Algılar ve Aynalar'a da bölüm gelecek bu günn. Ona da bakmayı unutmayınn🤍🤍
Oy ve yorumlarınızıı bekliyorum
Ne oluyordu?
Fazla üstünde düşünmeden Barkın'ın ismine tıkladım. Çaldı, çaldı, çaldı... açmadı.
Mesaj yazmaya başladım.
Aleda: Barkın
Ee Aleda... Barkın ne?
Ne yazmalıydım?
Aleda: Müsait olunca beni ara
Telefonu sehpanın üstüne geri bıraktıktan sonra odanın kapısını kilitleyip üstümdekilerden kurtulup banyoya girdim.
Sıcak bir banyo, en iyi terapi.
^
Saatler geçmişti. Hava aydınlanmıştı. İnsanlar dağılmıştı. Uyuyamamıştım.
Kafein ihtiyacımı karşılayabilmek için odandan çıktım. Salona indiğimde ortam fazla kötüydü.
Her yer her yerdeydi. Sanırsın üçüncü dünya savaşı çıktı. Berkay havuzun yanında bir kolu suda bir şekilde uyuyordu.
Serra koltukta uyuyordu. Berke ortalarda yoktu.
Mutfağa girdiğimde Berke elindeki sandviçini tezgaha yaslanmış bir şekilde yiyordu. Gözleri bana çevrildi.
"Uyumadın mı?" Salak.
"Uyuyorum bak." Kahve makinesine kahveyi yerleştirip bende yanına tezgaha yaslandım.
"İyi misin sen?" İç çekercesine bir ses çıkardım.
"Niye olmayayım? Kuşlar ötüyor, güneş doğdu, bu günde çok güzelim." Kafasını olumsuzca sallayıp sandviçini bana uzattı. Isırık almamı beklerken elinden alıp yemeye başladım.
"Aleda?" Demlenmiş kahveyi fincana boşaltım.
"Hı?"
"Dökül." Sandviçi birkaç ısırıkta bitirip ellerimi yıkadım.
"Sanırım biri bir şeyleri çok yanlış anladı."
Kaşlarını biraz çattı.
"Ve bu seni durgunlaştırıyor?" Dedi sorar gibi.
"Hayır, o kadar önemli biri değil. Bilmiyorum belki de sadece uyuya kalmıştır. Ayrıca bir şeyleri yanlış anlaması, umurunda bile olmayabilir." Neden bu kadar dert etmiştim ki?
"Biraz daha açabilirisin bence." Dedi o da kendine kahve hazırlarken.
Kimseye kendimi anlatamıyordum, Berke hariç. Aslında ona da her şeyi anlatmazdım diğerlerine göre daha çok şey biliyordu. En sevdiğim insandı, Berke.
"Birine öylesine yazdım. 1-2 haftadır konuşuyoruz." Kaşlarını kaldırdı.
"1-2 haftadır?"
"Of bilmiyorum sadece bu ara tek konuştuğum insandı."
"Neler oldu peki?" Ona dünü anlatamazdım, o geceyi anlatamadığım gibi.
"Bir şey söyleyeyim mi? Ben kafamda kuruyorum mal mal. Ee sen dün gece kızdan kurtulacağım diye ne yapacağını şaşırmıştın ne oldu?" Yanıma duruyordu ikimizde boş boş dışarı bakıyor, kahve içiyorduk.
"Dün beni gördün ve yardım etmedin öyle mi?" Sesli güldüm uyuz olsun diye.
"Galiba öyle oldu ya?" Dedim kahveyi bıraktıktan sonra tırnaklarıma bakarak.
"Ya öyle mi?" Diye sordu ona bakmadan kafamı salladım.
Bir anda ayaklarımın yerden kesilmesiyle ne olduğunu idrak edemeden Berke'nin kıçıyla bakışır vaziyette buldum kendimi.
"Gerizekalı git yat zıbarsana ne saçma sapan haraketler yapıyorsun?" Dedim yumruğumu kıçına geçirmeden önce.
"Ödeşeceğiz." Dedi ve yürümeye devam etti. Bahçe kapısını açtı ve havuzun başına doğru yürüdü. Berkay havuzun karşı tarafında hala bir kolu suda uyuyordu. Dur düşündüğüm şeyi yapmayacaktı değil mi?
"Berke eğer bunu yaparsan o kızı bul-" cümlemi bitiremeden kendimi suda buldum. Buz gibi suda.
Ardından kendi de suya atladı.
^
Saat on ikiyi geçiyordu. Uyumamıştım. Havuzdan sonra bir daha duş almış şimdi de sıkıntıdan gelinin kız kardeşi makyajı yapıyordum kendime.
Elimdeki fırçayı bıraktım. Diziyi durdurup yatağımın üstündeki telefonumu aldım.
Barkın ne yazmıştı ne de arama geri dönmüştü.
Ona nasıl ulaşabilirdim? Alaz? Hiç çekemem. Barlas? Ünlü piç mesajımı görmez. Asena? Belki.
Asena'nın instagram profiline girdim. Bin küsür takipçisi vardı ve hesabı gizliydi. İstek atmadan mesaj kısmına girdim.
Aleda: Selam, ben Aleda. Barkın'ın arkadaşıyım.
Çok fazla geçmeden cevap verdi.
Asena: Selam
Aleda: Barkın'a bayadır ulaşamıyorum
Aleda: Barlasla falan çalışıyorlardı
Aleda: Haberin var mı?
Senden hızlısı mezarda Aleda.
Asena: Bu gün iptal edilmiş antreman
Asena: Ama şimdi arayıp sana dönmesini söylerim
Aleda: Tamam, teşekkürler
Barkın
Telefonumun çalmasıyla eldivenlerimi çıkarıp yere attım. Köşedeki havluyu alıp terimi sildim. Asena arıyordu.
"Efendim Asena?" Diye konuşmaya başladım.
"Barkın müsait misin?"
"Müsaitim bir sorun mu var?"
"Ya biri bana yazdı da Aleda diye bir kız. Arkadaşımmış sanırım. Ulaşamamış sana ve meraklı gibiydi." Ne?
"Aleda mı yazdı?" Diye sordum şaşkınlıkla.
"Evet."
"Aleda sana yazdı."
"İyi misin?" Boğazımı temizledim.
"Aynı Aleda'dan bahsettiğimize emin miyiz?"
"Bilmiyorum. Karayeldi soy adı sanırım." Dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdım.
"Tamam Asena ben hallederim gerisini."
"Tamamdır görüşürüz." Dedi ve telefonu kulağımdan çekip kapattım.
Dün bir kere aramış ve mesaj bırakmıştı birkaç tane ama hiçbirine geri dönmemiştim.
Aleda'nın isminin üstüne tıkladım. Üçüncü çalışta açtı ve konuşmama izin vermeden konuşmaya başladı.
"Oo Barkın beyciğim nasılsınız?"
"Efendim Aleda?"
"Sesinizi duyan cennetlik Barkın bey." Dedi alayla.
"Aleda işim var ne diyeceksen de." Ne işin var mesela kum torbası yumruklamaktan başka?
"Hayırdır amına koyayım ne bu tavırlar? Telefonu açmıyorsun, mesaja bakmıyorsun, beni elalemle konuşturttuyorsun?" Sinirlenmişti.
"İşim vardı Aleda."
"O zaman müsait değilim yazabilirisin Barkın." Hırsla nefes verdim.
"Sen dün bana işim var yazmış mıydın?" Cevap vermesine izin vermeden konulmaya devam ettim. "Bende işin olduğunu senin gibi farklı kişilerden öğrendim."
"Ne?" Dedi ve devam etti. "Neyden bahsetiyorsun?"
"Diyorum ki Aleda, dün gece ki partnerin bana sizi rahatsız etmemem gerektiğini söyledi." Sinirlenmiştim. Yine. Neden bilmiyorum.
"Ne partneri Barkın?" Şaşırmıştı. "Ne dedi sana."
"Takılacağınızı ve seni aramamı." Neden açıklama yapıyordum ki?
"Ve sende bu yüzden saatlerdir arama ve mesajlarıma geri dönmüyorsun öyle mi?" Derin bir nefes verdim. O da verdi.
"Şimdi sana açıklama yapacağım ve bir daha böyle bir durum olursa beni dinlemediğin aramama bile geri dönmediğin için seni engellerim. Hayatım boyunca ağlayarak günlüğüne yazarsın." Dedi ve konuşmaya devam etti.
"Dün burada parti olduğunu söylemiştim. Seninle konuştuktan sonra aşağı indim ve konuştuğun kişi ile aramızda sadece bakışma geçti." Durdu. "Ve o da bundan onu istediğim sonucunu çıkardı, piç. Odama çıktığımda seninle konuşmasını bitiriyordu. Telefonumu alıp onu kovduktan sonra seninle konuştuğunu farkettim."
Hızlı konuşmuştu nefesini düzene sokup devam etti.
"Seni aradım ve açmadın. Eğer açsaydın otuz bir bininci kere 365 gün izlemiş olmazdım." Ne?
"Aleda." Ne diyeceksin ben bir salağım mı?
"Sen tam bir salaksın."Dedi ve devam etti. "Bir daha böyle bir şey olursa seni siker siker çoğaltırım."
Onun başka biriyle takılıyor olması sinirlendirmiş ve bütün gece aklımdan çıkmamıştı. Dediklerine de inanmıştım. Nedensizce.
"Bunu yapsana."Dedim, dudaklarım kıvrılmıştı.
"Siktir git ya zaten senin yüzünden bütün gece uyuma-" durdu.
"Benim yüzümden bütün gece uyumadın mı?"
"Barkın bak seni massimoya veririm sakat kalırsın, sinirimi bozma benim."
Ben Michele piçini döverim. Tabii senin bunu bilmene gerek yok.
(365 gün filminin başrolü Massimo'nun, gerçek adı Michele'dir)
"Hadi git uyu." Bende uyuyayım.
"Hıı kahrol düşman." Dedi ve kapattı.
O da uyumamıştı.
Vay be Barkın Avcı... demek massimoyu biliyordun ve bizimle oyun oynuyorsun...