Merhaba ^^ çok uzun zaman oldu farkındayım.. ama yorum oy falan az olunca ilhamım hiç yoktu. Şuan bile yok sadece kendimi zorlayıp birşeyler yapmayı deneyeceğim.
Kızmayın bana!!!!!
"Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende."
🌼
"Tamam ben jungkook ile giderim. Hoseok seninle sonra konuşsak olur mu?" Jimin üstünü giymiş hastaneden çıkışı için beklerken jungkook ve hoseok hâlâ kimde kalacağına dâir tartışıyorlardı.
"Ama jimin-" hoseok'un sesini nişanlısı yoongi bozdu.
"Bebeğim belli ki konuşacak şeyleri var ikisinin. Bence biz çıkalım." Hoseok'un ısrarlarına rağmen hastaneden zar zor gitmişler ve gitmeden önce jimine bolca sarılıp geniş bir sorguya çekeceğini söylemişti.
Jiminin çıkış işlemleri biterken ikili herhangi bir konuşma geçmemişti.
Jungkook pişman olduğu için kendini affettirecek cümleler sıralamak istiyordu ama hiçbiri pişmanlığını örtecek kadar yeterli gelmiyordu.
Jimin hem yorgun hemde ağrıları varken tek yaptığı sessizce evine gidip uyumak olsun istiyordu.
Jungkooka kırgındı, sebebi ona zarar vermesi değil ikisinede zarar veren bir madde için böylesine sorun çıkmasıydı.
Taksi 10 dakika içinde gelmiş jungkook önce jimini oturtmuş sonra kendi yanındaki yerini almıştı.
Jimini kendi evine götürmekten vazgeçmişti çünkü jimine en iyi gelecek yerin kendi evi olduğunu düşündüğü için oraya gideceklerdi .
Arabada geçen yarım saatlik yolculuktan sonra eve girdiler ve jungkook uzun merdivenleri geçmek için merdiveneler yürüyen jiminin merdivenlere attığı yorgun bakışı fark etti.
Hızla erkek arkadaşının yanına gitmiş ufak bedenini kolları arasına almıştı sakince.
Jimini üst kattaki odasına taşırken jiminin tek yaptığı öylece beklemekti.
Usulca yumuşak yatağa jimini bırakmış odadaki dolabı açıp içinden jimine büyük olacağını düşündüğü bir tişört ve iç çamaşırı çıkardı.
Jimin onu anlamaz bakışlarla izlerken bu sefer odadaki banyoya gitmişti jungkook. Yaklaşık 5 dakika sonra banyodan çıkıp yeniden yatakta bıraktığı gibi oturan bedenin yanına vardı.
Büyük kemikli ellerini jiminin bacaklarına atıp kucağına almış ellerini kalçasına atıp iyice yerleşmesini sağlamıştı.
"Jungkook. Banyo yapmak istemiyorum. Uyumak istiyorum." Jiminin dediklerini görmezden gelmiş huzursuzca konuşan kucağındaki bedenin dudaklarına üst üste kelebek öpücükleri kondurup bir nevi susmasını sağlamıştı.
Banyonun kapısını ayağıyla açıp usulca arkalarından kapattı.
Kucağından indirip jimini klozete oturtup kendi üstündeki tişörtü ve eşofmani indirdi soguk kanlılıkla.
Kan yanaklarına hücum eden jimin başını hızla yere indirdi.
Tek başına duş alacağını düşünmüştü...
"Eğer rahat etmezsen kendin üstünü çıkar yada ben çıkarırım." Jimin yerinde kıpırdadı ve bakışlarını kaçırdı.
"Ben Şey yani-" jungkook ona yaklaşmış hafif gülümseyen ifadesiyle tişörtünün eteklerinden tutup bir çırpıda çıkarmıştı.
Beyaz pürüssüz cildi ve pembe göğüs uçları ortaya çıkan jimin olabilirmiş gibi dahada utandı.
Jungkook önünde eğilip elini pantolon düğmesine attığı sırada jimin ellerini itip kendi ellerini yerleştirdi.
"Ben hallederim."
Jungkook suya girmeden önce kendi iç çamaşırını çıkarıp küvete girmiş jimini beklemişti.
"Su biraz soğuk gelebilir. Sırtındaki yaralar için çok sıcak yapmamaya çalışmıştım."
Jimin onu duymazken tek istediği bir an önce suya girmek ve hiç olmazsa göz göze gelmemekti.
"Gel bakalım bebeğim." Kollarını açıp geniş küvette önüne yerleşmesini işaret etti jungkook.
Jimin ufak adımlarla suya girmiş ılık su sırtına değerken acıyla tıslamıştı.
Jungkookunda yüzü düşerken kollarını ince bele dolamış çenesini omzuna yerleştirmişti.
Jiminin omuzlarından başlayıp sırtına doğru inerken yer yeri öpüyor burnunu sürterek sevgisini hissetmesini istiyordu.
Her öpücükte kısık sesle özür diliyor gözyaşları gözlerine hücum ederken umursamadan öpücüklerine devam ediyordu.
"Yara açtığım her yerde çiçekler yeşersin güzelim. Özür dilerim. Özür dilerim."
Jimin boğuk çıkan sesine karşı arkasını dönmüş jungkookun ağlamaktan kızarmış gözlerini fark etmişti.
"Kook..." küvette önüne dönüp sevgilisinin kucağına otururken yanaklarını elleri arasına aldı.
Jungkook başını eline iyice yaslamış bilek içlerine kokulu öpücüklerine kondurmuştu.
"Jungkook, yine konuyu açtığım için kızma bana ama farkında degil misin? Henüz ilişkinin çok başındayız ve şimdiden sorunlar çıkmaya başladı." Jungkook sessizce duruyor sadece dinliyordu.
"Yaşadıklarının ufak bir kısmını biliyorum fakat her acı çektiğimizde kendimizi böyle şeylere teslim edersek halimizi düşünebiliyor musun? Sen benim senin gözlerinin önünde günden güne ölmemi kabullenir misin? Ben yapamıyorum, olmuyor."
Gözyaşları yanaklarını ezip geçerken jimin konuşmayı durdurmuş eğilip akan gözyaşlarını öpmüştü sakince.
"Seni seviyorum, asla yapmam dediğim şeyleri yapacak kadar seviyorum seni. Sen peki?Sen asla dediklerini yapacak kadar seviyor musun beni?" Düşünmemiş bile başını hızla küçük bi çocuk gibi sallamıştı genç adam.
"Benim içinde mi değmez jungkook? Değmez mi bırakmaya?" Yanaklarını okşayıp akan gözyaşlarını silerken jungkook belindeki elleriyle bel boşluğunu okşuyordu.
"Sen herşeye değersin jimin. Yaparım. Sen iste yaparım." Ağlamaktan kesik ve boğuk çıkan sesiyle konuşan jungkook jimini kendine çekmiş kafasını boynuna gömerken yeniden ağlamaya başlamıştı.
"Seni kaybetmemek için yapacağım."
Jiminde uzamaya yüz tutmuş sacları okşayıp suyu jungkookun çıplak sırtına dökerken rahatlamasına izin veriyor ağlamasına karşı ses çıkarmıyordu.
Jungkook kafasını kaldırmış özlediği dudaklara kavuşurken jimini sahiplenircesine belinden tutup kendine çekmişti.
Jiminin elleri saçlarında yolculuğa çıkıp arada cekerek okşarken jungkook bir elini jiminin boynu ve ensesindeki yere yerleştirip dahada asılmıştı dudaklara.
Kaybetmekten korktuğu dudaklara delicesine asılırken tek düşündüğü jimindi.
🌼
Kısaydı ama çok zorlaniyorum yazarken)":
Herneyse umarım beğenirsiniz <3
Yaklaşık 4 aydır(?) Bu kitaba yazmış olmamama rağmen kendimi karakterlere çok yakın hissetim🥺
Boool yorum bekliyorum!!!,,,