Hilaf&Berceste(Gay)+18

By Bendis22

57.3K 3.5K 481

Alfaların baskısının halen sürdüğü dünyaya bir omega doğdu. Ne kadar hilaf olduğunu bakan hiç bir göz göremez... More

TANITIM
0.1
0.2
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5

0.3

5.5K 334 60
By Bendis22

İyi okumalar dilerim🥀

"Toplantı bitti!" Toplantı ortasında bağıran Seza'ya döndüm. Sert bakışlarımı yüzüne dikip 'ne yapıyorsun' der gibi yüzüne baktım.

Beni anlamış da cevap veriyormuş gibi baktı, alfa. "Alaz Bey'in başka bir toplantısı vardı, not almayı unutmuşum. Yeni oluşuma verin, lütfen. Sizde anlaşmamızı bir düşünün." Anlaşmaya gelen alfalar anlayışla onaylayıp kalktıklarında bende yavaşça ayağa kalktım.

"Kusura bakmayın. Yeni asistanın hatası." Karşılıklı gülümseyip sırayla hepsiyle tokalaştım.

Toplantı odasından çıktıklarında sinirle müdür alfaya döndüm. Yanımızda şirket çalışanları vardı hala. "Ne yaptığını sanıyorsun, alfa?!"

"Alaz Bey,.. odanızda konuşabilir miyiz?" Ellerimle şakaklarımı ovuşturdum. Sinirden gülümsedim. "Neden, alfa?"

Alfa bizi izleyen çalışanlarıma bakarak bana tekrar baktı. Yüzünde bariz bir endişe vardı. Hatasının, kovulmasına sebep olmasından endişe duyuyor olmalıydı.

Yanıma yaklaşmaya başladığında kaşlarımı çattım. Herkes bize bakarken yanıma geldi ve kulağıma yetişmek için eğildi.

"Feramonlarınızı duyunca gitmeleri gerektiğini düşündüm. Lütfen odanızda bu konuşmaya devam edebilir miyiz? Sizin iyiliğiniz için..." Feramonlarım mı? Nasıl fark etmişti?

Sinirlerim yatışmaya başlayarak yerini şaşkınlığa bıraktı. Kulağımın dibinde eğilerek durmuş alfaya dönüverdim.

Ani dönüşümle, burun buruna geldik. Sertçe yutkunduğumda, alfa bir adım geri attı. Bir adım geri atmasından önce sanki birbirimizin çekim alanındaymışız gibi hissetmiştim.

O dünyaymış ben ise sadece dünyanın üzerinde duran ve yer çekimine karşı koyamayan bir insanmışım gibi. Tabi kızgınlığımdan dolayıydı bu ama çalışanlarımın burada olması hoş olmamıştı.

Gerçi yanlış anladıklarını hiç sanmıyordum. Benim için geri adım atmam gerektiği halde atamadığım bir çekim alanı oluşmasına rağmen aslında sadece birkaç saniye bakışmıştık.

Çalışanlarıma kafamla çıkın işareti yaptıktan sonra odama yol almaya başladık. Ben öndeydim, Seza tam arkamda.

Ofis odama girdiğimde odanın ortasında durup alfaya baktım. Alfa ise içeri girince arkasından kapıyı kapattı ve kilitledi.

Az önce anın etkisiyle ifadelerimi saklayamamış olsam da şimdi yüzüm oldukça ifadesizdi. "Evet, alfa?"

"Nerede?" Ne dediğini anlamadığımdan aynı şekilde bakmaya devam ettim.

"Ne nerede?" Alfa yanımdan geçip masamın arka tarafına geçip çekmecelerimi kurcalamaya başladığında tekrar sinirlenerek yanına gittim.

Kolunu sertçe tuttum ve elini çekmecelerimden uzaklaştırdım. "Ne yaptığını sanıyorsun?"

"İlaçlarınızı arıyorum. Bastırıcı haplarınızı. Neredeler?" Gözlerimi devirdim. Şirkette hap kullanma riskine girmeyeceğimi bir amatör bile anlardı.

"İlaç değil, iğne kullanıyorum. Ayrıca kendim yapabilirim. Elim var falan hani." Alaycı sesimle kafasını kaldırdığında arzuyla bakan gözleriyle karşılaştım.

"İğne kullanıyorsanız... feramonlarınız neden bu kadar yoğun?" İşte az önce de beni şaşırtan kısma dönmüştük.

Benim iğnenin etkisinin azaldığını ve feramonlarımın salgılanmaya başladığını hissetmem normaldi fakat alfa nasıl bu kadar hafif feramonları fark edip toplantıya müdahale etmişti.

"Yoğun değil feramonlarım, alfa. Toplantıdaki hiçbir alfanın salgılanmaya başlanan feramonlarımı duyumsamadığından emindim." Yüzünde şaşkınlık olan bu sefer oydu. Herkesin aldığını sanmış olmalıydı.

"Bu hafif hali mi? Bu imkansız. Feramonlarınız o denli yoğun ki mantıklı düşünebilmem beni şaşırtıyor." Elimi göğsüne koyup onu kendimden biraz uzaklaştırdım ve elimi tasmama götürdüm.

"Artık gitsen iyi olur." Alfa kafasını olmaz anlamında iki yana salladı.

"Bastırıcı iğnelerden kullandığınızdan emin olduktan sonra gideceğim." Hafifçe çenesini kaşıdığında alayla güldüm dediklerine.

"Beni çıplak görmek alışkanlık yaptı sanırım." Az önce kendim ittirdiğim alfaya yaklaştım.

"Dikkatli ol, beni unutması neredeyse imkansızdır. Rüyalarında istemsizce kendini çekmene sebebiyet verecek kadar içine işlememe izin verme." Alfa nefesi kesilmiş halde yüzümü incelediğinde tatmin olarak masamın yanına geri döndüm.

Eğilip masamın çekmecesini kurcalamaya başladım. Bastırıcı iğne ve haplarımın olduğu çekmeceden bir iğne çıkardım. Çekmeceyi ittirip kapattığımda duyduğum sesle yavaşça doğruldum.

Alfa resmen hırlamıştı. Göz göze geldiğimizde kararmış gözlerini fark ettim. "Alaz Bey... iğneyi ne zaman yapacaksınız? Çıkmamı ister misiniz?"

Az önce kalıp iğneyi yaptığımı görmek istediğini söylemişti ama sanırım feramonlarım geri adım attıracak kadar yoğunlaşmıştı. "Çıkabilirsin, alfa. İğneyi yapacağım. Açık hedef olmayı istemem."

Alfa bir tür hipnoz altındaymış gibi kafasını salladı ve kapıya ilerledi. "Toplantıda yaptığın için teşekkür edeceğimi mi sanıyorsun?"

Kapıya bakan yüzü bana döndü. "Etmeyecek misiniz?" Dudaklarının kenarı hafifçe yukarı kıvrılmıştı.

Onunkinden büyük olduğuna emin olduğum bir gülümseme ile cevap verdim. "Tch, etmeyeceğim."

"Etmeniz için yapmadım. Mesele kendimi kanıtlamaktı sadece." Dediklerine kahkaha attım. Kendini kanıtlamak için yapmadığı besbelliydi. Belki de içgüdüseldi ama kesinlikle bilinçli planlamamıştı.

"İnanmış rolü yapacağım, alfa." Dudağını dişleri arasına alarak bana baktı. Benimle atışacak halde olmadığını anlayarak kafamla çıkmasını işaret ettim.

Koşarcasına kendini ofisimden dışarıya attı. Kapıyı arkasından kapattı. O gittiği gibi deliğim kendini delicesine belli etti.

Alfaların ofislerinden feramonlarımı duyumsamasını istemediğimden iğneyi yapmak için pantolonumu biraz aşağı indirdim.

İğnenin plastik kapağını çıkararak hızla baldırıma sapladım. Acısa da sesimi çıkarmamaya alışmıştım. İçindeki sıvıyı kendime enjekte ettim, iğneyi çekip çıkardım.

Hem kapağını hem iğnenin kendisini çöpe attım. Kalçalarımı deri sandalyemden kaldırarak pantolonumu geri giydim. Kemerimi de tekrardan taktım.

Toplantıyı batırmamıştım ama alfa müdahale etmese diğer alfalar da feramonlarımı fark edebilirdi. Teşekkür etmesemde aslında bir teşekkürü hak etmişti.

Sıkıntıyla iç çektim. İğnenin etkisinin erken bitmesine ne sebep olabilirdi bilmiyordum. Belki de iğneleri yaptığım aralıkları azaltmalıydım.

Ya da... belki bir ihtimal babam haklıydı. Kızgınlığımda şirkette olmak ,hele de iğnelerin sürelerini kestiremezken, tehlikeliydi.

Ama kızgınlıktayım diye kendimi eve kapatmak yetersiz olduğumu kabullenmek olurdu. Geri adım atmayacaktım.

Az önce girdiğim toplantının dosyalarını inceledikten sonra bugünkü programımı kontrol ettim. Başka bir toplantım yoktu.

Kararlarını duymak için ikinci bir toplantı ayarlamamız lazımdı. Her ne kadar bizimle çalışacaklarından emin de olsam...

Birkaç saat odamda bu hafta yapılacak toplantıların sunumlarını çalışmamın ardından telefonla sekreterimi aradım.

"Bugün yarım kalan toplantının kararını görüşmek için boşluğum olan günlerden birine top-" Sekreterim olan alfanın gür sesi sözümü kesti.

"Pardon, Alaz Bey böldüğüm için ama asistanınız çoktan o meseleyi halletti." Kaşlarım anlık olarak çatıldı.

"Ne asista- Seza mı?" Karşı taraftan onaylayan bir mırıltı duyduğumda telefonu kapattım. Müdürlüğünü yap dememin nesini anlamamıştı!

İşlerime karışmasını istemiyordum. Bizzat söylediğim halde anlamamıştı. Ben alfayı alttan almaya çalıştıkça o tepeme çıkıyordu.

Odamdan çıkarak onun için ayrılan odamın hemen karşısındaki odaya daldım. İlk defa girmemin etkisiyle göz ucuyla etrafa baktım.

Yıllarca burada çalışmış çalışanlarımın hiçbirinin sahip olmadığı kadar büyük odayla duraksadım. Bu odayı babam ayarlamıştı ona.

İnsanların onun başa geçeceğini düşünmesine şaşmamak lazımdı. Sabah ona teşekkür etmem bile gerektiğini düşünen tarafım tuzla buz oldu.

Oda neredeyse benimki kadar büyüktü!

"Alfa sen bana sormadan toplantı mı ayarladın?! Sana mı düştü bunu yapmak? Benim kendi sekreterim varken hem de?" Alfa yüzüme ciddi bir bakış attı.

"Kendim bitirdim o toplantıyı ve kendim ayarlayabileceğimi düşündüm. Programınızdaki boşluklardan birine denk getirdim. Belki bana düşmezdi ama sizin için yapmak istedim." Alfayı deneme sürem düşündüğümden bile kısa olacaktı.

"Bana sormadan hiçbir şey yapma! Sana müdürlüğünü yap sadece dedim." Alfa kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Ben müdürlüğümü yaparım yapmasına ama asistanınız asistanlığını yapar mı?"

"Anlayamadım?" Az önce çatık olan kaşları düzelerek yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Yakında anlarsınız, Alaz Bey." Umarım anlayacağım şey bu alfanın kendini bir bok sanmasına sebep olmazdı.

Bir sonraki bölüm görüşürüüz! Öpüyoruum<3

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.8M 106K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
86.6K 4.2K 33
"Nasıl bir adam böyle bir çocuk ruha sahip olabilir ki" "Sus ve sarıl, lütfen"
3.4M 169K 67
Hayatı boyunca kimseyi sevmemiş, tek derdi vatan, bayrak ve ülkesi olan asker ile hiç sevildiğini hissetmemiş, kalabalık içinde yalnızlığı hisseden b...
8.2K 741 5
Berke hep susturulmuş ve baskılanmış bir omegadır. Ailesi sadece iyi bir eş olup kocasına yavru bir alfa vermesi gerektiğini kafasına sokmuştur. ...