Violet Black

De liarblackcat

90.2K 7.5K 10.2K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... Mais

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
2.Bölüm | V
3.Bölüm | V
4.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
8.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
14.Bölüm | V
15.Bölüm | VI
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

18.Bölüm | VI

1.5K 148 52
De liarblackcat

Marina and the Diamonds

Primadonna

*

"Hala bize Yaşlandırma İksiri yapmayı kabul ettiğini belirten bir cümle duymadık senden." dedi Fred, fısıldayarak. İkizler, iki gündür Violet'in başını kemirip duruyor, buldukları her fırsatta soruyorlardı ve buna dersler de dahildi. Yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörlerini beklerken Violet onları duymamış gibi yaptı.

Bu geçen iki gün de kendisi de pek heyecanlı değildi. Beauxbatons zamanlarını düşünmüş, aklına gelebilecek birkaç isimi kondurmuştu. Herkes ona yeni yeni iyi davranmaya başlamış, özürler dilerken bütün yılını berbat edecek kişiler istemiyordu. Üstelik en yakın arkadaşlarını çok tehlikeli bir turnuvaya hazırlarken onlar ile uğraşmak istediği son şey bile değildi.

Koridordan tanıdık takırdama sesleri geldiğinde kitabını açtı Violet. "Kitaplarınızı kaldırın, ihtiyacınız yok." dedi içeri giren yeni profesör Deli-Göz. "Ben Alastor Moody. Eski seherbaz, Bakanlık'taki asi ve bu seneliğine Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi öğretmeninizim. Dumbledore'un isteği üzerine buradayım. Hikayem bu kadar. Hoşçakalın ve son. Sorusu olan var mı?" Hiç kimse elini kaldırmadı. Herkes biraz tırsmıştı bu adamdan.

Elektrik mavisi gözü sürekli hareket ediyor. Herkesin simasını ezberlemeye çalışıyor gibiydi.

"Pekala, hemen başlayalım. Lanetler, farklı farklı güçlerde , farklı farklı şekillerdedir. Şimdi Sihir Bakanlığı'na bakılırsa size karşı lanetleri öğretip işi orada bırakmam gerekiyor. Altıncı sınıf olmanıza rağmen sadece adından bahsedip geçmemi istiyorlar. Bence bunlar saçmalık. Karanlık lanetlerin neye benzediklerini öğrenmemeliymişsiniz. Sözde zaten siz o lanetleri biliyor olacaksınız mesleklerinizi elinize aldığınızda. Tamamen hepsi çöp. Bence bu hayatta neler ile karşı karşıya geleceğinizi öğrenmelisiniz. Daha önce hiç görmediğiniz bir şeye karşı kendinizi nasıl koruyacaksınız ki? Size yasadışı bir lanet yapmak üzere olan bir büyücü, durup da ne yaptığını söylemeyecek. Yüzünüze bakıp tatlı tatlı, kibar kibar yapmaz. Hazırlıklı olmalısınız, hem de her şeye karşı. Tetikte olmalısınız. Bay Weasley ben konuşurken arkadaşınızı rahatsız etmeyin, Bayan Black sizin aksinize beni dinliyor."

Violet dönüp Fred ve George'a baktı. İkisi mahçup bir şekilde gülümseyip arkalarına yaslandığında Violet gözlerini devirip önüne döndü. "Bana kaç tane Affedilmez Lanet olduğunu söyleyebilecek misiniz?"

Kimse ses çıkarmadı. Violet sadece bir tanesini biliyordu ama bir tane lanet olmayacağına emindi. "Kimse bilmiyor mu? Şaşırmadım. Dediğim gibi sizi bunlara karşı bilinçsiz bırakıyorlar." Arkasını döndü ve tahtaya yazmaya başladı. "Üç tanelerdir. Peki onlara neden bu adın verildiğini biliyor musunuz?"

"Çünkü affedilmezler efendim." dedi Fred, gevşek gevşek gülerken.

"Aslında doğru bir noktaya değindin ama sesindeki alay tınısını aldım Weasley. Gryffindor'dan eksi beş puan." Fred'in yüzündeki salak sırıtış kaybolurken Violet gülmemek için kendisini tuttu. "Sanırım bu size komik geldi Bayan Black. Eğer biliyorsanız bize bir tane laneti söyleyebilir misiniz?"

"Cruciatus Laneti, efendim. İşkence lanetidir. Yapılan kişiye dayanılmaz bir acı verir. Ölmekten beter eder ama öldürmez. Ölmeyi isteyecek duruma getirir diyebiliriz." Profesör Moody gülümsedi. "Tebrikler, Bayan Black. Slytherin'e on puan. Babanız nasıl daha iyi mi?"

Violet kafasını salladı. "Kendisini toparladı."

"Sevindim, kendisine yapılan haksızlık çok kötü. En başında Veritaserum ile durum halledilebilirdi. Her neyse derse devam edelim. Başka bir lanet bilen var mı?" Ellerini kaldıranlara baktı. "Sen söyle, Parker."

Önlerde oturan Gryffindor bir çocuk duruşunu düzeltti. "İmperius Laneti. Gazetelerde okumuştum. Zamanında Ölüm Yiyenler'in çoğu lanetin kontrolü altında olduğunu söyleyip Azkaban'dan kurtulmuşlar. Yapıldığı kişinin zihninde tam hakimiyet sağlıyor."

"Tebrikler, Gryffindor'a on puan. Pekala son laneti bilen var mı?" Birkaç kişi isteksiz isteksiz elini kaldırdı. "Sen söyle, Higgs."

"Öldüren Lanet, Profesör. Kesin ve acısız ölüm için."

"Doğru. Çok doğru aferin. Slytherin'e on puan." Profesör Moody arkasını döndü kavanozlarına baktı. Bir tanesini açıp içinden bir solucan çıkarıp masanın üzerine koydu. "Bugün size işte bu büyülere karşı hazırlayacağım. Bir seneye mezun, reşit olacaksınız. Zihninizi kolayca koruyabilmeli, karşınızdaki size zarar verdiği zaman kendinizi koruyabileceğiniz kadar tekrar zarar almamak için karşı tarafa da zarar vermeyi öğrenmelisiniz." Solucana asasını doğrulttu. "İmperio!" Çoğu öğrenci solucana iğrenerek ve dikkatle baktığı için solucanın aniden fazla rahatlaştığını fark etmişti. "Bu büyüleri yapmak yasak tabii. Bakanlık sizi anında yakalar. Benim gözetimimde olacaksınız. Bana dokunmaya cesaretleri yoktur. Şimdi bu solucana istediğimi yaptırabilirim. Dans bile edebilir." Solucan olduğu yerde küçük kıvrak hareketler yaptığında kıkırdadılar.

"Size komik geliyor şu an, değil mi? Oysaki bunu size yapsam hiç hoşunuza gitmez. Onun pencereden kendisini atmasını sağlayabilirim, kendini boğmasını, içinizden birisinin boğazına girmesini söylesem bile yapar. Çünkü benim tam kontrolümde." Moody bu saydıklarının hiç birini yapmadı asasını tekrar solucana doğrulttu. "Engorgio." Solucanın boyutu büyüdüğü zaman, "Sıradakini daha iyi görebilmeniz için yaptım." Violet solucana baktıkça kusacak gibi hissediyordu. "Crucio!"

Solucan kaskatı kesildi, içe doğru kıvrılmaya başladı. Acıdan titriyordu. "Birisi bunun aynısını size kolayca yapabilir." Solucandan doğal olarak hiçbir ses çıkmıyordu. Moody tekrar asasını kaldırdığında solucan gevşedi. "Reducio." Ve solucan normal boyutuna geri döndü.

"Ve sonuncusu, öldüren lanet." Violet artık Moody'nin yaptığı her şeyi dehşet içerisinde izliyordu. İğrenmesine rağmen solucana çok fazla acıyordu. Bunların aynısını yapmalarını beklemesi korkutucuydu. "En kötüsü. Bu lanetten bu zamana kadar tek bir kişinin sağ kalabildiğini biliyorsunuzdur değil mi? O da sizin gibi şu an bu okulda, arkadaşınız Harry Potter."

Asasını son kez solucana doğrulttu. "Avada Kedavra!" Solucan bir daha hareket etmedi, dans etmedi, acı çekerek kıvranmadı, titremedi. Öldü.

"Bunların hepsini not alın. Sizinle daha fazla solucan öldürmeyeceğiz elbette. Örümcekler üzerinde ilk ikisini deneyeceğiz."

-----

"Bu adamın dersi çok kıyaktı!" dedi Fred, Gryffindor masasında Lee Jordan'ın yanına otururken. "Adam işi biliyor gerçekten." diye katıldı ona Lee.

"Kim?" dedi aynı masada oturan Harry. "Deli-Göz Moody!" dedi Fred, George ve Lee heyecanla. "Mükemmel bir dersti. Kendimi en karanlık şeylerden koruyabileceğimi bilmiyordum bile. Dışarıda bunları yapmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor."

"Neyi?" dedi bu sefer Ron. "Karanlıkla savaşmanın!"

"Görülebilecek her şeyi görmüş ve yaşamış!" Fred ve George heyecanla övmelerine devam ederken masaya harap halde Violet oturdu. "Moody'i mi anlatıyorlar? Saçma bir dersti."

Fred güldü. "Çünkü yapamadı. Evet, doğru duydunuz! Violet Milan Black başarısız oldu." Violet gözlerini devirdi. "Hiçte bile. Öğrettiği şeyler saçmaydı. 'Tetikte olun' diyip durdu."

Fred ve George ona güldüler. Lee, "Olsun Vi, herkes başarısız olabilir. Sen bile." Violet ayağa kalktı. "Sizinle yemek yemeyeceğim. Gidiyorum ben ya." Hufflepuff masasına doğru yürürken üçü hala gülüyordu. "Violet bile yapamadıysa aşırı merak ettim. Bizim Perşembe'ye kadar dersimiz yok." dedi Harry.

"Bileyi sil. Çünkü biz başardık!" diyip ellerini tokuşturdu ikizler. "Ablanı geçmeyi başardık. Tabii bunun uzun sürmeyeceğini biliyoruz."

"Potter." Harry adını duyduğu zaman arkasını döndü. Draco Malfoy ilk defa yanında yardakçıları Crabbe ve Goyle olmadan duruyordu. "Black'in sana, seninle konuşmak istediğimi söylediğini düşünüyorum." Harry ayağa kalktı. "Evet, söyledi. Benimle ne konuşmak istiyorsun, Malfoy?"

Draco etrafa bakındı. Ron başta olmak üzere bütün Gryffindor masası onları izliyordu. "Burada olmaz." dediğinde Harry kaşlarını kaldırdı. "Arkadaşlarımın önünde söyleyemeyeceğin ne olabi-"

"Lütfen, Potter. Anlaşmamızın devam etmesi senin için önemliyse?" Harry duraksadı. Hayatı Draco Malfoy kendisine sataşmazken daha güzel geçiyordu. Bundan vazgeçemezdi. "Tamam."

İkisi Büyük Salon'dan dışarı çıkarken sadece Gryffindor masası değil, herkes izlemeye başlamıştı. Violet ve Harry göz göze geldi. Ablasının bakışlarında kararsızlık olduğunu hissetti. Gelmek istiyor gibiydi. Onun aksine Harry direkt gitmemek istiyordu.

Giriş Salonu'na geldikleri Harry ellerini kollarında buluşturdu. "Ne istiyorsun, Malfoy? Yalnız kalmalar falan? Ahlaksız teklifte mi bulunacaksın?" Draco güldü. "Sana mı? Kalsın."

"O zaman gidi-"

"Hayır, dur!" dedikten sonra Harry'nin kolunu tuttu. "Bunun benim için ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu bilemezsin, tamam mı? Bana biraz süre ver." Harry kafasını salladığında gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Bir süre sonra, "O büyüyü bana öğretmeni istiyorum." dedi. "Harry kaşlarını kaldırdı. "Hangi büyü?"

"Patronus büyüsü. Yapabildiğini biliyorum. İki kez yaparken gördüm seni. Yaptıklarını yapıp senin söylediğin büyüyü söyledim ama sanki bir büyücü bile değilmişim gibi asamın ucundan ışık bile çıkmadı. Bana öğretmeni istiyorum, çünkü çevremde bana bu büyüyü öğretebilecek hiç kimse yok." Draco tek nefeste söylediği için nefessiz kalmıştı. Harry ise şok içindeydi. Bu beklediği son şey bile değildi. Hatta bu konuşmanın ahlaksız bir teklif olmasını bile daha çok beklerdi.

"Bir cevap-"

"Düşüneceğim, Malfoy. Anlaşmamızı bozmaman adına." 

*

Geldim geldim geldim...

Nasılsınız eyisinizdir inş şimdi hemen gidiyorum, misafirlerimi yolcu etmem gerekiyorr

O yüzden siz Drarry oluyor heyecanında kalın ben sizi öpüp gidiyorum hadi bayy

Continue lendo

Você também vai gostar

1.2K 287 8
ne yazacagimi bilmiyorum guzel kitap iste ben okur olsam okurdum
2.4K 158 11
salvia bir buz navisi ve yaşadığı yerde savaş çıkması nedeniyle ormana yerleşmek isterler ailesi sully ailesiyle dost olur ve neteyam ile aralarında...
112K 7.7K 34
"Talihsiz bir babanın kızı....acaba seni hangi binaya koysam? Bu çok zor" Fred içinden "Slytherin olmasın" diye dua ediyordu. #fredweasley 1 👉🏻 25...