MARAL VE CESUR | Yarı Texting

By Asli_Han1453

4.1M 309K 111K

Cesur: Seni fena hâlde merak etmeye başladım. Cesur: Adını söylesene. Maral: Adımı ne yapacaksın? Maral: Bir... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
Özel Bölüm
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.8.
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
7.0
7.1 | Alisa ve Cihangir
7.2
F İ N A L
Özel Bölüm

4.7

49K 3.8K 1.4K
By Asli_Han1453

Bölüm Şarkısı: Çağan Şengül - Işıl Ayman | Rengarenk Ormanlar

Merhaba.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve bölüm hakkında bir kelimede olsa yorum bırakmayı unutmayın.

🐥

Cesur'un dudaklarımdaki yoğun baskısına ayak uydurmakta zorlanırken parmak uçlarımda yükselmekten yorulmuştum. Boynuna doladığım kollarımı gevşettiğimde Cesur yavaşça temasımızı sona erdirdi. Koyulaşmış yeşilleriyle yüzümü süzerken kızardığına emin olduğum dudaklarımı birbirine bastırdım. Çenemdeki elini çektiğinde boşluğa düşmüş gibi hissettim.

"Canını sıkacak bir şey olmuş, Maral,"

Cesur'un yüzümde gezinen dikkatli bakışları kaçışım olmadığını garantiliyordu.

"Yemekte birtakım tatsızlıklar oldu,"

"Nedense ucu sana dokunuyor gibi hissediyorum," dedi kaşları kavislenirken.

Burnumdan nefesimi usulca verdim. "Asistan var ya, onun kuzeni de vardı yemekte ve bana karşı terbiye sınırlarını aştı,"

"Terbiye sınırlarını aştı ne demek güzelim? Bana açıkça ne olduğunu söyler misin?"

"Bana sözlü tacizde bulundu,"

Gözleri öfkeyle kısılırken belimdeki kolu hızla benden uzaklaştı. "Hangi amına koyduğumun çocuğu buna cesaret edebilir lan?" diye bağırdı. "Şerefsiz pezevenk!"

"Cesur sakin olur musun?" dedim telaşla. Hastaneyi başımıza toplayacaktı.

Alnında beliren damar ve sıktığı dişleriyle avurtları içe çöktüğünden biraz ürkütücü görünüyordu.

"Bana neden haber vermedin? Gelip sikseydim o erkek orospusunu!"

Öfkelendiğinde ağzının ne kadar bozulduğunu şu an öğrenmiştim. Yanımda hiç bu kadar küfrettiğini hatırlamıyordum.

"Cesur," dedim boynumu geriye atarak. Sinirinden kızaran yüzüne bakarak konuşmamı sürdürdüm. "Lütfen bağırma. Söylediğime pişman etme beni ne olur?"

Ciddi bir ameliyat geçirmişti. Fevri hareketlerden kaçınmak zorundaydı. Canının yanması düşüncesi bile canımı yakıyordu.

Elini saçlarının arasına sokup çekti. "Aklım almıyor lan! Bir insan nasıl bu kadar iğrençleşebilir!"

"İnsan olsaydı zaten yapmazdı. Beyinsizin tekiydi,"

Birkaç küfür daha savurduktan sonra sakinleşmiş olacak ki elleriyle yüzümü avuçladı. "Fiziksel bir zarar var mı? Canını yakmadı değil mi? Seni ağlattı mı?" dedi biraz önceye nazaran daha yumuşak olan sesiyle.

"Hayır bunların hiçbiri olmadı. Zaten suratının ortasına yumruk yedi,"

Kaşları havalandı. "Sen mi attın?"

Sırıttım. "Herhalde,"

Yüzüme eğilip alnımdan şak diye öptü. "Aferin güzelime,"

"Hak edene hak ettiği muamele," deyip omuz silktim.

Yanaklarımdaki parmaklarıyla tenimi tatlı tatlı severken, "Küçük herkülüm diye boşuna demiyorum sana," dedi. Kıkırdayarak güldüm bu dediğine. Bir süre gözlerimiz kenetli öylece birbirimize baktık.

"Uyusak mı?" dedim ayağımı zeminde ileri geri hareket ettirirken. "Yoruldum da bugün biraz,"

"Olur civciv," deyip kolunu omzuma attı. Birlikte yatağa doğru ilerledik.

"Bana tişört verir misin? Pantolon ve üzerimdeki badiyle uyuyamam,"

"Veririm," deyip kıyafetlerinin asılı durduğu küçük dolaptan bir tişört aldı. Uzun zamandır burada olduğundan birçok eşya alınmıştı ona. Kaldığı oda zaten normal bir yatak odası gibiydi. Dolabı, koltuğu ve masası vardı.

Verdiği beyaz tişörtle birlikte banyoya geçtim. Üzerimdekileri çıkarıp tişörtü giydim. Tişörtün boyu dizlerime geliyordu. Cesur'un uzun boyu ve benim kısa boyumun mükemmel uyumu!

Kendi kıyafetlerimi yarın giyeceğim için askıya astım. Lavabo tezgahının önünde durup saçlarımı bileğimdeki tokayla topuz şeklinde topladım. Yüzümdeki çok hafif makyajı suyla çıkardım. Cesur'un diş fırçasının yanında hiç açılmamış bir fırça gördüğümde içeriye seslendim. "Yedek fırçayı kullanabilir miyim?"

"Kullanabilirsin," diye yanıtlayınca hızlıca paketten çıkardım ve macun sıktım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra odaya döndüğümde Cesur'u yatakta uzanıyor halde buldum.

Bakışları beni bulduğunda sırıttı. "Elbisen güzelmiş," dedi keyifli bir gülüşle.

Yanına doğru adımlarken ben de gülümsedim. Aramızdaki boy farkı çoğu zaman canımı sıksada alışmıştım. Yatağa tırmanıp yastığın üzerine doğru açtığı kola başımı yaslayarak uzandım. Diğer kolunu da belime dolayarak bana sarıldı. Onunla sarmaşdolaş olmayı seviyordum. Sırtımdaki parmakları aşağı yukarı hareket etmeye başladığında iç çekip ona sokuldum. Kokusuyla mest olurken burnumu boynuna gömdüm.

Sessizce birbirimize sarılırken Cesur'un derin bir nefes aldığını işittim ve hemen sonrasında dinlendirici sesiyle konuşmaya başladı.

"Eve dönünce derslerine yeniden odaklan civciv. Beni düşünme,"

Alnımı göğsüne sürttüm huysuzca. "Seni hiç düşünmem merak etme," dedim alayla. "Sanki bu mümkünmüş gibi bir de söylüyorsun,"

Belimdeki parmakları hareketlenince irkilip gövdesine yapıştım. "Sakın!" diye ikaz ettim.

Parmakları bunun üstüne daha çok hareketlendi. "Demek benim minik sevgilim belinden huylanıyor,"

Ellerimi gövdesine bastırdım. "Cesur döverim seni! Çek parmaklarını belimden!"

Durmayıp daha çok gıdıkladı!

Parmakları belimde gezindikçe gülmekten çatlayacak kıvama geliyordum. "Ya hayır!" diye cırladım. "Cesur öleceğim dur artık!" gülmekten gözlerim yaşarmıştı. Sonunda elini belimden çekmişti.

Dirseğinin üzerinde doğruldu. Ben nefes nefese ona bakarken gülümseyerek beni seyrediyordu.

Omzunu dürttüm düzensiz soluklarımın arasından.

"Çatlayacaktım senin yüzünden,"

"Söz dinle sen de," tokadan sıyrılan kısa kahküllerim yanağıma düşmüştü. Onları kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Geçirdiğimiz zaman boyunca saçların çok yavaş uzadı," diye mırıldandı. "Rengini, kokusunu ve parlaklığını seviyorum." Nefesim normale dönerken pür dikkat onu dinliyordum. Baş parmağı şakağımdan kayarak kirpiklerimin kıyısında duraksadı. "Gözlerin her baktığımda bana huzur veriyor, Maral. Bu yüzden kaza anında tek korktuğum senin ve ailemin suretlerini unutmak oldu. Senin gözlerini unutmak, sesini unutmak beni bitirirdi sanırım,"

Yanağıma yaslı duran elinin bileğine sımsıkı sardım parmaklarımı. Sanki onu kaybedecekmişim gibi hissetmiştim o zamanlar.

"Sormaktan hep çekindim. Kaza nasıl oldu Cesur?"

"Kırmızı ışıkta geçen acemi bir sürücü bana çarpıp kaçmış."

Kazaya dair hiçbir şey soramamıştım ailesine. Hem onları üzmekten hem de duyacaklarımı kaldıramamaktan korkmuştum. Sadece çarpan kişinin tutuklandığını biliyordum.

"Motordan savrulduğumu hissettim. Bedenim sertçe zemine çarptığında kemiklerimin kırılma sesini duydum. Çok canım yanıyordu."

Titrekçe soluğumu verdim. Gözlerim anında doldu. Bunun farkındalığıyla alnı kırıştı. "Bebeğim özür dilerim,"

Alt dudağımı dişimle çekiştirdim. "Özür dileme. Sadece iyi ol," deyip kollarımı boynuna dolayarak ona sımsıkı sarıldım. "Sen benim her şeyimsin. Bunu hep dile getirmiyorum belki ama sen benim için çok değerlisin Cesur. İlk sevgilim, sevdiğim adamsın."

"Son olur muyum civciv?" dedi kısık bir sesle.

Yutkundum. "Olursun." başımı geriye çektim. "İlişkimizde birbirimize dürüst olursak her zorluğun üstesinden geliriz,"

Gözlerini kapayıp açtı. "Haklısın güzelim."

Alnını kapatan saçlarının altından parmaklarımı geçirip sert tutamları geriye doğru yatırdım. "Saçların benimkilerin aksine hızlı uzuyor,"

Belimin altından geçen koluyla bir anda beni bedeninin üzerine çekip sırt üstü yattı. "Yavaş, korktum!"

"Alış," dedi pis bir gülüşle.

Ona ters ters baktım. "Pislik yapma!"

Kolunun birini kalkmayayım diye belime sıkıca dolamıştı.

"Hiç ağırlığın yok civciv,"

"49 kiloyum Cesur,"

"Çöp şiş seni," dedi sırıtarak.

Burnumun üstünü kırıştırdım.
"Aç mısın acaba?"

"Seni yiyeceğimden mi endişe ediyorsun yoksa?" dedi pis pis sırıtarak.

Ayağımla belini dürttüm. Ayağımı anında tutuverdi. "Bu minik şeyi yemekle başlayabilirim,"

35,5 numara ayağıma minik demesi normaldi sanırım.

"Sensin minik!"

"Ayağın bile minicik ulan," dedi gülerek. "Bana ilk yazdığında ayak numarama 42 demiştin hatırlıyor musun?"

"Evet,"

"Gülmekten ölmüştük çocuklarla. Bu boya 42 olur mu yavrum?"

"Kaç numara ki?" dedim safça.

"48." demesiyle gözlerim irice açıldı.

"Yuh," dedim tepkimi gizleyemeyerek.

Sırıttı. "Cüssemiz büyük,"

"Benim boyumun yarısı neredeyse!"

Yanağımı ıslakça öptü. "Minik olman hoşuma gidiyor."

Gözlerimi baygınca kapattım. "Benim hiç hoşuma gitmiyor!"

"Çocuklar kime benzer acaba?"

Anlamayarak kaşlarımı kaldırdım. "Hangi çocuklar?"

"Bizim çocuklar işte,"

"Ne çocuğu Cesur?" dedim yüzüne anlamazca bakmaya devam ederken.

"Evlendikten sonra yapacağımız çocuklar,"

Ağzım şaşkınca açılırken gözlerimi kırpmadan ona bakakaldım. Göğsü gülüşünün etkisiyle sarsılıp titrerken üzerinde olan bende senkronize bir şekilde onunla hareket ettim.

"Sırf şu tepki için bile çocuk yapılır,"

Yanağına sert bir tokat patlattım. "Aptal!"

Yanağına attığım tokatın hiç etkisi olmamış gibi sırıtmaya devam etti. "Utanıyorum, gülme!"

"Sinirlendiğinde çok tatlı oluyorsun,"

Ofladım. "Beni delirtmeye bayılıyorsun."

Alt dudağını yaladı. "Benim için delirdiğini biliyorum,"

Gözlerimi devirdim. "Yine olayı istediğin gibi anlıyorsun, bravo."

Gülüp yanağımı sevdi. Birkaç dakika sessizlikten sonra konuştum.

"Sen de ben gittikten on beş gün sonra dönecekmişsin, amcam öyle söyledi,"

"Öyleymiş. Çok özlemeyeceksin beni,"

"Hmm," dedim yanağından makas alırken. "Hem daha bana gitar çalıp şarkı söyleyeceksin,"

"Doğum gününde söyleyecektim ama nasip olmadı,"

"Murathan bana prova kaydını verdi,"

Kaşları havalandı. "Hadi ya, beğendin mi?"

Başımı ağırca salladım. "Şarkı güzeldi, söyleyen adam şarkıdan da güzel..."

Dudakları kıvrıldı. "Doğum günün kutlu olsun bebeğim. O günü birlikte geçirmeyi çok istemiştim ama olmadı,"

"Şimdi yanımdasın. Önemli olan bu Cesur. Senin uyanıp bizimle konuştuğun gün yeniden doğmuş gibi hissettim ben,"

Ayak bileğimi baş parmağıyla okşarken, "Seni azıcık hüpletsem mi ne yapsam?" dedi. "Bu kadar tatlı ve güzel bir kızı hak edecek kadar ne sevap işlemiş olabilirim acaba?"

Gülümseyip yanağını sertçe öptüm. "Artık ben senin yanaklarını hüpleteceğim," diğer yanağını da uzunca öptüm. Başımı geriye çektiğimde yeşil gözleri parlayarak bana bakıyordu. Etkileyici bakışları beni utandırırken başımı göğsüne koyarak gözlerimi kapattım.

Cesur'un kemikli parmakları saçlarımın arasına ilişti. Ilık nefesi saçlarımı buselerken parmak uçlarıyla her bir tele papatla iliştirdi.

Boğuk ve kısık sesiyle bir şarkı mırıldanmaya başladı.

"Ben de bilmezdim renkleri
Ya görmeseydim seni?
Ben de sevmezdim kendimi
Hiç görmeseydin beni..."

Göğsüne koyduğum elimi gövdesine bastırdım. Yanındayım demekti bu. Ben seni hep görürüm, Cesur.

Cesur sanki bunu anlamış gibi göğsündeki elimi nazikçe kavrayarak avcuna aldı. Dudakları yeniden aralandı.

"Şimdi ellerin ellerim
Dokunmalı sözlerim
Bi' şarkısın dilimde
Kuvvetli ezberim

İçimdeki hisleri
Bi' tek seni isterim
Tam zamanı, tam yeri
Tutup seni öpmenin."

Kalbimi ve ruhumu dinginleştiren sesiyle göz kapaklarım ağırlaştı. Uykunun derinliklerine çekilirken sesini son defa duydum.

"Uyu güzel bebeğim..."

@Cesur_Sırac1903: Benim tek ezberim 💫

500 beğeni - Yoruma Kapalı

🐥

Biz kalkalım madem 💃🏻💃🏻💃🏻

Çağan Şengül'ün her şarkısı bambaşka bir hikâye. Cesur'un onun şarkısını söylemesiyse... 🥺💜

Son birkaç bölümümüz kaldı. Bir ya da iki bölüme zaman atlaması gerçekleşecek. O zaman Alisa ve Cihangir'den de bahsedeceğim ama ana çiftin önüne geçmeden;)

Seviliyorsunuz.

02.07.2021

Continue Reading

You'll Also Like

108K 3.4K 55
"0 54*: Mesajlaştığınız kişi bir başkomiser." Aniden Lavin'in hayatına giren başkomiser Timur Akçalı ve Lavin'in hikayesi. Yanlış numaraya mesaj atan...
401K 7.5K 33
Dari kecil hidup bersama, tinggal serumah dan hidup sebagai adik beradik. Entah bagaimana perasaan cinta mulai tumbuh dalam diri. Ayana Bellinda dal...
489K 37.5K 55
Siz: canım sıkıldı Siz: o yüzdende sana yazdım Miraç: ne? Miraç: kimsin sen? Siz: anoniminim . Derste canınız sıkıldığı için okulun popüler ç...
302K 26K 45
Dua bulan hidup di bumi Ireland, cukup membuatkan Marissa merasai bahagia yang pernah hilang dahulu. Demi anak-anaknya, Marissa bangkit untuk melupak...