drug addict- Jikook

By shokyyxx

91.5K 7.7K 4.7K

Jeon jungkook zorla gittiği hastanede park jiminle tanışana kadar en güzel bağımlılığın uyuşturucu olduğunu d... More

intro
1- tek hapa bağlı bir hayat
2-park jimin güzel bir erkekti
3- yapmam dediğin şeyleri yapmak
4- alışılmadık duygular
5- karışık kafalar
6- etkisine kapılmak
7- korkutan ataklar
8- Alışma süreci
9- bulunmamanın felaketi
10- Günahkâr dudakların uyumu
11-bulunmak istemeyeni aramak
12- gülümserken ağlamak
14-herkes pişmanlık yaşar
15-benim içinde mi değmez?
16-Ruhunla birlikte tesli(m) olmak
17- sen varsan bende varım
18- bazen ayrılık gereklidir
19- bu kaçıncı pişmanlık
20- bizim için çabala
21-park jimin
22- enfes saçlar

13- sözcükler olmadan konuşmak

3.3K 298 259
By shokyyxx

Hey

Ayaklarımın ağrısından kıvranırken yazılmış bir bölüm.

" çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda Yaşadığına inanıyorum."

🌼

İstiyor muydum?

Jungkook ile birlikte olmak, onunla aynı kulaklıktan müzik dinleyerek birbirimizin yüzünü seyre dalmak, onu aya götürmek, uzun parmaklarından herbir saç teline kadar sevgiyi hissettirmek, en çokta o dudağının altındaki beni öpmek.

Kulağa muhteşem geliyordu. Başka birinden duysam kusma sesleri çıkaracağım şeyleri söz konusu jungkook ile birlikte yapmak olunca sevesim geliyordu işte.

Bana pırıldayan gözleriyle ümitle bakarken gözünün çevresindeki mor halkalar gerçeği yüzüme vuruyordu.

Yüzünde ölüm beyazlığı varken dudakları ve göz çevresi oldukça kızarık saçlarını geriye atan kemikli elleri hafifçe titriyordu.

Uyuşturucu bedenini bile fark etmeden ele geçirmişken ben bu bedende kendime ait bir yer göremiyordum.

Dolup taşmıştı uyuşturucu ile. Bir bütündü artık jungkook.

Gözlerimi gözlerinden çekmiş bakışlarım parke zemini bulurken elini usulca çenemde gezdirip çene kemiğimi parmağıyla okşadı.

"Beni seviyor musun?" Sesindeki yumuşaklık içimden birşeylerin akmasına sebep oluyordu. Kalp atışlarım yüzünden gözünün önünde ölebilirdim.

Dilim suçu üstlenmek istemez gibi soruya cevap vermezken gözlerim suçu üstlenip gözlerimizi buluşturdum.

Dilim konuşmuyor 'üzüleceksin, kötü şeyler olacak.' Diyerek susmamı sağlıyordu. Fakat gözlerim çoktan kendini jungkooka teslim etmiş sorunun cevabını ellerine bırakmıştı.

"Seviyorsun. Benim gibi delice aşık olmuşsun sende."

"Bence daha fazla konuşmaya gerek yok. Sözcüklere ihtiyacımız yok." Elleri yanaklarımı kavrarken dudakları dudaklarımı bulmuştu.

Doğruydu. Sözcüklere, uzun cümleler sarf ederek zaman kaybetmeye gerek yoktu. Hayat kısaydı ve biz birbirimizi geç bulmuşken her dakika yaşamaya değerdi.

~

"Hadi geç içeri." İlk defa evime gelen jungkook hafif çekingen görünüyordu ve onu ilk kez böyle gördüğüm için şaşırmadan edememiştim.

"Evin çok güzel." Yavaşça içeri girerken salonu süzüyordu bir yandan.

Anahtarı girişteki dolaba atıp girmesi için kolundan tuttum. Bakışları kolunu kavrayan elime giderken burukca gülümsedi.

Birlikte önce salona geçip yan yana koltuklara oturduk.

Loş ışıklı ortamda sessizce birbirimizi izlerken
Jungkook bir elini başına yaslamış film izler gibi dikkatle herbir mimik hareketimi takip ediyordu.

Bir süre sonra odağını kaybedip elleri dahada titrerken bakışlarını benden çekti. Ayağı kalkacağı sırada çekingen bir tavırla tutup yerine oturmasını sağladım.

"Beni öyle görmeni istemiyorum." Endişeli bakışları yüzümü turlamış koltuğa yeniden oturmuştu.

"Sorun yok." Daha fazla konuşamamıştım çünkü sorun vardı benim için.

Saçma sapan bir hapa bağlı olması gün geçtikçe ölüme yaklaşırken oturduğum yerden onu izlemek beni bitiriyordu. Elim kolum bağlı aramızdaki duygusal bağa rağmen en ufak şey yapamıyordum.

Rahatsız bir tavırla yerine oturup ceketinin iç cebinden   ufak bir torba içerisindeki hapı parmakları arasına alıp bana göstermemeye çalışarak direkt dilinin altına attı.

Çaresizliğimle birlikte koltukta iyice küçülüp dizlerimi kendime çekip bedenimin iyice koltukta küçülmesini sağladım. Kafami dizlerime yaslamış dışarıdan ifadesiz fakat içimden fırtınalar kopan bakışlarımı koltukta başı geri düşmüş bedene doğrulttum.

Jungkook üstündeki bakışlarını hissetmiş gibi gözlerini bana çevirdi.

"Şöyle bakma min. Kendimi çok kötü hissediyorum." Bakışlarım bile içimdekileri gizlemeye yetmezken elimden ne gelirdi ki?

Tepki vermeden dizlerime yasladığım başımla sevgilimi izlemeye devam ettim.

Bir biblo taşır gibi bedenimi kolları arasına alıp kolayca kucağında yer edinmemi sağladı. Hâlâ içtiği maddenin etkisi bedenindeydi, bayik bakışları ve eskisine nazaran dahada titreyen elleri bunu çok belli ediyordu.

Bacaklarımı iki yandan sarkıtıp ufak parmaklarımla yüzündeki herbir ayrıntının üstünden geçtim.

"Beni büyülüyorsun Jungkook. Şartları içinde olduğum durumu unutturuyorsun. Zaman ve mekanı nasıl yok edebilirsin?" Herbir ayrıntısı beni kendine dahada aşık ederken dudaklarım hemen dudağının altındaki ufak beni buldu.

Tam beninden öptüm onu. Onlarca defa öpücüklerimi dizdim. Kaşlarını, kirpiklerini turlarken alışılmışın dışında olan yüzündeki aşık olduğum yani herbir ayrıntısıyla dudaklarımı kutsadım.

Beni yönlendirmemiş herbir dudak hareketim karşısında gözleri kapanmış bir süre sonra gözlerini açmadan kendini dudaklarıma teslim etmişti.

"Benimle aya gelir misin jimin?"

"Gelirim jungkook. Birlikte aya gidelim."

~

İlişkinin henüz başlarıydı jungkook'un göğsünde uzanmışken ilk kez açacağım konu için endişeli hissediyordum.

Şuanda jungkookun evinde deri koltuğunda uzanmış bedenine kendimi teslim etmiştim. Kolları belimden ayrılmıyor bakışları ekranda ara ara dudaklarının temasını hissediyordum.

Bu huzurlu anı bozmak istemiyordum fakat konuyu bir şekilde açmalıydım.

"Jungkook" bakışlarını bana çevirmeden cevap verdi.

"Bebeğim?"

Bu sözlerine henüz alışamamıştım bu yüzden kalbim ritmini bozup yerinden çıkmak ister gibi atarken herşey normalmiş gibi davranmaya başladım.

"Hiç tedavi olmayı düşündün mü?" Meşgul bakışları donmuş elindeki kumandayla televizyonu kapatmıştı.

Yerinde diklesirken bende ciddi bir konuşma olacağını anladığım için kucağından kalkıp yanına oturdum.

"Nereden çıktı bu soru?" Bu konuda çok sertti. Asla bırakmak istemiyordu ve ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım.

"Merak ediyorum. Aklımı çok kurcalıyor. Artık ben varım ve-" kaşları dahada çatılmış sert sesiyle beni bölmüştü.

"Seçim yapmamı mı bekliyorsun benden? Benden seçim yapmamı isteme jimin. Cevabını bildiğin seçenekleri önüme sürme." Bu sefer kaşları çatılan bendim.

Bir hapa bağlı olduğu kadar bana bağlı olmadığını uyuşturucudan değerli olmadığımı ima ediyordu.

Sanki yanlış birşey söyleyen benmişim gibi hiddetle ayağı kalkıp arka küçük bahçe kapısına doğru yürüdü. Hâlâ şaşkınlık ve hafif kızgınlıkla yerimde dururken daha fazla burada durmak istemedigim için çıkış kapısına yürüdüm.

Benimle kavga ettikten sonra bile yüzüme bakmak konuşup çözmek yerine gidip uyuşturucu içiyordu. Hep böyle mi olacaktı yani? Buna katlanabilir miydim?

Bu gece burada kalmayı planladığım için getirdigim girişteki ufak çantamı kapıp ceketimle birlikte dışarı çıktım.

~

Jungkook ile kavgadan sonra 1 gün geçmişti fakat aramızı düzeltmek adına ikimizde birşey yapmamıştık.

Hakli olduğumdan emin olduğum halde şimdilik uzatmamak ve fazlaca özlemimden dolayı elimdeki pastayla evine doğru gidiyordum.

Hafta sonu olduğu için iş gibi bir sıkıntımda yoktu ve güzelce vakit geçirmek istiyordum.

Anahtarlarla kapıyı açıp sessiz eve girerken uyuyor olma ihtimali aklıma geldi. Düzensiz uykusu yüzünden saat henüz akşam 7 olduğu halde uyuyor olabilirdi.

Sessizce yatak odasına giderken elimdeki pastayı girişteki masanın yanına bıraktım. Yatak odasına yaklaşırken sık nefes ve acı dolu inlemeler kulağıma dolmuştu.

Kapıyı usulca açıp giysi dolabının önünde diz çökmüş basını dizlerine yaslamış saçlarını yolan ve sık nefesler alan jungkooku gördüm.

Bu belirtirler fazlaca tanıdıktı.

Ellerin dahada titremesi, bilinç kaybı, sık nefesler, agresif ve saldırıcı tavırlar. Uyuşturucu krizi geçiriyordu hemde bu seferki çok ağır görünüyordu.

Açılan kapının sesini duyan jungkook kafasını hemen kaldırıp bana baktı. Gözlerinde hem hayal kırıklığı hemde beni görmüş olmanın sevinci vardı.

"S-sen. Git buradan! Dün geceki gibi çekip git!" Sinirli tavırlarının sebebi bedenin uyuşturucu isteyen sinyalleriydi.

Korksam bile hafifçe yaklaşmaya çalıştım ama gür sesi beni durdurdu.

"Yaklaşma bana! Git diyorum sana! İstemiyorum seni."

Kırılmışlık ve geçdikçe artan korkumla hala destek olmak adına çözüm düşünüyordum. Tepkileri delirmiş gibiydi. Karşısındakinin aşık olduğu ben olduğumu unutmuş tamamen uyuşturucu isteğine odaklanmıştı.

Fakat bir kere krizinde yardımcı olmuştum yine yapabilirdim. Bu defa beni fark etmeden dibine kadar girip kollarımı beline saracakken birden iri elleri ve kontrol edemediği gücüyle beni hızla itip duvara doğru adeta fırlatmıştı.

Belime çarpan askılık ve sırtımdaki acıyla ağzımdan acı dolu bir inleme çıktı fakat kendinden geçmiş jungkook şuan beni umursamıyordu.

Dahada kötü olmadan yardım etmeliydim.

"Jungkook benim sevgilin. Ben jiminim aşkım." Yumuşak sesimle konuşmuş beni ittiği için dizlerim üstündeyken huyuna gitmeye çalışıyordum.

Fakat jungkook hiç beklemediğim bir şey yapıp eline aldığı ilk tahta sandalyeyi bedenime fırlatırken dizlerim üstünde kendimi koruyamamıştım.

🌼

K
A
O
S

Continue Reading

You'll Also Like

147K 15.6K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
438K 35.8K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
385K 35.5K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
53.4K 4K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...