Violet Black

By liarblackcat

90.1K 7.5K 10.2K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... More

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
2.Bölüm | V
3.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
8.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
14.Bölüm | V
15.Bölüm | VI
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
18.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

4.Bölüm | V

2.8K 244 235
By liarblackcat

Demi Lovato

Skyscraper

*

Violet, akşam yemeği için Büyük Salon'un önüne geldiğinde içinde kötü bir his vardı. Slytherin masasının kapıya en yakın, en uçtaki yerine gidip oturduğu zaman birkaç kişi dönüp ona bakmıştı. Gözleri yemekten sonra takip etmek için Fred ve George'u arıyordu ama hiçbir yerde görememişti.

Yemeklerin belirmesini beklerken koltuk altlarından tutularak oturduğu yerden kaldırıldığını hissetti. Violet telaşla bunu yapanın kim olduğuna baktığı zaman iki tane turuncu kafa görmeyi beklemiyordu. İkizler onu taşımaya devam ederken, "Çocuklar ne yapıyorsunuz?" dese de onu duymamış gibi yaptılar. Gryffindor masasına yaklaştıkları zaman Violet kurtulmak için çırpınmaya başlamıştı.

"Gözlerinin bizi aradığını fark ettik."

"Onur duyduk. Sonra dedik ki neden risk almayalım?"

Aynı anda, "Risksiz hayat çok sıkıcı olurdu." dedikten sonra masaya oturmuş Violet'i de aralarına almışlardı. Herkes onları izliyordu.

"Çocuklar bu iyi bir fikir değil-"

"Bizim her fikrimiz iyidir."

Yemeklerin belirmesi ile Büyük Salon'un dikkatleri üzerlerinden azıcık çekilmişti. Tabii, bu diğer masalar içindi. Gryffindor masasında durum farklıydı. Violet hiçbir şey yokmuş gibi yemeklerini yiyen ikizlere baktı. "Amacınız ne sizin?" dedi.

"Yeni arkadaşımızla yemek yemek istedik." dedi Fred. Violet kaçmak için delik arayacak durumdaydı. Slytherin masasından Terrence ile göz göze geldiğinde genç adam kendisine dudaklarını oynatarak 'Neler oluyor?' dedi. Violet bilmediğini belli etmek için omuzlarını kaldırıp indirdi.

"Bak arkadaşlarımız geldi Violet. Onlarla tanışmalısın."

George onlara yaklaşan üç kişiyi gösterdi. İki kız ve bir erkekti. Üçü de tam önlerinde durmuşlardı. Violet sadece ikizlerin duyabileceği bir şekilde, "Keşke bu sürprizinizden daha önce bahsetseydiniz." dediğinde "Yemeğe inmezdin." dediler. Haklılardı. "Hala bize karşı kibar olmaya çalışıyor baksana Georgie."

"Evet fark ettim, bize ancak bir Beauxbatonslı bu kadar kibar olurdu zaten Freddie." Onlar kendi dediklerine gülerken kızlardan birisi masaya doğru eğilmiş ve başıyla Violet'İ işaret etmişti.

"Onun burada ne işi var? Kim olduğunu geçtim o bir Slytherin."

İkizler kızı pek takmadan Violet'i gösterdiler. "Alicia, Lee, Angelina. Sizi yeni arkadaşımız tanıştırmak istemiştik. Bu Violet, gerçi zaten biliyordunuz ama..." dediler bir ağızdan. Aralarından erkek olan karşılarına oturdu ve elini Violet'e uzattı. "Ben Lee Jordan. İkizler seninle arkadaş oluyorsa benimde arkadaşımsın demektir." dediğinde Violet'in içi ısınmıştı. Belki de o kadar kötü bir durumda değilim diye düşündü. Lee'nin elini sıktı.

Angelina ve Alicia ise hala ayakta kendisine bakıyordu. Biri oturup, "Angelina Johnson." dedi. Elini uzatmadığı için sıkmadı. Alicia ise Angelina'ya şokla bakıyordu. Violet'in, Lee'den kaynaklı ortaya çıkan kendine güveni saniyesinde yerle bir olmuştu.

George ağzını açıp konuşacakken Alicia bağırmaya başladı. "Siz ciddi misiniz!?" dedi. Kimsenin konuşmasına izin vermeden devam etti. "ONUN KİM OLDUĞUNU, NELER YAPTIĞINI BİLİYORSUNUZ!"

Fred ayağa kalktı. "Onların hiçbirini Violet yapmadı, Alicia. Babası yaptı. Babası, annesi, ailesi yüzünden insanları suçlayan Slytherinler gibi olmayı bırak!" dedi hiddetle Fred.

"ASIL SLYTHERİN O! BABASI BİLE BİR GRYFFİNDOR İKEN KENDİSİ ONLARDAN BİRİSİ! ONDAN DAHA KÖTÜ OLDUĞUNA BAHSE VARIM."

Violet gözlerinin dolmaya başladığını hissettiği zaman dudağını içten ısırdı. Başka bir acıya odaklansa ağlamazdı.

"ONUN BABASININ BENİM AİLEMİ ÖLDÜRDÜĞÜNÜ BİLMİYOR OLAMAZSINIZ! ONLAR KATİL! O DA BABASI GİBİ BİR GÜN ÖLÜM YİYEN OLACAK!" Alicia bağırmaya devam ediyordu.

Violet babasını tanımıyordu. O, sadece üç yaşındayken Azkaban'a atılmıştı. Yedi yılını sadece soyadının Black olduğunu bilerek bir yetimhanede geçirmişti. Remus onu ilk aldığı zaman bile hemen anlatmamıştı ailesini. Her şeyi yavaş yavaş öğrenmişti.

Yine de içten içe hep bir umudu olmuş, belki de kendini kandırmıştı. Remus'un anlattıklarına dayanarak asla babasının kötü biri olduğunu düşünmüyordu. Bu düşüncelerini asla sesli bir şekilde söylememişti ama sebepleri olduğuna inanıyordu. Her şey için.

Büyük Salon da gözlerini gezdirirken büyük küçük herkesin onları izlediğini gördü Violet. Harry Potter ile göz göze geldiğinde ise yutkundu. Violet tüm hikayeyi biliyordu ama Harry'nin bilip bilmediğini bilmiyordu. Bilmiyor olmasını dilemekten başka yapacağı bir şey yoktu.

Ani gelen cesaret ile ayağa kalktı. Konuşup en azından buradan çıkmanın yolunu bulmalıydı. "Bak Alicia, benimle tanışmak, konuşmak zorunda değilsin. Beni görmek istemiyorsan gidedebi-" Alicia hakaret yemiş gibi bir ses çıkararak sözünü kesti. "Ah, hayır bu kadar kolay kurtulamazsın Black." Eline asasını aldığı Violet'in de eli cebindeki asasına gitmişti. Fakat doğrultmadı. İyice haksız konuma düşmekten kaçındı.

"Kimseye zarar gelmesini istemiyorum."

"Ama ben sana zarar gelmesini istiyorum. Bunun için de kendimi asla suçlamayacağım. Stupefy!"

"Protego!" Violet son anda asasını cüppesinden çıkarmış ve yakınındaki ikizleri de koruyacak şekilde bir kalkan oluşturmuştu. Oluşturmuştu oluşturmasına ama geç kalmıştı. Alicia'nın büyüsü ona isabet etmişti bile.

Kafasını sert bir şeye çarpmasını, bu darbeyle bütün hücrelerinin acıdığını hissetti. Yerde olduğunu kavrayacak kadar gözlerini açmaya başardığında kendisine doğru endişe ile koşan Remus'u gördü. Konuşmak, bir suçu olmadığını ona açıklamak istese de yapamadı ve kendini karanlığa teslim etti.

-----

Başında fısır fısır duyduğu konuşmalar ile uyanmıştı Violet. Gözlerini açmaya çalışırken aniden başının ağrıması ile yavaş yavaş elini kaldırdı ve şakaklarını ovdu. Gözlerini açtığı zaman Fred, George ve Remus'un burada olduklarını görmüştü. Kısık çıkan sesiyle, "Su alabilir miyim?" dedi.

George hemen yandaki sehpadan su alıp arkadaşına uzattı. Kardeşiyle beraber kendilerini aşırı suçlu hissediyorlardı. "Teşekkür ederim." dedi Violet.

"Kendini nasıl hissediyorsun Violet?" Konuşan Remus'a baktı. Risk alıp başında durmasını hiç beklemiyordu. Çok merak etmiş olmalı dedi kendi kendine.

"İyiyim Ay- Profesör Lupin. Sadece başım fazlasıyla ağrıyor." Kırmak üzere olduğu potu hemen düzeltmeye çalıştı. Sırası değildi. "Madam Pomfrey'e biraz daha ağrı kesici iksir vermesini söylerim. Ani hareketler yapmamaya çalış. Gitmem gerekiyor, ona iyi bakın çocuklar." dedi Remus, ikizlerin omuzuna dokunup. İkizler hemen kafalarını salladı. Öyle suçlu hissediyorlardı ki ellerinde olsa sabaha kadar burada kalırlardı ama Madam Pomfrey buna asla müsaade etmezdi.

Remus gittikten birkaç dakika sonra Madam Pomfrey elinde iki iksir şişesi ile yanlarına geldi. Birisini sehpaya bırakıp, "Bunu sabah ağrın olursa içeceksin." demeyi ihmal etmedi. Diğer uzattığı şişeyi içmesini beklerken ikizlere bakıp, "Siz ikiniz de çok durmayın burada bakayım, birazdan gitmiş olun. Hastanın istirahat etmesi lazım." dedi.

Madam Pomfrey yanlarından gittikten sonra Violet ikisini de izledi.Her an bir şeyler olabilir diye tetikte gibiydiler. Merak ettiği için, "Ne zamandır baygınım?" diye sordu Violet.

"Çok olmadı aslında. Fakat kafanı fena çarptığını söylediler bu yüzden biraz korktuk dedi Fred. George ekledi. "Lütfen kafanı çok oynatmamaya çalış, arkasında sargı var."

Violet, George diyene kadar bunu fark etmemişti bile. Onaylayan sesler çıkarttı. Sonuçta ilacı yeni içmişti ve etkisini daha göstermemişti, yeni bir ağrıyla uğraşmak istemezdi. Fred gülmeye çalıştı, ortamdaki gerilimi almaya çalışıyor gibi konuştu. "Yarın derslerden kaytardın. Ders programını bize söylersin gitmeden önce ve biz de yarın sana hepsini getiririz. Biz gelmesek bile birisini yollarız hiç şüphen olmasın."

"Umarım bizi bunun için affedersin." dedi George tekrar oldukları durumu hatırlatarak. "Evet gerçekten, umarım bizi affedersin." diye kardeşine hak çıktı Fred'te.

"Kendinizi affettirmenin yollarını bulun o halde, bunlar sizin yüzünüzden oldu."

İkizler sırıttı. "Nerede teşekkür ederimler, özür dilerimler diyen o nazik kız?"

"Duvara çarptı."

Sırıtmaları yüzlerinden düşerken Violet üzüldüklerini düşünüp ortamı yumuşatmak adına güldü. Başının ağrıyacağını unutmuştu.

"Bu akşam san gülmek yasak. Olağanüstü komiklik yeteneğimizi kullanmamalıyız sanırım. Sana zarar vermemek için." Fred'in dediklerine kafasını salladı. "İyi olur." dedi Violet.

"Buna alışmamanı da öneririz." Violet canının acımaması için sadece gülümsedi. "Sormak istiyorum ama alacağım cevaptan korkmuyor değilim." dedi George. Violet eliyle devam etmesini işaret etti.

"Yaptığın kalkan... Bizi de kapsıyordu. Neden?"

"Çünkü Alicia'nın hangi büyüyü yapacağını, ne büyüklükte olacağını bilmiyordum ve-" duraksadı ve demek üzere olduklarını düşündü. Daha bir gün olmuştu sonuçta ama ikizler ona karşı iyi olmuşlardı. Söylese bir şey olmazdı.

"On beş yıllık hayatımda edindiğim tek arkadaşlara, yani arkadaş olduğumuzu düşünüyorum. Ne olduğunu bilmediğim ama kötü bir şey olacağını bildiğim bir şeyin olması riskini almak istemedim. Fazla yakın oturuyorduk sonuçta."

Fred ve George şaşırmıştı. Aynı zamanda biraz duygulanmışlardı da. George şaşkınlıkla, "Nasıl yani senin hiç-" diye başlamışken Violet onu böldü. "Black soyadının akıbeti Fransa'da da biliniyordu. İnsanlar konuşuyordu."

Bir süre konuşmadılar. İkizler sessizliği bozup ayağa kalktıklarında Violet arkadaşı olmak istemedikleri için gideceklerini düşündü. Fakat onlar dikkatli bir şekilde kendisine sarılmıştı.

"Arkadaşımıza dolaylı yoldan zarar verdiğimiz için özür dileriz..." 

*

Merhablar efeniimm ben geldimm gerçi hemen gideceğim bugün hiçbir yerde fazla aktif olmama kararı aldım bu yüzden yorumlarınıza geç cevap verebilirim bölümü de istendiği için attımm

Umarım bölümü beğenmişsinizdir, beğendiyseniz oy verip beni çok hepi yapın hade hala burayı yazmak geriyor bunu ve evet bu kısmı da her zaman belirteceğim ehe

Diğer bölümde görüşürüzz öpmek ben sizi

Continue Reading

You'll Also Like

686 60 14
Altay Bayındır'ın ikizi olan Alin Zoya hiç beklemediği birine aşık olur ve olanlar olur ...
92.7K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
78.2K 5.9K 48
"Karanlık Lord'u alt edecek güce sahip olan geliyor... Ona üç kez karşı cıkmış olanlardan doğacak, yedinci ay ölürken doğacak... Ve karanlık Lord bu...
4.8K 265 14
"Senden nefret ediyorum, birdaha karşıma çıkma iva!".. "Duygularimizin karsilikli olmasi ne hos neteyam."