Another Love | Hyunlix

By lareniia

1.9K 292 249

"Eğer bir gün ölürsek, sonraki hayatımızda birbirimizi bulacağımıza söz ver" "söz veriyorum." More

Dejavu mu?
Mavi ip
Soulmate
I remember
Madness

Belive me

204 30 38
By lareniia

"Delirmiyorsun, sadece farkına varıyorsun."

Dolu gözlerle baktı Felix. Konuşacak gücü bulamamıştı kendinde.

"Hadi seni revire götürelim. Elin çok kötü görünüyor." Hyunjin çok endişelenmişti fakat bunu belli ederek Felix'i daha kötü bir ruh haline sokmak istemiyordu. İki eliyle kıpkırmızı olmuş minik eli kavradı.

Felix'i revire getirmiş fakat hemşire orada durmasını istememişti. Bu yüzden zorlada olsa sınıfa geri dönmüştü. Artık rahatla endişesini yaşıyordu, bir oraya bir buraya yürüyor, olan olayları Chris, Minho ve Jisung'a anlatıyordu.

Chris ellerini Hyunjin'in omuzlarına koyarak onu durdurdu.
"Yeter, başımı döndürdün. Hem neden mesaj atmıyorsun? Bizde gidelim yanına iyice endişelendim."

Hyunjin aydınlanmış gibi baktı Chris'e. Hemen cebinden telefonunu çıkarıp Felix'in numarasını buldu. "Sunshine" ismini görünce hafif bir tebessüm taktı yüzüne.

Hyunjin:
Nasıl oldun, daha iyi misin? Gelmemi ister misin?

Sunshine:
İyi gibiyim. Hemşire gitti ama gelmene gerek yok🙂

Hyunjin:
Geliyorum.

Chris'e dönüp "Siz daha sonra gelirsiniz" diyerek hızlıca çıktı sınıftan.

Felix telefonunu yatağın köşesine fırlattı. Ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Bir kaç gün önce Hyunjinden ölümüne kaçarken şimdi yanına gelmesini istiyordu resmen. "Ne yüzsüzüm" diye geçirdi içinden. Ama son günlerde yaşadıkları Felix'in Hyunjine inanmasına yetmişti. Yinede içinde ki korku hiç gitmiyordu. Koparıp atmak istiyordu içinden. Hyunjinin dediği gibi korkak olmak istemiyordu.

Kapının açılma sesiyle daldığı düşüncelerden uyandı. Ondan önce giren kokuyla parmak uçlarının sızladığını hissetti.

"Selam." Kapıyı kapatırken konuştu Hyunjin.

"Selam."

Hemen yanına oturarak konuşmaya devam etti. Ellerini nazikçe Felix'in sarılı olan eline uzattı.

"Çok acıyor mu?" Gözlerinin içine bakarak sormuştu Hyunjin.

"Çok değil."

"Özür dilerim. Eğer ben seni bu kadar zorlamasaydım böyle bir şey yaşamayacaktın." Duraksadı biraz. Felix sadece parıldayan gözleriyle onun yüzünü inceliyordu. Derin bir nefes alarak devam etti Hyunjin. Ellerini yavaşça çekmişti Felix'ten.

"Sanırım hayatından tamamen çıkmam senin için-"

"Hayır."

Hyunjin hızlıca kendisini bölen çocuğa döndü. Çok emindi, karşısında ki çocuğun yüzünde umut kırıntıları görmüştü.

Tekrarladı kendini Felix.

"Hayır. Hayatımdan çıkmanı istemiyorum. Sadece seninle bir şeye başlamak beni korkutuyor."

Duraksayarak Hyunjin'i izledi. Gözlerinin içinde yıldızlar parıldıyordu. Ama konuşmuyordu. Bundan sonra Felix söyleceklerini düşünmedi bile. İçinden ne geliyorsa onu söyledi.

"Sanırım sen haklıydın. Bunlar.. gerçek."

İçine çektiği derin nefesi verdi cümlesini bitirerek. Hala devam ediyordu Hyunjin'i izlemeye. Gülüşünün büyümesiyle dudaklarının üzerinde ki çizgileri fark etti. Yüzündeki heyecan ve mutluluk içini ısıtmıştı Felix'in. Onunda yüzünde hafiften bir tebessüm belirmeye başlamıştı.

"Nasıl yani? Artık.. inanıyor musun bana?" Sesinde ki umut ve mutluluk tüm odaya doluşmuştu. İnanmasa bile nasıl hayır diyebilirim diye düşündü içinden.

"İnanmak istiyorum."

"İnan bana."
Kendinden emin devam etti Hyunjin.

"İzin ver seveyim seni. Yaşayamadığımız o güzel hayatı başka bir aşkta yaşatayım sana."

Felixin yüzündeki mutluluktan oluşan tebeessüm artık daha duygusal bir gülümsemeye dönüşmüştü. Hyunjin'in sevgisini hissetmek, onu sevdiğini bilmek ve onunla bir geleceği olacağını düşünmek düşündüğünden fazla hoşuna gitmişti.

"Se-"

Açılan kapı ile cümlesini tamamlayamamıştı Felix.

"Dakikalardır sizi bekliyoruz ve siz burda flörtleşiyor musunuz?"

Minho'nun ikisinin bir kaç saniye önce tekrar birleşmiş ellerine bakarken konuşmasıyla yeniden uzaklaştılar.

"Ne alaka?" Hyunjin bozulan ifadesiyle cevap vermesi Felix'i güldürmüştü.

"Sen hiç gülme şu an. Bizi ne kadar meraklandırdın haberin var mı?"

Hızla yanına gelen Jisung'u izledi Felix. Fakat Jisung'un bir anlık dalgınlıkla ellerini sıkıca tutması dudaklarından acı bir inleme çıkmasına sebep olmuştu.

"Jisung!"

Hyunjinin adını bağırması ve Felix'in sızlanma sesiyle hızlıca çekmişti ellerini.

"Özür dilerim özür dilerim. Yanlışlıkla oldu. Çok acıdımı-"

Jisung'un bitmek bilmeyen paniği ve sorularıyla güldü Felix.

"Tamam sakin ol. Çok acımadı." Fakat kapının kenarına yaslanmış hayal kırıklığı ile yüzüne bakan beden gülüşünü soldurmuştu.

Kafasını eğerek konuştu, gözlerinin dolacağını hissetti.

"Chan Hyung.." Koreye geldiğinden beri ilk defa Chris yerine Chan ismini kullanmıştı.

"Beni çok korkuttun. Farkındasın değil mi?" Neredeyse ağlayacak gibi duruyordu kapıda ki beden.

Hızla kalktı yerinden Felix. Neredeyse koşar adımlarla ulaştı Chan'a. Kollarını ona sarmadan önce konuştu.

"Özür dilerim."

Chan'da onu bekletmeden sarmıştı kollarını minik bedene. Bu küçük sarılmalarını bölen Hyunjinin mızmız bir sesle konuşmadı olmuştu.

"Ben onlardan önce geldim ama bana birazcık bile sarılmadın."

Felix yavaşça arkasını döndü yüzünde ki samimi gülümsemeyle.

"Ağlama hemen" bu seferde yavaş adımlarla arkasındaki çocuğa doğru yürümeye başlamıştı. Kollarını açarak ilerliyordu.

Yatakta oturan bedene ulaştığında küçük kollarını doladı boynuna. Zaten boy farkından Hyunjin çok aşağıda kalmamış, neredeyse Felix'in boyun girintisinde duruyordu kafası. Beklemiyordu bu sarılmayı. Felix'in ona göre küçük kalan bedeniyle onu sarıp sarmalamasını, elleriyle omuzlarını sımsıkı tutmasını hayal bile etmemişti.

Tek o değildi. Odada ki herkes büyümüş gözlerle bakıyordu ikiliye. Felix'in son söylediklerinden sonra bu kadar çabuk yumuşayabileceğini düşünmemişlerdi. Gerçi Chan yinede geri adım atacağını biliyordu.

Hyunjin şaşkınlığını atmış ve kollarını ince bele dolamıştı. Felix'in boynundan gelen cennetsi kokuyla gözleri kapanmıştı. Sadece bir sarılmayla bile huzur kaplamıştı içini.

İkisi içinde sanki odada sadece ikisi varmış gibi, etraflarında ki tüm insanlar, eşyalar kaybolmuş gibi hissettirmişti bu bir kaç saniye. Hyunjin Felix'in kulağının altında atan kalp atışlarından başka bir şey duymuyordu.

İşte tam burada, Hyunjinin midesini basan kelebeklerin sebebi olan, Felix'in yumuşak sesiyle Hyunjin'in kulağına fısıldadığı cümle duyulmuştu.

"Sev beni. Yaşanmamış her şeyin acısını çıkartarak sev."

....

arkadaslar ben geldim haayyy. coook uzun zamandir bolum atmiyodum uzgunum:/ umarim severek okursunuz bu bolumu biliyorum hizli gelismis olabilir ama bitirmek istiyorum bir an once fici

Continue Reading

You'll Also Like

458K 26.4K 43
Sex bağımlısı Taehyung ve sex'in ne demek olduğunu bilmeyen sevgilisi Jungkook. Absürtlük içerir!
53.8K 2.5K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
22.1K 1.4K 35
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
104K 6.6K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...