Kızlarının odasından sessizce ayrılan gözü yaşlı anne hayatında ilk defa çaresizliğin ne demek olduğunu anlıyordu.
O allahın sevgili kullarındandı belki de, bu yaşına kadar sevgili kocası gönlünü bir kez bile kırmamış çocuklarından her zaman gururla iftarla söz edilmişti.
Ama biriciği Gece'si meğer acılar içinde yıllardır kavruluyormuş.
Bunu nasıl görememişti bir anne olarak evlatlarının üzerine titrerken minik kızının kalp yarasını nasıl fark edememişti?
Şimdi gitse sarssa oğlunu, kendine gel Kuzey senin diğer yarın Gece o seni her şeyden herkesten daha çok severken bu yaptığın saçmalıklarda ne böyle dese.
Olmaz, kahretsin ki olmaz. Bu sefer de oğlunu biricik kızı için kurban etmiş olurdu.
Düşündü yaşlı kadın doluya koydu olmadı boşa aldı dolmadı düşündü de düşündü ama işin içinden çıkamadı.
Gün sabaha varırken herkes odalarına çekilmiş planlanan tatil gününün aksine uykusuz bir sabaha merhaba demişti Gece.
Dün akşam neyse ki Kübra'yı ikna ede bilmiş bu evden yavaş, yavaşta olsa ayrılmanın zamanı geldiğini arkadaşına anlata bilmişti.
Artık tek sorunu gidesiye kadar asla ama asla Kuzeye gerçek hislerini belli etmemesiydi.
O nişanlı bir adam, dahası kendisinin abisiydi.
Kahrolası kalbi her ne kadar kabul etmek istemese de, mantığı ve aklı bunu çoktan kabul etmiş ve kendi köşelerine çekilmişlerdi.
Yatakla daha fazla savaşmak istemeyen Gece daha fazla bu düşüncelere dayanamamış ve sabaha karşı beşte spor kıyafetlerini giyerek evden sessizce koşuya çıkmıştı bile.
Aksi gibi onun gibi uyuyamayan Kuzey de koşudaydı o sabah.
Gerçi genç adam için bu temel bir ihtiyaç gibiydi. Sert ve kaslı bedeni düzenli yaptığı sporlar sebebiyle taş gibiydi.
Her sabah beşte kalkar hazırlanır ve iki saat koşuya çıkar kendini tazelenmiş hissederdi genç adam.
Evden aynı saatlerde ayrılmalarına rağmen şans eseri karşılaşmayan ikili sahil yolunda aşırı susadıkları için durdukları an dikkatsizlik sebebiyle çarpışıp yere düştüklerinde ikisi de kavga edecek yer aramaktaydı zaten.
O sinirle aniden birbirlerine bakan ikili oldukları yerde donup kalmışlardı.
Daha bir kaç saniye önce düşmesine sebep olan kişiye iyi bir fırça için hazırlanan çift şu an gözlerine far tutulmuş iki tavşan gibi sessizce birbirlerini süzüyorlardı.
Bir kaç saniye sonra durumun tuhaflığına iyice sinirlenen Kuzey ve Gece aynı anda tekrar sen dediklerinde, ortam aşırı komik bir hal almış daha fazla bu komikliğe dayanamayan ikili ilk defa içten bir şekilde birbirlerine gülümsemişlerdi.
Bir süre sonra gülümseyen yüzler sakinleşmiş ve birbirlerine sessizce bakar olmuşlardı.
" Sende mi sabahları koşuya çıkmayı seviyorsun? "
" Pek sayılmaz. "
" Peki o zaman. Sabah, sabah sizi dışarı ne çıkardı hanımefendi? "
" Bilmem, uyku tutmadı. "
" O neden? "
" Kişisel bir mesele diyelim Kuzey. "
" Artık abi demek yok mu, ufaklık? "
Sinirlenme Gece adam haklı. Daha dün geceye kadar ona abi diyordun.
" Affedesin farkında değilim, dediğim gibi düşünceli bir sabah. "
_ Anlatmak istersen dinlerim.
Genç adamın karizmatik sesi kalp atışlarını daha da hızlandırdığında kendi tepkilerine şaşırır olmuştu Gece.
Bir insan daha ne kadar sevile bilir diki ?
" Evden ayrılmayı düşünüyorum. "
Gece'nin önünü arkasını düşünmeden yaptığı itiraf genç adamı oldukça şaşırtmıştı.
" Neden Gece bizimle mutlu değil misin? "
" Tabi ki mutluyum, evdeki herkesi çok seviyorum.
Kuzey'in gözlerine bakarak belki de hayatında genç adama yaptığı ilk itiraftı bu.
Gecenin melodik sesiyle evdeki insanları sevdiğini söylemesi Kuzey'i derinden sarsmıştı.
Boğuk bir sesle o zaman neden dediğinde, verilecek bir cevap yoktu. Maalesef bazen suskunluk en iyi çözümdü.
Gece'nin sorduğu soruya cevap vermekten kaçınması, Kuzeyi anlayamadığı bir şekilde tedirgin etmişti.
Belki de genç kadının bir sevgilisi vardı ve belki de ona birlikte yaşamayı önermişti.
Bu düşünceler arasında benliğini kaybeden yakışıklı erkek, daha ne yaptığını düşünecek vakit bulamadan genç kadını bir anda kendisine doğru çektiğin de o an ne Gece ne de kendisi böyle bir yakınlığa hazır değildi.
Lütfen yavaşla kalbim, biraz daha hızlı atmaya devam edersen yerinden çıkacaksın. Hayır yani ölmekten geçtim Kuzey senin sesini duyacak.
Dudakları arasında bir nefes ya var ya yokken, doğru düşünmek ne zordu ya rabbi.
O an kendine verdiği tüm öğütler, yemini her şey silinmişti hafızasından.
Geriye sadece o enfes dudaklar ve sonsuz bir büyü kalmıştı.
Durumun tuhaflığının farkında olan tek kişi tabiki sadece Gece değildi.
Kuzey hayatı boyunca düşünmeden ileriyi hesaplamadan adım atmayan mantık adamı, bir an bile düşünmeden şu an bu kızı delicesine öpmek istiyordu.
Ama kahretsin yapamazdı. O nişanlı bir erkekti. Dahası bu küçük kız onu abisi yerine koyuyordu.
Bu nasıl bir şerefsizliktir ki, dünyayı siktir edesi vardı.
Bir an düşündü genç adam. Sadece tek öpücük, fazla büyütmeden sadece tek bir öpücük.
Aynı anda aynı şeyi düşünen ikili o an kendi seslerini duya bilse çok fazla şaşırırlardı.
Hayat onları öyle bir raddeye getirmişti ki, hiç hesapta yokken birbirlerinin nefeslerinde kaybolmak isterlerken bulmuşlardı kendilerini.
" Yapamam dedi kız. " Kalbi ona çığlık çığlığa bağırırken, mantığı su yüzüne çıkmış Geceyi ileride olacak kötü anlara davet ediyordu sanki.
Bu kadar alçalamam sevgilim, seni hayatımdan fazla severken. Senin için nefes alırken, sen bir başkasına aitken bunu sana o tanımadığım kıza yapamam.
Sadece gözleriyle çaresizliğini aşkını yıllar boyu süren sevdasını anlatmak istedi.
Yapmadı, yapamadı.
Sadece başını biraz ileri kaydırsa o dolgun güzel dudakların tadına baka bilecekken olduğu yerde kitlenip kalmıştı genç adam.
Bu nasıl bir sınavdı böyle ?
Türkiye'ye dönmeden harika bir hayatı varken, şu an resmen kendisiyle kavga ediyordu.
Kahretsin dedi kendisine isyanla genc adam.
Çığlık, çığlığa soruyordu neyin var böyle ..
Bu kızı her gördüğün an neden sıkışıyorsun kalbim?
Bir cevap alamadı maalesef, hızlanan o aptal et parçası sadece daha da hızlı çarptı Gece'ye doğru.
İşte o anda, korkmaya başladı Kuzey.
Büyürken annesinin ve babasının o muhteşem aşkı genç adama hep tek bir şey istetmişti yüce rabbinden.
Aynı onlarınki gibi, sonsuz bir aşktı dileği.
Sonra zamanla büyüdü, olgunlaştı genç adam. Mantığı dileklerinin önüne geçti bir süre sonra.
Zamanla tamamen unuttu çocukluk dileğini.
Hayatını, işini her şeyin üstünde tuttu ve bu günkü adam oluverdi.
Peki şimdi neden birden bire o küçük çocuk kalbini delercesine ona fısıldıyormuş gibi hissediyordu.
Bir insan bir başkasını severken tutulur mu ayrı bir yüreğe!
Hayır dedi genç adam, bunu Sem' e o tertemiz kıza yapamam.
Bir adım geri çekildi. Kalbini mengene gibi sıkıp ona acı veren hislerine rağmen.
O an anlamıştı aslında genç kadın.
Ne kadar ona koşmak istese de, bu hiç bir zaman olamayacaktı.
En iyisi yolları ayırmak ve onu unutmak diyen yaralı kalp, ilk defa mantığına hak verir olmuştu.
Genç adamla aynı anda geri çekildi menekşe gözlü deniz kokulu kadın.
Sadece birbirlerine bakarak bile birbirlerine haykırıyorlardı oysa ikili bu yaşanmamış aşkı.
O an karar verdi Gece.
Bu andan itibaren o gerçekten benim abim olacak, bunun için kanımın son damlasına kadar kendimle savaşacağım sana söz veriyorum baba derken farkında olmadan gözünden bir damla yaş düştü.
O göz yaşını gören Kuzey yandı kavruldu!
Koşmaktan vaz geçen ikili, anlaşmış gibi sahil boyunca sessiz adımlarla ilerlerken genç kız artık yeni bir sayfa açıyordu hayatında.
On yıldır bitmek bilmeyen sevdası yüreğinde ilk defa sonsuzluğa karıştı.
Evet, onu hala çok seviyordu belki ama unutmaya ilk kez yürekten karar vermiş dahası babasına söz vermişti.
" Eee anlat bakalım Kuzey abi. "
Türkiye'yi özlemiş misin dediğinde sesi fazlasıyla neşeli çıkıyordu genç kadının.
Karşısındaki kızın değişen neşeli sesi Kuzey'i oldukça şaşırtırken ne diyeceğini bilemez hale gelmişti.
Bu kızın derdi neydi böyle? Sanki biraz önce yaşananlar hiç olmamış gibi davranıyor diye düşünürken oldukça gerilmişti genç adam.
Yine de, cevap verirken buldu kendini.
" Bilmem uzun zamandır Amerika' da yaşıyorum. Annemi, babamı çok özledim. Ee tabi ufaklığı da unutmamak gerekir dediğinde ailesini düşündüğü için gevşeyen suratı huzur kaplamıştı.
Ne tuhaf şeydi Geceyle konuşmak.
Bir an kızgın lavlarda yanarken, ardından serin sularda huzur bula biliyordun.
" Peki sen, gitmekte kararlı mısın Gece? "
Bilmiyorum Kuzey abi, babamı kaybettikten sonra Türkan anne annem, Zafer baba babam oldu. Kübra'mı saymıyorum bile o benim can yoldaşım, kardeşim.
Ne güzel anlatıyordu bu olağanüstü kız ailesini kendisine. Onları bu kadar sevmesi genç adamın yüreğini sıcacık etti bir an.
" Gitme dedi ansızın. "
Gece kocaman yuvarlak gözleriyle kendisine bakarken gözleri insanı büyülüyordu sanki.
Tekrar etti farkında olmadan sözlerini.
" Gitme gece. "
Evet, sevgili okuyucularım geldik bir bölümün daha sonuna ...
Çok severek yazdığım kitabımı okuyan sizler harika insanlarsınız.
Lütfen okuduğunuz bölüm hakkında ki düşüncelerinizi benimle paylaşın saat kaç olursa olsun size daima dönerim.
Güzel oylarınız ve düşüncelerinizi benimle pay,asmanız dileğiyle 💕