12.Bölüm | V

2.3K 216 166
                                    

Lana Del Rey

Summer Bummer 

*

Gecenin bir vakti Harry Potter uyuyamamıştı. Gryffindor Kulesi'ndeki odasından dışarıyı izlemesi her zamankinin aksine uykusunu getirmemişti. Zihninde geçen gün yaşananlar takılı kalmış bir plak gibi tekrar edip duruyordu. Kendisinden en son bekleyeceği şeyi yapmıştı; Draco Malfoy'u kurtarmak.

Üzerine onunla yaptığı anlaşmaya iki kat inanamıyordu. İnanamadığı şey anlaşmadan çok Malfoy'un sorgusuz sualsiz kabul etmesiydi. Sanki o sözünü tutar da inanıyorsun dedi kendi kendine. Onun aklımı meşgul etmesi yüzünden uyuyamadığıma ayrı inanamıyorum...

Arkadaşı Neville Longbottom gibi horlayarak uyuması her şeyden çok isterdi. Ofladı ve yatağına oturdu. Komidininden gözlüklerini aldı. Uyumayacak ise en azından görmesi daha mantıklı olurdu. Gözlüğünü alırken az daha başını derde sokacak Çapulcu Haritası gözüne çarptı. Eline alıp asasını parşömenin ortasına dokundurdu, "Yemin ederim hayırlı bir şey düşünmüyorum." diye mırıldandı, oda arkadaşlarını uyandırmayı hiç istemiyordu.

Haritaya bakarken gözü Slytherin yatakhanesine kaydı. Draco'nun adını göremeyince yersiz bir endişe hissetse de muhtemelen hala Hastane Kanadı'nda diye orayı kontrol etti. Oradaydı. 'Deliriyorum sanırım, bana ne Malfoy'dan?' dedi, bunu kısık sesle bile sesli bir şekilde söylediğini fark edince eliyle ağzını kapattı. Kimsenin onu duymadığını fark edince gözlerini devirdi. Sanırım deliriyorum... Malfoy beni delirtti, evet bütün suç onun.

"Örümcekler! Örümcekler var. Örüm- Örümcekler, dans etmemi istiyorlar. Dans etmek istemiyorum." Ron üzerinde bir sürü örümcek gezmişçesine her yerine kaşıyarak uyandığında kafasını kaldırıp ona baktı. "Örümceklere söyle o zaman, Ron." dediğinde Ron hayatındaki en mantıklı şeyi duymuş gibi kafasını salladı. "Evet, söylerim. Belki onlar benim yerime dans etmek ister."

Kafasını yastığa geri koyduğu saniye uykuya dalan Ron'a güldü. Saniyesinde horlamaya başlamıştı. Neville ve ikisi ile aynı odada olmak ölüm gibiydi.

Harry haritaya geri döndüğünde az önce baktığı Slytherin yatakhanesi gözüne çarptı. Hastane kanadına geri bakmadı. Violet Black'in adını görmüştü. Diğerleri gibi uyumuyordu. Odasının içinde yürüyor olarak gözüküyordu. Bir şeyler okuyor sanırım elinde bir şey var diye düşündü ama çokta takmadı Harry.

Slytherin yatakhanesine bakmayı bırakıp şatonun başka yerlerine bakmaya devam etti. Tılsım sınıfının oralara bakınca gördüklerine inanamadı. Haritayı kendine yakınlaştırıp uzaklaştırdı. Gözlerini ovuşturdu ama yanlış görmemişti. Gördüğü isim Peter Pettigrew'dü.

Aylar önce Mcgonagall'ın Üç Süpürge de anlattıkları geldi aklına. Peter Pettigrew ölmüştü. Geriye sadece bir parmak kalmıştı. Sirius Black onu öldürmekle kalmamış, yok etmişti.

O zaman bu da neyin nesiydi? Harita hatalı olabilir miydi?

Merakına yenik düştüğünde kalkıp ayakkabılarını giydi. Eline asasını da aldığında önce odasından sonra Gryffindor ortak salonunda çıktı. Haritada Peter'ın adını takip etti.

Tılsım sınıfının biraz ilerisine geldiğinde haritaya baktı. Biraz ilerisindeydi. Adımlarını yavaşlattı. Asasından çıkan ışığı umursamadan ilerledi. "Kapat şu ışığı!" diye bir ses tabloların birinden gelene kadar tabii.

"Affedersiniz."

Haritaya tekrar baktığında Pettigrew'ün tam karşısında olması gerektiğini fark etti. İleriye baktı. Asasından çıkan ışığa rağmen hiç kimseyi görmedi.

Violet BlackМесто, где живут истории. Откройте их для себя