Violet Black

By liarblackcat

90.2K 7.5K 10.2K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... More

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
2.Bölüm | V
3.Bölüm | V
4.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
14.Bölüm | V
15.Bölüm | VI
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
18.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

8.Bölüm | V

2.4K 223 172
By liarblackcat

Cilla Black - Naya Rivera (Glee Cover)

Alfie

*

"Bu harita ile herkesin yerini görebildiğimizi söylüyorsunuz siz bana?" George kafasını salladı. İkizlerin ikisi de Sirius Black şatoya girmeyi başardıktan sonra belli etmeseler de biraz fazla kaygılanmışlar ve tam bir günlerini harita da onu arayarak geçirmişlerdi. "Bu harita sayesinde bu odanın yerini biliyoruz zaten. Bizden başka bilen de yok." dedi Fred.

"Nasıl elinize geçmişti bu?"

"Filch'in odasından aldık."

"İlk yılımızda." Yumruklarını tokuşturduklarında Violet gözlerini devirdi. "Nasıl açılıyor peki? Şu an düz bir parşömen parçasını anlatıyorsunuz bana."

Fred asasını parşömenin üzerine koyup, "Yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum." dedikten sonra beliren isimler ile bayılacağını düşünmüştü.

"Mösyöler Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak?"

Fred ve George asker selamı verip, "Onlara çok şey borçluyuz." dediler.

"Adamlar efsane. Sayelerinde çok şey öğrendik." diye ekledi Fred. Violet onları duymuyor gibiydi. Bizzat onların kim olduğunu bildiğinden şok içinde kalmıştı.

"Yani bu dö-dört kişi bu haritayı yapmışlar. Harita da asla hata yok ve siz bunda babamı göremediniz?" Kafalarını salladılar. "Asla bakmayı bırakmadık elimize aldığımızdan beri ama asla yok."

Üçü de sustu, bir süre düşündüler. Sonra Fred, "Biz bu haritayı Harry'e vermeyi düşünüyoruz." dedi.

"Ne?" Violet şaşkınlıktan elindeki haritayı düşürmüştü. "Siz kafayı mı yediniz? Harry, direkt babamın peşine düşecektir. Çocuğu-" Durdu. Söylemesi zor gelmişti ama cümlesini tamamlamalıydı. "Çocuğu ölüme mi yollamak istiyorsunuz?"

Fred ve George birbirine baktı. "Hayır, sadece Hogsmeade'i görmesini istemiştik." dedi George. Violet düşündü. İkisinin de art niyeti olmadığını çok iyi biliyordu ama Harry'i tanımıyordu. Kendisinin dediği gibi babasını aramayı düşünürse iyi olmayabilirdi.

"Pekala ona haritayı verin. Fakat Hogsmeade'e ona dikkat edelim. Takip etmeyelim sadece gözümüze çarparsa izleyelim."

"Anlaştık." Fred, Violet'in elinden haritayı aldı. Asasını ortasına dokundurup "Muziplik tamamlandı." dediğinde kaybolan yazılarla bir kere daha hayrete düştü Violet. Vay be diye düşündü. Remus cidden bunun yapımına katkı da bulunmuştu. Babası, Harry'nin babası ve Peter adındaki o arkadaşları.

-----

Ders Karanlık Sanatlara Karşı Savunmaydı. Violet'in bu dersi sevmesi için iki sebebi vardı. Bir öğretmeni Remus'tu, ikincisi ise arkadaşları ile beraber olabiliyordu. Fred ve George onun arkasında otururken kafasına parşömen parçaları fırlatıyorlardı. Fazla sinirli oldukları için Violet dönüp kızmıyordu ama devam ederlerse o parşömen parçalarını yedirmeyi planlıyorlardı.

"Slytherinler'in maçı Hufflepuff ile değiştirttiklerine hala inanamıyorum. Üzgünüm Vi ama bok gibi bir binan var."

"Lafını geri al yoksa saçımdaki o parşömenleri düşündüğüm şekilde sana yediririm." Violet, Remus'un gelmesini beklerken onlara döndü. Dolunay yakındı kendini kötü hissediyor olabilirdi, on dakikadır bekliyorlardı çünkü.

"Cedric'le konuşma fırsatın oldu mu hiç?"

"Frederic Gideon Weasley, bu yaptığın hileye girer."

"Asıl senin binan hile yapıyor be." Fred, elindekini bu sefer yüzüne attığı için burnuna konmuştu parşömen parçası. Violet sinirle üfledi. "Ben takım kaptanıydım çünkü bu yüzden bana söylen. Ben takımda bile değilim."

George ikizine arka çıkmak için konuşacakken sınıfın kapısının sertçe açılıp kapanmasıyla bütün öğrenciler oraya döndü. Profesör Snape hızla yürüyüp Remus'un masasındaki kitaplara boş bir bakış attı.

"Doğru dersteyiz biz, değil mi?" Fred'e kafasını salladı. Neler olduğunu bilebiliyordu ama şaşırmış gibi gözükmeliydi. "Üç yüz doksan dördüncü sayfayı açın." dedi Profesör Snape. Violet kitabını açtığında karşısına çıkan sayfa ile yavaşça Snape'e baktı. Elini kaldırmadan, "Profesör, işinize karışmak istemem ama gulyabanileri işliyorduk. Profesör Lupin, S.B.D.'ler için önemli bir konu olduğunu söylemişti. Ayrıca kurt adamlar tam olarak bizim senem-" derken Snape, "Sessizlik!" diye bağırınca sustu.

"Kendi binamdan puan kırmayı sevmem Bayan Black ama kendini bilmiş tavranızı İksir sınıfımda olduğu kadar burada da gösterdiğiniz için Slytherin'den üç puan indiriyorum. Bir dahakine söz hakkının size verilmesini bekleyin." diye devam etti. Violet puan kaybettirmenin verdiği rahatsızlıkla yerinde kıpırdanırken tatmin olmuşçasına gülümsedi.

"İçinizden kim bana Animagus ile kurt adam arasındaki farkı söyleyecek. Bayan Black'in diyecek üzere olduğu gibi bu eski bir konu. Biliyor olmanız gerek."

Kimse elini kaldırmadı. Açık ve net şekilde görüyor olmasına rağmen, "Kimse yok mu?" dedi Snape sınıfta gözlerini gezdirirken.

"Bu eski konu için Lupin'i suçlayamam tabi. Eski öğretmenlerinizin hatası, size öğretememişler. Ne kadar da üzücü. Belki de benim söz hakkı vermem gerekiyordur. Bayan Black?"

Violet kitaptan kafasının kaldırıp Snape ile göz göze geldiğinde anlamıştı. Bilerek seçmişti. Remus'un durumunu, yasal vasisinin o olduğunu... Belki de Violet'in Animagus olduğunu bile biliyordu ve bu soruyu o yüzden ona sormuştu. Genç kızın aklındaki tek soruysa bunları nereden bildiğiydi.

"Eminim söz hakkını isteyen başka-" Snape sert bir şekilde sözünü kesti ve kendisine yaklaştı.

"Sizin de diyeceğiniz gibi Bayan Black. Bu konuyu zamanında öğrendiniz ve ben sorumun cevabını sizden duymak istiyorum."

Violet yutkundu. "Animagus, kendi isteğiyle hayvana dönüşen büyücüdür. Fakat kurt adamın seçeneği yoktur. Her dolunay değişim geçirdiğinden kim olduğunu da hatırlamaz. Karşısına bu hayatta en değer verdiği kişi çıksa bile öldürür. Sadece kendi türünün çağırısına yanıt verir."

"Çok güzel. Slytherin'e beş puan. Puan azaltmaktan anladığınız kadar arttırmayı da bildiğiniz için şanslı olmalıyız." Snape aralarda yürümeye devam ederken konunun en başından anlatmaya başladı. "Kurt adam terimi Anglosakson bir kökten gelir. Anlamı kurt ve adamdır anlayacağınız üzere. Gerçi birkaçınızın anlayacağından şüpheliyim. Kurt adam olmanın bir sürü özelliği vardır. Biçim değiştirme özelliğine sahiptirler. Bir kurt adamın sizi ısırmasıyla siz de dönüşüm geçirebilirsiniz."

-----

Büyük maçın olduğu gün gelip çatmıştı. Sabahın erken saatlerinde son kez antrenman yapan arkadaşları olmadan mutfağa tek başına gidiyordu.

Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor ve bir fırtınanın yakın olduğunu belirten rüzgarlar esiyordu. Violet böyle bir hava da maç olacağı için rahatsızdı. Üç arkadaşına da zarar gelmesini istemiyordu ama gelebilme ihtimalinin bu kadar yüksek olması ona dehşet veriyordu.

"Violet!" Mutfağın koridoruna girerken arkasından adını duymasıyla durdu. Cedric ona yaklaşıyordu.

"Merhaba Cedric, heyecanlı mısın?" gülümseyerek sordu Violet.

"Tabii, yılın ilk maçı sonuçta. Ben de sana tam maçta tarafını sormaya gelmiştim."

Violet güldü. "Gryffindor'u desteklersem beni öldürecek bir binam var. Bu yüzden sessizce binamın arkalarında bir yere saklanacağım."

Cedric'te güldü. "Peki Hufflepuff'ı desteklersen ne yaparlar?" Violet omuzunu silkti. "Büyük ihtimalle çoğu sizi destekler."

İkisi arasında sessizlik oluşunca Violet yanaklarının ısındığını hissetti ama havanın kendisinden dolayı aynı zamanda fazlasıyla üşüyordu da. Cedric üşüdüğünü fark ettiğinde, "Maçta hava çok soğuk olacaktır. Dur sana-" Cüppesini çıkartıp Violet'e uzattı. "İçteki cepte atkım da var. Az da olsa üşümeni engeller diyeceğim ama havayı görüyorsun malum." Ensesini kaşıyarak söylemişti.

"Cedric, hiç gerek yok cidden-"

"Israr ediyorum, cidden. Hem böylece Hufflepuff'ı desteklediğin çok belli olur." Violet gülümsedi. "Teşekkür ederim." Cedric'in elinden cüppeyi alacakken Cedric onu durdurdu. "Şu anda da üşüyorsun giymene yardım edeyim." Cedric, Violet'in kollarını geçirmesine yardım ettikten sonra, "Maçtan sonra görüşürüz Black. Slytherin maçında bu kadar sevecen olmam bunu bil." Gülerek giderken Violet'te gülmek için kendisini zorladı. İşin aslında fazla heyecanlandığı için gülememişti.

-----

Oyuncuların süpürgeleriyle çıkmalarının üzerinden beş dakika geçmiş olmasına ve üzerinde iki kat cüppe olmasına rağmen Violet, iliklerine kadar ıslanmış ve üşümüştü. Üstelik elinde bir şemsiye olmasına rağmen.

Bu yağmurda ne Cedric'in ne de Harry'nin snitchi görmesi imkansıza yakındı. Uzun süre burada olacak gibiydiler. Cüppelere iyice sarındı. Yağmurun kokusu her yeri sarmış olmasına rağmen Violet yoğun bir şekilde tarçın kokusunu alabiliyordu.

Lee Jordan'ın mola alındığını belirten sesini duyduğunda yere inen Gryffindor oyuncularını gördü. "Hiç tezahürat yaptığını görmedim Black." Solundan gelen ani sesle Violet sıçramıştı. Süpürgesinde Cedric'in yaklaştığını fark etmemişti.

"Maçta ne olup bittiğini göremiyorum bile yağmurdan. Bence buradan gitmediğim için hala şanslısın."

Cedric sırıttı. "Onlar elli sayı önde ama her şey snitchi yakalamama bakar."

"Diyorsun?" Cedric kafasını salladı. "Pekala, git ve yakala o zaman çünkü ben üşüdüm." Cedric iki parmağıyla asker selamı verirken "Hay hay!" dedi ve uzaklaştı. Maç tekrar başlamıştı.

"Şuna bakın, resmen Hufflepufflar ile takılıyor."

İleriden Malfoy ve arkadaşlarının sesini duymasına rağmen takmadı ve maçı izlemeye devam etti. Öte yandan Harry artık önünü görebilmenin rahatlığındaydı.

Bir gök gürültüsü patladı ardından şimşek çaktığında tribünlerdekilerin çoğu korkup gitmeye hazırlanıyorlardı. Violet tırsmasına rağmen tamamen arkadaşları için olan endişesinden kaldı. Cedric snitchi görmüş olacak ki önünden hızla geçtiğinde "HADİ CEDRİC!" diye bağırdı. Artık tezahürat yapmadın diyemezdi.

Harry hızla Cedric'in peşine takıldı. İşe yararmışçasına süpürgesine vurup "Daha hızlı gitsene!" diye bağırdı.

İki arayıcı da daha yukarı uçmaya başladıklarında herkes nefeslerini tuttu. Fırtına varken böyle yapmaları ne kadar güvenliydi tartışılır. Cedric Diggory'nin tam önünde çatan ikinci bir şimşekle Cedric süpürgesinin hakimiyetini anlık olarak kaybetmiş ve aşağı doğru düşmeye başlamıştı. Yere çarpmaktan saniyeler ile kurtulup snitchi yakalarken seyirciler tekrardan yukarı baktılar.

Yüze yakın Ruh Emici'nin Harry'nin peşinde olduklarını da herkes o zaman fark etmişti. Dumbledore müdahale edemeden süpürgesinden ayrı baygın bir şekilde sahanın ortasına doğru düşen Harry Potter göründü.

"Aresto Momentum!" Dumbledore'un yaptığı büyüyle yere Harry yere çakılmazken Violet'in içi rahatlamıştı. Harry'nin kulaklarında artık annesinin çığlığı olduğundan emin olduğu çığlık yankılanırken içi hiçte rahatlamamıştı.

-----

"Ne demek bugünden sonra arayıcı olmak istemiyorum, Malfoy. Kolun gerçekten burkuk bile değilken senin için maç iptal ettik ve sen oynayamayacağını mı söylüyorsun?"

"Aynen öyle söylüyorum!" Violet okula geri dönerken duyduğu bağırış sesleri ile durdu. Terrence ve Draco birbirlerine bağırıyorlardı. Bir an önce hastane kanadına gidip ikizlere Harry'nin durumunu sormak istese de durdu ve dinlemeye devam etti.

"Ayrıca sen neden oynamıyorsun ki? Benden önceki arayıcı sensin Higgs. Oyna işte."

"Artık arayıcı olmadığımdandır belki? Yedek arayıcımızın bile olmadığını biliyorsun!"

"Kendi yedeğini oynatıp benim yerime sen oynasana sivrizeka?" Draco doğru bir yere değinmişti. Onları dinlerken bacağına sürtünen bir şey fark ettiğinde odağını onlardan çekip yere baktı. Siyah bir köpeği fark ettiğinde eğilip başını okşadı. Bu sırada dinlemeye geri döndü.

"Ben takımın kaptanıyım ve yedeğim yok Malfoy. Bu senenin sonuna kadar da oynamak zorunda olduğunu söyleyen bir kaptanım ayrıca."

"Oynamayacağım diyorum. Babamın takıma yardımı devam edecek ama ben oynamayacağım." Draco son kelimesini heceleyerek söyledikten sonra gitmişti. En azından adım sesleri bunu gösteriyordu. Higgs kendi kendine, "Ne yapacağım şimdi?" diye söylenmeye başladığında Violet köpeğin kafasını sevmeyi bırakıp, "Burada bekle sonra sana mama almaya gideriz." diyip içeri girdi.

"Sen bizi mi dinledin? Üstelik neden bir Hufflepuff cüppesi giyiyorsun?"

"Cedric'in, sonra verebilirim şimdi vakti değil. Bir arayıcı kaybettiğini duydum."

Terrence'ın alnındaki damar sinirden patlayacak gibiydi. "O küçük velet, işine gelmiyorsa hiçbir şeyi yapmıyor. Bugün Ruh Emiciler'den korktu diye zararını biz çekiyoruz."

"Koskaca bina da arayıcı olabilecek başka insan yok mu?"

"Açıkçası bugün hem Potter'a hem de Diggory'e olanlardan sonra yok. Malfoy tek umudumuzdu kısacası. Sanırım ben arayıcı olacağım ve yerime herhangi bir yedeği geçireceğim. Kaybetmek garanti, Wood yıllardır istediği galibiyeti alır."

"Neden bu kadar umutsuzsun? Belki kazanırız?"

Terrence derin bir nefes alıp verdi. "Sorun ben değilim. Yani bir nevi. Yedeklerimiz korkunç ötesi. Ayrıca ne kadar iyi bir arayıcı olsam da eskiden bu Potter gelene kadardı. İlk senesinde olmasına rağmen bir çocuğu yenememiştim."

Violet düşündü. Beauxbatons'ta quidditch oynanmazdı. Sadece uçma dersleri olurdu ikinci yıllarındayken ve kendisi o derste çok başarılıydı. Bunlara dayanarak konuştu. "Ben oynayabilirim." dedi.

"Takım dışında kimse bilmez beni ayrı olarak hazırlarsın. Gizli silah gibi düşün. Diğer binaların arayıcıları Malfoy için çalışırken sen beni çıkarırsın zaten bir sonraki Slytherin maçına daha var."

"Oynayabilir misin ki? Beauxbatons'ta oynandığını sanmıyorum bu size biraz kaba kaçar."

Violet sırıttı. "Bunu uçma dersinden 'Olağanüstü' alan birisine söylemen ironik. Beni çalıştırırsan daha da iyi olabilirim."

"Pekala." Terrence elini Violet'e uzattı. "Şu an Slytherin'in tek kadın quidditch oyuncusu olmaya hazır mısın?" Violet kafasını salladı ve elini sıktı. "O zaman takıma hoş geldin."

Soyunma odalarının olduğu bölgeden çıkarken aklına gelen siyah köpek ile etrafına bakındı. Kimseyi göremedi. Bu yüzden şatoya doğru ilerlemeye başladı. 

*

Bu sefer erken bölüm atmayı başardım yeey 

Şu an buraya ne yazacağımı bilememek bu yüzden gitwek (oy dilenmiyom valla bunu görmemiş gibi yapın) neys öptüm hepinizi byee

Continue Reading

You'll Also Like

2.4K 158 11
salvia bir buz navisi ve yaşadığı yerde savaş çıkması nedeniyle ormana yerleşmek isterler ailesi sully ailesiyle dost olur ve neteyam ile aralarında...
686 60 14
Altay Bayındır'ın ikizi olan Alin Zoya hiç beklemediği birine aşık olur ve olanlar olur ...
93.2K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.