayacağımın garantisini verebilirim. kabul ediyorum işte o zamanlar kibirli, tek derdi popüler olmak olan gerizekalının tekiydim."

"şimdi değiştiğini mi düşünüyorsun?" dedi taehyung sırıtarak.

"değişmeye çalışıyorum. daha iyi bir insan olmak için çabalıyorum işte. eskiden kimsenin peşinde koşmazdım. şimdi beni affetmen için dizlerine kapanmaya hazırım. önemsediğim birini kaybetmenin gururunun kırılmasından daha kötü olduğunun farkındayım. hatta önemsediğin birinin gönlünü almanın gururu kırmadığının da farkındayım."

"değişmişsin evet." dedi taehyung bu sefer yüzünde hafif bir tebessümle "eski jungkook bunları düşünecek kadar ince biri değildi ama benden hiçbir şey olmamış gibi davranmamı bekleyemezsin. onca şeyi görmezden gelip eskisi gibi arkadaş mı olalım?"

"eskisi gibi olmamıza gerek yok ki. biz eskisi gibi insanlar değiliz bir kere. kaldığımız yerden devam etmeyiz temiz bir sayfa açarız. sonuçta ben değiştim, sen de değiştin-"

"değiştim mi?" diyerek araya girdi taehyung. değiştiğini düşünmüyordu ancak yanılıyordu. özellikle onunla beraber büyümüş jungkook araya zaman girince eski halinden ne kadar farklı olduğunu hemen fark edebiliyordu.

"değiştin tabi. eski enerjin ve neşen yok artık. sürekli yorgunsun. gerçek hayattan kaçmak için sürekli ders çalışmanın arkasına sığınıyorsun-"

"bunu bana neden anlatıyorsun? hepsini geri getirebileceğini falan mı ima ediyorsun?"

"hayır taehyung. arkadaşların biliyor mu babanla olanları?"

"sadece içtiğini ve çalışmadığını biliyorlar."

"dudağını patlattığı zaman sana ne olduğunu sorduklarında kapıya çarptığını söylemiştin, tesadüfen duydum."

"bana yeterince acıyorlar zaten. daha fazla acınmak istemiyorum."

"ben acımıyorum sana." dedi jungkook "sadece ne kadar güçlü olduğunu düşünüyorum."

"güçlü falan değilim." diye fısıldadı taehyung çatlamış sesiyle "bak hemen gözlerim doldu bile."

"hayır tanıdığım en güçlü insansın. yaşadığın şeyler kolay değil. ayrıca seni bunlara rağmen tek bırakan bir aptalla arkadaştın." dediğinde taehyung kıkırdamıştı.

taehyung'u güldürebilmenin gururuyla cümlesine devam etti jungkook. "yine de güçlü olmaktan yorulduğun zaman dinlenip içini boşaltacağın bir yer istersen her zaman bana sığınabilirsin. sana acımam ya da yargılamam sadece, sadece sen uyuyana kadar saçlarını okşarım."

dolmuş gözlerini yere indirip hızlıca kırpıştırmaya başladı taehyung. ağlamak üzere olduğunun farkındaydı ve bunu engellemek için elinden geleni yapıyordu ancak jungkook olanların farkındaydı ve buna izin vermeyecekti.

taehyung'u hafifçe kendisine doğru çekip başını omzuna yasladığında taehyung kendisini tutamamış ve gözyaşlarının akmasına izin vermişti. içli içli ağlarken gözyaşlarının jungkook'un omzunu ıslatmasını umursamıyordu bile.

jungkook ise söz verdiği gibi parmaklarını dalgalı saçlar arasında gezdirmeye başladığında hissettiği yumuşaklıkla istemsizce gülümsemişti. aradan yıllar geçmiş, ikisi de iyi kötü yönleriyle oldukça değişmişti ancak, taehyung'un o çok sevdiği güzel kokusunun ve yumuşacık saçlarının değişmediğini bilmenin sevinci vardı üzerinde.

-

bölüm sonu

not : shiplemiyorsanız bile lütfen yan shipler hakkında kötü yorum yapmayın

Seguir leyendo

También te gustarán

55.1K 4.2K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
49.2K 3.7K 23
'Umursamaz küçük adam, belki bir gün beni anlarsın.' #texting Yoonmin#1 /02.05/ Namjin#1 /26.05/
322K 24.6K 40
Jungkook okuldaki tuvalet kapısının arkasında bulduğu numaraya yazar. 🏫🚾💐✈️💘 #1 yoonseok '160123 #1 fanfiction '290123 #1 vkook '310123 #1 hayra...
1.5M 116K 28
Jeon Jungkook, ünlü aktör Kim Taehyung'un korumasıydı. Bir süre sonra korumak onun için bir görevken, içgüdüye dönüşmüştü.