MAVİ PAPATYA

Oleh endoplazminikbikulum

18.6K 1.6K 901

Ship Serisi 2 |Yaranı kapatabilirim ama onu senden alamam, özür dilerim. ||Gök gürültüsünü çok severim. Belki... Lebih Banyak

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm- Part 1
19. Bölüm- Part 2
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
28. Bölüm

27. Bölüm

311 39 21
Oleh endoplazminikbikulum

Sevgiyle kalın.

27. Bölüm: Kaybedilen Aşklar

Güne gözlerini ilk açan Cemre olmuştu. Yanında sırtı dönük bir şekilde yatan bedene yaklaşıp dudaklarını omzuna bastırdı.

Deniz vücuduna değen sıcak dudaklarla gözlerini araladı. Arkasını dönüp ona bakan kadına gülümsedi. "Günaydın."

Cemre Deniz'in dudaklarına uzanıp dudaklarını bastırdı. "İşte şimdi günüm aydı." Deniz onu kendine çekip sarıldı. Cemre'de kendini Deniz'in çıplak bedenine sardı. "Bugün dönüyoruz muyuz?"

"İstersen kalabiliriz." Dedi Deniz.

"İşten kovuldum zaten. Artık tüm günlerim boş."

"Ne güzel işte. Yat dinlen."

Cemre Deniz'den ayrılıp yüzüne baktı. "Olur nasılsa sözlüm zengin bana bakar. Bende tüm gün evi temizleyip akşama anne yapacağımı düşünürüm."

"Şöyle bir düşündüm de." Deniz Cemre'yi süzdü. "Hiç fena olmaz aslında. Cumartesi de birlikte Pazar'a gideriz. Ben eve gelip çoraplarımı ortalığa atarım sen kızarsın falan."

"Hımm. Sonra?" Dedi Cemre dudaklarında dilini gezdirip.

"Odamıza geçeriz." Dedi Deniz Cemre'yi bir çırpıda altına alırken. "Ben seni öperim-" Dedi dudaklarına yakalaşırken.

Kapı çaldığında Deniz'in vereceği öpücük yarıda kaldı. Cemre Denizden sıyrılıp kalkarak kapının kilidini açtı. Karşısında Mirza ve Behzatı görünce kaşlarını çattı. "Günaydın yenge. Acaba amcaoğlunu bir çağırır mısın?"

"Geçin içeri konuşun bende bizimkilere bakayım." Dedi Cemre kapıdan çekilip yukarı çıkarken. Arkadaşlarını oturmuş bir şeyler yerken görünce aralarına daldı. "Günaydın sevgili dostlarım."

"Buda iyice sevgi pıtırcığı oldu." Dedi Merve kafasını iki yana sallarken.

"Ne gün ayması, saat sabahın altısı." Dedi Kürşat aynı hoşnutsuzlukla.

"Ay sizde!" Dedi Cemre omuz silkip. "Ne bu agresiflik?"

"Kürşat benimle, Merve Yarenle yattığı için sinirli." Dedi Berke ekmeğine bal sürerken. "Sanırım hayalleri farklıydı." Cemre güldü.

"Sen neden benimle yatmadığın için sinirli değilsin Berke?" Yarenin sorusuyla Berke ona döndü.

"Bakma güldüğüme, içim kan ağlıyor." Dedi yapmacık bir şekilde.

"Ben bunla uğraşamam." Dedi Yaren oturduğu yerden kalkıp Cemre'nin yanına otururken. "Yok mu Deniz abimin başka kuzeni? Aşiret gelini olucam karar verdim."

Cemre önce Berke'ye baktı. Berke kaşlarını çatmıştı. Biraz eğlense sorun çıkmazdı herhalde. "Var. Ben sana resimlerini gösteriyim."

"Cemre benimde gösterilecek çok resmim var biliyor musun?" Dedi Berke oldukça rahat bir şekilde. İfşalarıyla mı tehdit ediyordu?

Cemre ona dil çıkarıp yanında asık suratlı oturan Kürşat'a döndü. "Hayrola delikanlı? Ne bu surat?"

"Üç silahşör gelip anlatır." Dedi Kürşat.

"Cemre!" Deniz'in yukarı çıkıp seslenmesiyle Cemre arkasını döndü.

"Efendim?"

"Bir sorunumuz var." Herkes Denize döndüğünde Cemre yemeğine geri döndü. Kenardaki ekmeğe uzanıp bir parça alarak menemene batırdı. "Cemre önemli."

"Olmasa şaşırırdım zaten." Dedi Cemre umursamaz tavırlarıyla.

"Yenge," Dedi Behzat Cemre'nin yanına adımların başında dikilirken. "Biz baya ciddiyiz."

"Ne oluyor?" Diye sordu Berke.

"Mirzanın kardeşi kaçmış." Dedi Deniz. Cemre'nin ağzındaki lokma boğazına kaçtı. "Şimdi Mirza onlardan kız alacak."

"Ay sizde!" Dedi Merve yüzünü ekşitip. "Eliniz dursa ayağınız durmuyor ailece."

"Beğenmezsen almazsın." Dedi Mirza sert bir şekilde.

Merve kaşlarını çatarken Kürşat onu kolunun altına aldı. "Ses tonumuza dikkat edersek yalnız." Dedi Kürşat.

"Arkadaşında kelimelerine dikkat etsin o zaman." Dedi Behzat.

"Yeter." Dedi Cemre, Behzat ve Mirza'ya bakarak. "Arkadaşlarımla böyle konuşamazsınız. Gergin olabilirsiniz ama sorununuz sebebi biz değiliz."

"Biz?" Dedi Deniz alayla. "Tamam Cemre. Biz kendi sorunumuzu kendimiz hallederiz." Dedi Deniz sinirle aşağı inerken.

Cemre arkadaşlarına döndüğünde Kürşat diğer kolunun altınada onu aldı. Birlikte ön tarafa yürüdüklerinde Mirza ve Behzatta aşağı indi.

Ortada kalan Berke ve Yaren birbirine baktı. "Ne oldu biraz önce?"

***

Merve elindeki kolayı masanın ortasına bıraktı. Sürekli bardak doldurmakta yorulmuştu. Tartışmadan sonra Kürşat, Cemre ve Merve eve dönmüş, çocukları Berke ve Yaren almıştı. "Ya biz neden dertli dertli kola içiyoruz? Arkadaşlar anladık pişmanız ama böyle olmaz."

"Ne pişmanlığı?" Dedi Kürşat kaşlarını çatarak. "Az bile söyledik."

Gözler Cemreye döndüğünde Cemre susarak eline bakıyordu. Daha doğrusu parmağındaki yüzüğe. Tartışmadan sonra hemen eve geçmişlerdi.

"Keşke öyle demeseydim." Dedi Cemre dolan gözleriyle. "O bütün herkesi benim için karşısına alırken ben ilk fırsatta onu karşıma aldım."

Merve ona sarılırken Cemre göz yaşlarını sessizce bıraktı. "Tamam Cemre. Deniz zaten çok takmamıştır. Konuşur halledersiniz."

Cemre bir şey demeden göz yaşlarını Merve'nin omzuna bırakmaya devam etti. Herkes sessizce otururken kapının çalmasıyla Kürşat ayaklandı.

"Ağlama." Dedi Merve Cemre'yi kaldırıp göz yaşlarını silerken.

Kürşat geri döndüğünde bakışlar arkasındaki Mirzaya kaydı. Üstü başı dağılmış bir şekilde duruyordu. "Sarhoş." Dedi Kürşat dudaklarını oynatıp sessizce.

"Hoşgeldin Mirza." Dedi Merve misafirperverlik yaparak.

"Hoş buldum yenge." Dedi Mirza kafasını sallayıp. "Ben Kürşat'ı almaya geldim."

"Siz şimdi bu halde hiç dışarı çıkmayın. Kalk Merve gidip biz hava alalım." Dedi Cemre ayaklanıp. Kürşat'ın yanından geçerken kulağına eğildi. "Yatağımdan uzak durun."

"Cemre hadi gidin." Dedi Kürşat öksürürken.

Cemre ve Merve giyinip kendilerini dışarı artı. Merve sürekli tüzüğüne bakan Cemre'nin koluna girdi. "Ben sizi barıştırırım."

"Ne? Nasıl?"

"Wood'a gidiyoruz. Biz mekana girer girmez seninkine haber gidecek. Çünkü ortaklarından biri."

"Nereden biliyorsun?"

"Cemre bana güvenir misin? Halledicem dediysem hallederim."

Birlikte mekana girdiklerinde Merve kendinden emin adımlarla bara adımlayıp içkileri aldı. "Teşekkürler Doğukan." Diyerek barmene göz kırpıp orta masalardan birine geçti. Sigara kokusu yoktu, yitiren insanlar yoktu.

"DJ değişmiş." Dedi Cemre yerinde sallanırken. "Barış yok." Her zman gittikleri mekan olduğu için iyi biliyorlardı.

Bir kaç dakika daha sohbet ederken Merve pistte arkadaşlarını görüp yanına gitti. Cemre'de dolan mesanesiyle tuvalete koşarken açık olan arka kapıyı gördü. Daha doğrusu koridordaki Denizi. Kapıya doğru yaklaştığında karşısında duran kadını görünce geriye çekildi.

"Özledim seni Deniz." Dedi kadın üzgün sesiyle. "Ne oldu hani beni bırakmayacaktın?"

"Sevgi durumlar bildiğin gibi değil. Bak ben sözlendim. Yakında evleniyorum." Dedi Deniz. Cemre'nin yüzüne gülümseme yayıldı.

"Evleniyorsun öyle mi? O zaman ilk düğün hediyen benden olsun. Çocuğunu sana bırakıyorum."

"Saçma saçma konuşma!" Dedi Deniz dişlerinin arasından.

"Ne o? Yoksa sevgilin bir çocuğun olduğunu biliyor mu?"

Cemre durup dinlemek yerine sinirle kapıyı araladı. Denize bakmadan gözünden yaş akan kadına döndü. "Ne çocuğu?"

"Cemre-" Denizi eliyle susturdu.

"Bana cevap ver. Ne çocuğundan bahsetiyorsun?"

Kız elinin tersiyle göz yaşını sildi. "Deniz'in yani bizim çocuğumuz. İki yaşında."

Cemre duyduğu sözlerle inanmak istemiyor gibi kadının gözlerine baktı. Bir yandan paramparça olan kalbini hiçe sayarak derin bir nefes aldı. "Ben bilmiyordum. Özür dilerim. Size bu acıyı yaşatmak istemezdim." Kadından cevap beklemeden Denize döndü. Bir şey demden kapıya yöneldiğinde ağlamamak için tırnaklarını avuç içine geçirdi.

Hızla Bar masasındaki doğukana seslendi. "Doğukan Merve'ye acil işim çıktığını söyle. Eşyalarımı alır o."

Cevap beklemeden hızla dışarı çıktı. Topuklu giymediği için içinden kendine teşekkür ederken yüzüne çarpan soğuk havayla tüyler diken diken oldu.

Arkasından seslenilmesiyle durdu. Madem Deniz'in konuşmaya yüzü vardı, o halde kaçan Cemre olmayacaktı. Sakince arkasını döndü. Ağlamasa bile gözlerinin kızardığına emindi.

"Cemre."

Cemre Denize doğru yaklaştı. "Ben bu aşk işini becereceğimi sandım. Denemekten vazgeçersem kaybederim sandım. Kendi canımı kendim yaktım. Senin bir suçun yok." Cemre elini parmağına atıp yüzüğü çıkardı. "Bana yalandan da olsa sevildiğimi hissettirdiğin için teşekkür ederim." Yüzüğü Deniz'in avucuna bıraktı.

"Yalan değildi." Dedi Deniz elindeki yüzüğe bakarken.

"Eğer biraz bile sevdiysen beni bir daha karşıma çıkma Cellat." Dedi Cemre denizlerinden bir damla yaş taşarken.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

747 81 13
16 yılın yazgısı, cennetteki haram meyvenin yasağı. Bir gece vakti çaresizlikle kabul edilen bir sözün on altı küsur yıllık eziyeti. Aşkın alevinden...
394K 36.2K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
sour cherry Oleh isidor

Fiksi Penggemar

207K 21.6K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
881K 70.6K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...