YAZ YAĞMURU

Por yildizlarkadaryakin

43.2K 2.9K 1.9K

Kitap gençlik kitabıdır. ✔️ • Bir yaz yağmuruna yakalanmak insanı en fazla nasıl bir şeyin içine sürükleyebil... Más

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25.Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
FİNAL

5. Bölüm

1.8K 118 117
Por yildizlarkadaryakin

Eveeeeeeet. Kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Karakterleri beğendiniz mi?

Ve yıldızı hiç doldurmuyorsunuz..🥺

***

Kapıda gördüğüm şey ile kalakalmıştım. Masadakiler benim öyle duruşumu fark edip aynı yere baktıklarında farklı bir manzarayla karşılaşmamışlardı.

AYLİN VE SERKAN KOL KOLA GÜLÜŞE GÜLÜŞE MASAYA DOĞRU İLERLİYORLARDI.

Gördüğüm manzara karşısında daha fazla burada beklemeyip yanlarına doğru ilerledim.

"SERKAN"

"C-Ceyda burada ne işin var?" Serkan panikle bana doğru baktığında bunu beklemediği yeterince belliydi.

"Onu benim sana sormam lazım." deyip ters ters Aylin'e baktım.

"Göründüğü gibi değil açıklayabilirim."

"Neyi açıklamayı planlıyorsun?" göz yaşlarımı akıtmamak için direniyordum. Aylin konuşmak için öne doğru bir adım attı.

"Bence uzatmanın bir manası yok. Her şey göründüğü gibi işte."

Uçurumdan düşüyor gibi hissediyordum. Boşluktaydım. Kafamı sinirle diğer tarafa çevirdiğimde masadaki herkesin yanımda olduğunu fark ettim.

"Terbiyesizsiniz." dedi Sena tüm siniriyle.

Serkan ona aldırış etmeyip yanıma geldi. Omuzuma elini attığı sırada "Çek o elini." diye uyarıda bulundum.

"Açıklamama izin ver." diyerek elimden tutmaya çalıştı.

"Sana dokunma dedim." titriyordum. Güçsüz hissediyordum.

"Dokunma diyor sana lan kız anlamıyor musun?" Buğra'nın sesiyle ona doğru döndüm. Nedensizce güçsüz hissetmem az da olsa geçmişti.

"Sanane lan. Sevgilimle konuşuyorum." dediği an yüzüne yediği yumrukla yere yığılmıştı.

Kafede bağırış çağırışlar birbirine karışırken ben Aylin'e bağırıyordum. Sadece pişkin pişkin gülmekle yetiniyordu.

"Kaybettin kızım sen."

Sert bir tokat yapıştırmamla elini yanağına götürdü.

"Karaktersiz." dedim ve Buğra'yı tutmaya çalıştım.

"Buğra gidelim."

Duymuyordu.

"Buğra hadi gidelim lütfen." diye daha sert bir şekilde bağırdım. Kafasını kaldırıp dağılmış saçlarını düzeltti. Serkan'ın burnunu kanatmıştı.

"Ben çantalarımızı alayım. Yusuf sen de hesabı öde." Funda'nın cümlesini başımla onayladım.

"Bir daha sakın ama sakın benim yanıma yaklaşma." diyerek bir tokatta Serkan'a geçirdim. Buğra kolumdan tutarak dışarı çıkardı. Diğerleri de arkamızdan geliyordu.

Dışarı çıkar çıkmaz göz yaşlarıma hakim olamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Aklıma gelmeyecek şey başıma gelmişti. Aylin benim en yakınımdı. Serkan ise iki senelik sevgilim. Nasıl olabilirdi bu nasıl?!

Buğra direğe yaslanıp sakinleşmeye çalışırken kızlar da beni teselli etmeye çalışıyorlardı.

Ahmet "Abi cafenin önündeyiz başka bir yere geçelim orada konuşuruz." demesiyle gözyaşlarımı sildim.

"Gerek yok. Ben eve gitsem daha iyi olacak."

"Kuzum bizde gelelim." Dilay'a 'hayır' dercesine başımı salladım. Başımı çevirdiğimde bir taksinin yaklaştığını gördüm. Funda'dan çantamı alıp hızlı bir şekilde taksiyi durdurdum. Sena bir koşu yanıma geldiğinde taksiye bindim. Taksi haraket etmeden önce tek gördüğüm Buğra'nın bana güç verircesine hüzünle gülümseyişiydi.

***

Eve geldiğimden beri yatağımda uzanıp ağlıyordum. Annem ve babam sorsalarda Sena onlara birkaç birşey söyleyip geçiştirmişti. Onlara da en kısa sürede bunu anlatmam gerekiyordu. Tabi ilk başta ben kabullenebilirsem.

Telefonum tam 148 keredir Serkan tarafından çalıyordu. O kafedeki an gözlerimin önüne her geldiğinde bağırarak ağlamak istiyordum. En yakın arkadaşımdı o benim. Duvarlar üstüme üstüme geliyor gibi hissediyordum.

Telefonumun titremesiyle şifreyi girip telefonumu açtım. Aylin'den mesaj vardı. Mesaja tıklayıp okumaya başladım.

"Bak Ceyda bizim Serkan ile çok güzel bir ilişkimiz var. Tam 3 aydır. Bunu yaptığım için pişman değilim. Beni anlayışla karşılarsan iyi edersin. Biz birbirimizi seviyoruz. Sen sadece aradaki kara çalıydın ve bitti. Eğer sen bugün görmeseydin pazartesi Serkan zaten ayrılacaktı senden. Onun için bizden uzak dur ve hayatına bak. Serkan ve ben böyle mutluyuz."

Mesajı defalarca okudum. Sanki Aylin başka biriydi. Ya da ben hep iyi biri olarak gördüm. Serkan'ın 148 kere aramasını ekran görüntüsü alarak Aylin'e attım.

"Sizle benim artık bir alakam kalmadı. Benden uzak durun. İstediğiniz gibi yaşayabilirsiniz karaktersiz hayatınızı. İkinizi de engelliyorum. Asla ama asla yaklaşmayın bana."

Mesaj görüldü olduğunda cevap yazmasını beklemeden engelledim. WhatsAppdan çıkıp Serkan'ı da engelledikten sonra yarım kalan ağlamama devam edecektim ki kapı çaldı.

Burnunu ve gözyaşlarımı silerek kısık sesimle "Gelme." dedim.

"Abla benim bak merak ediyorum seni, lütfen girsem." Sena'nın sesi telaşlı olduğunu barizca belli ediyordu.

Biriyle dertleşmeye ihtiyacım olduğu için yataktan zar zor kalkıp kapıyı açtım.

"Bu ne hal?" dedi gözlerini büyüterek.

"Ne varmış halimde?" diyerek yatağıma oturdum.

"Ne mi var? Bak istersen." telefonun kamerasını bana uzattığında saatin 00.46 olduğunu gördüm. Saatlerdir ağlıyordum. Kendime baktığımda saçlarımın dağıldığı, gözlerimin kızardığı bariz bir şekilde belliydi.

"Abla sen çok güçlüsün. Üzülmesi gereken onlar. Onlar kaybetti."

"Onlar kaybetti ama neden ben ağlıyorum peki Sena?"

Sustu.

"Seni böyle görmeye alışık değilim. Bir an önce toparlanacağına inanıyorum. Bunun için elimden geleni yapabilirim."

Başımı omuzuna koyup ağlamaya başladım.

"Canım yanıyor."

"Biliyorum."

"Geçer mi?"

"Geçer."

Ağlamaya devam ederken yorgunluktan gözlerimin kapandığını hissediyordum.

Gözüme vuran güneşle yavaş yavaş gözümü açtım. Yatağımda oturur pozisyona gelip gözlerimi ovaladım. Telefonumu elime aldım. Saat 10.03 tü. Yavaş yavaş kalkıp aynanın karşısına geçtim.

"Bir günde ne hale gelmişsin be kızım. Sen bu musun? Bir erkek için geldiğin hale bak. Harabeye dönmüşsün yapma bunu kendine." kendi kendime aynanın karşısında mırıldanmaya başladım. Saçlarımı yukarıdan dağınık ev topuzu yapıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım. Su içmek için mutfağa geçtiğimde limonata yapan annemle karşılaştım.

"Odandan çıkabildin mi?"

"Su içmeye geldim." dedim halsizce.

"Gel bakalım konuşalım biraz seninle." masaya geçip sandalyeye oturdu. İstemeye istemeye yanına oturdum.

"Sen hiç böyle olmazdın. Anlat bakalım neyin var?" başımı öne eğip ağlamamak için kendimi zor tuttum.

"Bir şeyim yok annem. Sen merak etme ben toparlanırım iki güne kadar." çenemden tutarak başımı kaldırdı. Tebessüm etti.

"Bana her şeyini anlatabilirsin, biliyorsun değil mi güzel kızım?" cevap vermeden sıkı sıkı sarıldım.

Ailem iyi ki vardı. Onlar olmasa yaşayabilir miydim bilmiyorum bile. Bunu okuyan herkes aileniz baskıcı olabilir ama ailenizi sevin. Onların kıymetini elinizden geldiği kadar bilmeye çalışın. Sizi koşulsuz şartsız sevebilecek insanlar aileniz. Ailem şiddet uyguluyor diye üzülenler korkmayın anlatın. Birbirimizin sesi olalım. Susmayalım korkmayalım.

***

Biraz annemle sohbet edip kara deliğim olan odama tekrardan döndüm. Telefonum çalmaya başladı. Dilay görüntülü arıyordu. Yatağıma geçip telefonu açtım.

"Kuzum nasıl oldun?"

"Nasıl olunabilir ise öyleyim." deyip başımı önüme eğdim. Parmaklarımla oynamaya başladım.

"Bu böyle sürmez ama biliyorsun değil mi? Biz senin yanındayız. Bize güvenebilirsin." tebessüm ettim.

"Funda ve Yasemin'i de bağlasana hatta."

"Bende öyle yapacaktım zaten ama Yasemin şu an müsait değilmiş. Funda da açmadı. Dur Funda'yı bir kere daha arayayım." İki kere çaldıktan sonra Funda da telefonu açtı. Elinde milkshake vardı.

"Nasılsın güzelim?"

"İyiyim." zorla tebessüm etmeye çalışıyordum.

"Diğerleri de çok merak etti seni."

"Sağolsunlar."

Dilay lafa atladı. "Yarın okula geliyorsun değil mi?" cevap vermedim. Gitmek istemiyordum.

"Bilmiyorum, dinlenmeye ihtiyacım var." dedim gözüm karşımdaki aynaya döndüğünde.

"Hayır geleceksin." yalandan kızmasına gülesim geldi.

"Peki." diyerek tebessüm ettim.

Kapının açılmasıyla bir kereden Sena içeri daldı.

"Ne yapıyorsun kız sen!? Kim onlar?" dünden beridir annemmiş gibi ilgi gösteriyordu bana.

"Kapısız yerden mi çıktın Senacım." omuz silkip yanıma doğru yanaştı.

"Aa kızlar demek bensiz ha. Çok üzüldüm bakın." diyerek dudak büzdü.

Herkes sesli bir şekilde gülerken ben tebessüm edip geçtim.

Kızlar ile konuştuktan sonra biraz kitap okuyup odamı topladım. Biraz da dertli şarkılar dinleyip ağladım. Mutfakta kendime noodle yapıp odama geldim. Yedikten sonra tekrar yatağıma geçip yıldızları seyretmeye başladım. Saat 23.34 tü. Yarın bambaşka bir gün olacaktı benim için. Yeni hayatımın ilk günü de diyebiliriz. Düşüncelerimden uzaklaşıp yavaş yavaş gözlerimi kapattım.

***

Bu bölümün de sonuna geldiğimize göre artık yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Sizce Ceyda gerçekten kendini toparlayabilecek mi?

Yarın neler olacak?

Çok öpüyorummm.🤤❤️

Seguir leyendo

También te gustarán

216K 5K 34
Anne ve babasından sevgi görmemiş iki genç...Kız kardeşinin hastalığı yüzünden evlenmek zorunda kalırsa? Ortaya bir bebek çıkarsa? Hadi gelin hep bir...
978K 60.9K 39
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, cinsel istismar, psikolojik ve fizik...
Peyda Por Herkes Yalan

Novela Juvenil

690K 45.9K 31
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
Çilek Kız Por Lara

Novela Juvenil

701K 46.7K 44
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...