Friends? - Stray Kids/Hyunmin

Par sellyinthebuilding

76.8K 5.9K 3.1K

(texting-instagram-düz yazı) Hyunjin: Selam orospu çocukları ve diğerleri. Minho: adamdaki egoya bak... Plus

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
17
20
21
19
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
40
41
42
43.Bölüm
44.Bölüm
Kitap Duyurusu
45. Bölüm
Final
Final- İnstagram
Yeni Kitap

39

1.3K 100 102
Par sellyinthebuilding

     

"Günaydın millet." diye salonda yankılanan sesle zonklayan başını kaldırdı Minho.

"Geldiniz mi sonunda?"

"Hayır, yoldayız. Bunlar bizim hologramımız."

"Paket yap evde güleceğim buna amk gereksizi."

     Ağır geçen gecenin sabahı evin küçüklerinin gelmesi ve Minho- Hyunjin atışmasıyla başlamıştı bile.

    "Felix ve Seungmin nerede?" diye kollarını küçük sevgilisine sararken sordu Chan.

     "Eve geçtiler." diye kısaca büyüğünü yanıtladıktan sonra ise kendini sevgilisinin yanına atıp bacaklarına uzandı Jisung.

      "Felix.. Nasıl?"

Changbinin çokta rast gelmedikleri çekingen sesi duyulduğunda göz devirdi Jeongin.

   "Nasıl mı? Çok güzel soruymuş. Var mı başka böyle güzel soruların?" diye alayla yanıtladığında ise sevgilisinden küçük bir uyarı almıştı.

    "Changbin, bir kaç gün burada kalsan daha iyi olur sanırım."

    Chan'ı kafasıyla onayladı Changbin.

"Sanırım."

"O zaman birimiz Minho hyunglara geçsin. Denge önemli." diyen Jeonginin hemen ardından iki ses yankılanmıştı:

"Ben geçerim."

"Ben geçeceğim tabiki."

    Hyunjin ve Jisung birbirlerine pis pis bakarken diğerleri göz devirmişti. Başlamışlardı yine.

"Lan YouTube reklamı gibi niye sürekli araya giriyorsun sen? Otur oturduğun yerde lama surat. Ben gideceğim."

"Ulan asıl sen niye her şeye atlıyorsun? Bütün iyi anların katilisin yemin ederim."

  "Sevgilimin evi it. Ben gideceğim tabiki."

"Benim de sevgilimin evi?"

"İşte tam bu yüzden sen gelmiyorsun ırz düşmanı puşt." diye araya girdi, başından beri ikilinin kavgasını sırıtarak izleyen Minho.

"Ya sal artık bizi yavşak adam. Kaç gün oldu daha sevgilimin yüzünü düzgün göremedim. Evlenince gelir aramızda yatarsın sen kesin."

      Hyunjinin söylenmesine kaşlarını çattı Minho.

"Ne evlenmesi be! Tövbe de sarı çiyan."

"Korktun mu hyung? Alayım mı Seung'u elinden?" diye sırıtarak konuşan Hyunjin'in cümlesi biter bitmez ayaklanıp onu kovalamaya başlayan Minho ile Alfa İni her zamanki kaos dolu sabahını yaşıyordu.

     Bunun aksine alışılagelmişin dışında sessiz olan Yüce Lee Köşkü'nde iki en yakın arkadaş sakince kahvaltı ediyorlardı.

     "Seungmin, sence Changbin hyung konusunda doğru mu yapıyoruz? Ya yaptıklarımız doğru sonuca ulaşmazsa." diye kararsızlıkla konuşan arkadaşına gülümsedi Seungmin.

    Plan basit ve sadeydi. Changbin'in duygularını anlaması için Felix geri çekilecekti. Başka biri araya girmeden de onu kaybedebileceğini göstereceklerdi büyük olana. Felix in onda olan yerini kavrayabilmesi için.

   "Bence yapabileceğimiz en doğru şey bu. Ona zorla bir şey yaptırmayacak ya da zor durumda bırakıp seni kabullenmesini sağlamayacağız. Sadece bir şeyleri fark etmesi gerek. Bu istediğin gibi sonuçlanmayabilir Lix. En başından bunu bilmelisin öncelikle. Her şeyin sonunda hyung senin ona karşı beslediğin duygulara karşılık veremeyebilir. Bunu göze almalı ve bu olursa ne yapacağını düşünmelisin. "

" Ben.. Bilmiyorum.. Onu çok uzun zamandır seviyorum Seungmin. Ondan öncesi yok gibi. Sanki dünyaya onu sevmeye gelmişim gibi. Ama her şeyin sonunda dediğin gibi olursa bunu kalbime gömüp yanında olmaya devam ederim sanırım. O da isterse tabii. Yanında olmak bile benim için bir şey. "

" Seni anlıyorum. Dürüst olmak gerekirse Changbin hyungun sana karşı boş olmadığını düşünüyorum. Fakat o duvarları olan bir adam. Görünüşünün aksine bir çok korkusu var. Onun duvarlarını aşmalısın Lix. Woo hyungun da dediği gibi çabalamadan, onu korkularıyla yalnız bırakırsan onları tek başına yenmesini bekleyemezsin. "

     Gülümsedi Felix. Dün geceden beri düşünüyordu. Bunu yapabilirdi. En azından denemeliydi.

   " Hadi gruba yazıp ne alemdelermiş öğrenelim. "

***********************'******

Mahşerin Atlıları
Felix~Jeongin ~Jisung~Seungmin

Seungmin

45-40 merkez

Rapor verin

Tamam

Jeongin

Merkezz

Burası 45-40

Her şey normal

Felix

Detay versene amk

Jisung

DUURR

Jisung 'Hyunjin' kişisini ekledi.

Hyunjin

Hain piçler (Seungmin'im hariç)

Jeongin

Bunu niye aldın aq ya

Jisung

Ağladı aq napim

Hyunjin

Bak bi de niye aldın diyor ya

Siz var ya orspusunuz

Seungmin hariç

Jeongin

Grubu Seungmin hyung kurdu

Amk gavatı

Ayrıca seni çekiştirdiğimiz gruba seni mi alacaktık andaval

Seungmin

Tamam durun

kaynatmayın konuyu

Neler oluyor

Nasıldı ortam

Hyunjin

DURUN

Hyunjin 'Mahşerin Atlıları' olan konuyu 'Hyunmin ve Öbürsüler' olarak değiştirdi.

Hyunjin

Heh

Devam

Jeongin

Sizi sayıyla mı veriyolar

Amk işsizleri

Ayrıca sensin öbürsü

Jisung

Öbürsü ne amk

Seungmin

Lan

Konuyu kaynatıp durmayın

Skicem ama he

Jisung

Prdn abi

Jeongin

Neyse anlatıyorum

Pek bir şey yok aslında

Dün gece onlar da içmiş

Masa şişe doluydu

Geldiğimizde hepsi bir koltukta uyukluyordu

Changbin hyung sessizdi

Kötü görünüyordu yani

Bir kaç gün bizde kal dedi Chan

Tamam dedi işte o da

Bu kadar

Duşa girdi şimdi

Minho hyung ve Chan hyung bir şey demedi

Karışmayın dediler

O kadar

Felix

Nasıl kötüydü

Çok mu kötüydü

Hasta gibi mi

Bir şey deseniz ya!

Jisung

Lan dur bi

Akşamdan kalma işte

Bir şeyi yok

Düşünceli gibi

Hyunjin

Sen nasılsan o da öyle Lix

Changbin hyung kalpsiz biri değil

O da olanları düşünüyor belli ki

Seungmin

Şu son bir kaç haftada asla doğru düzgün yüzümüz gülmedi amk

Jeongin

Bence hep nazar

Okuldaki bütün kaşarlar nazar etmiş olabilir

Yıllardır en büyük kavgamız ön koltuk kavgasıydı amk

Felix

Changbin hyung eve gelmeyecek mi şimdi?

Benim yüzümden..

Hyunjin

Felix saçma sapan konuşup kendini üzme daha fazla

Hepimiz benzer şeyler yaşadık

Sadece zaman gerekiyor

İkiniz için böylesi daha iyi

Jeongin

Hyunjin az önce mantıklı bir şeyler mi söyledi?

Ben mi yanlış okudum?

Jisung

JEONGİN ATEŞİNE BAK

GELİYORUM

ARKADAŞLAR BESTİME BİR ŞEYLER OLMUŞ ARKADAŞLAR

Hyunjin

Jisung hem yazıp hem bağırmasana oç

Sizi insan yerine koyanda kabahat

Felix

Teşekkür ederim Hyunjin

Hepinize ederim

Hep yanımdasınız

Jisung

Yaa civcivim

ağlarım 🥺🐥

Hyunjin

Rica ederim Yongbok-ah

Bir an önce Changbinle manit olup Seungmini salarsın umarım

Jisung

Senin de rengin belli oldu Hwang djdjödmf

Jeongin

Kahpe rengi kfkfkf

Neyse

Kişisel algılama Lix hyung

Ben sadece kaos seviyorum

Felix

İyi dostlar edindim hepsi ailem oldu...

Püü

Dost dediğin kötü gününde seni teselli eder be

Jeongin

O dost hyung

Biz kardeşiz

Jisung

Kardeşler pezevenktir

Jeongin

Lan Chan hyung kahvaltıya çağırıyor

Koşun

*****************************

    Jeongin in son mesajı üzerine herkes mutfakta toplanmış ve sessiz bir kahvaltının ardından odalarına çekilmişlerdi.

    Changbin bir kaç gün kalacağı Hyunjin in odasında yatağa kurulmuşken küçük olan en yakın arkadaşının çağırmasıyla onun odasına yönelmişti.

    "Jisung hyung ne istiyorsun yine ya? Ne güzel Chan hyungla film izleyecektik." diye odaya girdiği anda söylenen küçüğe sırıttı Hyunjin.

"Neden buradasın aq tilkisi doğruyu söyle. Değil Jisung hiç bir kuvvet getiremezdi seni buraya."

   Hyunguna göz devirdi Jeongin.

"Stüdyodan aradılar. Hyunglar oraya gidecekmiş."

    "Ne söyleniyorsun o zaman amk?"

Omuz silkti.

"Hoşuma gidiyor."

İkili atışırken başından beri, mizacına aykırı olarak sessiz duran Jisung boğazını temizledi.

"Sizi bir şey konuşmak için çağırdım."

   Arkadaşlarının pek sık rastlamadıkları ciddi sesini duyduklarında Jeongin ve Hyunjin önemli bir konu olduğunu anlayıp sustular ve yatağında oturan Jisung'a döndüler.

"Bir şey mi oldu Ji?"

"Bir şey oldu. Olmuş yani."

"Hyung ne oluyor? Gerildim."

"Bu konu hakkında uzun zamandır konuşmayı düşünüyordum. Şuan sırası olmayabilir fakat artık kafamın içindeki ses susmuyor."

    Jisung karşısındakileri kırmadan, suçlamadan konuşmak için doğru kelimeleri arıyordu. Zira son günlerde fazla kalp kırılmıştı. Bir yenisine sebep olmak istemiyordu.

   " Jisung bizimle her şeyi konuşabilirsin. Biliyorsun değil mi? Bir sorun mu var?"

Derin bir nefes aldı genç.

"Bir sorun mu bilmiyorum. Bunu öğrenmek istiyorum."

"Hyung artık söyler misin? Gerçekten çok geriliyorum."

"Tamam. Uzatmayacağım daha fazla. Nerden başlasam bilemiyorum.. Seungminin günlüğünü bana verdiğini ikiniz de biliyorsunuz."

"Çocuklar, biz çıkıyoruz.." diye Jisung un konuşması arasına giren Chan'ın sesiyle üçlü irkilse de hyunglarına anladıklarını söylediler.

     Jisung biraz daha rahatlamıştı. Minho nun bunları duyma ihtimali çok kötüydü.

" Ee hyung? Devam et. "

" Aldığım günden beri günlüğü parça parça okudum. Ve o zamandan beri aklıma takılan bir konu var. Beni çok rahatsız eden bir konu."

"Nedir o Jisung?"

   Derin bir nefes daha aldı Jisung.

"Öncelikle kimseyi suçlamak gibi bir niyetim yok. Fakat Seungmin benim en yakınlarımdan biri. Tüm çocukluğum o. Bu yüzden onun iyiliği benim için geri kalan her şeyden daha önemli. Bu yüzden de onun zarar görmeyeceğinden emin olmak istiyorum."

"Jisung.. Seni anlamıyorum. Bizim Seungmine zarar vereceğimizi düşünüyor olamazsın herhalde. Açık konuş artık." derken sinirlenmeye başlıyordu Hyunjin.

    Herkesin Seungmini üzeceğini düşünmesi onu öfkelendiriyordu. Neden kimse ona inanmıyordu?

"Bunu bilerek yapmayacağınızı biliyorum Hyunjin. Her neyse. Günlüğün başlarında, Jeongin Felix ve Seungmin in birbirlerine açıldığı bir kısım var. Ve sonrasında aralarında geçen bir konuşma. Jeongin'in Hyunjin ile aralarında romantik anlamda hiç bir şey olmadığını söylediği bir konuşma. Ve bu konuşma Hyunjin'in sana açılmasından aylar sonra geçen bir konuşma. Ve daha sonrasında da bir daha bu konu açılmamış. Seungmin'in kendi içinde düşündükleri, belki de bir nebze sizi kıskanması dışında. "

" Seungmin hyungu kandırdığımı düşünüyorsun? Ona yalan söylediğimi? " diye konuştu Jeongin gözlerini hyungunun gözlerine dikerken.

" Bunları düşünmemek için bu konuşmayı yapıyorum Jeongin. Kötü bir niyetin olmadığını biliyorum. Küçüktük o zamanlar. Yanlış anlaşılmak istemedin belki. Anlıyorum-... "

" Anlasaydın bu konuşmayı yapmazdık hyung. Korkum yanlış anlaşılmak değildi. Seungmin hyungu üzmekti. Ve ona yalan söylemedim. Hyunjin hyung ile aramda asla romantik bir şey olmadı. Çünkü biliyordum. Sizin aksinize kör değildim ve o bana açılırken bile aslında bana hissettiğin şeyin romantik bir sevgi olmadığını biliyordum. Bu yüzden bu olayı büyütmedim. "

" Bu konuyu neden şimdi gündeme getiriyorsun Jisung? Geçmişte bir çok hatam olduğunu söyledim. Bu da onlardan biriydi. Hislerimden kaçmaya çalışırken yaptığım çocukça bir ataktı. Şimdi her şey yeni düzelmişken, neden bunu yapıyorsun? "

  Jisung şaşkınlıkla karşısındaki ikiliye baktı. O onları suçlamamıştı bile. Sadece kardeşini korumak için gerçeği öğrenmek istemişti.

" Sakin olur musunuz? Yaptığım bir şey yok görmüyor musunuz? Sadece Seungmin'i korumak istiyorum. "

" Neyden Jisung? Kimden? Onu ne kadar sevdiğimi görmüyor musun? Kaybetmekten ne kadar korktuğumu."

"Onu kaybetme diye uğraşıyorum Hyunjin! Seungmin bunu daha sonra öğrendiğinde ne olacak sanıyorsun? Ondan sakladığınızı, sakladığımızı öğrendiğinde? O bunu kaldıramaz. Sürekli onun ne kadar hassas olduğunu söylüyorsunuz. Fakat ikiniz de neden böyle olduğunu bilmiyorsunuz. Ben biliyorum. Oradaydım. Onun korkularını yenmesi için, tekrar gülmesi için ne kadar uğraştık bilmiyorsunuz. Sizi en başından beri suçlamadım. Sadece doğruyu öğrenmek istedim. Ama kusura bakmayın eğer Seungminin iyiliği içinse kimseyi karşıma almaktan çekinmem. Bu hep böyle oldu ve böyle olmaya devam edecek. "


     " Kimseyi karşına almana gerek yok Ji. "diye dördüncü bir ses odada yankılandığında herkes şaşkınlıkla kapıda onlara bakan Seungmin ve Felix'e döndü.

    " Seungmin?" diye aynı anda korkuyla konuşan Hyunjin ve Jisung kısa bir an birbirlerine baktılar.

   Ne kadarını duymuştu? Neden gülümsüyordu?

"Seungmin, ne zamandır ordasınız?"

"Yeterince uzun." deyip yavaş adımlarla içeri girdi ve Jisung'un yanına oturdu Seungmin. Felix te hemen karşılarına.

"Seungmin.. Ben.. Bak.."

"Sakin ol Hyunjin. Sen de Jisung."

    İkili hala onlara gülümseyerek bakan küçüğe gerginlikle bakıyordu.

"Seungmin... Ben böyle öğrenmeni istemedim.."

"Zaten böyle öğrenmedim Ji. Merak etme."

   Bu kez kaşlarını çatmıştı iki en yakın arkadaş. Neler oluyordu?

"Anlamadım. Seungmin.. Kızgın değil misin?"

"Değilim Hyunjin.. Çünkü biliyordum."

"Neyi? Yani.. Nasıl?"

"Ya sen her şeyi nereden biliyorsun amk?Vahiy mi iniyor or*spu çocuğu??"

     Seungmin gülerek çocukluk arkadaşının ensesine sertçe vurduktan sonra hala ona korkuyla bakan sevgilisine döndü.

"Jeongin'e açıldığını biliyorum Hyun.. Uzun zaman oluyor. Birbirimize açıldıktan bir kaç ay sonra Jeongin gelip anlatmıştı."

"Ne?! O zaman günlükte niye yazmıyor amk? Haftalardır boşuna mı kafayı yiyorum ben?!"

" Jisung o günlüğü günü gününe tutmadım fark ettiysen. Bazı şeyler tabiki yazmıyor. Araya kaynamıştır."

     Jisung içini saran pişmanlıkla karşısındaki ikiliye bakarken bu Hyunjin in umurunda bile değildi. Seungminle arası bozulmamıştı ve Jisung'un Seungmin i koruma istediğini anlıyordu. Ona kızmamıştı.

" Kafanda kuracağına gelip sorsaydın yemezdin kafayı avel orospu."

  Tabi bu Jeongin için geçerli değildi. Aslında o da kırgın ya da kızgın değildi. Ama Jisung'u fena halde dövmek istiyordu.

    "Ama küçük tilkim nereden bileyim? Sen de niye en başında söylemiyorsun amk? 2 saat kıvrandım burada."

   Jisung'un Jeongini suçlaması küçüğün üzerine atlaması için son damla olmuştu.

    İkili Jisung'un bağırışları eşliğinde yerde yuvarlanırken, onların kaosuna. kendini yatağa yüz üstü atıp 'Changbin' diye böğüren ve Hyunjini tekmeleyerek yere atan Felix de katılmıştı.

   Öte yandan kısa bir süre önce stüdyoya varan büyükler karşılarındaki adama öldürecek gibi bakan Minho'yu zaptetmeye çalışıyordu.

    "Yeon burada ne işin olduğunu söyleyecek misin artık?" diye bıkkınlıkla konuşan Chan arkadaşını tutmakta zorlanmaya başlamıştı.

    Zira küçük olan gücünü öfkesinden alıyordu ve yetişkin bir Lee Minho'nun öfkesi tüm Seul'u küle çevirebilirdi.

"Sakin olun beyler.. Olay çıksın istemeyiz. Stüdyo ile görüşmek için buradayım. Malum dönem sonunda sik gibi ortada bırakıldığımız için yapmamız gereken projeler yarıda kaldı."

"Sen de koca şehirde başka yer yokmuş gibi bizim kiraladığımız stüdyoya geldin." diye imayla konuşup tek kaşını kaldırdı Changbin.

   O da en az Minho kadar nefret ediyordu bu çocuktan.

"Aslında Changbin-ah başka bir yer düşünmedim bile. Sahip olduğum veya alıştığım şeylerden kolay vazgeçmem." diye kendisine bakarak imayla konuşan çocuğa kaşlarını çattı Chan.

"Hayal dünyasında yaşıyorsun Yeon. Ya da takıntılı bir manyaksın bilmiyorum. Ama sınırını yeterince aştın. Stüdyoyu mu istiyorsun? Senin olsun. Benden ya da bizden alıp alabileceğin tek şey bu."

      "Büyük konuşuyorsun. Bunu sevdim. Ama rahat ol, seninle ya da küçük çetenle bir meselem yok. Geçen sefer ufaklığı biraz üzdüm sanırım. Özürlerimi iletirsiniz." diye yapmacık bir şekilde konuştuktan sonra çantasını alıp kapıdan çıkan adamın arkasından tiksintiyle baktı üçlü.

" Ne yapacağız şimdi hyung? Ben bu piçle aynı yerde çalışmam. "deyip kendini deri koltuğa atan Minho'ya anlayışla baktı büyük olan.

" Bilmiyorum Minho. Ben de Yeonla daha fazla muhatap olmak istemiyorum. Fakat festival gösterisi için az bir zaman kaldı. Pratikleri okulda yapabiliriz. Yine de kayıt için stüdyo gerekli."

"Seonghwa'ların anlaştığı stüdyo?" diye ortaya bir fikir attığında en küçükleri başını iki yana salladı.

"Geçen Woo ile konuştum. Okula yakın olduğu için çok fazla talep varmış. Onlar da erken gittikleri için boş gün bulabilmişler sadece."

"Neyse şimdilik düşünmeyin. Bir çaresine bakacağım. Ben Kelly Noona'ya eksiklerin listesini verirken siz de uslu durun. 15 dakika içinde döneceğim."

    Büyüklerinin onları uyardıktan sonra hızla odadan çıkmasıyla Minho kafa karışıklığıyla arkadaşına döndü:

" Kelly Noona kim lan? "

     Changbin ise hyunguna göz devirdi. Bu adam neden hiç bir şeyle ilgilenmiyordu yahu?!

" Stüdyonun sahibi. "

   Büyük olan anladığını belirtircesine bir ses çıkardıktan sonra yanında oturan küçüğüne üzülerek baktı.

    Bir günde resmen rengi solmuş, yüzü çökmüştü Changbin'in.

   "Hey! Ne düşünüyorsun?" diye sordu kendini tutamayarak Minho.

"Bilmem. Karmakarışığım."

"Changbin.. Bak söylediğin bahaneleri ya da düşüncelerini işte her neyse, mantıklı bulmuyorum. Fakat korktuğunu görüyorum. Ve bunu anlayabiliyorum. Yaşanan bütün kaosların ardından hepimizin sığındığı cümle buydu. 'korkuyorum'.
Bu konuda hiç birimiz seni yagılayamayız. Yine de.. Felixle konuşmalısın. Bize anlattıklarını ona da anlatmalısın. Bir kaç gün birbirinizden uzak kalmanız bir şeyi değiştirmeyecek. Sadece Felix'i senden uzaklaştırır. "

   Büyük olanın son cümlesiyle gözlerini korkuyla açıp ona baktı Changbin.

" Benden.. Uzaklaşır mı? "

   Bunu istemiyordu. Felix'i kaybetmek istemiyordu. Onu seviyordu. Onun o sevimli hallerini, kendisine olan hayranlığını, her baktığında parıldayan gözlerini, çocuksu tarafını, saflığını, neşesini... Ve daha sayamayacağı bir çok özelliğini seviyordu Changbin. En çokta yanında olmasını. Ona heyecanla bir şeyler anlatmasını, ve aynı şekilde onu dinlemesini..

     Felix'e karşı boş olmadığını biliyordu. Hatta daha fazlası olduğunu da.

" Bak Changbin.. Herkes sana aksini söyleyecek. Fakat seni tanıyorum.. Tatlı yalanlardansa acı gerçekleri tercih edersin. Bu yüzden sana olduğu gibi fikirlerimi söyleyeceğim. Felix in yerinde sen olsan ne yapardın? Uzun zamandır sevdiğin kişiye bunu itiraf ediyorsun ve o senden kaçıyor. Kendini onun yerine koy. "

    Sıkıntıyla nefes aldı küçük olan.

" Sanırım.. Hiç bir şey eskisi gibi olmazdı? "diye sorarcasına konuştu.

" Aynen öyle. Eğer kaçarsan onu kaybedersin Changbin. Ona karşı hislerin ne olursa olsun karşına alıp konuşmalısın. "

" Haklısın Hyung. Felixi kaybetmek istemiyorum. Fakat ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Onunla olmak istiyorum. Ama bunun onu incitmesini istemiyorum. "

   Minho kaşlarını çattı.

" Bu onu niye incitsin ki? "

Büyük olana çekingence bakıp derin bir nefes daha aldı Changbin.

" Bu söyleyeceklerim sana saçma gelecek. Biliyorum. Aksini de iddia edeceksin. Ama yine de.. Tarafsızca düşün hyung. Felix ciddi anlamda peri gibi bir çocuk. İyi kalpli, sevecen, sevimli, saf ve güzel. Çok güzel hyung.. Ben.. Onun yanına yakışacağımı düşünmüyorum. Bakma bana öyle. Dış görünüşten bahsetmiyorum. Ben Felixin hakettiği ilgiyi ona verebilir miyim bilmiyorum. Daha önce kimseyle o anlamda ilgilenmedim. Onu seviyorum fakat bunun onu mutlu edeceğine emin değilim. "

" Fazla düşünüyorsun. "

" Sen söyle o halde hyung. Jisunga açılman neden bu kadar uzun sürdü? Sen de korkuyordun. "

" Evet. Fakat aynı şey değil Changbin. Ben kendimi bildim bileli benim için Jisung var. Ondan öncesi ya da sonrası yok. Ona aşık olan bendim. Ve onun ne hissettiğini bilmiyordum. Onu bu şekilde kaybetmekten korkuyordum. Ama onu sevmekten asla korkmadım. Sen Felixi sevmekten korkuyorsun. Burda Felixi en iyi anlayan kişi benim belki de. Ve sana şuan çok boktan hissettiğini söyleyebilirim. O da korkuyordu Changbin. Fakat cesaretini topladı. Belki de şimdi senin sırandır. "

    Küçük olan bu kez diğerlerinden daha derin bir nefes aldığında açılan kapıyla içeri giren hyunguna döndü.

" Eve gitmeliyiz. "diye hızlı bir şekilde söylenip telaşla eşyalarını toplamaya başlayan Chan ile kaşlarını çattı küçük olanlar.

" Hyung? Neler oluyor? "

" Annemler gelmiş. "

" Annemler? "diye tedirgince soran Minhoya baktı ve bıkkınlıkla konuştu büyük olan:

" Annem.. Annen.. Ve Hyun Ae teyze.. "

Changbin diğerlerinin yanında kendi annesinin adını duyması ile gözlerini pörtletirken Minho da ondan farklı değildi.

     Başlarından eksik olmayan belaların en büyükleri geliyordu.

Ana kraliçelerin isimleri bile burunlarına kaos kokusu gelmesine yeterliydi.

    3 genç aynı anda derin bir nefes aldı. Bu hepsinin aklından geçen şeyi dile dökme şekilleriydi.

"Tanrı yardımcımız olsun"

*****************************

Heyyo millet..

Çok uzun bir ara oldu. Çok üzgünüm. Küçük bir kaza geçirdim ve 3 parmağım 2 haftaya yakındır alçıdaydı. Ancak çıktı ve hemmen buraya koştumm. Siz bunu okurken ben de yorumlarınızı okuyacağım fjjcös

  Açıkçası bu bölüm çok daha farklıydı fakat kazada telefonum kırıldı ve bölüm onun içindeydi..
Ben de sizi çok beklememek için hızla bölüm yazdım.

Biraz aceleye geldi üzgünüm. Bölümler eski hızıyla gelmeye devam edecek. (inş fkkdkd)

(*Ve bir de üyelerin ailelerin ismini tamamen sallıyorum. Gerçek annelerinin isimleri değil. Yaşları ya da işte işleri, hayatları tamamen kurgu.)

Bu arada; 24 to 25'i dinlemeyi unutmayınnn..

Fighting staa 💕✨

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

1.4K 119 9
Aşkı ve sevgiyi bilmeyen Joshua, hayatı aşk ve sevgi dolu olan Jeonghan ile tanışır... ~~~~~ Jeonghan: Daha önce aşık oldun mu? Dedi. Hayır anlamında...
412K 34K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
34.3K 3.5K 36
Güzel Sanatlar fakültesi fotoğrafçılık bölümünün gözde öğrencisi Hwang Hyunjin, uzun zamandır ortaya çıkardığı eserlerden tatmin olmuyordur. İlhamını...