Yeni Hayat

By koronanur

1.6M 87.5K 21.3K

(Tamamlandı) Melek'in çok sevdiği üvey ailesi ölür ve aslında gerçek hikayesi burada başlar... Hiç arkadaşı v... More

•giriş' ölüm•
•Karakter Tanıtımı•
•bir' DNA testi•
•iki'gerçek ailem•
•üç' sessiz bekleyiş
•dört' konuşmalar ve bakışlar•
•beş' Evine hoşgeldin Melek•
•altı' seni seviyoruz•
•yedi' ailece akşam yemeği•
•sekiz' kıskanç Soylu erkekleri•
•dokuz' üvey ailem•
•on' derin düşünceler•
•on bir' yanlış anlaşılmalar•
•on iki' Beklenmeyen misafirler •
•on üç' köpek çocuk?•
•on dört' eski anılar hatırlanır •
•on beş' baba!•
•on altı' doğum günü hazırlıkları•
•on yedi' kuzenlerle tanışma•
•on sekiz' aile ile kaynaşma•
•on dokuz' okula giriş•
•DUYURU!•
•yirmi' bayılma•
•yirmi bir' kavgalı dedeler •
•yirmi iki' Dedeler ve Onur•
•yirmü üç' O kişisi•
•yirmi dört' Soylu çetesi•
•yirmi beş' Misafirliğe hazırlık•
•yirmi altı' neşeli haller•
•yirmi yedi' özlem•
•yirmi sekiz' anlamlı konuşmalar•
•yirmi dokuz' güzel şeyler•
•otuz' iyi ki...•
•Özel Bölüm•
•otuz bir' etkilenme•
•otuz iki' delice hisler•
•otuz üç' mutlu aile•
•otuz dört' itiraf•
•otuz beş' üst üste yaşanan olaylar•
•otuz altı' kutu ve içindeki özlem•
•otuz yedi' anılar canlanır•
•otuz sekiz' PoMel♡•
•otuz dokuz' açıklama•
•kırk' gergin dakikalar•
•kırk bir' açık hava sineması•
•kırk iki' okul dönüşü...•
•kırk üç' sabah•
•kırk beş' mezarlık•
●kırk altı' #sonkez (FİNAL)●
•Özel Bölüm•

•kırk dört' yeni hoca•

9.8K 808 180
By koronanur


Hızlı yeni bölüm geldi. Beklemiyordunuz değil mi?
Gsndndmmdmdm

Hoşgeldiniz kırk dördüncü bölüme💣

Kitap hakkında düşüncelerinizi istesem?💬

...

Polat'ın gerilen vucüduyla Can'a 'sen bittin' der gibi baktım. Ben zaten ona tatlı dilimle açıklayacaktım sen niye bombanın pimini çekiyorsun anlamıyorum ki.

"Cinsiyeti ne?"

"Erkek."

"Kaç yaşında?"

" 25"

"Nerede ders verecek?"

"Melek'in odasında."

Gözlerim büyürken elimle Can'ın ağzını kapattım. Polat sinirle ayağa kalkıp sınıftan çıkarken Can'ın kafasına hızlıca vurup kulağını çektim.

"Seninle sonra görüceğiz, yarım akıllı."

Homurdanmalarını dinlemeden bende çıktım sınıftan. Arkamdan beni destekleyen Uraz'la gülümsemeden edemedim.

Koridorun sonunda hızlıca yürüyen Polat'ı görmemle koşmaya başladım ona yetişmek için. Koridoru döndüğünde bir kaç saniye sonra bende dönmüştüm. Kolumdan çekilmemle gözlerim büyürken beni tutan kolun Polat olduğunu uzun sürmedi. Beni kullanılmayan bir sınıfa getirip arkamızdan kapıyı kapattı.

"Bir kaç saat ders verip gidecek sadece. Uslu uslu dersimi dinleyeceğim bende. Hem ben eminim kesin tipsizin tekidir. Bir öğretmen en fazla ne kadar yakış-"

Hızlı hızlı ağzıma gelenleri söylerken üstüme yürümesiyle durdum. Yanaklarım anın heyecanı ve az önce koştuğumdan sebep yanmaya başlarken dudağımı ısırmaya başladım. Saçmalamıştım.

"Seni seviyorum bunu biliyorsun değil mi?"

Hıçkırdığımda elimle ağzımı kapattım. Heyecanlanmıştım, fazlasıyla. Şimdi neden böyle konuşmuştu ki?

Biliyorum anlamında kafamı salladım. Çok yakınımda durduğunda elimi elini aldı ve yüzüne götürdü. Onu sessizce izlerken gözlerine bakıp gülümsedim. Çok güzel bakıyordu.

Bu haline dayanamayıp kollarımı boynuna doladım. Parmak uçlarımda yükselip adem elmasını bir kere öptüm. Elleri anında belimi sararken öpüşümle yutkundu. Belimdeki elleri vucudumun yanmasını sağlarken utangaç bir şekilde tebessüm ettim. Yüzüme çok güzel bir şeyim gibi bakması daha çok utanmama sebep olurken kocaman göğsüne saklandım. Burası benim ikinci evim gibi olmuştu.

Gülmesiyle omzuna yumruk attım. Yumruk attığım elimi tutup öptü. Zilin çalmasıyla oflayıp geri çekilmek için hareket yapacakken nefesimi Polat'a üflediğimi fark ettim. Beni kendine daha çok çeken Polat'la gözlerim büyüdü.

"Anlın şişmemiş, canın acıyor mu?"

Gözlerim büyürken elimle anlıma dokundum. Ben bile unutmuştum senin nasıl aklına geldi be adam. Olumsuz anlamda kafa sallayarak konuştum.

"Hayır acımıyor hatta sen söylemesen ben unutmuştum bile."

Gülerek söylemiştim.Bir eliyle belimi sıkıca tutup diğeri eli ile önüme gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Yani sen diyorsun ki şimdi, ben o hocayla ders işleyeceğim."

Konudan konuya atlamakta üstüne yoktu sevgilimin.
Sözlerinin bitmesiyle gözlerime baktı. Kafamı sallayarak onay verdim. Gelecekti.

"Evet, işleyeceğim sonra da seni arayacağım."

Elini belimden çekip öksürdü bir kez. Önden yürüyüp kapıyı açtığında konuştu.

"Peki."

Peki mi? Peki. Hani şu trip cümlesi olan peki mi? Sanırım ayvayı yemiştim.

"Yiaaa Polat trip mi atıyorsun? Seni seviyorum dersem barışır mıyız?"

Sınıfa doğru yürüdüğümüz koridorda sesim yankı yapmıştı. Polat kaşlarını havalandırıp dalga geçer gibi konuştu.

"Dedin zaten."

Kısa bir süre adımlarım dururken gözlerim kısıldı. Seni yılan sen şeytan.

Sınıfa girmemizle hocanın girmediğini görmemle tuttuğum nefesimi verdim. Bir an geç kalcaz sanmıştım.

"Eee hallettiniz mi?"

Enes'ın sorusuyla sırıttım. Polat bana söyleme der gibi baktığında omuz silktim. Çok beklerdi.

"Polat bana erkek tribi atıyor."

Can'dan kahkaha sesi gelirken bende onun yanına oturup güldüm. Arkama da Polat geçerken kulağıma fısıldadı.

"Hiç bir şey karşılıksız kalmamalı."

Bu şimdi ne demek istemişti ki? Bu adamın neden sözünde bir gizem var? Anlamamıştım ama kurcalayamadan hoca sınıfa girdi. Ders tüm sıkıcılığla başlarken defterimi çıkardım. Hocanın söylediklerini not almalıydım.

Okulun bitmesiyle çantalarımızı toplamaya başladık. Enes'in yanıma gelmesiyle koluna girip yürümeye başladım. Enes'in hoşlandığı kızla konuşmak istiyordum. Kızın yarattığı auradan korksamda Enes için değerdi.

Kızı aramamıza gerek yoktu. Baştan aşağıya siyah giyinmiş tek kız oydu. Hayır Enes o kızda ne buldu anlamıyordum. Korkunç bakışları etrafta geziyordu ve bu korku filmlerini aratmıyordu.

"Sen bu kızdan emin misin Enes?"

Bu soruyu kaçıncı soruşumdu bilmiyordum. Enes hiç bıkmadan hayran hayran cevapladı beni. Bu haline göz devirdim. Bu çocuk eski çapkın diye bildiğim çocuk olamazdı.

"Hiç olmadığım kadar eminim."

"Ay tamam anladık."

Arkamdaki erkek tayfasına bakıp göz kırptım.

"Siz bekleyin burada ben kızı tavlayıp gelicem..yani inşAllah."

Tavlama dediğim kısımda Uraz büyük kahkaha patlatırken Polat kafasını yere eğip güldü. Can ve Efe gülerken birbirlerine vuruyorlardı. Eren'le bu hallerine olumsuz anlamda kafa salladık. Bu Eren var ya...fazla zekiydi. Gerçketen öyleydi bu arada. Beyfendi olmasının yanında sakin ve korumacı bir insandı.

Tek başına oturan kızın yanına gidip başına dikildim. Okuduğu anime kitabından başını kaldırıp bana baktı. Gözlerini kıstığında bir süre bakıştık.

"Oturabilir miyim?"

Nazikçe sorduğum soruyla düz bakışları değişmedi.

"Hayır."

Gözlerimi kırpıştırıp dediği kelimeyi anlamaya çalıştım. Bizimkilere baktığımda merakla bizi izlediklerini fark ettik. İşim beklediğimden zor olacaktı anlaşılan.

"Neden oturmama izin vermiyorsun?"

"Neden izin vereyim?"

Zoraki bir tebessüm koyarak yanına oturdum. Gıcık olmuştum bir kere bu kıza burdan geri dönüş yoktu.

"Bak oturdum işte. Ne oldu yedim mi seni?"

Yan gözle bana baktıktan sonra kafasını az önce okuduğu kitaba eğdi.
Kitap kadar kafana taş düşsün emi.
Derin bir nefes alarak sabır diledim. Daha sonra suratıma gülücük yerleştirip tekrar suratına baktım.

"Birini seviyor musun?"

Hareketleri donarken kitaba sadece bakmayı sürdürdü. Yavaş yavaş başını kaldırıp bana baktığında beklentiyle gözlerine baktım.

"Sevmiştim."

Sesinde gizleyemediği burukluğu hissedince dudaklarımı birbirine bastırdım sertçe. Keşke sormasaydım diye geçirdim içimden.

"Ve hala seviyorum."

Gözlerim büyürken yanımdaki kıza baktım. Sevdiği biri mi vardı cidden?
Enes'e bunu söylemek istemiyordum.

"Ben Melek, biliyorum biraz farklı tanıştık ama olsun memnun oldum.."

Uzattığım elime baktıktan sonra elimi sıkarak ismini söyledi.

"Su bende. Memnun oldum."

Kaşlarım kalktı. Su..garip ama güzel bir isimdi.

"Kimi sevdiğini sorsam çok mu ileri gitmiş olurum?"

Su gözlerime baktıktan sonra arkamdaki tayfaya bir göz attı. Kitabı kapatıp ayağa kalktığında telaşla bende kalktım.

"Çok ileri gitmiş olursun. Ama seni sevdim..şu arkada götü başı ayrı oynayan eleman var ya o işte."

Söylediklerine çok şaşırdım. Bahsettiği kişinin Enes olma ihtimali kaçtı? Bence %1000 Kaşlarım havaya kalkarken sevinç çığlıkları atabilirdim şuan. Su'ya sıkıca sarıldım.
Beni büyük bir dertten kurtarmıştı.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Hem bence o da seni seviyor."

Yüzümde büyüyen gülümsemeyle ondan ayrıldığımda bu sefer o şaşırmış gibi duruyordu.

"Arkadaşım diye söylemiyorum çok çapkın bir insandı. Seni görene kadar valla. Tutturdu bir kızdan hoşlanıyorum diye bende o yüzden seninle konuşmak istedim."

Eliyle kendini işaret ettiğinde kafamı salladım. İnanamıyordu galiba, haklı olarak. Konuşmasına izin vermeden yanımıza heyecandan yerinde duramayan Enes'i çağırdım.

"Hadi siz bir güzel konuşun. Ben kaçıyorum."

Gitmeden önce Enes'in kulağına Su'yun da onu sevdiğini fısıldadım.

Bizimkilerin yanına gelirken yerimde duramıyordum onlardan çok ben heyecanlanmıştım. Böyle şeylere şahit olmak beni mutlu etmişti. Özellikle yıllardır tanıdığım ve fazlasıyla değer verdiğim birinin mutluluğuna ortak olmak çok güzel hissettirmişti.

Beni izleyen Polat'a koşarak sarıldım. Beni anında sımsıkı saran adamla gülümseyerek gözlerimi kapattım. Bu duygu çok daha farklıydı. Sevdiğiniz bir insanın sizi sevmesi kadar güzel bir şey olamazdı sanırım.

"Su'da Enes'i seviyormuş düşünebiliyor musun? Bu çok güzel bir şey. Benim halletmeme gerek bile kalmadı. Yiaaa çok mutlu oldum."

Gülerek söylediklerimle geri çekildim. Okuldakilerin çoğu çıkmıştı. Artık bizde çıkabilirdik.

"Abla kendi ilişkine bu kadar sevinmedin."

Efe'nin söylediklerine kaşlarım çatılırken bende önce Polat konuştu.

"Onun yerine ben sevinmiş olmalıyım o zaman."

Polat'ın elini sıkıp teşekkür eder gibi baktım gözlerine. Telefonum çaldığında cebimdeki telefonu çıkardım. Annemin aradığını gördüğümde merakla açıp kulağıma götürdüm. Beni izleyenlere annem diye ağzımı oynattım.

"Neredesin annem sen? Hocan gelecek birazdan sen ortada yoksun."

Unutmuştum. Suratımı buruşturdum. Elimi anlıma vuracakken Polat elimi nazikçe tutup bırakmadı, okşayıp dudaklarına getirdi.

"Anne ben unutmuşum çok özür dilerim."

"Sorun değil birtanem. Ben Aras abini yolladım birazdan orada olur."

"Çok teşekkür ederim anne."

Vedalaşarak kapattık telefonları. Hadi diyelim ben unuttum bunlarda mı unutmuştu? Neyse Melek şimdi sırası değil. Polat'ın elindeki elimi alıp arkamı döndüm Enes'leri görebilmek adına.

İkili oldukça utangaç bir şekilde birbirleriyle konuşmaya çalışıyordu. Bu görüntü komiğime gelsede burada daha fazla zaman kaybedemezdim.

"Annem aradı hoca gelecekmiş. Aras abi birazdan burada olurmuş."

Efe ve Can önden yürümeye başlarken öğretmen hakkında fikir yürütuyorlardı. Eren bizimle vedalaşıp gitti. Polat'la Can ve Efe'nin arkasında yürürken konuşmaya başladık.

"Hoca geldiğinde ve gittiğinde haberim olacak."

Güldüğümü görmemesi için başımı eğdim. Çenemden tutup başımı kaldırdığında kaşlarını çattığını gördüm. Aslında Polat'a baktığınızda hep çatık kaşlı bir insan olduğunu gözlemlerdiniz. Fakat öyle değildi kaşları nedensizce aşağıda duruyordu normal duruşu bile benim çatık kaşlarımla eşdeğerdi.

"Söyleceksin değil mi?"

Kafamı sallayarak onayladım. Elbette söyleyecektim. Onun yerinde ben olsaydım bende aynı şeyi söylerdim ona.

"Abla! Abim gelmiş."

Efe'nin sesiyle tamam diye bağırdım. Polat'a döndüğümde açıkta kalan göbeğime baktığını fark ettim. Yalancı bir öksürükle onu uyardığımda kafasını kaldırıp gözlerime baktı.

Korna sesiyle oldugum yerde zıpladım. Korkmuştum. Büyük ihtimalle Aras abim basmıştı.

"Hadi git beni aramanı bekliyor olucam."

Parmak uçlarımda yükselip yanağını sesli bir şekilde öptükten sonra yüzüne bakmadan arabaya doğru koşmaya başladım.

Eve geldiğimizde öğretmenimin hala gelmediğini söyledi annem. Hızlıca bir duş alıp eşortman takımımı giydim. Odamda ders çalışmayı ben istemiştim. Annemin söylediğine göre adam işinde fazlasıyla iyiymiş. Çocuklara dersi sevdiyormuş ve güleç bir insanmış. Bakalım ne kadar güleç bir adam.

Zil sesinin çalmasıyla koşurarak aşağıya indim. Gördüğüm kişiyle gözlerim büyürken ağzımdan çıkan kelime engel olamadım.

"Hoyy maşallah."

Adam güneş gibi parlıyordu yeminle. Üzerine giydiği siyah takım esmer tenine cuk diye oturmuş uzun boyuyla ve yüzünde eksiltmediği gülümsemesiyle, ona on adamdı vesselam.

"Seninle ders işleyeceğiz değil mi güzel kız?"

Adamın ses tonu bile yakışıklıydı. Babam bir anneme bir adama bakarken anneme sorarcasına bakıyordu. Bu kadar yakışıklı bir hoca kimsenin aklında yoktu.

Kafamı sallayarak onayladım. Yürüyerek önümde durduğundan başımı kaldırmak zorunda kalmıştım.

'Uçarak gelmeceğine göre?'

İç sesime dil çıkardım. Ne bilim canım heyecanlanmıştım herhalde.

"Bana ders çalışacağımız yeri gosterebilir misin Melek?"

Zorlukla gülümseyip annemlere baktım. Onlar onay verdiğinde başımı sallayıp önden yürüdüm. Arkamdan gelen adım seslerini duyuyordum.

Odamın kapısını açıp içeri girdiğimizde arkamı dönüp hocamı izledim. Elindeki siyah çantayı masama bırakıp bana baktı. Gülümseyerek söze başladı.

"Okula gitmediğin günlerin eksiklerini tamamlamak için buradayım fakat herhangi bir şeye ihtiyaç duyarsan söylemekten çekinme lütfen."

Gülümsedim sözlerine. Çok cana yakın bir adamdı. Masama oturup derse başlamadan önce Polat'a hocanın geldiğini mesaj attım ve telefonu yatağımın üstüne attım. Dikkatimin dağılmasını istemiyordum.

Bismillahirrahmanirrahim.

...

• Yeni gelen hocamız?

• Polat ve Melek?

• Enes ve Su?

• Bölümle ilgili genel yorumlarınız?

• Finalden önce kesinlikle olmalı dediğiniz bir şey var mı?

İg: koronanur
Takip edebilirsiniz.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, sağlıkla kalın💙

Continue Reading