DESTAN/Töre

Von helin_q

1.9M 97.2K 17K

"Sen benim Kürtçe öğretmenim ol." Genç adam tek kaşını kaldırdı. "Karşılığında sen bana ne vereceksin?"diyen... Mehr

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 39
Bölüm 40 Final

Bölüm 38

28.6K 1.6K 138
Von helin_q

Dersimin gidişiyle Konak durulmuş koca bir sessizliğe bürünmüştü Bir kaç günde olsa Dersim konağı eski haline getirmişti ama gidişi de bir o kadar üzmüştü herkesi..

"Niye üzgünsün Dersim gitti diye mi?" Kocasının sesiyle başını camdan kaldıran Destan karşısında duran adamın Ela gözlerine baktı.

Az önce odaya girerken Avzer beyle Seyranın konuşmasını duymuştu. Babasıyla hiç böyle konuşmaları olmamıştı daha doğrusu nasip olmamıştı.

"Hem Dersim için hemde az önce baban seyranla konuşuyordu o kadar şefkatle konuşuyordu ki o anı yaşamak için her şeyimi verebilirdim."

Avaz şimdi durumu anlamıştı Destan ailesini özlemişti. hafif bir tebessüm yüzünde yerini alırken genç adam karısına yaklaşıp yüzünü avuçlarına aldı.

En nefret ettiği şey bu kadının üzülmesi ve ağlaması. Destan üzülsün ağlasın istemiyordu hep gülsün mutlu olsun istiyordu..

"Keşke onlarda burda olsaydı ama onlar her zaman senin yanında seni izliyorlar." Destan dolan gözlerini kırpıştırdığında yaşları usulca aktı Avazın ellerine..

"Biliyorum ama onları çok özledim 10 yaşında kaybettim onları ama acısı hala taptaze." burnunu hafif çekerken Avaz baş parmaklarıyla kadının göz yaşlarını sildi..

"Ağlama lütfen." Diyebildi konu Destanın anne babası olunca Avaz söyleyecek bir şey bulamıyordu. Trafik kazasında kaybetmişti ailesini Babasıyla Avzer bey çok yakın dostu o kaza haberi Avzer beye ulaştığı gün kendini İstanbul'a atmıştı.

Dostu gözlerini kapatmadan önce kızını önce Hande hanıma sonrada yakın dostu Avzer beye emanet etmişti o günden sonra Avzer bey Destanı kızı bellemişti.

Önce Mardin'e götürmek istemiş ancak Hande hanım buna müsade etmemişti ablasından kalan emanetine kendisi bakmıştı. Ama Avzer bey  de her  zaman destek olmuştu.

Avaz karısını kolları arasına alıp sıkıca sarıldı. Destan gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı annesizlik ve babasızlık zordu anlatılmayacak kadar da acı bir şeydi..

İkisi birbirinden ayrıldığında yüzlerinde yarım bir tebessüm vardı. Hayat ne biçiyorsa onu yaşıyorduk hepimiz . Destanın acıları da çok derindeydi . Kim anne ve babasızlığın verdiği acıyı unutabilirdi ki sıcak bir aile ortamın da büyümemişti. Teyzesi çok ilgilenmişti ama anne baba gibi olamazdı. Kimse onların yerini tutamazdı.

Hadi uyuyalım artık diyen Avaz ile Destan üzerini değiştir yatağa girdi. İkisi yine bir müddet sesiz kaldı Avaz karısını kolları arasına alıp sıkıca sarıldı en sonun da düşünmeyi bırakıp uykuya dalmışlardı sonuçta kimse öleni bir daha geri getiremezdi.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Destan önce çocuklara bakmıştı ikisi de uyanmış sessizce yataklarında duruyordu gülümseyerek yerinden kalkıp ikisini öptükten sonra sütlerini verdi.

"Miniklerim siz rahat durun anne kahvaltı hazırlasın." İkisi sütünü içmeye devam ederken Destan hazırlanıp aşağı mutfağa indi.

Bugün acayip aç hissediyordu aklında çok değişik şeyler vardı ve bugun kahvaltıda sadece aklındakileri yapacaktı. Önce poğaça
yapacak sonra kıymalı bir börek yanına katmer menemen ve krep derken  sıvadı kollarını koyuldu işe.

Aradan 2 saat geçmiş ve nerdeyse bir orduluk şey hazırlamıştı hiç yorulmadan severek yapmıştı hem yapıyor hemde pişenlerden yemeyi ihmal etmiyordu. Tam ağzına reçelli bir krep atacakken leyla belirdi mutfağın kapısında.

"Bismillah neler oluyor böyle?"Şaşkın bir ifadeyle masadaki tepsi tepsi börekler poğaçalara kızartmalara bakıyordu. Anlaşılan Destan erken aşermeye başlamıştı.

"Günaydın elticim." Neşeli sesi Leyla'nın dikkatinden kaçmamıştı bugün güzel tarafından kalmıştı belli..

"Destan sen neler yaptın böyle sabah sabah döktürmüşsün elticim." derken tepside duran poğaçalardan bir tane aldı eline ve yemeye başladı.

"Valla leyla sabah öyle bir aç uyandım ki bunların hepsini canım çekti. Bende yapayım dedim hep beraber yeriz diye." Bakışlarını yaptıklarının üzerinde gezdirip Leyla'ya baktı.

"Ben şimdiden böyle yersem 100 kilo olurum doğuma kadar." hem kendine sitem ediyor hemde yemeye devam ediyordu bu seferki hamileliği daha değişik olacaktı kesin.

"Olsun elticim sen her halinle güzelsin Avaz her halinle seviyor seni hamilesin hem ye ne olacak bebek te besleniyor sonra verirsin kilo." dediğinde ikisi de kıkırdamıştı.

Destanın bu halleri ayrı bir tatlıydı Hem çocuksu hem olgun ikisini aynı anda nasıl başarıyordu anlamıyordu. Biraz daha sohbet ettikten sonra destan çayın altını kıstı.

Ben yukarı çıkayım çalışanlar masaya kursun ben inene kadar. Diyerek mutfaktan çıktı.

Leyla da gelen iki çalışanla kahvaltı için masayı hazırlamaya başladı yapılacakları zaten Destan yapmış onlara da kurmak kalmıştı.

Odanın kapısını sessizce açan destan önce çocuklarının beşiğine baktı. İki afacan da gözleri açık gülüyorlar birbirlerini itiyorlardı. Avazın bu seslere kalkmaması mucize gibi bir şeydi.

Destan çocuklarıyla tam konuşacağız sırada Avazın sesi duyuldu oda da çok şükür ki uyanmıştı..

"Günaydın karıcım."

Destan kocasına gülümseyerek yanıt verdi. "Bana gün ayalı çok oldu kocacım hadi kalk hazırlanıp kahvaltıya inelim geç kalmayalım."

Avaz oturma pozisyonuna geçip çapkın bir gülüşle karısına baktı. "Yatağa gelseydin bir sarılıp öpseydim yav."

Destan gözlerini bayarak çocuklarını beşikten çıkarıp bir yandan da kocasına söylendi. "Şu an yapacağımız en son şey o bak her sabah senin bu aç halin yüzünden kahvaltıya geç iniyoruz hadi Avaz hadi."

Avaz dudaklarını büzüp " ne yani biraz oynaşsaydık karıcım sende hiç anlamıyorsun beni " Destan uslanmaz kocasıyla ne yapacagını bilmiyordu artık.

"Sana kalsa hiç odadan çıkmayalım Avaz hadi kalk bak çok açım hadi canımm." Son kelimeyi bastırarak söyledi.

Avaz anında yüzünü buruşturdu. "Yaw ben sana kaç defa diyorum ben canım kelimesini sevmiyorum diye sen yine diyorsun inadıma mı yapıyorsun."

" Yani tam inadına sayılmaz canım demek istedi bende dedim sen bana laf yetiştirmede kalk hadi." Avaz kazanamayacağını anlayınca teslim oldu.

Kalkıp banyo ya girdi hazırlanmak için Destan da çocukları hazırlamaya başladı. Bir kaç dakika sonra Avaz banyodan çıktı. Üzerini giyerken Destan bir yandan çocukları hazırlayıp bir yandan da kocasına merak ettiği soruyu yöneltti.

"Avaz sen neden canım kelimesini sevmiyorsun bir anlamı mı ya da anısı mı var?" Avaz gömleğin düğmelerini ilikleyerek başını karısına çevirdi.

"Hayır sadece yapmacık ve samimiyetsizce geliyor bana ve herkesin kullandığı bir kelimeyi sevdiğim birine kullanmaktan hoşlanmam."

Destan tek kaşını merakla kaldırdı. "Nasıl yani?"

"Mesela sen Dersime de canım diyorsun şu İstanbul'daki arkadaşına da canım diyorsun hoş bi kere aşkım dediğini de duydum siz kadınlar çok değişiksiniz neyse işte sen yoldan geçen küçük bir çocuğada canım dersin mesajlaşırken de canım kelimesini kullanıyorsun."

Destan dik dik kocasına baktı ne saçmalıyordu bu adam?

"Mesela seni sevmeyen biri de belli etmemek için canım der kısacası samimiyetsiz ve yapmacık geliyor yani sevmiyorum."

Destan çocukları hazır şekilde karşısına diktiğinde bakışlarını kocasına dikti. "yani şimdi sen beni bugüne kadar yapmacık ve samimiyetsiz mi görüyordun?"

Avaz kaşlarını çattı ne alakaydı şimdi. "Ne alaka destan kendine nasıl geldin." Açıkladığına pişman oldu adam anında.

"E ben bugüne kadar sana kaç defa canım dedim." Avaz bıkkınca nefes verip başını salladı.

"Yani seni kast etmedim kelimeyi kast ettim." diyerek sıvamaya çalıştı.

"Pişman ettin sorduğuma bir daha sana canım dersem ne olayım." Diyerek çocuklarıyla kapıya ilerledi. Avaz ses etmeden hazır olduğunda ailecek aşağı indiler eğer devam etseydi ikisi de kavga ederdi.

Hamilelikte karısıyla kavga etmeyeceğini çoktan öğrenmişti Avaz bu oyunlara gelecek adam değildi..

Ev halkı masada ki yerini alırken hepsinin gözü büyüdü bir anda masada bir kuş sütü eksikti kim yapmıştı bu kadar şeyi valla kim yaptıysa iyiki yapmıştı mideleri bayram edecekti resmen.

Avaz ağzına bir parça börek atıp konuştu. "Kim yaptı bu kadar şeyi sabah sabah."

Leyla gülerek cevapladı kayın biraderini. "Destan yaptı hepsini."

Avzer bey ve Hevidar hanım gelinlerini övmeden edemedi. Güzel kızım ellerine saglık hepsi çok güzel olmuş." Diyen yaşlı kadın ile Avzer bey de araya girdi.

" Kızım ne iyi yapmışsın Hevidar bana diyet yemekleri yedire yedire bıktırdı şimdi midem bayram edecek." derken masadaki herkes gülmüştü. Tabi Hevidar hanım cevap vermekten geri durmadı. Şu an suçlanıyordu.

"Sanki ben sana keyfimden yedirmiyorum Tansiyon , şeker , kolestrol aldı başını gitti "diyerek tabağından bir parça börek bırakıp geri kalanını aldı yerine domates salatalık peynir zeytin koydu. "  Sen bunları ye "

Avzer bey başta itiraz etsede el mahkum yedi önündekileri sağlık içindi yapacak bir şey yoktu masada ki herkes iki yaşlının tatlı didişmelerinden keyif almıştı.

"Yenge varya efsane olmuş bu börek sen yap biz hep yiyelim." dedi Hebun bayıla bayıla yiyerek.

Destan gülerek başını  salladı.

"Tabi yaparım ben siz yeterki isteyin." Derken bir yandan da kocasına bakıyordu. Avaz karısını övgülere boğmuş ama bir yandan da sen bittin oğlum mesain başladı 9 ay çekeceğin var diyordu.

Neden karısı da diğer hamileler gibi normal aşermezdi ki. Ama Destan her haliyle farklı bir kadındı aşermesinin de normal olmasını beklemiyordu.

Kahvaltıdan sonra erkekler ise gitmiş kadınlar masayı topladıktan sonra kendilerine kahve yapıp çardağa geçmişlerdi. Adar Rona ve Dorşin de avluda oynuyorlardı. Sohbet muhabbet derken zaman akıp geçmişti.

Avludan gelen ağlama sesiyle Leyla ve Destan ayağı kalkıp çocukların yanına indi.

"Ne yapıyorsun Rona."

"Sen ne yapıyorsun Dorşin."

Ellerinde bir ayıcık biri bir yanından çekiyor öteki diğer yanından Adar ise sessizce arabasıyla oynuyordu. Kızları pek taktığı söylenemezdi.

"Rona kızım bıraksana."

"Dorşin kızım bari sen bırak." İki kızda annelerini dinlemeden ayıyı çekiştirmeye devam ediyordu. Uzun uğraşları sonucu Leyla ve Destan ayıcığı ikisinin de elinden almakta buldular çareyi. Bir süre tirip atan kızlar daha sonra hiçbir şey yokmuş gibi oynamaya devam ettiler.

Destan kızlara bakıp gülerek konuşmaya başladı. " Sanki az önce biz tartıştık şunlara baksana."

Leyla başını başını emin şekilde salladı. "Babalarına benziyorlar." Aynı babaları gibi dengesizdi kızlar işte.

-

Avaz şirkette dosyaları incelerken odanın içini dolduran telefonla bakışlarını önündeki kağıtlardan çekip telefona baktı.

Bu saatte ne olmuştu da Destan arıyordu?

"Efendim Destan?" Dedi düz bir sesle merakla gelecek cevabı bekledi.

"Avaz benim canım avokado çekti gelirken alır mısın?" Avaz duyduklarıyla kaşlarını kaldırdı tam olarak ne demişti?

"Destan biz mardindeyiz güzelim farkındamısın? Ben nerden bulayım burda avokado." Sıkılı bir nefes verip elini anlına yasladı.

"Ben bilmem Avaz canım çekti diyorum bizim için bir avokado bile bulamıyorsun sen bizi sevmiyorsun." Avaz şaşkınca kaldı öyle şu an tam olarak neler oluyordu Destan ne diyordu?

"Güzel karım ne alakası var avokado yoktur burda zor bulunur nerden alayım."

Destan itiraz istemez bir sesle devam etti.

"Nerden alıyorsan al bulmadan da eve gelme Avaz yoksa seninle konuşmam sanki ne istedim alt tarafı bir avokado istedim Görende bulunmaz hint kumaşı istedim sanar bulmadan gelme!" Dedikten sonra telefonu kapattı.

Avaz ya sabır dercesine ellerini saçlarına geçirdi. "Şimdi nerden bulacam ben avokadoyu."Her güzel şeyin bir zor yanı vardı Avazında sınavı buydu çocuk istiyorsa el mahkum katlanacaktı.

Yerinden kalkarak odadan çıktı gitmeden önce kardeşinin odasının kapısını açtı. "Hebun ben çıkıyorum çarşıda işim var evde görüşürüz."

"Tamam ağabey görüşürüz." Avaz hızlı adımlarla şirketten çıkıp arabasına binerek çarşı yolunu tuttu..

-

Çarşının altını üstüne getirmiş sonunda karısının istediği şeyi bulmuştu. Sadece bir tane de değil bir kaç tane alıp konağa gelmişti. Arabayı Konağın önünde durdurduktan sonra arabadan inip konağa girdi.

Bakışlarını Konağın üzerinde gezdirerek sesini herkesin duyacağı şekilde yükseltti.

"Destan avokadolarını getirdim."Destan duyduğu sesle odasından çıktı merdivenlerden inerek avluya geldi.

"Canımsı- tamam bir tanesin kocacım." diyerek boynuna sarılıp dudaklarını yanağına bastırdı. Geri çekip kocasının elinde küçük poşeti aldı.

Adımlarını mutfağa yönlendirdi avokadoları tezgaha bırakıp içinden bir tane alarak iki parçaya böldü Avaz ise tezgaha yaslanmış karısını izliyordu.

Destan kaşıkla biraz alıp ağzına attığında Avaz merakla vereceği cevabı bekledi. Destan ımm dercesine başını salladı.

"Çok güzel canım çok istemişti." Avaz karısının karşısına geçti bakışlarını elindeki meyveye sabitledi.

"Merak ettim bu kadar çok istediğin şeyin tadını." Destan kaşıkla biraz alıp Avaza uzattı genç adam çiğnediği şeyle yüzünü ekşitti.

"Bu ne lan tadı yok  buna mı AŞ erdin?"  destan evet dercesine başını sallayıp elindeki Avokadonun hepsini yedi.

Diğerlerini de alıp dolaba koydu. Bir daha canı isterse gelip yerdi. Avaz başını belli belirsiz sallayıp mutfaktan çıktı.

Destan asla normal şeylere AŞ ermiyordu..

Akşam yemekler yine her zaman ki gibi yapılmış güzel bir akşam yemeğinden sonra çaylar içilmiş her zaman ki sohbetleri yapılmıştı.

Dersim ve Seyran ailesini arayıp uzun uzun sohbet ettikten sonra herkes yavaşça odasına çekilmişti.

"Hadi artık uyuyun kurbanınız olayım." artık isyan ediyordu bu gece bu çocuklara bir şeyler olmuştu uzanıp  ellerindeki  biberonları alıp komidinin üzerine koyarken Avaz banyodan çıkmıştı.

"Niye uyumuyorlar ki saat kaç oldu şimdiye uyumaları lazımdı." Destan başını bilmiyorum dercesine salladı çocukları bu gece zorluk çıkarıyordu.

"Bilmiyorum sen Ronayı ayaklarında salla bende Adarı belki uyurlar." Avazın kaşları havalandı ciddi misin dercesine baktı karısına.

"Ciddi misin?" Destan anlamsızca kocasına baktı elleriyle yüzünü işaret etti  şaka yapar gibi bir hali mi vardı da kocası soruyordu? Kaç saattir uyusunlar diye uğraşıyordu.

"Yüzüme bak şaka yapar gibi bir halim var mı  Avaz hadi bende çok yorgunum uykum geliyor yatıralım şu küçük Avazları."

Avaz karısının yorgunluğu fark etmişti bu hamilelikte daha çok uyuyordu. Tamam dercesine başını sallayıp yastıkları alarak halının üzerine oturdu. Yastığı ayak uçlarına koyup kızını da ayaklarının üzerine aldı.

Destanda aynı şekilde oğlunu. İkisi aynı anda sallamaya başladı Avaz önce kendi ayaklarında olan kızına daha sonrada karısını ve oğluna bakıp  güldü. 

Eskiden biri  bu manzaradan bahsetseydi kesinlikle inanmazdı ama bu manzara çok güzeldi..

"Niye güldün?" Destan merakla kocasına bakarken çocukları sallamaya devam ediyorlardı.

"Bilmem çok mu tatlıyız desem çok mu mükemmeliz desem kendime hayret mi etsem hiç bilmiyorum."

Destan göğsünü gere gere mırıldandı. "Helal olsun bana hepsi benim yüzümden ben yaptım ben." Kadının bu şirin haliyle Avaz kahkaha atmıştı. Evet gerçekten de bu Avazı Destan yaratmıştı baştan aşağı..

Aradan on dakika geçmiş Rona da Adar da uyumuştu. Avaz önce kızını kucağına alıp yerine yatırmış daha sonra da Destanın ayaklarında ki oğlunu ikisini öptükten sonra üzerlerini örterek yatağa geçen karısına döndü.

"Başardık." Destan tebessümle karşılık verdi.

"Baya güzel başardık." Avaz ışıkları kapatıp yataktaki yerini alarak sıkıca sarıldı karısına..

Gün güzel ama fazlasıyla yorgun bitmişti...

3 ay sonra..

"Destan hadi geç kalacağız." Saatlerdir kapı önünde karısını bekliyordu bugun doktor günü ve bebeğin cinsiyetini öğreneceklerdi.

"Geldim geldim patladın ha!" Sinirlerine hakim olmaya çalıştı. Sanki bilmiyordu iki çocuk vardı anca hazırlanabiliyordu.

tam kapı önünde durduğunda nefes nefese kocasının yüzüne baktı. Avaz kaşlarını hafif çatarak söylendi.

"Sen bu hamilelikte fazla sinirlisin ha farkında mısın?" İkisi konaktan çıkıp arabaya ilerlerken Destan derin bir nefes verdi. Kocası haklıydı bu sefer çok çabuk sinirleniyordu.

"Ne yapayım benim elimde değil." Söylenerek arabadaki yerini aldı Avaz sakince kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdı.

Destan arkasına yaslanıp gözlerini kapattı az önce kendini çok yormuştu hem çocukları giydirip hemde peşlerinden koşmuştu.

Avaz sessizce yola bakarken Destan gözlerini kapatıp dinlemeye başladım..

20 30 dakika sonra hastanenin önünde durduklarında ikisi de aynı anda inip hastane kapısından içeri girdiler. İkisi de heyecanlıydı evet ilk cinsiyet öğrenmeleri değildi ama insan yine de heyacan yapıyordu..

Dakikalar geçmeden doktor hemen Destanın adını söylemiş ikisi oturdukları yerden kalkıp içeri girmişti.

"Sizi şöyle alalım Destan hanım." Destan başıyla onayladı doktoru yerine uzanıp karnını açarak beklemeye başladı. Doktor ultrason makinesini açıp soğuk jeli karnına döktü.

Avaz karısının baş ucunda durmuş elini sıkı sıkı tutuyordu. Doktor bakışlarını ekrandan almadan konuşmaya başladı.

"Gayet sağlıklı dördüncü ayımıza girdik bakalım kendini belli edecek mi?"

Dikkatlice baktıktan sonra Avaz doktora seslendi. "Söyle doktor kız mı erkek mi?"

Doktor bakışlarını ekrandan alıp karı kocaya baktı. "Bir kızınız olacak tebrikler."

Destan gülerek kocasının gözlerine baktı.

"Bir Avaz daha benim zaten iki tane Avazım vardı."

-
Son 2

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

832K 49.4K 67
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
25.8K 1.3K 5
KARAKURT MAHALLESİ • SERİ 2 (+18)
BİR KÜÇÜK SIR Von Betüş

Aktuelle Literatur

1.7M 123K 29
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
878K 48.8K 39
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...