Tehlike Çetesi 3

By cilginkanarya1907

131K 7.2K 5K

Tehlike Çetesi serisinin 3. kitabıdır. More

TÇ3- 1
TÇ3- 2
Tç3- 3
TÇ3-4
TÇ3-5
TÇ3-6
TÇ3-7
TÇ3- 8
TÇ3- 9
TÇ3- 10
Duyuru!
TÇ3-11
TÇ3- 12
TÇ3- 13
TÇ3-14
TÇ3- 15
TÇ3- 16
TÇ3-17
TÇ3-18
TÇ3-19
TÇ3-20
Tç3- 21
TÇ3- 22
TÇ3-23
TÇ3-24
TÇ3- 25
TÇ3-26
TÇ3- 27
TÇ3-28
TÇ3- 29
TÇ3- 30
TÇ3-31
Bölüm Duyurusu
TÇ3- 32
TÇ3-33
TÇ3-34
TÇ3-35
Bölüm Açıklaması
Bölüm Tarihi
! Bölüm!
TÇ3-36
TÇ3-37
TÇ3-38
İZMİR
TÇ3-39
TÇ3- 40
TÇ3-41
TÇ3- 42
Kitap Gidişat Duyurusu
TÇ3-43
TÇ3- 44
Sorularınızı Bekliyorum
Soru-Cevap
TÇ3- 45
TÇ3-46
TÇ3- 47
TÇ3- 48
TÇ3- 49
TÇ3-50
TÇ3- 51
TÇ3- 53
FİNAL
YARDIM
Kapak Seçimi
Yeni Kitap

TÇ3-52

976 106 169
By cilginkanarya1907

Şarkı Önerisi: Zeynep Bastık & Kenan Doğulu- Yüzsüz Yürek 🖤

Mısra'nın Ağzından:

Kalemi elimde çevirip dururken yanımda ki Zümra'ya baktım. Dün ne olduğunu hala anlatmamıştı. Aramalarımı açmamıştı bende bu yüzden gitmemiştim. Belli ki yalnız kalmak istemişti ama sebebini merak ediyordum. Derin bir nefes bırakırken dayanamadım ve 

"Zümra, söyle artık ne olduğunu bak çatlayacağım şimdi." Zümra karaladığı defterini bırakıp bana baktı. 

"Hoca kızar şimdi. Ders bitsin de." dedi. Oflarken hocanın anlattıklarına döndüm. Zaten çok iyi bildiğim bir konuydu. Telefonum cebimde titrerken çıkardım. 

Gönderen: Yalın

Zümra sana bir şey anlattı mı? Ulaş ruh gibi.

Yalın'ın yazdığı şey ile merakım daha çok arttı. Aralarında ne geçmişti de böyle olmuşlardı?  Şu an 8. dersteydik yani son derste. Ve sabah geldiğimizden beridir Yalınlar'la hiç bir araya gelmemiştik. Zümra sınıftan dışarı çıkmak istemiyordu. Bakışlarımı Zümra'dan çekip telefonun klavyesinde parmaklarımı gezdirmeye başladım. 

Gönderilen: Yalın

Hayır anlattıramadım. Dersin bitmesini bekliyor eve giderken anlatır muhtemelen.

Birkaç dakika içerisinde aniden cevap geldi. 

Gönderen: Yalın

Bir şey öğrenirsen yaz. Bende Ulaş'ı konuşturmaya çalışacağım. Akşam da gelebilirsem size gelirim. Ararım zaten.

Annemler 2 gün önce geldiği için eve geçmiştim. 

Gönderilen: Yalın

Anlaştık.

Yazıp gönderdikten sonra telefonu geri cebime koydum ve tam o anda zil çaldı. Zümra'yla beraber eşyalarımızı çantalarımıza koyduk. Montumu üzerime geçirirken Zümra'nın gözlerinin dolduğunu gördüm. O da bir noktaya dalmış öylece montunu giyiyordu. Sınıftan birkaç kişi iyi akşamlar, deyip çıktılar. Zümra'da tam çıkmak üzereydi ki kolundan tutup durdurdum. 

"Zümra, senin neyin var? Gözlerin sabahtan beri kaçıncı defa doldu saymayı bıraktım artık. Normalde bir şey olduğu takdirde mutlaka anlatırdın. Ne oluyor sana?" Zümra bakışlarını bana çevirirken 

"Mısra kolumu bırak birine yetişmem gerekiyor." dedi. Meraklanırken kolunu bıraktım. Ve bırakmamla beraber Zümra çantasını kaparak sınıftan çıktı hızlıca. Arkasından da ben koştum. Kime yetişmesi gerekiyordu, bir anda neye öfkelenmişti anlamıyordum. Zümra'yı 1 yıldır ilk defa böyle görüyordum. Koridor oldukça kalabalıktı çıkış saati olduğu için. Ama Zümra'yı bulmam zor olmadı. Ve hemen gitti yöne koştum bende. Kızlar tuvaletinin olduğu koridora dalmıştı. Bende hemen oraya giderken kapının önünde Zümralar'ın takımdan olan Yıldız'ı buldum. Kapıya vurup açmasını söylüyordu. 

Kapının kolunu tuttum hemen ve açmaya çalıştım. Kilitlemişti... Bakışlarım Yıldız'a kayarken korkuyla bana baktığını gördüm. 

"Ne oluyor? İçerde Zümra'dan başka kim var? Zümra neden içerde ki kişinin peşinde?" 

"Tuana içerde, dün Ulaş ve Tuana'yı öpüşürken yakaladı Zümra." Duyduğum şeyi hazmetmeye çalışırken gözlerimi kapattım. 

"Ne diyorsun sen ya? Dün o yüzden mi..." Kafamda ki tüm taşlar yerlerine otururken çantamı çıkartıp yere attım. 

"Zümra kapıyı aç. Bak okuldayız yeri ve zamanı değil." İçerden sadece konuşma sesi gelirken Yıldız 

"Hocayı bulmaya gidiyorum. Onlar açtırır kapıyı-" deyip bir adım attı ki kolundan yakalayıp duvara yapıştırdım. 

"Bu olayı kimse duymayacak. Kapıyı ben açacağım. Şayet ki burda olanlar birine giderse ve ben bunu duyarsam..." Cebimde ki İsveç Çakısını çıkardım. "Bunu ilk tattırdığım kişi sen olursun." 

Yalın'ın Ağzından:

Ulaş'la sınıftan çıkmış koridorda yürüyorduk. Sınıftan her zaman ki gibi son çıkan biz olmuştuk. Koridor bu yüzden boşalmıştı. Ulaş'a dün maçta izlediğim olayı anlatırken kısa süreliğine bakışlarım kızlar tuvaletinin olduğu koridora kaydı. Ve gördüğüm şeyle susup doğru görüp görmediğime emin olmaya çalıştım. Ulaş neden sustuğumu merak edip bakışlarını bana çevirdi. Mısra kızlar tuvaletinin kapısının önündeydi ve önünde Yıldız duruyordu. Elinde ise... İsveç Çakısı tutuyordu. 

"Ne oluyor lan orda?" deyip kızların yanına ilerledim. Hocalar da çıkmış gibi görünüyordu. Görünürde kimse yoktu. Kızların yanına gelince Mısra'nın elinde ki çakıyı aldım hemen. 

"Mısra okuldayız ne yapıyorsun ya sen?" Yıldız hemen benim arkama saklanırken 

"Yalın çakıyı ver." dedi ve elime uzandı. Elimi havaya kaldırırken 

"Vermeyeceğim tabii ki Mısra. Annemler ne-" Konuşmamı yarıda kesen şey içerden gelen çığlık sesiydi. 

"Zümra?" Ulaş hemen tuvaletin kapısına yapıştı ve açmaya çalıştı. İçerden hala çığlık sesleri gelmeye devam ediyordu. Mısra küfür ederken elimden çakıyı aldı ve Ulaş'ı sert bir şekilde geri çekildi. Ve o kadar sert baktı ki bir şeyler öğrendiğini anladım. Mısra hemen kapıyı açmaya girişti. Ve çok kısa sürede açmayı başardı. Anında içeri girdi. Arkasından da Ulaş, Yıldız ve ben girdik. Zümra, Tuana'yı köşeye sıkıştırmıştı. Tuana'nın ise yüzünde sağlam bir kırmızılık vardı. 

"Ne yaptığınız artık beni ilgilendirmez yanlış anlama. Ama ben seni daha önce uyarmıştım. Bu ize baktıkça uyarıları dikkate alman gerektiğini hatırlarsın. Malum, yanık izi geçmez." deyip Tuana'nın önünden çekildi. O an Tuana'nın kolunda ki yanık izini gördük. Zümra hiçbirimize bakmazken yerinde durdu ve 

"Yok bana yetmedi bu." deyip hızlı adımlarla Tuana'ya ilerleyip aniden yumruk attı. Tuana'nın ağlaması şiddetlenirken kendini yere bıraktı. Zümra yerde ki çantasını alıp bize doğru döndü. Bakışları Ulaş'a kayarken 

"Yardımına ihtiyacı var aşkısı. " dedi. Ardından ise Mısra'ya gidelim, manasında bakış attı. Ve tuvaletten çıktı. Mısra, Yıldız'a bakıp 

"Dediğimi unutma, arkadaşın gibi olmak istemezsin." deyip göz kırptı. Ardından ise bana ters bir bakış atarak tuvaletten çıktı. Ulaş yerine çivilenmişti resmen. Hiç hareket etmiyordu. Yıldız hemen Tuana'nın yanına eğildi. Ben ise Ulaş'ın yanına geçtim. 

"Ne bok yedin bilmiyorum ama, hiç iyi yapmamışsın. Artık nasıl halledersin bilemem." deyip Yıldız'a döndüm. 

"Mısra neden sıkıştırdı seni?" 

"Kapıyı açması için hoca bulacaktım. Bana bu olayı duyan kimse olursa bunu sana tattırırım dedi." 

"Sende dinle onu kimse duymasın bu olayı. Aileleriniz duyarsa onlar açısından iyi olmaz. Artık nasıl yalan bulursanız bulun. Bu dediklerimi de uyarı olarak mı algılarsınız tehdit olarak mı bilemem size kalmış. Tuana algılarını kapatmış galiba anlayamaz şu an. Zümra sağlam vurdu malum beyin fonksiyonları out oldu onun. Sen anlatırsın. Ulaş geliyor musun?" 

"Hastaneye götürseydik?"

"Tuana'yı düşüneceğine kendini düşün gerizekalı herif. Zümra' ya kendini nasıl affettireceksin buna bak." dedim. Dediğim şey ile Ulaş bana döndü.

"Ya tamam da benim açıklamamı dinlemedi ki, ben Tuana'yı öpmedim. Kapının açıldığını duyunca o bir anda boynuma atladı ne olduğunu şaşırdım." deyip Tuana'ya döndü.

"Orda da demem gereken şeyi dedim zaten Tuana'ya. Beni bir dinlese anlayacakta."

"Haksız mı lan kız? Sizi o halde görmüş böyle olması gayet normal."

"Bana açıklama yapmana gerek yok diyor. Ne diye açıklama yapacaksın diyor."

"Gerçi o da doğru. Ne diye açıklama yapmaya çalışıyorsun ki sen? Zümra sadece kuzenin değil mi?"

"Yalın dalga mı geçiyorsun abi benimle? Önce Zümra'ya kendini nasıl affettireceksin onu düşün diyorsun, sonra da gelip kuzenin sadece diyorsun."

"E kendin dedin bana biz sadece kuzeniz diye o an farkettim. Yani kıskanıyorsun falan ya sende onu, bir an kuzen olduğunuzu unuttum. Neyse gidelim hadi."

"Kız?" Bakışlarım Tuana'ya kaydı. Hala ağlıyordu. Omuz silkip

"Uyarılara kulak assaydı onunla da mı biz uğraşalım? Arkadaşı yanında hem yürü." deyip montundan tuttum ve çekiştirdim.

Eslem'in Ağzından:

Ağzımda ki lokmayı yutarken şok içinde ablama baktım. 

"Kızı mı yakmış?" Ablam iç çekerken kafa salladı. 

"O sümsüğün ailesi arayabilir bu yüzden benden duy istedim, deyip anlattı. Ne yapacağım ben bununla Eslem?"

"Abla öncelikle bir şey yapman gerekmiyor. Zümra bunu yaptıysa bir sebebi vardır. Sebepsiz yere bu zamana kadar kime ne yaptı? Mutlaka sebepleri vardı. Yine vardır. Ayrıca annem ve babam bize müdahale edebildi mi sanki? Çocukların böyle olacağını da biliyorduk."

"Eslem tabii öyle ama yine de böyle yapmalarına gerek var mı? Daha kaç yaşındalar? İnsanlara zarar vermemeliler." 

"Abla, bir sus Allah aşkına ya. Bunu diyen sen misin gerçekten? Hani Sarı Bela olarak bilinen sen?"Ablam elleriyle yüzünü kapatıp derin bir nefes bıraktı. Ve ardından

"Tamam, tamam susuyorum." dedi. Sırıtırken kahveden bir yudum daha aldım.

"Anne, anne!" Yaprak beni çağırırken uzanıp koşarak gelen kızıma baktım.

"Anne, abim ve Zümra ablam küsmüş." dedi. Kaşlarımı çatıp

"O nerden çıktı kızım?"

"Abim, Zümra ablayla konuşmak istedi. Ama Zümra abla onu odasından kovdu. Abim seslendi, cevapta vermedi. Küsmüşler." Bakışlarım ablama kayarken bilmiyorum, manasında omuz silkti.

"Abin kalbini kırmıştır belki Zümra'nın annecim. Sen kardeşlerinle oyna hadi." deyip saçlarını okşadım. Yaprak geri koşarak geldiği yöne koştu.

"Abla, duydun mu sen bir şey?"

"Duymadım ki vallahi. Ne olmuş olabilir sence?"

"Bilmiyorum ama merak ettiğim bir gerçek."

"Zümra'ya ben sorsam da anlatmaz Eslem. Şu günlerde sürekli odasına kapanıyor zaten. Sen Ulaş'la konuşsan sonrasında konuştuğunuz şeyleri bana anlatsan olur mu?"

"Olur abla tabii. Anlatırsa seni ararım ben. Eve geçelim de bir."

"Yalın'la Mısra anlatmaz mı acaba?"

"Abla çocukların arasında olanları neden soruyoruz? Ben Ulaş' ın bizzat kendisine sorarım. Kendisi anlatırsa ne mutlu. Ama anlatmazsa da kendi aralarında olan bir şey olduğu için irdelemem."

"Eslem normalde bende irdelemem ama Zümra' nın kaç gündür morali çok bozuk. Ve sürekli odasında. Çıkmıyor yani. Bu beni endişenlendiriyor."

"Hak veriyorum sana. Hepimiz hemen bir şey olduğu zaman endişe ediyoruz ama ne olursa olsun, yaşları kaç olursa olsun onların da bir özel hayatının olduğunu unutmamamız gerekiyor. Zümra'yla konuşmak istersin sen ama anlatmazsa arkadaşlarından öğrenmeye çalışman doğru değil. Ben Ulaş'la konuşmaya çalışacağım. Anlatmazsa ama zorlamam ya da Yalın' la konuşmaya çalışmam. Anladın mı?" Ablam kafasını sallayıp derin bir nefes bıraktı. Sonrasında ise kahve içmeye devam ettik.

°°°

Ceketimi üzerime geçirirken Yavuz'a baktım.

"Ne dedin sen?"

"Sadece size konuşacağını söyledi Eslem Hanım."

"Gidelim hadi." diyerek masanın üzerinden çantamı da aldım. Telefonumu çıkartıp Meriç'in numarasının üzerine tıkladım. Şu an bir toplantıdaydı ama bu olay her şeyden önemliydi. Yavuz asansör çağırma tuşuna basarken telefonu kulağıma götürdüm. Aramayı cevaplandırdı bu sırada Meriç.

"Eslem toplantıdayım."

"Bulut konuşacağını söylemiş. Şu an onun yanına geçiyorum. Toplantı bitiminde gelirsin."

"Şimdi geliyorum. Siz geçin." deyip kapattı. Bende telefonu ceketimin cebine koyarken asansöre bindim. Bakalım ne ötecekti?

Ulaş'ın Ağzından:

''Yalın dinlemeye bile çalışmıyor. Ne yapabilirim daha ben abi? Tamam gördükleri asla güzel olan şeyler değildi yanlıştı. Gördüklerine inanması ve benimle konuşmak istememesi çok normal. Ama bir kere dinleseydi bari." Yalın omuz silkerken yorum yapmadı.

"Zaten ben niye açıklama yapmaya çalışıyorum ki? Kendisi de dedi aramızda ki bağ sadece kuzenlik bağı. Nasıl anlıyorsa öyle anlasın."

"Of course, it's just cousin bonding. (Tabii sadece kuzenlik bağı.)"

"Ne diyorsun ya?"

"Kuzensiniz diyorum bro ne diyeyim? Anlatma sende ne istiyorsan onu yap. Madem ki sadece kuzensiniz doğru, niye açıklama yapıyorsun?"

"Tamam işte yapmıyorum artık. Konuşmazsa da kendi tercihi." Lafım biterken kafamı kaldırdım. Zümra da Mısra ile beraber kantine girmişti bu sırada. Mısra ona bir şey anlatıyor, o ise dalgın dalgın kafa sallıyordu.

"Gerçekten açıklamayacak mısın? Ya da konuşmayacak mısın? Kız bu haldeyken hemde?" Nefesimi bırakırken bakışlarımı Zümra'dan çektim ve Yalın'a baktım.

"Yalın dinlemiyor dinlemiyor. Dinlemeye bile çalışmıyor. Bana uzak dur, dedi. Uzak durmadım tamam haklıydı. Ama Tuana mesaj attı işte bak mesajda burda. Acilen gelmen gerekiyor şu an sana ihtiyacım var, dedi. İhtiyacı olan kime yardım etmediğimi gördün? Bende çıktım gittim işte. Keşke gitmeseydim."

"Zümra seni dinlemiyor belki ama, ben yoluyla seni dinleyecek." deyip telefonunun ekranına baktı. Kaşlarımı çatıp telefonun ekranına bakmaya çalıştım. Yalın bakma çabamı farkedip telefon ekranını bana çevirdi. Zümra'ya bir ses kaydı göndermişti.

"Ne yaptın sen?"

"Sen beni dinlemiyor demedin mi? İşte şimdi dinleyecek." deyip Zümra'yı işaret etti. Mısra siparişi beklerken Zümra elinde ki telefona bakıyordu çatık kaşlarıyla. Bakışları kısa süreliğine buraya kayarken göz göze geldik. Bakışlarını geri hemen telefona çevirdi. Ve ekrana tıklayıp telefonu kulağına götürdü. Tahminimce sesimi duyunca kaşları düz bir hal almıştı. Ve yüzünde ki meraklı ifade ile öylece sesi dinlemeye devam etti.

"Beni başta dinleseydi böyle oyunlara gerek kalmayacaktı. Sen vasıtasıyla dinledikten sonra benim açıklamamı tam dinlemesi saçma olur. Gerekte yok. Teşekkür ederim uğraşın için kardeşim. Ben antrenmana geçiyorum." diyerek telefonumla yerimden kalktım ve kantinin çıkışına ilerledim.

"Ulaş!" Yalın'ın seslenmesine aldırmayıp kantinden çıktım. Ve hızlı adımlarla yukarı kata çıktım. Arkamdan gelen adım seslerini işitmiştim. Ama dönüp bakma gereği duymamıştım.

"Ulaş, Ulaş bekler misin?" Zümra'nın sesi gelirken arkamdan erkek soyunma odasına doğru ilerledim.

"Ulaş beklesene!" deyip kolumdan tuttu. Kolumu hemen çektim.

"Temas etme, demiştin unuttun mu? Seninle konuşmak istemiyorum, demiştin. Ne oldu? Beni 4 gündür dinleme zahmetine bile girmedin. Şayet ki o telefonunu açsaydın, kapını açsaydın ya da en azından yüzüme baksaydın zaten açıklayacaktım." Zümra'nın gözleri dolarken

"Gördüklerim karşısında-"

"Her zaman gördüğümüz şeyler doğru olmaz Zümra. Sen bana hiçbir zaman tam anlamıyla güvenmedin." Spor salonuna doğru bir adım atıp

"Zaten ben sana neden açıklama yapıyorum ki? Biz sadece kuzen değil miyiz?" Zümra'nın gözünden bir damla yaş akarken sırtımı döndüm ve soyunma odasına girdim.

Eslem'in Ağzından:

"Anlat." deyip kollarımı birleştirdim önümde ve açıklamasını bekledim. Bulut kafasını zar zor kaldırıp bana baktı. Gözlerini bile açık tutamıyordu resmen. O kadar işkenceye rağmen yine iyi dayanmıştı.

"En, en son göreceğim kişinin, sen olması, beni öyle mut-mutlu ediyor ki." deyip gülümsedi. Surat ifadem değişmezken aynı kararlılıkla bakmaya devam ettim.

"Neden iş birliği yaptığımı, zaten açıkladım sana. Sana itiraf edebileceğim 2 şey daha var sadece. Birisi..." deyip dudaklarını ıslattı.

"Kanarya'yı kaçıran bendim. Tıpkı Panter gibi, onu da kaçırdım." duyduğum şey ile sinirin vücudumu ele geçirmeye başladığını hissettim.

"2. İse..." deyip kendi kendine gülmeye başladı. Derin bir nefes alıp verdim ve söyleyeceği şeyi bekledim.

"Serkan, Serkan'ın kız arkadaşı..." Kaşlarım çatılırken "Serkan'ın kız arkadaşı benim adamımdı. Beyza diye bildiğiniz." Beynimden vurulmuşa dönmüştüm resmen. Kollarım düşerken

"N-Ne saçmalıyorsun sen ya?"

"Doğruyu söylüyorum ben. Beyza benim adamım aslında. Serkan'la tanışmaları benim sayemde oldu. Ailenizin içine birinin girmesi gerekiyordu hamlelerini öğrenmek için. Bu kişinin ben olamayacağını anladığımda kalbi kırık bir başka ismi kestirdim gözüme. Rüya, adı da Rüya bu arada aslında." Yine gülmeye başlarken

"Tüm planlarınızı anlattı bana. Her şeyi anlattı. Senin çocuklarının dibine kadar soktum onu. Burnunun dibindeydi ama sen onu bulamadın Ejder." Kendime daha fazla hakim olamazken belimde ki silahı çıkardım ve alnından vurdum. Cansız bedeni zincirler ile sallanmaya başlarken silahımı indirdim. Bu sırada kapı açıldı. Gözlerim dolarken arkaya baktım. Meriç nefes nefese içeri girdi. Göz göze gelmemizle

"Serkan çok üzülecek Meriç." diyebildim.

°°°

Sizi seviyorum ♥️

smfb387 ithaf 😍

M. M Mısra

M. M'da görmek istediğiniz karakterimizi yorumlarda belirtiniz.

Kapak yapmayı bilen biri bana özelden yazabilir mi? Ya da güzel kapak yapan bildiğiniz biri var mı? Cevap verirseniz çok mutlu olurum.

Continue Reading

You'll Also Like

11.7K 1.1K 22
Mavi seni sevmeyecek! Sonra zihnim farklı oyunlar oynayarak, bunlar yetmiyormuş gibi yeni sesler eklemeye başladı. Seni seveceğini mi sanıyorsun? Se...
734K 23K 54
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
23.1K 986 23
Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed ♡♡
131K 7.2K 66
Tehlike Çetesi serisinin 3. kitabıdır.