Violet Black

By liarblackcat

90.2K 7.5K 10.2K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... More

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
3.Bölüm | V
4.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
8.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
14.Bölüm | V
15.Bölüm | VI
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
18.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

2.Bölüm | V

3.2K 266 263
By liarblackcat

Shawn Mendes

Bad Reputation

*

Kendi binasının masası dahil olmak üzere herkesin konuşmalarını duyabiliyordu Violet. Animagusunun tilki olmasını verdiği avantajın kötülüğünü çok iyi anlamıştı böylece.

"Gerçekten de Kim Olduğunu Bilirsin Sen'in sağ kolunun kızı mı? Üstelik babası gibi Gryffindor'da da değil. Ondan daha beter olmalı."

Remus, ona her zaman Voldemort'un adını söylemekten çekinmemesi gerektiğini söylemişti, öğretmişti. Bu insanların ona Kim Olduğunu Bilirsin Sen demesi komiğine gitmişti.

"Ruh emiciler onun yüzünden trene girdi. Kanını hissetmiş olmalı. Sayesinde Harry ölebilirdi."

"Belki de bir Ölüm Yiyendir?" Duydukları kanını donduracak cinstendi. Beauxbatons'tan bin kat daha beterdi. Yemeğine odaklanmaya çalışsa da bu hiçte kolay değildi. Slytherin masası diğerlerine göre garip bir şekilde daha sessiz olabilirdi ama bu da kolay olmayan diğer başka bir şeydi.

Violet gerçekten ruh emiciler benim yüzümden mi trene girdi, farkında bile değildim uyuyordum diye düşünüyordu. Kendisini yapmadığı şeyler için suçlu hissediyordu.

İki sağ çapraz karşısında oturan platin sarısı saçlara sahip çocuğun arkadaşları ile aralarında konuşmalarını duyuyordu. Violet'i sorun etmek yerine Harry Potter ile konuşmak için bahane arıyor olduğunu fark etti platin saçlının. "Potter, Potter. Bayıldığın doğru mu?"

Platin saçlı çocuğun arkasında oturan gözlüklü çocuk onlara bakınca onun Harry Potter olduğunu anlamıştı Violet. Gelen suçluluk hissine odaklanmak yerine iki çocuğun arasındaki bakışmaları izledi. Harry sırası değil dermiş gibi bakıyordu ama platin saçlı çocuk endişeli bir ses tonu ile sormuştu. Bunu fark ettiği zaman duruşunu dikleştirdi ve yüzüne kendini beğenmiş bir gülümseme kondurdu. "Yani cidden bayıldın mı?"

Harry'nin yanında oturan tıpkı Fred ve George gibi turuncu saçlara sahip çocuk Harry'i önüne döndürdü ve karşısındaki çocuğa kaşlarını çatarak, "Kapa çeneni, Malfoy." dedi.

Violet yemeğini yerken etrafı incelemeye başladı. Beauxbatons ile karşılaştırmadan edemedi. (Orada masalar binalara göre ayrılmıyordu.) Yalnız oturmayı özlemişti fakat ona çok fazla yakın oturan da yoktu zaten.

Fred ve George'a baktı. Yemeklerini yerken birkaç kişi ile konuştuklarını gördü. Onlarla büyük ihtimalle bir daha konuşamayacağı aklına geldiği zaman olmayan morali daha da çok düşmüştü. En başta onu rahatsız etmiş olabilirlerdi ama komik çocuklardı.

Yemeğini bitirdiği zaman fısıltılara daha fazla dayanamayacağına karar verip kalktı. Odasına gitmek, hepsinden uzaklaşmak istiyordu ama Slytherin yatakhanesinin nerede olduğunu bilmiyordu. Birisine sorup öğrenmek en büyük kabusu gibiydi.

Kalktığında artan bakışlara aldırmadan Büyük Salon'dan çıktı. Birkaç koridor gezdi. Yolu bulabileceği bir işareti. Bulamayacağını anladığı zaman yakınındaki kapıdan dışarı çıktı.

Avluda gezinip kendisine oturabileceği bir yer bulduğu zaman düşünmeye başladı. Yatakhaneye gidebilmesi için birilerine sorması gerekiyordu. Bunu yapmadan önce Slytherin cüppesine sahip birilerini görmeyi bekledi.

Sonunda sarı saçlı bir kız ve kumral bir çocuk gördüğü zaman kendisine doğru yakınlaşmalarını bekledi. Öyle birden gitmenin garip olacağını düşündü.

Tahmin ettiğinden daha kısa sürede ikisinin kendisine yaklaştığını fark ettiği zaman ayağa kalktı ve derin bir nefes aldı Violet. İkisine yaklaşıp sesini tutabildiği kadar naif tutmaya çalışarak, "Slytherin yatakhanesi nerede acaba?" dedi. İçinden Beauxbatons'taki ses kontrol derslerine teşekkür etti.

Sarışın kız gülümsedi. "Zindanlara inmen gerekiyor. Yalnız girişte şifre var. Biz de oraya gidiyorduk seni götürebiliriz."

Violet'te gülümsedi. Yavaş yavaş anlamaya başlıyordu Slytherinliler'in kendilerinden birisi olduğu sürece gerçekten çok fazla ayrım yapmadıklarını. Remus ona hiç böyle anlatmamıştı. Anlamak için Slytherin olmak gerekiyor sanırım diye düşündü.

"Teşekkür ederim, çok sevinirim." Kız elini uzattığı zaman sıktı. "Benim adım Daphne, Daphne Greengrass. Bu da Theodore Nott."

Theodore ile de el sıkıştıktan sonra yavaş yavaş yürümeye başladılar okulun içine doğru. "İkinizle de tanıştığıma çok sevindim. Ben de-", Violet duraksadı. Adını bildiklerini zaten biliyordu ama kaba olmamak için söylemesi gerekiyordu. "Violet, Violet Black."

"Biliyoruz. Okulun gündemine bomba gibi düştüğünü söyleyebilirim Violet. Kaba olmak istemem ama..."

"Kaba olmadın Daphne, kız zaten tahmin ediyordur." dedi Theodore. Violet kafasını salladı. "Evet biliyorum."

"Peki söylenenler doğru mu? Gerçekten onun kızı mısın? Sirius Black'in?"

Violet babasının adını duyduğu zaman bakışlarını onlardan yere doğru çevirdi. Babasını çok fazla hatırlamıyordu, o Azkaban'a gönderildiği zaman daha üç yaşındaydı ve yıllarını yetimhane de geçirmişti. Remus onu on bir yaşında oradan alıp Beauxbatons'a gönderene kadar da ailesi hakkında hiçbir şey öğrenmemişti. "Evet, doğru." Kısa bir cevap verip kurtulacağını umdu. Gerçi buna gerek kalmamıştı çünkü demirleri olan bir kapının önünde durmuşlardı. Zindan derken şaka yapmıyorlarmış diye düşündü.

Daphne'nin kapıya yaklaşıp, "Safkanlık." dediğini duyduğu zaman şifreyi aklına kazıdı. Bir daha asla birisine sormak istemiyordu. Demir kapı kendiliğinden açıldığı zaman Daphne ona döndü. "Şifreyi de öğrenmiş oldun. Bina başkanımız Severus Snape, kendisinden ders programını almayı unutma."

"Tekrar teşekkür ederim çocuklar."

İkisi de kafasını salladı. "İyi geceler, Black." dediler. Violet'te onlara iyi geceler deyip Daphne'nin parmağıyla kızlar yatakhanesi olarak gösterdiği tarafa ilerledi. Bir kapı da kendi adını görene kadar ilerledi. Sonunda bulduğu zaman ise kapıyı tıklattı. Ses gelmedi.

Kapıyı açıp içeri geçeceği sırada yanına doğru gelen kısık gümüşi ışıkla gülümsedi. Remus onunla konuşmaz diye çok endişelenmişti oysaki. Geldiği yolu koşarak geri dönüp birkaç dakika önce girdiği yatakhaneden çıktı. Kapının biraz ilerisinde duran Remus'u gördüğü zaman onun yanına ilerledi.

"İyisin değil mi, Violet? Sana sataşan oldu mu? Onlara karşılık verdin mi?" Remus endişeyle sorularını sıralarken kıkırdamasını durduramadı. Remus'a sarıldı, "İyiyim Aylak. Neredeyse kimse benimle konuşmadı bile merak etme. Şikayet ettiğimden söylemiyorum bunu." dedi Violet.

"Sevindim. Çünkü seremoniden sonra fazla... Endişelendim." Violet ondan ayrılıp gözlerine baktı. "Slytherin olmam bir sorun değil, değil mi Aylak? Beklemediğini biliyorum ama-" Remus onun sözünü kesti. Sırf binası yüzünden kötü hissetmesini istemiyordu.

"Binanın benim için gerçekten bir önemi yok Violet. Ben senin nasıl birisi olduğunu zaten biliyorum. İlla Slytherin'de olduğun için kötü birisi olacaksın diye bir şey yok."

Violet onu kaba konuştuğu zaman uyardığı için dikkatli konuşmaya çalışmıştı. Bunu Violet'te biliyordu. "Olsun. Senin için bir sorun olmadığını öğrenmek beni rahatlattı."

"Senin için bir sorun var mı peki?" Violet kafasını iki yana salladı. "İlk başta çok korkmuştum ama şimdi daha rahat hissediyorum. Sanırım Gryffindor'da olsam ilk günümü bu kadar kolay geçirmezdim." dedi.

Remus onu istemeye istemeye onayladı. Kızın haklı olduğunu biliyordu ne yazık ki. Violet konuyu değiştirmek, istediği yere çekmek için sordu, "Duyduğuma göre Harry'i kurtarmışsın?"

"Ruh emici ruhunu emmek üzereydi. Basit bir patronus, ilerisi yok. Tek bir taneydi."

Biraz daha konuştuktan sonra Remus yasak saatin yaklaştığını söyleyip Violet'i yatakhanesine geri yönlendirdi. Violet tekrar odasını bulurken kapıyı çalmadan açtı. Hala kimse yoktu. Giren olsa çoktan görürdü büyük ihtimalle zaten.

Valizine yönelip açtığında içinden bir kitap çıkarttı. Muggle kitapları okumaya bayılıyordu. Beauxbatons'ta en sevdiği derslerden birisi idi onların müziklerini, edebiyatlarını işledikleri ders. Yine de hepsini valizinden çıkartmadı. Oda arkadaşları ya da başka Slytherinler görse memnun kalmayabilirdi ve gerçekten olay çıkartmak istemiyordu. Uykusu gelene kadar kitabını okumaya devam etti.

*

Ben geldimm veri veri bitıfıl birisi bölüm at demese valla atmazdım bekletirdim daha çünkü neden olmasın dlxkdksks Çok neşeliyim bugün(para harcıyorum arkadaşlar yoksa haşa) bunun da katkısı var

Umarım beğenmişsinizdir, beğendiyseniz oy verirseniz sevinirim klişe klişe bunu yazmaya devamke

Diğer bölümde görüşmek üzere öptim siziii

Continue Reading

You'll Also Like

3.2K 186 14
Hydra'ya eskiden çalışan ve ona hizmet etmesi için küçüklüğünden beri orada büyümüş,orada acı çekmiş olan bir kadınla,trenden düşüp Hydra tarafından...
13.7K 1.1K 16
★ASKIDA★ "Baba, orada mısın?" Küçük kız heyecanla konuşmuştu. "Gün ışığım? Neden buradasın, Andrea ile birlikte evde olman gerek." Sesindeki endişe k...
9.5K 887 21
Peter Parker ve Aisha Jackson. İki dahi. İki baş belası. Ve şey... İki aptal ergen! (Ara verildi → 23.06.23) (Tamamlandı → 23.12.23) #1 aisha (17.01...