selamlarr
Bölüm geç geldi farkındayım ama kusura bakmayın İstanbula döndüm , bavulları boşalttma falan derken yazamadım
Arkadaşlar yorumları arttıralım lütfen sınırı yeterince az koyuyorum zaten 1k kişinin okuduğu bir bölüme mutlaka 150 yorum gelmeli lütfen emeklerimin karşılığını alayım.
Ama Aşk , aksiyon ve biraz heyecanın olduğu bir bölüm oldu
Umarım beğenirsiniz
Keyifli okumalar ... 💞
Alacakaranlıktan şafağa kadar seninle olacağım .
Lan bu ne sıcak...
Üzerime resmen yapışan tişörtü otel odasının bir kenarına fırlatıp esneyerek çantama doğru ilerledim .
Bütün gece uyumamış , üstüne saat sekizde uyanmış Asrın'la buluşmak için hazırlanıyordum.
Annem , abimleri .
Rüzgar , Alin'i oyalayacaktı bizde birkaç saat baş başa takılabilecektik .
Çantamdan kıyafetlerimi alıp banyoya ilerledim.
Tan , Rüzgar ve Sarp hâlâ uyuyordu . Dün gece yaşadığımız saçmalıktan sonra Sarp , bütün gece Tan'nın elini tutarak uyumuştu .
Üzerimi değiştirip , Hazar abimin hediye olarak aldığı peruğu başıma geçirdim saçların üzerine ise açık mavi bir bandana taktım .
Aynada kendime bakıp gülümsedim .
Bir hafta içinde Tan , Rüzgar ve Serkan abinin nakil için verdiği test sonuçları çıkacaktı .
Ve umarım her şey çok güzel olacaktı .
Banyodan sessizce çıkıp , beyaz terliklerimi ayağıma geçirdim ve aynı sessizlikte odadan çıktım .
"Bebeğim..."kapının önünde beni bekleyen Asrın'ı görünce neşeyle gülümsedim . Altında düz siyah bir şort üstünde ise oldukça ince beyaz bir gömlek vardı .
Sevgilim diye demiyorum yakışıklı çocuktu vesselam .
"Günaydın ."dedim neşeli bir ses tonuyla , gülümseyerek elini belime attı ve beni kendine doğru çekerek sıkıca öptü yanağımı .
"Alin , abinler derken bir öpemedim özlemişim be yavrum ."
"Bende."dedim ve parmak uçlarımda yükselerek dudağını öptüm
Ne yapayım 1.94 çocuğa ancak parmak uçlarıma çıkarak yetişebiliyordum .
Eli hâlâ belimdeyken yürümeye başladığında adamlarımla ona ayak uydurmaya çalışıyordum .
"Eee..."diyerek başımı yüzüne çevirdim
"Ne yapıyoruz ? "sırttı .
"Sürpriz ."
Ayıp ama !
"Asrın ."derin bir nefes verdim .
"Ben süprizileri sevmem ki , niye sürpriz ? Neden sürpriz ? ..."bir kere başladığımda asla susmadan otelden çıkana kadar konuşabileceğimi bildiğinden eliyle ağzımı yavaşça kapattı .
"Yorma kendini yavrum , sürpriz dediysem sürpriz."
Gözlerimi devirip yeniden önüme döndüm .
Kısa sürede otelden dışarıya çıktığımızda eliyle önümüzdekiler bisikletleri gösterdi .
"Yine düşmezsin değil mi ? "Hızlıca koluna vurduğumda büyük bir kahkaha eşliğinde geriye sendeledi .
İki sene önceki yaz , sahil yolunda bisiklet sürerken denize yuvarlanmıştım.
Hepsi Ege'nin suçuydu ama !
O direksiyonu önüme kırınca ona çarpmamak için denize düşmüştüm .
"Tamam kızma ."diyerek bisikletlerden birinin direksiyonunu tutup bana doğru ittirdi .
Bisikletin üstüne bindiğimde o da kendi bisikletine bindi ve kafasını bana doğru çevirdim .
"Takip et beni güzelim ."hızlıca başımı salladım ve pedalları çevirmeye başladım .
Düz , ormanlık bir yola doğru bisikletin direksiyonunu çevirdiğinde ben onu takip ediyordum .
Yol bomboştu .
Ne bir insan , ne bir araba kimse yoktu
Sadece biz ,
İkimiz...
"Güneşim , ayım sana ışık olsun ,"dedi bağırmaya başlayarak .
"Sıcak kumum yolun açık olsun..."
"Okşarım tenini rüzgarlarımla , susuz kaldım susarım dudaklarına ."
En sevdiğim şarkıyı söylüyordu .
"Ah , o gözlerin ... Arasın beni izlesin , peşime düşsün ."diyerek kaldığı yeri tamamladım.
"Ah , o dudakların ... Gelsin , bulsun , tatsın ve öpsün beni ."diyerek devam etti .
Güldüğünü duyduğumda güldüm ve peşinden gitmeye devam ettim .
Onu bırakmak istemiyordum .
Bu anılarla , baş başa bırakmak ...
Moral bozma Güneş , anın tadını çıkar .
Orman yolunu geçmiştik , yolumuz küçük bir sahile çıkmıştı .
Kumlar yeni yeni ısınıyordu , kediler ve kuşlardan başka kimse yoktu .
Bisikletin frenlerine bastığını görünce pedalları çevirme hızımızı yavaşlattım ve onun gibi yavaşça frenlere basıp durdum .
Serin bir hava vardı , deniz dalgalanıyordu , kuşlar durmadan ötüyordu .
"Asrın ..."dedim gülümseyerek.
Bana cevap vermeden yavaşça elimi tuttu ve kumlara doğru sürüklemeye başladı beni .
"Terliklerini çıkarsana ,"dedi kendi terlikleri ayaklarından fırlatarak .
Beyaz terliklerimi ayağımdan çıkarıp sıcak kumların ayağımı ısıtmasına izin verdim .
Yaşamayı hissetmek güzeldi .
Üşüyerek , terleyerek , rüzgarın saçlarını savurmasına izin vererek , derin bir nefes alıp geri vererek ...
Yaşamakta güzeldi.
Gülerken , ağlarken , kızarken , küserken en çokta severken güzeldi.
Yalvarırım size ,
Yaşamayı sevmek için ölüme yaklaşmayı beklemeyin .
Çok sevin hayatı .
En çokta benim için sevin .
"Güneş , düşünme ."ısırdığım dudaklarımı bırakıp derin bir nefes aldım ve başımı salladım.
"Bugün kanseri unutuyoruz yok o şey hayatımızda tamam mı ? "
"Zaten kısa sürede olmayacak zaten , defolup gidecek ... Eski hayatımıza döneceğiz ." gülümsedi , başından beri benden çok inanıyordu hiç kaybetmemişti inancını .
Sevdiğin birinin ölebileceği gerçeğine inanmak mümkün değildi muhtemelen.
Bisikletin sepetinden aldığı havluları kumların üstüne serdi .
Ben havlulardan birine oturup ayaklarımı uzattığımda dizlerimin üstüne yattı . Ellerimi dalgalı saçlarında gezdirmeye başladığımda yavaşça burnunu çekti .
"Güneş..."sesi titriyordu "Ben bunu kaybetmeye köpek gibi korkuyorum ."
Kimseler yokken yanımdaydı ,
Herkes gittiğinde yanımdaydı ,
Korkudan tir tir titrerken o yanımdaydı .
"Neyse ,"yutkundu "Ailenle aran nasıl , üzmüyorlar benim güzel kızımı değil mi ? "
başımı iki yana sallayıp gülümsedim .
Son dokuz ay içinde başıma gelen en güzel şey onlardı .
"Harikalar ,"diyerek gülümsememi sürdürdüm
"Güneş ! "dizlerimden hızlıca ayağa kalkıp koşarak bizden ilerideki terliklerimizi getirdi.
"İncir , yavrum ileride incir ağacı var ."
Bimde indirim olduğunu duymuş kesim gibi hızla ayağa kalktım ve terliklerimi ayağıma geçirip Asrın'nın arkasından koşmaya başladım
Eğer İncir bir insan olsaydı muhtemelen ona aşık olurdum .
Birkaç dakika içinde ağaca ulaştığımızda elimi güneş gelmemesi için alnıma siper aldım ve ağacın tepelerine baktım . Büyük incirlerle doluydu .
"Hadi tırman topla birkaç incir ."tırmanmam için avuçlarını birleştirdiğinde kaşlarımı çatıp ona baktım .
"Asrın , şimdi sen beni düşürürsün ben kafamı taşlara çarpıp hafızamı kaybederim . Biz bence hiç bulaşmayalım bu işe ."diyerek geri dönmeye kalktığımda beni kolumdan tutup geriye çekti ve dudaklarını alnıma bastırdı .
"Ateşin de yok , bebeğim sen bu incirler için beni organ mafyalarına bırakırsın ne demek bulaşmayalım ."gözlerini kıstı .
"Sen kimsin ? Ve Güneş'e ne yaptın ? "
"Tüh be "dedim sahte bir üzüntüyle .
"Hemen çözdün Güneş olmadığımı ."
"Hadi Güneş , incir yiyeceğiz incir ."ellerini yine avuçlarını açık kalacak bir şekilde birleştirdiğinde bacağımı hafifçe yukarı kaldırıp ellerine bastım , ellerimle ağacın dallarına tutunup kendimi yavaşça yukarı çektim ve ağacın kalın dallarından birine bastım .
"Güneş , bak az topla yavrum sonra hepsini yersin bütün gece karın ağrısı çekersin."omuz silktim .
Dalında taze taze incir bulmuşum , ağacı bitirmeden şurdan şuraya gitmezdim.
Büyük dalardan birine uzanıp incirlerden iki tanesini kopardım . Bir tanesini Asrın'a uzatırken diğerini kendime sakladım .
Bal gibi bal ...
Birkaç tane daha incir koparıp çöp öğütücüymüş gibi onları öğütmüştüm , yeni bir dala uzanıyordum ki Asrın bacağımı tutup salladı .
"Güzelim yeter çok yedin ."tuttuğum daldaki incirleri kopardım ve Asrın'dan yardım alarak ağaçtan aşağıya indim hızlıca .
Aldığım incilerden birinin yarısını ısırırken diğer yarısını Asrın'nın ağzına soktum .
"Şimdi ne yapıyoruz ? "
"Oturuyoruz ."yeniden havluların üstüne oturduk .
"Hatırlıyor musun ? İlk tanıştığımız gün birlikte merdivenlerden yuvarlanmıştık." başımı geriye yaslayarak ufak bir kahkaha attım .
Tabi 74 kilo ağırlığındaki ben , annemle kavga ettiğim için merdivenlerden ağlayarak iniyordum çarpışmadan önce Asrın'ı görmemiştim bile .
"Gördüğüm ilk şey gözlerindi , baya hoşuma gitmişti ."sırttı .
"İlk buluşmamız ..."dedim utanç dolu bir ses tonuyla .
"AVM'de milkshake içmemiz ve benim tüm milkshake'i üstüne kusmamdan mı bahsediyorsun ? "yüzümü buruşturdum .
Berbattı .
"Telefonum çalıyor ."Asrın cebindeki telefonunu çıkarıp ekrana kısa bir bakış attıktan sonra kaşlarını çattı .
"Özel numara."dedi kısık bir ses tonuyla.
Telefonu açıp hoparlöre verdi .
"Çık çıkalım çayıra, yem verelim ördeğe
Ördek yemini yemeden, ciyak miyak demeden
Hakkıdı hukkudu çıktım çıkardım
Hakkıdı hukkudu çıktım çıkardım"
"Ne diyorsun lan sen Orospu çocuğu ? "dedi Asrın dişlerini sıkarak .
Kerem'di bu .
Beni kaçırdığı ve bıçakladığı gün bu şarkıyı söyleyerek haber vermişti Asrın'a .
"Sakin ol kardeşim..."Kerem'in gülüşüyle Asrın yumruklarını sıkarak ayağa kalktı .
"Bak , ben sinirli miyim ? "Asrın'nın arkasından ayağa kalkıp derin bir nefes aldım
Tüm vücudum titriyordu sanki .
"Ne istiyorsun dedim sana ? "dedi öfkeli bir ses tonuyla.
Korktuğunu biliyordum , hissediyordum...
"Alin ,"dedi meraklı bir ses tonuyla.
"Karanlıktan çok korkmuyor değil mi ? Geceleri etraf çok karanlık olabiliyor."
"Oğlum , Alin'e dokunduysan yemin ederim seni gebertirim ."diyerek bağırdı .
Ellerim titrerken çalan telefonu cebimden çıkardım Annem arıyordu.
"Anne ,"derin derin nefesler almaya başladım.
"Alin yanımızda de lütfen ."
"Güneş , anneciğim yarım saat önce odasında uyuyordu şimdi yok oteli arıyoruz sabahtan beri yok ortalıkta ."
"Geliyoruz."telefonu kapatarak şortumun cebine soktum ve Asrın'a döndüm.
Ağlıyordu , telefon ise kapanmıştı .
"Asrın ,"dedim ağlayarak .
"Alin'i kaçırmış Güneş , kardeşimi kaçırmış götürmüş onu ."elinde tuttuğu telefonu elime alıp gözlerini sildim .
"Sevgilim , gidip Alin'i bulmamız lazım ne olur kendine gel . Gidip bulalım Alin'i çok korkmadan ."
"Çok korkmuştur Alin , çok ağlamıştır şimdi."
"Bulacağız onu söz veriyorum."dedim sessizce
"Ya ona da zarar verdiyse , ya canını yaktıysa."
Dişlerimi sıkarak derin bir nefes verdim.
"Asrın gitmemiz lazım ."yavaşça burnunu çekerek başını salladı ve bisikletlere doğru yürümeye başladı .
****
"Anne ."dedim otel kapısından içeriye girerken hepsi otelin girişinde dikiliyordu .
"Bulamadınız mı ? "adımlarımı olabildiğince hızlandırıp abimlerin yanına doğru ilerledim
"Yok kızım ,"
"Bütün oteli aradık , kamera kayıtlarına baktırdık . Yok hiçbir yerde ."dedi yavaşça burnunu çekerek .
"Şerefsiz herif ."Asrın'nın yumruğunu sıktığını gördüğümde hızlıca elini tuttum .
"Birisi mi yaptı bunu ? "Cihan Bey kaşlarını çatarak bize baktığında Asrın başını salladı.
Onlar kaybolduğunu düşünüyordu muhtemelen ama Alin kaçırılmıştı.
"Üvey abim ,"dedi Asrın olabildiğince kısık bir ses tonuyla , sesi titriyordu.
"Güneşe'de aynısını yapmıştı ."
"Güneş'e mi ? "Yekta abimin sesini duyduğumuzda ona döndüm .
"Konumuz şu an ben miyim ? Gerçekten mi ?" dediğimde haklı olduğumu düşünüyor olacak ki önüne döndü .
"Polis'e haber verdiniz mi ? "
"Az önce Serkan abim aradı ."dedi Sarp sessizce
"Ben Alin'i aramaya çıkacağım , elim kolum bağlı bekleyemem ."Asrın adımlarını geriye doğru çevirdiğinde abimlerde onu takip etmeye başladı .
"Bekleyemeyiz ."dedi Tan .
"Bulacağız Alin'i merak etme ."hepsi birlikte dışarıya doğru ilerlediğinde dayımın beni kolumdan yakalamasıyla durmak zorunda kaldım .
"Güneş , sen nereye dayıcığım ? "
"Alin'i bulmaya ."diyerek kolumu kendime doğru çektim .
"Güneş , "anneme döndüm .
"Birtanem çok yorulursun , abinler arayacak zaten Alin'i "başımı iki yana salladım .
"Asrın'ı yalnız bırakamam anne . Yanında olduğumu bilmesi lazım , hele Kerem'le yan yana geldiğini düşünemiyorum bile ."koşar adımlarla abimlerin arkasından otelden çıktım
Alin'i bulmalarına yardım etmem lazımdı .
"Beni bekleyin ! "dedim orman yoluna doğru yürüyen abimlere seslenerek .
Hızlıca ormanın içine girdiğimizde gruplar halinde ayrıldık .
Ben , Sarp , Poyraz abim .
Asrın , Yekta abim , Sinan abi .
Tan , Rüzgar , Hazar abim ve Serkan ani
"Alin ! "diyerek bağırdım hızlı adımlarla yürürken .
"Alin , güzelim duyuyor musun beni ?"
Etrafıma bakınmaya başladım , ormanın içinde baya ilerlemiştik .
"Abi ."dedim "dağılmamız lazım böyle bulamayız."
"Güneş saçmalama bu sefer de siz kaybolursunuz ."
"Bir şey olmaz , hava kararacak yakında bir an önce bulmamız lazım Alin'i ."kimsenin bir şey demesine izin vermeden ormanın sağına doğru koşmaya başladım.
"Güneş , kaybolma ."
Bu ne biçim cümle aq
"Tamam ."dedim koşar adımlarla ilerlemeye devam ettim .
"Alin ! "diye yeniden bağırdım , sesler her yerden geliyordu zaten .
"Alin ! "
Allahım ona bir şey olmasına izin verme , Asrın yıkılır .
"Alin ."en yüksek ses tonunla bağırdığımda başımın döndüğünü hissedip ağaca sıkıca tutundum .
Şimdi zamanı değil
Şimdi zamanı değil , lütfen .
"Güneş , "başımı hafifçe yukarı kaldırdığımda ağacın tepesinde oturan Alin'i gördüm.
"Ama buldun beni , kaybettim ben şimdi saklambaçı."derin bir nefes verip gülümsedim
"Alin ,"dedim rahatlamış bir ses tonuyla , sözcüklerin devamını getirebilecek gücü bulamıyordum kendimde .
"Güneş senin burnun kanıyor ."Alin'nin korku dolu ses tonunu duyduğumda , titreyen ellerimi şortumun cebine sokup Poyraz abimi aradım .
"Abi ,"
"Göl ..."dedim zorla nefes vererek .
"Gölün kenarındaki ağaçlık alandayız." dişlerimi sıktım , elimin tersiyle burnumdan akan kanları sildim .
Gözlerim kararırken daha fazla ayakta duramayacağımı anladığımda gözlerim kapandı ve hızla yere düştüm .
Mükemmel bir günü daha geride bırakmıştım.
***
280 oy / 130 yorum
Selamlarr ,
geç geldi bölüm sorry
1 ) Güneş'e ne olacak ?
2) Poyrazlar geldiğinde Alin ve Güneş hâlâ orada olacak mı ?
Sleşdşwsşwsğw
Umarım sevmişsinizdir .