Cesur Velet (bxb)

By ekimdiyelim

3.8M 220K 158K

05...: Of var ya bi koysan yıkılır buralar Kemalim: ? Kemalim: Yanlış oldu galiba. 05...: Yalnız olabiliriz a... More

• 1. Bölüm •
• 2. Bölüm •
• 3. Bölüm •
• 4. Bölüm •
• 5. Bölüm •
• 6. Bölüm •
• 7. Bölüm •
• 8. Bölüm •
• 9. Bölüm •
• 10. Bölüm •
• 11. Bölüm •
• 12. Bölüm •
• 13. Bölüm •
• 14. Bölüm •
• 15. Bölüm •
• 16. Bölüm •
• 17. Bölüm •
• 18. Bölüm •
• 19. Bölüm •
• 20. Bölüm •
• 21. Bölüm •
• 22. Bölüm •
• 23. Bölüm •
• 24. Bölüm •
• 25. Bölüm •
• 26. Bölüm •
• 27. Bölüm •
• 28. Bölüm •
• 29. Bölüm •
• 30. Bölüm •
• 31. Bölüm •
• 32. Bölüm •
• 33. Bölüm •
• 34. Bölüm •
• 36. Bölüm •
• 37. Bölüm •
• 38. Bölüm •
• 39. Bölüm •
• 40. Bölüm •
• 41. Bölüm •
• 42. Bölüm •
• 43. Bölüm •
• 44. Bölüm •
• 45. Bölüm •
• 46. Bölüm •
• 47. Bölüm •
• 48. Bölüm •
• 49. Bölüm •
• 50. Bölüm •
• 51. Bölüm •
• 52. Bölüm •
• 53. Bölüm •
• 54. Bölüm •
• 55. Bölüm •
• 56. Bölüm •
• 57. Bölüm •
• 58. Bölüm •
• 59. Bölüm •
• 60. Bölüm •
• 61. Bölüm •
• 62. Bölüm •
• 63. Bölüm •
• Final •
• Özel •
• Özel •

• 35. Bölüm •

72.7K 3.2K 3.2K
By ekimdiyelim

Haaayy

Valla başardım ve 24 saat dolmadan yeni bölüm attım. Alkış

🐿

Kemalim: Yarım saate kadar yemek arasına çıkıcam gel.
(12:25)

"Davara bak!"

Söylene söylene yataktan kalktım ve eşofmanımı çıkartıp kenara fırlattım. Zaten dünden hazırlamış olduğum koyu renk kotumu askıdan çıkartıp, giyindim. Üstümde olan uzun kollu, koyu renk badiyi çıkartmadım. Son olarak odadan çıkmadan önce kapı arkasına asılı olan kırmızı kapşonlumu üstüme geçirdim.

Dış kapıya doğru ilerlerken annemlerin oturduğu odaya doğru bağırdım. "Anne, baba çıkıyorum ben."

"Nereye oğlum?" Babam hemen salonun kapısına yaslanmış bana bakıyordu.

"Kemal'in yanına gidiyorum."

"Bugün çalışmıyor mu?"

"Çalışıyor o yüzden ben yanına gidicem." Ayakkabılarımı giyerken cevapladım babamı. "Hadi görüşürüz."

"Dikkatli git." Kafa salladıktan sonra evden çıktım ve merdivenlere yöneldim direkt.

Apartmandan çıktıktan sonra Kemal'in tarif ettiği şekilde sağ dönüp yürümeye başladım. Yürüme mesafesiyle 5-10 dakika uzaklıktaki bir yerde çalışıyordu.

Sonunda caddeye çıktığımda çalıştığı yer karşımda duruyordu. Karşıdan karşıya geçtim ve çalıştığı yerin geniş kapısından içeri girdim. Henüz yeni girmiştim ki, karşımda kocaman bir kamyon gördüm. Arka tarafı açık olan araçtan inşaat malzemelerini indiriyorlardı bir kaç kişi.

Kocamın bi alanı vardı burasının. Her yerde sıra sıra dizilmiş tuğlalar, kumlar ve adını bilmediğim daha bir çok malzeme. Büyük ve yüklü inşaat malzemelerinin alım satımıyla ilgileniyordu Kemal. Daha doğrusu yöneticiliğini yapıyordu buranın. Ama gören yönetici değil normal çalışan sanırdı. O kadar fazla kendini yoruyordu ki anlatamam. Okan'da söylemişti, normalde buranın sahibi bile bu kadar ilgilenmezken Kemal her şeyine yetişmeye çalışıyordu.

"İsa sen bu kamyonu bırak, diğer gelen kamyonla ilgilenirsin!"

"Tamam abi."

Kemal'in gür sesini duymamla hızlı bir şekilde gözlerim onu aradı. Çok zaman kaybetmeden görüş alanıma girdi bile.

Hay seni yaratana kurban olayım.

Elinde bi defterle inen malları izliyordu. Kulağının arkasına koyduğu kalemi aldı ve deftere bir şeyler yazdı. Kareli bol bir gömlek ve üstüne giydiği deri ceketiyle çok çekici duruyordu. Altındaki kargo pantolon ise hafif tozluydu.

Daha fazla bu güzelliği uzaktan izlemenin kendime haksızlık olacağını düşüp yürümeye başladım.

"Kolay gelsin." Gülümseyerek seslice söylediğim şeyle birlikte çalışan herkesin bakışı bana döndü. Çoğu mahalleden tanıdığım abilerdi. Bir kaçı benle yaşıt gibi gözüküyordu ama onları daha önce görmemiştim. Tanıyan abiler aynı samimiyetle bana karşılık verdiler.

Kemal'e döndüğümde az önceki sert ifadesinin aksine daha yumuşak bir ifadeyle bana bakıyordu. Ve biraz da şaşkın diyebilirim. Muhtemelen bu kadar hızlı geleceğimi düşünmemişti.

Herkes önündeki işe tekrar dönmüşken, ben Kemal'e doğru adımlayıp, daha fazla yaklaştım. Ellerimi kapşonlumun cepleri soktum.

"Ben geldim."

"Hoş geldin." Üstten bana bakıyordu.

Dün en son attığım mesajdan sonra galiba bana biraz sinirlenmişti ki, ses tonunda herhangi bir yumuşama yoktu.

Gözlerimle erkekliğinin olduğu bölgeyi işaret edip gülümsedim. "Gecen nasıl geçti?"

"Sayende fazlasıyla stresli." Elindeki kalemi tekrar kulağının arkasına koydu. "Ve sıcak."

Senin o sıcak diyen ağzını ben yalarım.

"Pişman oldun mu?"

"Oldum."

Ettiğim bedduanın tutması beni mutlu ettiği için gülümsemem büyüdü.

Arkama döndüm, herkesin kamyonun içinde olduğuna ve bizi görmediklerine emin oldum. Tekrar Kemal'e döndüm ve gözlerinin içine bakarken işaret parmağımı erkekliğinin olduğu bölgeye bastırdım.

Elimin altında titremişti.

"Bence pişman olmadın." Gözlerimle parmağımı bastırdığım yeri işaret ettim tekrardan. "Pişman oldunuz."

Nefesi titrerken, çenesi gerilmişti. Bileğimden tutup uzaklaştırdı elimi oradan.

"Beyler!" Kulağımın dibinde bağırmasıyla yüzümü buruşturdum.

"Buyur abi." Aralarından biri kamyondan kafasını uzatmıştı.

"Yemek arası. Yarım saate burada olun." Çocuk tam onaylayacakken Kemal tekrar konuştu. "Gidin Süleyman abinin yerinde istediğinizi yiyin benden."

"Kralsın abi." Gözleri parlayan çocuk arkasını döndü. "Beyler yemek molası. Süleyman abinin orada yicez. Kemal abi ısmarlıyor. Hızlı amına koyım hızlı."

Gözlerimi onadan çekmeden imalı bir şekilde. "Yarım saat yeter mi?" Diye sordum.

Kolumdan tuttuğu gibi hızlı bir şekilde beni bir yere yönlendirdi.

"Bir gün gerçekten kazama kurban gidiceksin Aşkın." Dişlerinin arasından konuştu.

"Nasip olur mu be."

Cıklayıp kafasını sola doğru hafif eğdi. "Hasbinallah."

Çalışanların aksine bir yere yürüyüp merdivenden çıktık. Çokta büyük olmayan kulübe tarzı bir yerin önüne gelmiştik. Kapısını açtığında güzel bir ofisle karşılaştım. Tam karşıda büyük bir masa önlerinde tekli 2 tame koltuk duruyordu. Karışık tahmin ettiğim oda tamamen düzenliydi.

İçeri geçmem için kafasıyla işaret etti. Önce ben içeri girdim arkamdan da o. Kapının kapanma sesini duymamla, daha ne olduğunu anlamadan kapının yanındaki duvarla sırtımın buluşması bir oldu.

"Ahh."

Acıyla ağzımdan çıkan inlemeye engel olamamıştım. Kemal ise bunu umursamayıp dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı sert bir şekilde.

"Imm." Hırıltılı nefeslerinin arasından aldığı zevkle inledi.

Galiba dün gece fazlasıyla kızdırmıştık Abimizi.

O kadar hızlı hareket ediyorduki dudakları yetişemiyordum. Onu bu hale getirenin dün gece olduğunu bilmek aşırı keyiflenmemi sağlamıştı.

Alt dudağımı emerek geri çekildi. "Gülme!" Dedikten sonra tekrar aynı dudağımı aldı ağzının içine ve emmeye devam etti.

Gülümsediğim için gerilen dudaklarım emmesini engelliyordu ve farkında olmadan gülümsemem yaptığı işi bölmüştü.

Ağzımın için aceleci şekilde giren diliyle, gözlerim daha fazla dayanamamış ve kayarak kapanmıştı.

"Mmm."

Dili tüm ağzımın içini istila ediyordu. O kadar hızlı ve sert hareket ediyordu ki, ona yetişmem mümkün değildi.

Her zaman yaptığı gibi çenemi tuttu ve kafamı biraz eğdi. Bu hareket alanını genişletiyor, ağzıma yaptığı şeyleri daha rahat yapmasını sağlıyordu.

"Yala ağzımı!"

Ne ara ayrılmıştı dudaklarımdan anlayamamıştım bile. Gözlerimi açıp zorlukla gözlerine odakladım. Nefes nefese bakışları dudaklarımla, gözlerim arasında mekik dokurken konuşmuştu.

"Hemen!"

Bana doğru eğilmiş boynuna kollarımı dolayıp kendime çektim ve daha fazla bekletmeden dilimi çıkartıp hafif aralık duran dudaklarını yaladım.

Gözleri titreyerek kapandı. Belimde hissettiğim elleri beni kendine çekip, hızlıca kendi vücuduna yapıştırdı. İkimiz de aynı anda inledik.

Dilimi bastıra bastıra yalıyordum dudaklarını. Önce boydan bir şekilde yaladım. Daha sonra minik minik öperek.

Belimde duran elleri aşağıya indi ve kalçalarımı avuçlayıp beni kendine daha çok bastırdı.

"Ağhh." Pantolonun üstünden imkan verdiği kadar avuçlarıyla sıkıp sıkıp bırakıyordu. Elleri altında olan kalçalarımı sıktıkça ona itiyordum. Ellerini orada hissetmek beni delirmeme sebep olabilirdi.

Boynumu yukarı doğru kaldırdığım için ağrımaya başlamıştı. Dilimi dudaklarında ayırdım. Onunda gözleri baygın bir şekilde açıldı. Dudaklarına doğru. "Kucağına al beni."

Zaten kalçalarımda olan ellerinle baskı uygulayıp hızlı beni kucağına zıplattı. Hızlıca bacaklarımı beline doladım ve aletimi karın bölgesine bastırdım. Aldığım hazla kafam arkaya düşmüştü.

Ve Kemal, boş durmayıp dudaklarını boynuma bastırmıştı. İlk başta bıraktığı masum öpücüğün aksine etimi bir anda dişleri arasına alıp ısırdı. Acıyla inledim ve aynı acıyla inlemesi içi ensesindeki saçları tutup çektim. Düşündüğümün aksine bundan zevk almış ve boğazından gelen bir inleme bırakmıştı boynuma.

Benim kafam arkamdaki duvara yaslı bir şekilde boynuma yaptığı işkencenin keyfini sürüyordum.

Boydan boya yaladı, emdi ve minik ısırıklar bıraktı. "Burası nasıl bu kadar lezzetli olabilir." Tekrar yaladı.

"Daha tatmadığın neler var bilsen." Zorlukla konuştum.

"Tadalım o zaman."

Dediği şeyin şokuyla gözlerim tamamen açıldı. Beni yasladığı duvardan çekerek, düşmemem için tamamen kucakladı. Masanın oldu tarafa gidip çalışma koltuğuna ben kucağındayken oturdu.

Belimden tutup kendine daha fazla bastırdı. Sertleşmiş aletim sürtünmeden kaynaklı zevkle inlememi sağladı.

"Sen ne dedin az önce."

Belimdeki eli kapşonlumun içinden girip çıplak belimi okşamaya başladı.

"Ne dediğimi." Aralık dudaklarıma bakıp yutkundu. "Biraz sonra göstericem."

Kırmızı kapşonlumun fermuarını açtı hızlıca ve üstümden çıkartıp bir yere fırlattı. Badiyi de aynı hızla başımdan çıkardığında önünde üst tarafım tamamen çıplaktı.

Bir eli iki göğsümün arasını aşağıdan yukarıya okşadı. Sonra sağ taraftaki küçük tepeciğe işaret parmağını bastırdı. Karnım içine çekilirken dudaklarımdan titrek bir nefes çıktı.

"Bana mesaj atmaya başladığın ilk zamanlarda bir fotoğraf atmıştın." Kafamı salladım ama neyi onayladığımı bilmiyordum.

Diğer elini de kaldırıp boşta olan göğsüme bastırdı parmağını. Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum.

"Bunların ucunda bir şey vardı." Baş parmaklarını bu sefer işin içine katıp, iki tepeciği de parmakları arasına kıstırdı.

"Kemal." Diye inledim.

"Hatırladın mı bebeğim."

Üst dişlerimle alt dudağımı ısırırken kafamı hızlıca salladım. "Hı hı."

"Onları bir dahakine." Duraksadı ve bacakları üstünde olan beni hafifçe kaldırıp ona üstten bakmamı sağladı. Göğüs hizamda kalan kafasını sağ tarafa getirip, biraz daha eğdi ve parmakları arasında sıktığı temeciği serbest bırakıp üfledi. Nefesini orada hissedince dayanamayıp kalçalarımı oynattım. "Burada görmek istiyorum."

Ben daha ne dediğini kavrayamadan tepeciğimde sıcak ve ıslak ağzını hissettim.

"Sik-ahh." Ediceğim küfürü meme ucumu ısırarak engellemişti. Ölmek üzereydim. Bu çok iyi hissettiriyordu.

Kucağında biraz daha havalanıp, ensesindeki saçları tuttum ve kafasını biraz daha göğsüme bastırdım. Ağzını açtı ve isteğimi gerçekleştirdi.

Annesinin memesini emen bir bebek gibi emdi beni. Ağzının içine çekti ve oradan bir şey akmasını bekler gibi vakumladı. İnlemelerimi durduramıyordum. Tepeciği son kez ısırarak çekiştirdi ve bıraktı. Tam nefes almak için dudaklarımı aralamıştım ki bu sefer diğer meme ucuma geçti ve aynı işlemi ona yapmaya başladı.

"Kemall." İsmini inledim. Karşılık olarak kalçalarımı avuçlayıp sıktı. Kendimi altımdaki aletine bastırdım. Pantolonun üstünden bile şişkinliğini hissedebiliyordum.

Hafifçe havalanıp aletine hızlıca oturdum.

"Ağhhı." Bu hareketimle dudakları göğsümden ayrılmış ve kafasını göğsüme sertçe yaslarken inlemişti.

Kafasını kaldırdı. "Aynısını tekrar yap." Dedi.

Kendimi bu sefer daha yukarı kaldırdım ve az öncekinin aksine kendimi daha hızlı bıraktım aletinin üstüne.

İkimiz aynı anda neredeyse bağırarak zevkle inledik.

"Tekrar bebeğim." Belimden tuttu ve kaldırdı. "Devam et." Sesi zevkten kalınlaşmıştı.

Tekrar oturdum kucağına, tekrar inledik. Daha hızlı yapmaya başladık. Belimdeki elleri bana destek olurken beni hızlıca kaldırıyor ve tam sikinin üzerine oturtuyordu. Kucağında hızla zıplarken her oturduğumda inliyorduk. Onun kafası oturduğu koltuğun başlığına yaslıydı. Gözleri açık bana bakmaya çalışırken aralık dudaklarıyla çok seksiydi.

"Sikicem-ahgh."

Son kez kucağında zıplayıp kafasını kendime çektim ve öpmeye başladım dudaklarını. Alt dudağını emdim ilk önce delirmişçesine, sonra üst dudağını.

"Dilini çıkar Kemal." Ona benzemiştim. Gülümsedi. Dilini bana uzattı ve beklemeden dudaklarımın arasına alıp her zamanki gibi emmeye başladım boydan boya. Dilinden akan salyalar benim çenemi ıslatıyordu. İleri geri tüm dilini bir müddet emdim. Geri çekildiğimde dudaklarımız arasında bir salya çizgisi birleşmişti. Biraz daha geri çekilince ayrıldı birbirinden.

Silmedim ne onun ağzını ne kendi ağzımı. Böyle daha güzeldi.

Tek ben soyunmuştum.

"Haksızlık seninde soyunman gerek. Ben de seni emicem."

Dudaklarımı büzerek söylediğim şeye gülmüş ve biraz öne eğilip deri ceketini çıkarmıştı. O daha tam kolundan ceketi sıyırmadan ben gömleğinin düğmelerini açmış açılan karın kaslarına ellerimle dokunmuştum.

Ve bana yaptığı gibi anında kaslı göğsüne eğilmiş ve dudaklarım arasına hapsetmiştim tepeciğini. Sesli bir şekilde nefes alıp verdi. Ben emerken o önünü açtığım gömleğini sıyırdı. Üstten bana baktığını fark edip ben de ağzımı göğsünden ayırmadan emerken gözlerine baktım.

"Sikicem nasıl bi şeysin." Daha fazla dayanamıyor gibi gözlerini çekmiş ve kafamı daha göğsüne bastırmıştı. Diğer göğsüne geçip aynı işlemi yaparken emdiğim ucu parmaklarımla ezmiştim. Ve bu onu kadar etkilemişti ki kafamın üstünü ısırmıştı.

Saçlarımdan geriye doğru çekti. "Sıra ben de." Dedikten sonra kalçalarımdan kaldırıp önündeki masaya oturttu beni ve kendisi de ayağa kalktı. Elleri pantolonumun düğmesine bulurken. "Sende benimkini aç." Dedi. Hemen dediğini yapıp önce düğmesini açtım sonrada fermuarını aşağıya indirdim.

Pantolonumu, masadan sallanan bacaklarımdan çıkardı.

Üstten bana baktı ve altımdaki siyah baksırı işaret ederek. "Çıkar." Dedi.

"Cıks." Başımı iki yana salladım. "Eşitçi bi insanım ben. Ne görürsem onu yaparım."

Dudağının bir kenarı yukarı doğru kıvrılırken önünü açtığım Pantolonu gözlerimin içine bakarak baksırıyla birlikte indirdi ve bacaklarından sıyırdı.

"Maşallah."

Sertleşmiş alet tamamen kalkmış karnına doğru yükselmişti neredeyse.

Onu içinde isteyen deliğim anında kasılmaya başlamıştı.

"Onu çıkar ve masaya otur tamamen."

Ben sözünün eri bi insandım. Hemen çıkardım baksırımı.

Aklıma nasıl geldiğini bilmiyorum ama refleksle kapıya baktım.

"Kilitledim." Kemal'e baktım. "Ne ara?"

"O sıra zevkten kendinden geçiyordun duymaman normal." Dilimi çıkarıp dediği gibi bacaklarımı tamamen masaya çıkardım. Masanın üstünde sadece bir kalemlik ve bir kaç not kağıdı vardı. Hareketlerimi engellemiyordu yani.

"Bana arkanı dön."

"Ne?"

"Arkanı dön bebeğim.." dedikten sonra dönmem için beni yönlendirmiş ve boynumdan iterek masaya eğilmemi sağlanıştı. "Kalçanı kaldır şimdi."

Heyecanla yapacağı şeyi beklerken kalçamı kaldırmıştım.

İlk önce parmaklarını hissettim deliğimde, okşadı etrafını dairesel hareketlerle.

"Kuru kuru bunları içine soksam canını çok acıtır değil mi bebeğim?"

Nefes nefese "hı hı" diyerek onayladım onu.

"Islatmam gerek değil mi."

Kafamı salladım.

"Değil mi bebeğim!" Derken işaret parmağının ucunu kuru bi şekilde girişime itti. Sessiz kabullenişimi, kabul etmemişti.

"Evet evet." Adeta bağırmıştım. "Islatman gerek."

"Hmm." Nefesini deliğimde hissettim. "Islatalım o zaman."

Çığlık attım.

Tam anlamıyla dilini deliğime değdirmesiyle çığlık atmıştım. Deliğimin olduğu çizgiyi boydan boya yaladı.

Durmadı ve dilini hiç beklemeden deliğime itmeye başladı.

"Iıghh." Ellerimle masanın kenarlarını tutup sıktım.

"Kendini kasma bebeğim. İnle." Tekrar deliğime itip çıkardı dilini. "Onları boşuna göndermedim. Çığlıklarını duymak için gönderdim."

Dilini bu sefer daha derine gönderdi.

Bu her şeyinde en iyisiydi.

Gözlerimi kapattım, onu daha iyi hissedebilmek için.

Popomun iki lobunu tutmuş kenarlara doğru çekiştiriyordu. Tutunduğum yerlerden destek alıp kalçalarımı yüzüne doğru ittirmeye çalıştım. Daha derinlerde hissetmeye ihtiyacım vardı.

"Kemal!" Diye inledim.

Durmadı daha hızlı ve daha derinlere ulaşmaya çalıştı.

"Daha derin." Nefesim kesildi. "Daha derine girmen gerek."

Belime sardı kollarını. Beni kendine çekerken, dilini sonuna kadar içime sokmaya çalıştı. Diliyle beceriyordu şu an beni. Sadece diliyle beni şu hale getiriyordu. O kocaman aletini bana soktuğu zaman ne olurdu acaba.

Ağzından çıkan ıslak sesler ıda da yankılanıp kulaklarıma ulaşıyordu.

Sertleşmiş aletim karnıma değiyor, bir temas için deliriyordu.

Kalçamı sağ sola sallayarak kendimi Kemal'in yüzüne sürtmeye başladım. Boğukça deliğime doğru inlemeye başladı.

Çok iyidi fakat daha derine girecek bir şeylere ihtiyacım vardı. Ne kadar dilini deliğimde hissetmek iyi gelsede Yetmiyordu ve penisim acıyordu.

Doğruldum ve tamamen Kemal'e döndüm dizlerimin üstünde. Aşağıya baktığımda aletinin ucunun morarmış olduğunu gördüm.

Dudaklarının etrafı tamamen kızarmış tı. Kafasını kendime çektim ve ağzını yaladım.

"Parmaklarına ihtiyacım var sevgilim."

İlk defa bu kadar bariz bir şekilde şaşırdığını gördüm. Dudakları araşandı ve gözleri büyüdü.

"Ne dedin sen."

Elini tuttum ve kaldırdım. "Bunlara ihtiyacım olduğunu söyledim." Beklentiyle bakan gözlerine dayanamayıp. "Sevgilim." Diye bitirdim.

Çenemi sıkarak tuttu. Büzüşen dudaklarıma eğildi hızla ve ısırdı. Acıyla inledim. Çekilirken minik bi öpücük koydu.

"Şu an o ağzını sikmek istiyorum." Dişleri arasından dudaklarıma bakarken konuştu.

"Şu an bu ağzımı sikmeni istiyorum." Elleri altında sıkılan çenemin acısıyla konuşmuştum.

Sevişme esnasında sert olması beni aşırı derecede azdırıyordu.

Gözlerinin kararmasına anbean şahit olurken, işaret ve orta parmağını gözlerimin içine bakarak dudakları arsına aldı ve emmeye başladı.

Deliricektim artık. İsyanla inledim. Ve onu izlemeye devam ettim. Çıkardı dudakları arasından ve benim dudaklarıma getirdi. Bekletmeden aldım ve aynı onun yaptığı gibi gözlerine bakarak emmeye başladım seslice.

Daha fazla dayanamamış olacak ki gözlerini sıkı bir şekilde kapatıp açtı ve boynumdan tutarak beni hızlıca önüne eğdi. Kalkmış penisi tam önümde duruyordu.

"Al onu sıcak ağzına bebeğim."

Ellerimi ona uzatıp ilk önce avuçlarım arasına hapsettim ve bunu yapmamla tıslar gibi bir ses çıkarmıştı. Atan damarlarını hissediyordum. Sıcacıktı ve ben bu sıcaklığı özlemiştim. Bir kaç kez aşağıya yukarı çekiştirdim ve sonunda Kemal'i biraz kendime yaklaştırıp ucunu ağzıma aldım.

Önce minik hareketlerle kısa kısa emdim ve bıraktım ucunu. Nasıl tarif edilebilirdi bilmiyorum ama bu asla başka şeyden alamayacağım bir zevke sahipti.

Daha fazla açtım ve alabildiğim kadar soktum penisini ağzıma. Dudaklarımı kapatıp tekrar yukarı doğru vakumlayarak emdim ve serbest bıraktım. Penisini elimle sallayıp çıkardığım dilime vurdum bir kaç kez.

"Siktir siktir.

Küfür etmesi çok erotikti ve daha fazlasını yapmamı sağlıyordu. Bu sefer hızlı bir şekilde emmeye başladım. O sırada deliğimde hissettiğim ıslak parmağı beni hazırlıksız yakalamıştı.

İçime itti hiçbir uyarı vermeden işaret parmağını. Ve farkında olmadan muhtemelen sikini boğazıma ittirmişti. Öğürerek hafifçe öksürdüm.

"Burnumdan nefes al Aşkın!" Tekrar ittirdi parmağını ve aynı şekilde penisini boğazıma. Yine kısıkça öğürdüm. "Bebeğim burnundan nefes al."

Burnumdan nefes alınca öğürmem geçmişti. Gözümden akan yaş dudaklarıma değince anlamıştım aktığını.

İkinci parmağı da yandan bir şekilde bastırarak yavaş içime itmeye başlayınca kafamı hafif geri çekip inledim.

"Devam e-ah et bebeğim." Ağzımda titreyen penisini hissediyordum.

Ağzımdan akan salyalarla dusaklarımı çektim penisinden ve aşağıdan ona baktım. Ağlar bir ifadeyle "Daha hızlı Kemal." Diye yalvarır şekilde konuştum.

Çenemden tutup kafamı kaldırdı ve dudaklarıma eğilerek konuştu.

"Eşitçi bi insanım ben. Ne görürsem onu yaparım."

Şerefsiz

Sinirle gözlerine bakıp tekrar penisine eğildim ve dudaklarım arasına alıp hiç beklemden bana yapmasını istediğim hızda yalamaya başladım onu.

"Evet bebeğim evet." Belini mıncıklayıp istediğim şeyi anlamasını sağladım. "Tamam bebeğim tamam."

Parmaklarının ikisini aynı anda içime soktu bu sefer. Benim için bu bile henüz çok fazlaydı fakat karşımdaki Kemal olunca hep daha fazlasını ister Hale geliyordum.

"Iıhhg" Parmakları o kadar hızlı hareket ediyorduki benim ağzımla ona yaptığım hiç gibiydi. Derinlere soktukça parmaklarını, dudaklarım erkekliğinde aralanıyor ve inletiyordu.

"Ahh ahh." Hafifçe öne eğilmiş sırtıma öpücükler bırakması, karnımın daha fazla kasılmasını sağlıyordu.

Elimle ağzımın ulaşmadığı yerleri çekmeye başladım. Salyalarım tüm sikine yayıldığı için kolayca çekebiliyordum.

Ellerinin ritmi bozulmaya başlamıştı, aynı benin ağzımın ritmimin bozulması gibi. İkimizde sona yaklaşıyorduk.

"Hızlı bebeğim." Kalçalarını öne arkaya iterek ağzımı hızlı bir şekilde sikiyor ve aynı zamanda parmaklarıylada deliğimi sikiyordu.

Daha üstü Everest.

"Aghh." Gırtlağıma değiyordu sanki. O kadar derine itiyordu ki erkekliğini. Öğürmelerimi duymuyordum bile. Alışmıştım. Ve şu an asıl zevki deliğimde olan parmakları sağlıyordu.

"Aahhh." Attığım çığlık benim bile kulaklarımı rahatsız etmişti. Ağzımı çektim penisinden. "Orası! Lütfen orası!."

Az önce baskı uyguladığı noktayı tekrar bulup oraya ittirmeye başladı.
"Evet evet." Tekrar çığlık attım zevkle. "Ah lütfenn." Bastırarak ve bağırarak konuştum.

"Kendine dokun." Kendime dokunmaya başladım. Aynı zamanda diğer elimle onu çekmeye devam ettim. Aynı ritimle ikimizide çekiyordum. "Aferin bebeğime."

"Kemal." Kesik kesik inlemelerim arasında zorlukla konuştum.

"Gel bebeğim."

"Kemal!" Tekrar aynı noktaya baskı yapıp sonuna kadar ittirdi. "Aaahh."

"Evet bebeğim gel." O da nefes nefese konuşuyordu.

Sok kez ikimizide çekip kasılan penisimle boşalmaya başladım. Karnım kasılıp gevşerken inlemelerim arasında masaya doğru atmaya başladı menilerim.

Parmaklarını çekti deliğimden ve elini kendi penisine sardı. Onu tam zevkin ucunda bırakmıştım galiba. Hala yavaş yavaş attıran penisimi görmezden geldim ve masadan inip onu az önce oturduğumuz koltuğa ittim. Şaşkınca ve yarım kalmışlığın verdiği o kasılmış yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

Önünde eğildim ve daha fazla zaman kaybetmeden ağzıma aldım onu. Gözlerimle ona baktım. İnleyerek arkaya attı başını ve az önceki gibi titremeye başladı. Kafamı aşağıya yukarıya hareket ettirerek hızlandırdım. Ve titremeleriyle aynı anda çoğalan inlemelerine karşılık olarak geleceğini anladım.

Geçen gün ki gibi etkilendiğini bildiğim için dişlerimi sürtmeye başladım. Saçlarımı tuttu ve beni yönlendirmeye başladı. Hızlanan eliyle birlikte gözlerim kapandı ve kendimi tamamen ona bıraktım.

(+18 var)

"Agghh." Son kez inledi. Saçımı tamamen çekerek penisini boğazıma dayadı ve sarsılarak boşalmaya başladı.

Direkt olarak boğazımdan aşağıya akan sıvı bir kaç kez üst üste yutkunmamı sağladı.

Son kez kendini ittirdi ve son damlasınında boğazımdan aşağıya gitmesini sağladı.

Ağzımdan çekti aletini.

Kızarmış yanakları ve terlemiş yüzüyle zorlukla bana bakıp gülümsedi.

Dizlerim üstünde aşağıdan bana bakarken, çenemi tutarak beni kendine çekti ve dudağıma sıkı bir öpücük kondurdu. Kendini geri çektiğinde dişlerinin arasından konuştu.

"O güzel ağzını sikeceğimi söylemiştim."

🐿

İnstagram: ekimdiyelim

Continue Reading

You'll Also Like

747K 19.2K 81
Herkesin korkulu rüyası olan Yer altının en büyük mafyası yer yüzünün hakimi sadist sinir hastası piskopat bir adamın bir kıza aşık olması Ve haya...
765K 15.2K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
102K 5.8K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
653K 82K 28
"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası içi...