Violet Black

By liarblackcat

93.9K 7.7K 10.3K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... More

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
2.Bölüm | V
3.Bölüm | V
4.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
8.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
15.Bölüm | VI
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
18.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

14.Bölüm | V

2.3K 207 374
By liarblackcat

Taylor Swift

Bad Blood

*

Peter Pettigrew, kısa boylu bir adamdı. Biraz tıknazdı. Kafasında yerli yersiz kellikler bulunurken saçının geri kalanı kirliydi. Sadece saçı değil kendisi de kirli, pisti. Gerçekten de bir fareye aşırı fazla benziyordu.

Lupin, "Vay vay, Peter. Uzun zamandır görüşmemiştik." derken Harry, Peter'ın kapıya attığı kaçamak bakışları yakaladı.

"Remus? Sirius? Eski dostlarım!" Black eline bir asa alıp ona doğrultacak iken Lupin onu durdurdu. Yeniden Pettigrew'e döndü. Anın aksine sesi o kadar yumuşak ve rahattı ki Peter oraya çay içmeye gelmiş gibi davranıyordu.

"Peter, biz de Lily ve James'in öldüğü gece olanlar hakkında konuşuyorduk. Ron seni tutarken net bir şekilde bizi duyamamış olabilirsin."

"Remus," dedi soluksuz halde. Terlemeye başladığı belli oluyordu. "Ona- Ona inanmıyorsun değil mi? Beni öldürmeye çalıştı." Remus sahte bir şekilde gülümsedi. "Aynen Peter. İnanır mıyım hiç?"

"Sen hep aramızda en mantıklı olanımızdın. Yine beni öldürmeye geldi! Lily'i, James'i öldürdü. Şimdi de beni öldürecek, bana yardım etmek zorundasın Remus..." Pettigrew'ın telaşlı halinin aksine Black gerçekten de kendini sakin kalmak için zorluyordu ve bu dışarıdan bakıldığında net bir şekilde belli oluyordu. "Hadi ama Remus! Bizim rüyalarımızda bile göremeyeceğimiz kadar Karanlık güçleri var onun!"

"En azından rüyasında Karanlık güçler görebileceğini itiraf etti sayılır..." Violet'in mırıldanması Peter'ın sesinden sonra çok net bir şekilde duyulmuştu. Sirius kızına doğru sırıttı. "Ben mi Karanlık güçlerle uğraşacağım, Peter? Güldürme beni."

"Ya- Yalan söylüyor Remus! Azkaban'dan kaçabilen ilk kişi o! Herhalde Adı Anılmaması Gereken Kişi ona birkaç numara öğretmiştir!" Sirius sesli bir şekilde güldü. "On iki yılda biraz espri kabiliyeti kazanmışsın en azından. Voldemort bana numara öğretecek, ha?"

Peter'ın titrediğini fark ettiler. "Ne oldu? Eski efendinin ismini duymaktan korkuyor musun? Seni suçlamıyorum, Peter. Onun tayfası da senden pek hoşlanmaz. Anlarsın ya, Azkaban da her şeyi konuşuyorlardı." dedi son derece kararlı bir sesle.

"Neden bahsediyorsun, bilmiyorum! On iki yılımı senden saklanarak geçirdim!"

"Yalan," Peter'a yaklaştı. "On iki yıldır benden değil, Voldemort'un eski müritlerinden saklanıyorsun! Şanslısın, gerçekten de öldüğünü sananlar var. Keşke sandıkları şey doğru olsa. Gerçi senin hayatta olduğunu bir bilselerdi bizden önce işini bitirirlerdi bile." Black'in sözlerinden sonra alnından akan terleri bileğiyle sildi.

"Hep kendinden daha güçlü, daha kudretli insanların arasında dolaştın. Seni koruyup kollayacak birilerinin etrafında olmasından hoşlandın. Bu eskiden bizdik... Ben ve Remus... Ve James..." Peter yine yüzünü sildi. "Stres seni terletti mi? Ah, ne yazık!" dedi iğneleyici bir sesle. Peter tekrar Remus'a baktı. "Bunların hiçbirine inanmıyorsun değil mi, dostum? Casustu o."

"Bu ne cüret!" Sirius asasını doğrulttu. "Ne cüretle Remus'a dostum dersin? Ne cüretle casus olduğumu iddia edersin!? Benim buradaki tek hatam Lily ve James'e seni sır tutucu yapmalarını söylemem. Hayatımın hatası. Çok zeki olduğumu düşünmüştüm, biliyor musun? Bunun harika bir blöf olacağını, Voldemort'u kandırdığımı... Elbette benim peşimden gelecekti, senin gibi zayıf, yeteneksiz birisini kullandığımızı asla bilmeyeceklerdi. Voldemort'a gidip onların yerini söylediğin an o sefil hayatının en önemli anıdır kesin."

"Anlamıyorsunuz..." diye mırıldanmaya başladı Peter. Yüzü iyice kül rengine bürünürken çözülmeye başlamıştı. Sonra hiç kendi kendine söylenmemiş gibi ayağa kalktı. Harry'nin önüne geçti. "Harry! Şu haline bak! Aynı babana benziyorsun. James gibisin, ah! Şu gözlere bak resmen Lily'den almışsın."

"Ne cüretle Harry ile James hakkında konuşursun!" Peter onları takmadı. Hayatını kurtarabilecek birisini arıyordu.

Violet'in önüne gittiğinde, "Violet! Beni hatırladın mı? Peter amca? Seninle çok oyunlar oynardık... Şu saçlara bak Sirius! Senden almış." elini kızın saçlarına uzattığında Sirius onun eline vurdu. "Kızıma elini sürme, seni pis fare."

"Sir- Sirius. B-Ben senin dostunum." diyip onun koluna yapıştığında Black kolunu çekiştirdi. "Bana da elini sürme. Cüppem yeterince pis, bir de sen dokunma." dedi Sirius, yüzünde tiksintili bir ifade ile.

"Remus, ona inanmıyorsun değil mi? Sirius sana söylerdi-"

"Casusun ben olduğumu düşündüyse söylemezdi, Peter." dedi Lupin, biraz incinmiş gibiydi aklına gelen bu bilgiyle. "Sanırım bu yüzden bana söylemedin, değil mi Sirius?"

Sirius ona baktı. Sesindeki pişmanlık çok belliydi. "Affet beni, Remus."

"Önemli değil, yıllarımı seni casus sanarak geçirdim ben. Asıl sen beni affet." Kollarını sıvamaya başlamıştı. Peter son olarak Ron'a döndü. "Ron... İyi bir dosttum değil mi? Beni öldürmelerine izin vermezsin-"

"Çekil be ayağımdan pis adam!" diye sakat olmayan ayağıyla tekmelemeye çalıştı Ron onu. "Yatağımda uyumana izin verdim resmen senin, ıyy!"

"İyi kalpli efendi... Beni öldürmelerine izin verme... İyi bir fareydim..."

"Fareliğin, insanlığından daha iyiyse bu böbürlenebilecek bir şey değil Peter."

"Çok bekledik, hadi onu öldürelim." dediğinde Sirius, "Bekle." dedi Remus. "BEN ZATEN BEKLEDİM, ON İKİ SENE, AZKABANDA!" diye bağırdığında Sirius, herkes vaktin geldiğini anlamıştı.

"ANLAMIYORSUNUZ!" Peter'ın bağırmasıyla ortam sessizleşti. "Her yerdeydi! Onu reddetmek ile hiçbir şey geçmezdi! Beni öldürürdü!"

"O ZAMAN ÖLSEYDİN!" dedi Sirius, o da bağırmaya başlamıştı. "ARKADAŞLARINA İHANET EDECEĞİNE CANINI VERSEYDİN! BİZ SENİN İÇİN BUNU YAPARDIK!"

"Şunu anlamalıydın Peter. O seni öldürmüyorsa biz öldürürdük." dedi Remus. Harry, "Hayır!" diye bağırmasa Sirius ve Remus'un elindeki asalardan çıkacak büyü onu öldürecekti. "Onu öldürmeyin."

Peter, Harry'nin ayaklarını öpecekken, "Dokunma bana." dedi Harry. "Seni Ruh Emiciler'e teslim edeceğiz. Azkaban'a gideceksin." Harry, Violet'e baktı. "Böylece Sirius serbest kalacak ve sen orada çürüyeceksin."

-----

"Isırdığım için üzgünüm evlat. Biraz canın yanmış olabilir." dedi Sirius, aynı zamanda Ron'u taşırken. Violet, Harry ve Hermione güldü. Ron topallarken neyin komik olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Biraz mı? Bacağımı koparıyordun!"

"Farenin peşindeydim! Normalde çok iyi huylu bir köpeğimdir." dediğinde Ron, "Tabi ne demezsin..." dedi. Şamarcı Söğüt'ün dışına çıktıktan sonra büyük bir kayaya oturması için Ron'a yardım ettiler. Ağacın dışında iplerle bağladıkları Peter'ı getiren Remus'u beklemeye başladılar. Sirius, "Annene çok benziyorsun." dediğinde Violet ona baktı. "Bana benzediğin yönler de var tabii ama... Bu yıl hep buralarda olmuş bir köpek olarak söylüyorum Marlene'in aynısısın. Kitap az okurdu senin aksine ama okuduğu zamanlar senin gibi kendi kendine konuşurdu."

"Kitabımı alıp giden köpek sendin!" dedi Violet gülerek. Sirius'ta güldü. "Yok mu daha neşeli kitapların, Desdemona öldü diye ağlayacaktım."

Violet gülümsedi. Sirius bu sefer Harry ve ikisine baktı. "Harry biliyor musun bilmiyorum ama ben senin vaftiz babanım." dediğinde Harry, "Biliyordum." dedi. Violet bunu bilmiyordu. "O fareyi adalete teslim ettikten sonra istersen benimle, bizimle yaşayabilirsin. Teyzenler ile yaşamak ister-"

"Cidden mi?" Sirius'un cümlesi Harry'nin hevesli sesiyle bölündü. "Bu sorunun cevabını düşünmeme bile gerek yok." Sirius gülümseyip Violet'e döndü. "On iki yıl Remus ile yaşadıktan sonra-"

"Aslında beş. On bir yaşıma kadar Fransa'da bir yetimhanede kalıyordum." dediğinde "Bilmiyordum... Kızımı herkesten çok ben tanımak isterim Violet. Remus'un da bazı sebeplerden ötürü bizimle yaşayacak olması seni rahatsız etmez diyecektim." Gülümseyip ekledi. "Harika bir aile olacağız."

Violet ve Harry çok heyecanlanmışlardı. Violet, babasıyla yaşamanın nasıl bir his olacağını ve babasının nasıl birisi olduğunu öğrenecekti. Harry de Dursleyler'den kurtulacaktı, babasının en yakın arkadaşlarıyla yaşayarak ailesiyle ilgili bilgiler öğrenebilecek olması onu heyecanlandıran bir diğer şeydi.

"Tek bir yanlış hareket yapmayı düşünme bile, Peter." dedi Remus ağaçtan çıkarken. Violet aklına gelen soruyla, "İksiri içtin değil mi, Aylak?" diye sordu, duyabilmesi için hafif yüksek bir sesle. "Odama telaşla gelip bağrındın. İçmemek pek akıl işi olmazdı."

"Ne iksiri?" dedi Sirius, durumu anlamamıştı. "Yeni bir icat denilebilir. Birkaç yıl oldu gerçi çıkalı. Kurtboğan İksiri, Remus'un dönüşüm sırasında kendisinde olmasını sağlıyor. Ona bizzat ben yapıyorum." diye açıkla Violet. "Şu an dönüşmüyorsa tek sebebi o iksirdir, kendini tutuyor diyebiliriz."

Bir bulut hareket etti. Oldukları yer ay ışığı ile aydınlanırken herkes Remus'a bakmaya başladı. Tam yanında duran Peter, "Kendini kontrol edebilirsin... Değil mi Remus?" dedi. Fare ilk defa haklı bir yere değinmişti. Ay ışığı direkt kendisine çarparken kendini durduramamış ve dönüşmeye başlamıştı. Korkunç bir hırlama duyulduğunda Sirius, "Bana bırakın." dedi. Dönüşen Lupin'in odağını ormana yönlendirirken Peter, Remus'un düşen asasını almak için atlamıştı. "Expelliarmus!" dedi Harry. Asa Peter'ın elinden düşse de çok geç kalmışlardı. O da dönüşüm geçirmişti.

Ormanın tersi yönünde bir farenin koşmaya başlamasını izlediler ilk önce, sonra Violet dönüşmek için öne atıldı. "Ormanda bir kurt adam var!" dese de Hermione, Violet tamamen dönüşmeden önce, "Şu an Remus kendisinde. Değilse bile bu onunla geçireceğim ilk dolunay değil."

Küçük bir fareyi zifiri karanlıkta görmek çok zor olduğu için kokusunu takip etti. Okul arazisinden uzaklaşmak üzerelerdi. Düşün... dedi içinden kendisine. Yolunu kesmenin bir yolunu bulmalıyım...

Hışırtı sesleri kesildi. Violet durup dinlemeye başladı. Kalp atış seslerini dinleyerek ağır ağır, ses çıkarmadan ilerlemeye başladı. Nerede olduğunu kestirmişti. Oluğu yere atladıktan sonra elinde bir fare ile kendi bedenine dönüştü. "Şimdi yakaladım seni pis fare." Cebinden asasını çıkarttı ve ona doğrulttu. "Petrificus Totalus." Fare kaskatı kesilmişti. "Şimdi hareket ette göreyim seni."

Şamarcı Söğüt'ün oraya kadar onu taşıdı, vardığında ise Harry orada yoktu. Sadece Ron'un ayağı ile ilgilenen Hermione vardı. "Onu yakaladın mı?" dedi. Violet elindeki fareyi ona fırlattığında korkup geriledi. "Zararsız merak etme. Bir süre hareket edemez. Harry nerede?"

"Uluma sesleri üzerine ormana girdi." derken her duruma karşı yerden fareyi almıştı Hermione. Violet'in gözleri pörtleşti. "Ve siz ona izin mi verdiniz?! İnanamıyorum!" koşarak ormana girerken asasını sıkı sıkı eline almıştı. Harry'nin kokusunu takip etmeye çalıştı. Kokusuna yaklaştıkça etrafın soğuduğunu fark etti. Göl kenarına geldiğinde ise ağzı açık kaldı. Yüzlerce Ruh Emici, Harry ve Sirius'un ruhunu emmek için etraflarında uçuşuyordu.

Babam, Remus ve Harry ile mutlu olacağız... Babam serbest kalacak...

"EXPECTO PATRONUM!" Asanın ucundan çıkan mavi-gümüşi ışık bir kara kediye dönüştü. Ruh Emiciler uzaklaşmaya başlarken ikisine doğru yaklaştı. Baygın durumdalardı.

-----

"Peter Pettigrew'ün, Ruh Emiciler'e teslim edildiğinden emin olacağım." dedi Bakan Fudge hastane kanadından çıkarken. "Sirius Black, resmi olarak onların menzilinden çıkmıştır."

Kapının kapanma sesiyle Violet gözlerini açtı. Aklına yaşananların düşmesiyle hızla yerinden kalktı ve etrafına baktı. Gördükleriyle rahat bir nefes verdi. Babası yanındaki yatakta uyuyordu. Rahatlıkla bir nefes verdi.

"Alicia, Cho ve çoğu insanın yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum." Yanından gelen sesle sıçradı. İkizler başında duruyorlardı. "Benimle konuştuğunuzu bilmiyordum..." dedi Violet kısık bir sesle. Fred'in gülen suratı düştü. "Yaptığımız yanlıştı ama bizi de anlamalısın durum Ron olduğun-"

"Biliyorum. Önemli değil." dediğinde ikisi de gülümsedi. "Sen uyurken neler oldu bir bilsen. Pettigrew'a Veritaserum içirdiler. Tek tek her şeyi anlattı Dumbledore ve Fudge'a. Şimdi Azkaban'ın en ağır hücrelerinden birisine gönderiliyor ve baban serbest." dedi George. "Herkes kapına kuyruk olacak Vi. Bizi unutmayasın."

"Saçmalama Georgie." diyip güldü. Yattığı yerden kalktığında diğer yataklar da sırasıyla Ron, Harry ve Remus'un yattığını gördü. "Hermione nerede?"

"Pettigrew'ü o getirdi okula. Daha doğrusu hepinizi. Profesör Mcgonagall'dan yardım almış ve şimdi başka bir şey için konuşuyorlar. Ne olduğunu bilmiyoruz ama gelir birazdan."

"Sen onu boş ver. Kapıda senin için endişelenen bir Hufflepuff var."

-----

"Babanın aklanmasına çok sevindim. Bu hayatta bu mutluluğu hak edecek senden başka kimseyi tanımıyorum."

"Teşekkürler Ced." dedi Violet gülümseyerek. "Benimle ne konuşmak istemiştin? Babamın uyanmasını kaçırmak istemiyorum da."

"Ah, istersen şimdi gidebilirsin. Sonra konuşuruz, vaktini çalmayayım." Violet gülümsedi. "Senin için her zaman vaktim var, Ced." Cedric'te gülümsedi. Avludaki banka oturduğunda Violet'te onun yanına oturdu.

"Ciddi bir şey d-" diye ortamın sessizliğini bozmaya çalıştığında Violet, Cedric'te onunla aynı anda konuşmuştu. "Cho okuldan gidiyormuş." Violet bunu beklemiyordu. "Peki, neden?"

"Ailevi işler. Seneye Mahoutokoro da başlayacakmış." O garip sessizlik tekrar oluştu. Bu sessizlik genelde Violet ve Cedric arasında olmayan bir sessizlikti. Yan yana oldukları zaman hep konuşurlardı fakat şimdi ortam o kadar gergindi ki Violet karşıdaki ağacın yapraklarını saymaya başlayabilirdi. "Üzgünüm saçmaladım. Konuşmak istediğim konu bu değildi. Sana ne Cho'dan sonuçta değil mi?"

"Aynısını düşündüm." İkisi de güldüler. En son Cedric derin bir nefes aldı. Violet'in gözlerine baktı. "İyi arkadaşlarız değil mi? Ne olursa olsun?" Violet kaşlarını kaldırdı. Durumu asla adlandıramıyordu. "Tabii ki." dedi yine de, sesinde hafif bir ikilem vardı.

"Hastane kanadında olduğunu öğrendiğim ilk saniyeden beri oraya girmeye çalışıyorum ama Madam beni asla almadı. İkizler Ron sayesinde girebildiler anlarsın ki. İyi olduğunu onlardan öğrendim ama çok endişelenmiştim, tam da seninle konuşmayı düşündüğüm gün böyle bir durum olması vazgeçmem için bir sebepti ama sana sormak istiyorum."

Derin bir nefes aldı. "Senden hoşlanıyorum. Babanın bir katil olduğunu sanarken de şimdi katil olmadığını bilirken de. Aklımdaki bütün Slytherin önyargısını kıracak bir şekilde, senden hoşlanıyorum Violet Milan Black. Senden sen olduğun için hoşlanıyorum. Suçlu olmamana rağmen arkadaşlarına ihtiyacı olduğu alanı verirken, insanlara yardım ederken, sana yönelik saldıran kişilere bile bir şey yapmazken. Hepsinde-"

Violet daha fazla konuşmasına dayanamadığı için Cedric'in sözü dudaklarına kapanan dudaklar ile kesildi. Olumlu cevap vermesi bile en büyük hayalinin gerçekleşmesi olurdu, bu hayallerinin de ötesindeydi. Cedric'ten hoşlanmayı kabul etmesi de Violet için yeni bir şey olmazdı. Cedric tam karşılık vereceği sırada Violet'in ondan uzaklaşması bile onu bozamazdı.

"Ö- Özür dilerim. Sen birden diyince- Sonra birden şey oldu- İşte birden sen birdenleyince- Çok konuşuyordun ya ne yapsaydım?!" Sonda sesini yükselttiğinde Cedric gülümsedi. "İşte bu yüzden senden hoşlanıyorum, öptüğün için özür diliyorsun resmen. Manyak mısın?! Bir daha yap!" 

*

Bir gün geç geldim... Acıların çocuğuyum şu an unutmuşum atmayı birkaç gündür fazla meşguldüm bir de... AMA BÖLÜM DE YAŞANANLARIN SİZİ MUTLU EDECEĞİNE EMİNİM VE EVET UZUN ZAMANDIR BAHSETTİĞİM YAPMAK İSTEDİĞİM BÜYÜK DEĞİŞİM BUYDU

Allahım resmen siri serbest... bunun olması gelecekte yaşanabilecek dramı gram etkilemedi...

Diğer bölüm ateş kadehi zaman dilimine girecek ve bu son attığım bölümlerden kısa onu cuma atmayı düşünüyorum bu yüzden ama cuma tatile çıkacağım ne sıklıkla yazar ve atarım hiç bilmiyorum

Eveet açıklamalarım bitti sanırım... Şarkıyı yine canım arkadaşım sayesinde buldum o olmasa napardım...

Neyse gidim ben.. Öptim bayy


Continue Reading

You'll Also Like

6.1K 313 13
Ya Five bir kıza takıntılı şekilde aşık olursa?
116K 8K 34
"Talihsiz bir babanın kızı....acaba seni hangi binaya koysam? Bu çok zor" Fred içinden "Slytherin olmasın" diye dua ediyordu. #fredweasley 1 👉🏻 25...
9.5K 672 33
Jake ve Neytiri savaştan sonra güvenlik için ormanı gezerken bir bebek buldu.Ancak bu bebek onlardan birinin değildi...
111K 7.6K 38
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...