KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖�...

Por elezerdi

2.6M 135K 31.4K

[𝑇𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑𝚤*] [18.05.21] SORUNSAL SERİSİ 🕊 Alt komşunuzun olduğunu bildiğiniz bir kişiden sizi si... Más

1: UYARI
2: GİZLİ BİLGİ
3: ÜÇÜZ
4: YALAN
5: FIRSAT
6: YAKALANMAK
7:HEYECAN
8: TEK ORTAK NOKTA
9:SEN YOLUNA BEN YOLUMA
10: DÜŞÜNCELİ
11: BÜYÜK SORUN
12: KANDIRILMAK
13: KARŞILIKLI
15: YETERSİZ BAKİYE
16: BENİMLE YEMEK YE
17: HASTANE
18: İĞNE
19:EĞLENCE
20: DOĞRULUK MU CESARETLİK Mİ?
21: KAFAMI KARIŞTIRIYORSUN
YENİ TEXTİNG
22: SANA DAİR
23: O OLAMAZ!
24: YENİ PLAN
25: YARIM AKILLI DURU
26: ODA MESELESİ
27: DEF OL GİT
28: DEĞİŞİLMESİ GEREKEN ŞEYLER
29: ALIŞMAK İSTEMİYORUM
30:BEKLENMEDİK ÖDEV
31: ESKİ SEVGİLİ
32: İYİ BİR İNSAN
33: ÖDEV
34: İLK BULUŞMA
35: GALATA KULESİ EFSANESİ
36: HALÜSİNASYON MU GERÇEK Mİ?
37: KONUŞALIM
38:KAVUŞTURACAĞIZ
39: DAYANAMIYORUM
40: İZİN VERME
41: ELİNİN TERSİYLE İTTİN
42:TRAFİK KAZASI
43: BENİ BIRAKMADI
44: SEN DE KİMSİN?
45: TEŞEKKÜR EDERİM
46: AŞKIM VE ARAS
47:BABAANNE
48: EVLENECEĞİZ
49: BEYAZ BAYRAK
50: HAFIZANIN GERİ KALANINI BERABER HATIRLAMAYA VAR MISIN?
FİNAL: İSTEME MERASİMİ
SORU-CEVAP

14: AŞKI TANIMLAMAK

39.2K 1.9K 534
Por elezerdi

Şimdi diyeceksiniz ki, bu bölüm ne? Durun hemen celallenmeyin, hemen açıklıyorum.

Kitabımızın çok kısa olduğunu düşündüğünden yeni yerler eklemek istedim. Böylece daha çok moment okuyacağız. Her bir ipucu bizi Ruh hastası komşuya götürecek.

Keyifli okumalar :) seviliyorsunuz. Böyle bilgileri daha erken öğrenmek istiyorsanız beni takip edebilirsiniz.

"Yalın- olmasa da olur."

BÖLÜM: 14- AŞKI TANIMLAMAK

Hiç aşık oldunuz mu?
Hiç kalbinizin deli gibi, karnınızda kelebeklerin uçuştuğunu hissettiniz mi? hissettiyseniz sizi imreniyorum, nasıl bir duygu? Aşık olmaktan bahsediyorum, nasıl bir duygu? Hiç yaşamadım da. Evet hiç aşık olmadım, bu deli kalbim kimse için atmadı. Atsın ister misin? Diye sorarsak cevabım hayır olurdu. Neden? Üzülmek istemiyorum, bundan başka mantıklı bir açıklama bulamıyorum çünkü.

Bir yanım birisini sevmek isterken diğer yanım ona engel oluyordu, sevmek istemeyen yanım daha çok ağır basıyordu. Olmasa da olur...

Karşıma çıkıyor, el ele tutuşan genç çiftler. İşte o an onları imreniyordum. Yeri geldi baba gibi olan yeri geldi bir sevgili olan birisini kim istemezdi ki? Sen istemezsin, dedi şüküfe. Gülümsedim ve elimdeki kumandanın kırmızı tuşuna basarak televizyonu kapattım. Sabahtan beri romantik diziler izliyor; kendimden geçiyordum. İki saattir neden aşk hakkında düşünüyordum sanıyorsunuz?

Elimdeki kumandayı oturduğum koltuğun diğer bir ucuna attım, sarkıttığım bacaklarımı kendime çekip kollarımı bacaklarıma doladım. Sıkıldığımdan uğraşacak bir şey bulmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Ölmüş gibiydim, üstüme toprak atan yoktu. Sıkılmaktan ağlayacaktım neredeyse.

Dakikalarca ayak baş parmağımla bakıştıktan sonra aklıma benim bir kardeşim olduğu geldi, sinsice gülümseyerek koltuktan kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Mutfağa girdiğimde annemin tavukları doğradığını gördüm. Demek ki akşama tavuk sote vardı, keyfim yerine geliyordu Allah'ım!

Bakışlarımı annemden çektikten sonra annem beni fark etmiş ve birkaç saniye bana bakmıştı. Ben annemi umursamadan buzluğu açıp içinden sabah doldurduğum buzluğu çıkartıp ters çevirdim ve buzların çıkması için hafifçe vurdum. Birkaç vuruştan sonra üç tane buz çıkmıştı. Keyifçe gülümseyip anneme yandan bir bakış attım. Kaşlarını çatmış 'sen iflah olmazsın.' Der gibi bakıyordu. Şirince bir gülümseme yollayıp Ali Can'ın odasına doğru ilerlemeye başladım.

Mutfaktan çıkmış, koridorda sessiz bir şekilde ilerliyordum. Elimdeki yavaş yavaş eriyen buzları umursamayarak Ali Can'ın odasının önüne geldim. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. Birkaç saniyeden sonra 'gel' sesini duyunca kendimi gülmemek için zor tuttum.

Sol elimde tuttuğum buzları arkama alıp sağ elimle kapıyı açtım, içeriye girdiğimde Ali Can masasında oturmuş ders çalışıyordu. Arkasını dönüp bana bir bakış attıktan sonra tekrar önüne döndü. Kapının kolunu tutmayı bırakıp kapıyı kapatmadan Ali Can'a doğru ilerledim. Arkasına geldiğimde iyi bir abla edasıyla konuşmaya başladım.

"Ne yapıyorsun ablası?"
Bana bakmadan testini çözmeye devam edince sinirlendim istemsizce, bu erken sinirden dolayı elimde tuttuğum buzları Ali Can'ın sırtına bıraktım bir hamlede. Elimden kayan giden buzlara bakamdan koşarak odadan çıktım ve Ali Can'ın bağırmalarına kulak asmadım.

"Ya abla! O buzları al gö-" demesine müsaade etmeden koridordan bağırdım. "Anne Ali küfür ediyor!" bunu dememle susmuştu ama hala bana bağırmaya devam ediyordu. Af edersiniz ama ibnelik kanımda vardı, eğlence aramakta öyle.

Annem yapacağım şeyi önceden anlamış ama bir şey dememişti, eğer evde böyle ibneliklerden dolayı bağrışmalar çıkıyorsa olaya müdahile ederdi. Annemin bu özelliğini seviyordum ama az sonra da dayak yiyeceğimi biliyordum.

Tam koridoru geçmek üzereydim ki annem elinde oklava ile mutfaktan çıkıyordu. Kocaman olmuş gözlerle anneme diktim bakışlarımı ve arkama dönüp koşar adımlarla odama doğru ilerledim.

"Götünü seviyorsan kaç Duru." Dedim kendi kendime fısıldayarak.

Arkama dönmüş kaçıyordum ki annem arkamdan tehditkar bir ses tonuyla bana seslendi.

"Olduğun yerde dur bakalım küçük hanım."
Sıkıca gözlerimi kapadım ve olduğum yerde durdum, durmak zorundaydım yoksa daha beter şeyler olabilirdi. Kan, vahşet... yok canım annem bize şiddet uygulamaz ki. "E o zaman o oklava ne?" içimdeki şüküfeyi susturmaya çalışırken annem çoktan yanıma gelmişti bile. Tam karşıma geçmişti ve gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Bakkaldan bir şey çalmış küçük çocuklar gibisin Duru." Diyerek popoma hafif bir şekilde vurdu. Güldüm ve bana kızmayacağını anladım. Bir anda gülmeye başlayınca annemin bir anda gülüşü solmuştu. Eski haline dönmüştü.

"Ben gülüyor muyum Duru? Git kardeşinden özür dile." Deyince annemin ikizler burcu olduğu aklıma geldi. Yavaşça gülüşüm soldu ve başımı olumlu anlamda salladım. Aslında özür dilemeyecektim sadece odasına gidip onu daha da çok sinir edecektim. Gerçek ablalar böyle yapardı.

Başımı 'tamam' anlamında salladık sonra annemin yanından ayrıldım ve annem yine popoma vurmuştu. Bu sefer kızdığından değildi, onun sevme şekli böyleydi.

"Ali'ye özür diledikten sonra hazırlan, sana ceza anneannenin maaşıni çekmeye gideceksin."
Cayır cayır yandınız mı hiç? Ben yanmak üzereydim de.

Anneannemin emeklilik maaşını almaya gitmek ve eve geri dönmek tam bir işkenceydi, bu soğukta; götüm dona dona o kadar yolu ben nasıl gidecektim? Hem de tek başıma?

Su'ya desem benimle asla gelmezdi, onu ilk davet edişimde bir salak gibi kabul etmiş; sonra da bir daha gelmemek üzere yemin etmiştim. Su'yu elemek durumunda kalmıştım ama ondan başka da arkadaşım yoktu ki. Ben ne yapacaktım?

Yavaşça arkama dönüp anneme bir bakış attım, 'lütfen bana acı ve bana bir arkadaş bul.' Edasıyla ona bakınca az da olsa yumuşadığını hissettim. Bana bir iyilik yapacaktı.

Memnun olmuş bir şekilde gülümseyerek Ali Can'ın odasına girdim, odaya girmemle Ali Can'ın bana bağırması bir oldu. Bağırmasını beklemediğimden yüreğim ağzıma gelmişti. Sesi de kalındı hayvanın.

"Senden nefret ediyorum Duru!"

"Ayı! Ne zamandan beri Duru oldum?"

"On sekiz yıldan beri" diye saçma bir şey söyleyince sol gözümün teklediğini hissettim. O az önce ne demişti? Espri mi yapmıştı? Hem de bana?

Mavi gözlerini sinirle bana dikince aynı şekilde ben de ona baktım. Şerefsiz yaşına göre hem olgun hem de yakışıklıydı. Konu dışı saçma bir soru sordum.

"Manitan var mı?"
Sert bakışları bir anda yumuşadı ve bakışlarını kaçırdı. Aha! Bir şey vardı bunda.

Koşar adımlarla yanına gidip masaya oturdum ve meraklı gözlerle ona baktım. Kesin sakladığı bir şey vardı.

"Anlat çocuk adam."

Eğdiği başını kaldırıp gülümseyerek bana baktı.

"Kimseye söylemem." Diyerek küçüklüğümüzden beri yaptığımız o kilit işaretini yaptım. Bu aramızda olan bir şeyi başkasına söylememe yemini gibi bir şeydi. Bazen anlaşamasak da her şeyimize kilit vurarak anlatırdık. Eğlenceli ve psikolojik olarak iyi geliyordu.

"Bir kız var." dedi utana sıkıla. "Eee?" diye de devam ettim.

"Hoşlanıyorum ama benden haberi yok."
Bir şey aklına gelmiş olmalıydı bunu dedikten sonraki yüzü düşmüştü. Utana sıkıla sordum.

"Başkasından mı hoşlanıyor?"

"Sevgilisi var..."
Gözlerim istemsizce kocaman olmuştu. Bunu beklemiyordum, şimdi ona ne demeliydim ki? Ben hiç aşk acısı da çekmemiştim ki ona ne nasihat vermeliydim? İzlediğim dizilerden öğrendiğim şeyler aklıma geldi bir anda, gülümseyerek elimi kardeşimin omuzuna koydum. Şimdi tam bir abla gibi oluyordum.

"Sen daha yolun başındasın aşkım, öyle bir zaman gelecek ki aşık olduğunu sandığın kişi kalbinden bir anda gidecek. O zaten senin hiçbir zaman kalbinde olmamış olacak, sonra diyeceksin ki onun için mi boşuna üzüldüm."

Devam etmeme izin vermeden konuşmaya başladı.

"Gerçekten aşık olduğumu nasıl anlayacağım?"
Gülümsedim ve uzun, düz saçlarını karıştırdım.

"Eğer bir gün aşık olursam sana nasıl olduğunu anlatacağım."

Başını olumlu anlamda sallayıp dersine döndü, ben de oturduğum yerden kalkıp düşüne düşüne odadan çıktım. Ben nasıl aşık olduğumu anlayacaktım?

Moralimin bir anda değişmesi normal miydi? Neden kalbimin sıkıştığını hissediyordum? Bu his neydi?

Olmayan aşkı düşünmek bana iyi gelmiyordu, bunu bir kez daha öğrenmiş oldum. Fısıldadım kendi kendime.

"Şimdiden özür Ali, sana hiçbir zaman aşkı tanımlayamayacağım."

"Hayır, bu çok ince, götüm başım donar." Diyerek elimdeki kıyafeti yatağa fırlattım. Ne yapıyorsun Duru? Dediğinizi duyar gibiyim. Tam olarak ben kıyafet seçmeye çalışıyordum, matematik bile daha kolay desem bana kıçınızla gülersiniz değil mi? biliyorum biliyorum.

"Anne! Yardım et Allah rızası için."
Anneme bağırmamla annemin yarım saat sonra gelmesi bir oldu, asla istediğim zamanda gelmiyordu ve bu çok can sıkıcı bir durumdu. Ah anneler!

Annem gelene kadar dolabıma tekrar göz gezdirdiğimde geçen sene bana çok bol gelen ama bu sene tam olacak bir sweat gördüm. Beyaz... bu sweat'ı görünce aklıma şahane bir kombin gelmişti. Seri bir şekilde pantolon kısmına bakıp İspanyol paça siyah pantolunumu çıkardım. Ceketler kısmından da iki renkli kolej yaka ceketimi çıkarınca kombinim tamdı. Anneme gerek yokmuş.

Sevinçle gülümseyerek üzerimdekileri çıkarmaya başladım, bakışlarım yatağımın üzerindeki kıyafet yığınına kaydığınca içime bir öküz oturmuştu. Sakin ol Duru, bu günlerde geçecek.

Yatağımda çığ gibi büyüyen kıyafetleri umursamadan çıkardığım kıyafetleri üzerime geçirdim ve önceden yaptığım makyajıma aynada kısa bir bakış attım. İnce kuyruk eyeliner ve maskara ile günün makyaj kotasını doldurmuştum.

İnce ipek şalımı çekmeceden alıp omuzuma astım, önce siyah bonemi başıma geçirip sonra şalı başımın etrafında döndürdüm ve kalanları arkaya attım. Sweat'imin kapşonlusunu da başımı geçirince artık üşümeyeceğime emin oldum.

Kapımın yanında duran askılıktan da krem rengi çantamı alıp içine gerekli olan her şeyi koyduktan sonra odamdan çıktım. Koridordan geçip salona geldiğimde annemin telefonla görüştüğünü gördüm. Gözü bir anlık bana değse de beni umursamayıp konuşamasına devam etti.

"Bizimki de hazır Nermin, inebilirler."
Benden mi bahsediyordu? Evet benden bahsediyordu. Neler dönüyordu o iki hat arasında?

Birkaç dakika sonra annem telefonunu kapatmış bana dönmüştü, neden gülüyordu? Bir bokluk vardı, evet çok büyük bir bokluk vardı.

"Ne oluyor anne?"

"Tek başına gitmeni istemediğimden sana bir yol arkadaşı buldum."

Tek kaşımı havaya kaldırıp devam etmesini bekledim. Annem yine bir şey yapmıştı, bana da hayırlısı demek düşüyordu.

"Kimmiş bu arkadaş?"

"Nermin'in oğlu Acar."

"Ha?"

Umarım beğenmişsinizdir, etiketler de yukarıya çıkmak adına oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Duru'nun kombini.

Seguir leyendo

También te gustarán

746K 31.7K 91
İstanbul'a taşındıktan sonra okul kayıtlarımı halletmem gerekiyordu ve bilin bakalım nereye nakil oluyorum .. GİRİŞİM KOLEJİ... Onlar kadar iyi ol...
36.1K 4.7K 40
Hale'nin tek isteği komşusunun internetine bağlanmak ve müzik dinlemekti. Fakat komşusunun gerçekte kim olduğunu idrak ettiğinde her şey için çok geç...
139K 5.8K 39
Bir insanın kaç tane kişiliği vardır. Bir tanedir degil mi? Ya iyidir ya kötü Benim iki kişiliğim var. Biri kötü biri umursamaz "İyi olmak" ben...
3.5M 199K 49
[Tamamlandı] 053* | Çevrim içi 053*: Bir paket nohut Soğan Sarımsak Yeşil biber Portakal Muz Gereksiz: Yeter amına koyayım iyice not defterine döndü...