Hwang Hyunjin
"Ne yani, diğerlerine senin üstüne gitmemelerini, mutluysan sorun olmadığını mı söyledi? Bu çocuğun senden hoşlandığına emin misin?" diye soran Yeji ile oturduğumuz çardakta etrafa bakıp sıkıntılı bir nefes verdim.
Yeji'ye olan her şeyden bahsetmiş ve yardım istemiştim. Ona güveniyordum.
Üniversitenin ilk senesi 3 ay kadar süren bir ilişkimiz olmuştu fakat ikimiz de birbirimize romantik bir şey hissetmediğimiz için bitirme kararı almıştık. O günden sonra da çok yakın iki arkadaş olmuştuk.
Hala öyleydik. Sabahki olay sadece bir numaraydı.
Başta, başkasıyla gerçek bir ilişki kurmayı düşünsem de bu hem uzun sürerdi hem de sırf böyle bir şey için ilgi duymadığım birine yaklaşmam iki tarafa da haksızlık olurdu.
"Eminim Yeji. Günlükten bahsettim sana. Hem Seungmin.. O böyle biri. Benim mutlu olmam onu gerçekten mutlu eder."
"Peki sen niye onu bile isteye üzmeye çalışıyorsun?"
Duraksadım. Öyle mi yapıyordum?
"Sana söyledim. Seungmin benim arkadaşım. Ve onu kaybetmek istemiyorum. Benden vazgeçmesi ve önüne bakması ikimiz için de daha iyi."
"Yani senin mutluluğunu kendi mutluluğundan daha çok önemseyen birinin senden vazgeçmesini istiyorsun? Woah.. Ben bunu yapamazdım. Seungminin seni sevdiği gibi, biri beni sevseydi onu asla kaçırmazdım. Ah, dur hadi yapalım. Seungmin senden vazgeçsin sonra onu ben alayım. Nasıl plan? "diye dalga geçtiğinde güldüm ve saçlarını karıştırdım.
" Kes zırvalamayı. Senin cephede işler nasıl? "dediğimde keyifle sırıttı.
" Şa-ha-ne. Nasıl kudurdu kıskançlıktan bir görsen. Bir de hala "sin binim kirdişimsin" diyor. "
Bu haline sırıttım. Yejiyle kurduğumuz plan tek taraflı değildi.
Bu senin başından beri Ji Su dan hoşlanıyordu. Ve ağır friendzone yiyordu.
Fakat benim de gözlemlerim sonucunda onun da Yeji den hoşlandığını düşünüyorduk.
Yeji ye kalırsa kıskandırmak atalarımızdan bu yana gelmiş en işler plandı.
Yani herkes yolundaydı.
Ben Seungmin ile olan ilişkimi arkadaş sınırları içinde tutmak için onu o ise arkadaş sınırlarından çıkmak için beni kullanıyordu.
Kulağa hoş gelmiyordu fakat şuan elimizdeki tek seçenek buydu.
"O değil de. Seungmin in senden hoşlandığını hiç fark etmedim. Hatta senin ondan hoşlandığını düşünmüştüm. Malum onu biraz fazla kıskanıyorsun."
Göz devirdim. Yine mi aynı konuydu?
"Benimsediğim herkesi kıskanıyorum yeji. İçsel bir dürtü bu."
"Evet biliyorum. Ama hadi dürüst ol; diğerlerinin başkalarıyla konuşması seni hiç rahatsız etmedi. Fakat Seungmin in biriyle en ufak diyaloğunda geriliyorsun. Sizinkilerle ilk tanıştığımda oldukça heyecanlıydın. Fakat sıra ona geldiğinde bariz bir şekilde rahatsız olmuştun. "
Düşündüm. Evet Seungmin birileriyle yakın olduğunda rahatsız oluyordum.
" Aynı şey değil çünkü. Seungmin diğerlerine nazaran daha içe dönük. İnsanlarla pek yakın olmaz. Olduğunda da gerçekten yakın oluyor. Fazla sosyal tecrübesi yok. Bu yüzden endişeleniyorum. Bu kadar."
"Eminsin yani?" deyip güldüğünde kaşlarımı çattım.
Bana bakmıyordu.
"tamam o zaman. Hey! Seungmin. Bizimle otursanız ya."
Arkama bakıp söylediği şeyle arkamı döndüm.
Seungmin ve Yunho hyung ellerinde kahveyle bize doğru geliyordu.
"Ne yapıyorsun?" diye fısıldadım Yejiye.
"Eğleniyorum." diye aynı şekilde cevap verip güldüğünde göz devirdim.
"Selam" deyip yanımıza oturan ikiliy zoraki bir şekilde gülüp aynı şekilde karşılık verdim.
Seungmin Yeji nin yanına geçerken Yunho hyung benim yanıma oturmuştu.
"Nereye gidiyordunuz böyle?" diye soran Yejiyle gülümsedi hyung.
" Kahve içip ödev hakkında konuşuyorduk seungmin ile. İçerde bunalınca biraz dışarı çıkalım dedik."
"Ah bölmedim umarım."
"Hayır hayır. Yaklaşık 2 saattir ödev hakkında... Sadece ödev hakkında konuşuyorduk." deyip gülen hyunga sahte bir alınganlıkla baktı Seungmin.
"Aşk olsun hyung. Sıkıldıysan söylemeliydin."
"Çok heyecanlı anlatıyordun Minnie~ ayrıca şaka yapıyorum. Tabiki sıkılmadım."
Minnie mi? Seungmin e minnie mi diyordu? Sadece bizim ekip ona Minnie derdik.
Bu lakabı ona ben ve Changbin hyung takmıştık.
Ben buna takılırken Seungmin kocaman gözleriyle Yunho hyunga kıkırdadı.
Ne zaman bu kadar samimi olmuşlardı?
" Ah temanızı belirlediniz mi? Ne yapacaksınız? Bize de anlatın biraz."
Diye heyecanla konuşan Yeji nin bir gözü benim üzerimdeydi.
Tepkilerimi inceliyordu. Kimsenin görmeyeceğinden emin olduktan sonra ona dil çıkardım. Bu hareketime göz devirip tekrar onlara döndü.
"Aslında ballad tarzında bir şeyler yaparız diye düşünüyoruz. Belki hafif bir iki bas dokunuş."
"Klasik Seungmin. Ballad tarzını çok sever." diye farkında olmadan konuştuğumda tüm gözler bana döndü.
"Aslında ballad fikri benden çıkmıştı. Ama eğer Seungmin bu kadar seviyorsa doğru bir karar vermişim." deyip gülerek Seungmin e bakan Yunho hyung şuan beni gerçekten zorluyordu.
"Ah çok iyi bir ikili olmuşsunuz o halde. Bitince mutlaka dinlemek isterim. Beni ağırlar mısın Seungmin?" diye araya girip ortamı yumuşatmaya çalışan Yeji den bakışlarımı alıp Seungmine döndüm.
"Kaydı muhtemelen Chan hyungla düzenleriz. Onun müsait olduğu bir an seni de çağırırım."
"Bu çok daha iyi. Sevgilimin evine geldiğim bir gün dinleriz." diye tekrar konuşan Yejiyle kaşlarımı çattım. Bilerek söylemişti bunu. Nedenini az çok anlamıştım.
Bu yüzden tekrar Seungmin e baktım. Gülümsemişti. Ama daha çok zoraki bir gülümseme gibiydi. Buruk.
Hiç bir şey bilmeseydim anlamazdım bu gülümsemenin zoraki olduğunu. Bu düşünceyle kendime kızdım. Daha kaç kez sebep olmuştum bu buruk gülüşe?
Üzülmüş ya da kırılmış mıydı?
"Ah doğru Seungmin söylemişti. Yeniden birlikteymişsiniz. Sizin adınıza sevindim. Yakışıyorsunuz."
Yüzünden eksik olmayan gülüşüyle konuşan Yunho hyung yeji ile bir muhabbete girerken gözlerimi Seungmin den çekmedim.
Hissetmiş gibi bana baktığında göz göze geldik. Gülümsedi. Bu kez içtendi.
Aynı şekilde karşılık verdim ona.
" Seungmin çıkışta işiniz yoksa hep birlikte bir kafeye gidelim. Ne dersin?"
"Ah üzgünüm Yeji. Başka sefer. Abim ile anneme gideceğiz çıkışta."
"Öyle mi? Neyle gidiyorsunuz? Sizi bırakabilirim. Arabayla geldim." diye tekrar ve tekrar araya giren Yunho hyunga göz devirdim.
Fakat istemsizce moralim yerine geldi. Seungmin kabul etmezdi. Onu eve bırakması demek Bayan Lee ile tanışması demekti. Bu çok erken ve büyük bir adımdı.
Arkama yaslandım ve keyifle Seungmin in Yunho hyungu reddetmesini bekledim.
"Aslında çok iyi olurdu hyung. Otobüsle biraz uzun sürüyor. Ama Minho hyunga sormam lazım." diyen Seungmin le sırıttım.
Bakın ne dedim Seungmin kabul etm-.. Ne?! İyi olur mu?!
Geç düşen jetonumla sırtımı yaslandığım yerden ayırdım ve dikleştim. Eş zamanlı olarak olarak kaşlarım çatıldığında Seungmin e baktım.
Neydi bu samimiyet?
Onlar koyu bir sohbete dalmışken öfkeyle telefonumu alıp hemen hyunglarla olan gruba girdim.
********************
Maknaesiz hava sahası
Hyunjin~Chan~Changbin ~Minho
Hyunjin
Minho hyung
Hyung
Acil bak
Hyungg
Changbin
Ne oluyor oğlum
Ne bu tantana
Minho
Ne var lan it
Bildirimlerimi siktin
Hyunjin
Hyung naber
Minho
Hyunjin seni doğurtan ebenin gen haritasını sikeyim
Bunu sormak için mi yırttın götünü
Chan
Ne oldu yine aq
Changbin
Bir şey yok hyung
Hyunjin in canı toprak çekmiş
Minho hyungtan yardım istiyor fjgkcö
Hyunjin
Ya yok
Hyung şey diyecektim
Siz çıkışta neyle gideceksiniz annenlere
Minho
Özel jetle amına kodumun çocuğu
Ne saçma sapan sorular bunlar
Otobüsle işte
Hyunjin
Heh işte bu fikirden cayma tamam mı
Chan
Hyunjin
Ne oluyor
Ne saçmalıyorsun yine
Minho
Changbin hsjlı galiba
Gaklı*
Jsklı*
Amk değil tamam haklı falan
Klavyem bile bu cümleyi kabul etmedi.
Hyunjin karın ağrın ne söyle
Hyunjin
Ya hyung şimdi biz Seungla oturuyoruz
Yunho hyungta var yanında
Dedi ben bırakırım sizi
Seungmin de dedi ki bir hyunga sorayım
Şimdi sen pek haz etmiyorsun ya Yunho hyungtan
Ondan şey ettim
Minho
Amk bu çocuk niye her yerden çıkıyor sürekli son günlerde
Chan
Sen niye hoşlanmıyorsun Yunho dan?
Minho
Kardeşime yavşıyor?
Changbin
Sen kafanda kurmuşsun
Minho
Lan duydum diyorum piç
Changbin
Sen götünden anlamışsındır
Minho
Lan çocuk açık açık "Seungmin çok tatlı bir çocuk uzun zamandır farkındayım. Bir şansımız olabilirdi" dedi
Ben bunu nasıl götümden anlayayım it köpek
Hyunjin
Yunho Seungmin den mi hoşlanıyor?
Minho
Evet
Changbin
Hayıt
Minho
Oğlum seni teperim
Changbin
Ya konuşmanın ortasına gelmişsin amk
OlabilirDİ demiş çocuk
Demekki olamadı
Minho
Lan olamaması ondan hoşlandığını değiştirir mi?!
Changbin
Ben seninle baş edemiyorum
Chan hyung?!
Minho
Chan hyung?!
Chan
Açıkçası ben de Yunho nun Seungmin e ilgisi olduğunu düşünüyorum
Ama bir yandan da Yunho herkese karşı sıcak ve kşbar biri
Minho
Yavşak yani
Hyunjin
Yavşak yani
Changbin
Ya ne alaka aq
Chan hyungta herkese karşı kibar
Minho
O da yavşak
Chan
Minho senin izzeti ikramını sikeyim
Minho
Al amk bu mu kibar
Changbin
Ben yıldım
Ne bok yerseniz yeyin
Neyse
Hyung çıkışta Felixle beni de beklemeyin
Wooyounglara gideceğiz
Minho
Noluyor aq
Evdeki herkesi o eve kaptırmışım haberim yok
Changbin
Ödev için gideceğiz hyung
Felix yalnız gitmek istemedi
Hyunjin
Yunho hyung Seungmin den mi hoşlanıyor?
Minho
Devreleri yandı çocuğun
Changbin
Hyunjin kapa çeneni artık
Chan
Tamam dağılın artık
Jeongin yanımda
İşkillendi iyice
Bizden bir şey gizliyor gibisiniz deyip duruyor
Minho
Hyung sakın
Bu grubu öğrenirlerse dillerinden kurtulamayız
Chan
Biliyorum..
O yüzden dağılın
************************
Hyungun son mesajından sonra telefonu kitleyip cebime koydum. Kafamı kaldırdığımda aynı anda Seungmin ve Yejiyle göz göze geldim.
"Bir sorun mu var Hyunjin?" diye soran Seungmine zoraki bir şekilde gülümsedim.
"Hayır. Bir şey yok. Dans grubunda bir şey tartışıyorlardı da."
Anladığını belirtircesine kafasını salladıktan sonra ortamın sessizleşmesine vakit kalmadan telefon sesi yankılandı.
Yunho hyung özür dileyerek konuşmak için bir kaç metre ileri gittiğinde gözlerimi üzerinden çekmedim.
Minho hyungun dediği şey kafamda dönüp duruyordu.
Tamam Seungminle normalden daha yakın olduğunu fark etmiştim fakat ondan hoşlandığını duymak beni ciddi anlamda rahatsız etmişti.
"Ee Seungmin. Bayadır görüşemedik. Nasıl gidiyor hayat?" diye konuşan Yejiyle tekrar masaya döndüm.
"Aynı. Pek değişen bir şey yok. Okul, ev ve antremanlar arası mekik dokuyorum."
"Ah.. Gerçekten sizi oynarken izlemeyeli uzun zaman oldu. Hala eskisi kadar iyi misin?" diye oyuncu bir tavırla sorduğunda, Seungmin utangaçça gülümsedi.
"Elimden geleni yapıyorum."
"Yorucu olmuyor mu? Hem dersler, hem antremanlar.. Bu arada basketbol takımından da teklif aldığını duydum."
Yeji nin dediğiyle kaşlarım havalandı. Bunu bilmiyordum.
"Basketbol takımı mı?"
"Evet. Bilmiyor muydun? Yugyeom hyung Sana unniye söylerken duydum. Yetenekli olduğunu takımda işe yarayacağını söyledi. Biliyorsun takımın yarısı bu sene mezun oldu. Fazla açık varmış."
"Bilmiyordum. Seungmin, neden söylemedin?" dediğimde Seungmin yüzüne bariz bir şekilde zoraki olduğu belli olan bir gülümseme ve gözlerinde tarif edemedim bir duyguyla bana baktı.
"Aslında söylemiştim. Geçen hafta hep birlikte yediğimiz yemekte."
Söylemiş miydi? Hafızamı zorladım. Chan hyungun onu bir şey için tebrik ettiğini hatırlıyordum. Ne için olduğu ise zihnimde yoktu.
"Üzgünüm. Hafızam biraz kötü biliyorsun." dediğimde aynı gülümsemeyle bana baktı.
İçimde bir şeyler kırılmıştı. Aynı şeyi Seungmin in gözlerinde de gördüm.
"Önemli değik Hyunjin. Zaten kabul etmeyi düşünmüyorum."
Yeji bu cümleyle şaşırdı.
"Neden? Basketbol takımı çok prestijli biliyorsun. İşine yarayabilirdi."
"Biliyorum fakat pek ilgi alanım değil. Beyzbolu gerçekten seviyorum ve benim için önemli. Basketbolu sadece vakit geçirmek için oynuyorum. Ayrıca çok fazla fiziksel temas içeriyor,pek benlik değil. "
Son cümleyi söylerken kıkırdamıştı.
"Haklısın. Temas sevmediğini unutmuşum."
Yeji nin bu cümlesinin hemen ardından masaya gelen Yunho hyunga döndük hepimiz.
"Özür dilerim biraz uzun sürdü . Hwa hyung aradı da."
"Önemli değil Hyung. Bir sorun yok ya?"
Seungmin in içten sesi beni rahatsız ederken Yunho hyungu gülümsetmişti.
"Hayır, hayır. Bir sorun yok. Mingiyi hatırlıyorsun değil mi? Bir kaç haftadır raporluydu. Bugün raporu bitiyordu. Okula gelmişte. Toplanmışlar beni de çağırıyorlar."
"Oppa gidebilirsin bizim için sorun değil. Birazdan derse gideceğiz zaten." diyen Yejiyi hepimiz başımızla onayladık.
"Ah. Şey ayıp olmaz değil mi? Normalde olsa gitmezdim fakat Mingiyi bir kaç gündür göremiyorum."
Derin bir nefes aldım. Chan hyung haklıydı. Bu adam cidden çok kibar ve sevecendi.
"Tabiki olmaz oppa. Dert etme bizi lütfen."
"Teşekkür ederim Yeji. Çok kibarsın. Seungmin, gelmek ister misin? Mingiyle tanışma fırsatınız olmadı. Seni görmeyi çok istiyordu. Hem taze çiftleri yalnız bırakmış oluruz." diye konuşan hyunga baktım.
Gayet sevecen ve neşeli konuşuyordu. Kötü bir niyet beslemiyordu. Çok belliydi.
Fakat bu bile ona öfke duymama engel olmamıştı. Seungmini arkadaşıyla tanıştırmak istemesi, Yejiyle çift olmamıza yaptığı vurgu.. Bundan rahatsız olmuştum.
Gözlerim Seungmini buldu. Nedenini bilmiyordum fakat tüm benliğimle bu teklifi reddetmesini, burda kalmasını istiyordum.
"Ah hyung uzun zaman sonra hep birlikte toplanıyorsunuz. Rahatsız etmek istemem."
"Saçmalama Minnie~ Hem Hwa hyung seni özellikle davet etti. Gelmezsen dilinden kurtulamazsın."
Seungmin küçük bir kahkaha atıp Yunho hyungu onayladıktan sonra bize döndü.
" Sonra görüşürüz o zaman?"
Hiç bir şey demeden, gözlerimi bile kırpmadan Seungmine bakarken anlasın istedim. Gitmesini istemediğimi anlasın.
" Görüşürüz Seungmin. İyi eğlenceler."
Yejiye gülümsedikten sonra gözleri bana değdiği anda gülüşü solmak üzereydi. Fakat hızlıca toparlayıp el sallayarak uzaklaştı.
Anlamıştı. Gitmesini istemediğimi anlamıştı. Fakat bu onu durdurmadı.
"Bir de bayıl istersen Hyunjin."
Yeji'nin sesiyle gözlerimi, gülerek ilerleyen Seungminin sırtından çektim.
"Ne diyorsun Yeji?"
"Diyorum ki birini bakarak öldürmek mümkün olsaydı şuan Yunho oppa nın helvasını yiyorduk."
Eğlenir bir tonda söylediği şeye göz devirdim.
"Fazla samimiler."
"Sanane peki?" dediği şeyle kaşlarımı çattım.
"Çatma kaşlarını bana Hyunjin. Haklı olduğumu biliyorsun. Seungminin hem seni sevmesini istemiyorsun hem de başkasını.. Ne seninle olsun istiyorsun ne sensiz. Bu yaptığın çok bencilce."
"Öyle değil. Yeji.. Anlamıyorsun."
"Asıl sen kendini anlamıyorsun Hyunjin. Şimdi derse gitmeliyim. Sen de yalnız kalıp düşün. Yunho hyungtan neden bu rahatsız olduğunı ve Seungmin in neden onunla gitmesini istemediğini."
Ayaklanıp giderken omzumu sıvazlayıp saçlarıma küçük bir öpücük konduran Yejinin ardından derin bir nefes aldım.
Demek istediği şeyi anlamıştım. Fakat beni anlamayan oydu.
Bunları yapma nedenim Yeji nin düşündüğü gibi romantik hisler değildi.
Seungmin ile aramızda özel bir bağ vardı. Bu aşk ya da hoşlantı gibi bir şey değildi. Kulağa bencilce gelse de Seungmin benim kendimi iyi hissetmemi sağlayan bir şarkı yahut bir kitap gibiydi. Kötü hissettiğim anlarda ona ihtiyacım olurdu. Her zaman orda olduğunu ve beni iyi hissettireceğini bilirdim.
"Peki iyi hissettiğin anlarda?"
Gelen sesle ani bir şekilde arkamı döndüm ve yutkundum.