Impossible Omega × TaeKook✔

By ColorGirl_0

316K 24.2K 3.7K

Kim Taehyung ulaşılması zor bir omegaydı, korkuları vardı. Jeongguk ise asla vazgeçmeyen, eğlencesine düşkün... More

Prolog
〖01〗
〖02〗
〖03〗
〖04〗
〖05〗
〖06〗
〖07〗
〖08〗
〖09〗
'〖10〗'
〖11〗
〖12〗
〖13〗
〖Instagram〗
〖14〗
〖15〗
〖16〗
〖17〗
'〖18〗'
〖19〗
〖20〗
〖21〗
〖22〗
〖23〗
'〖24〗'
〖25〗
〖26〗
〖27〗
〖28〗
'〖29〗'
'〖30〗'
〖31〗
〖32〗
〖33〗
〖34〗
〖35〗
'〖36〗'
'〖37〗'
'〖38〗'
〖39〗
'〖40〗'
〖41〗
'〖42〗'
〖44〗
〖45〗
〖46〗
〖47〗

〖43〗

4.5K 326 65
By ColorGirl_0

Uyarı: Cinsel İçerik!

_

|Jeon Jeongguk|

Deri çantamdan çıkardığım anahtarlığım ile başımı eğerek doğru olanı bulmuş, beraber mor renge boyadığımız kapı deliğine soktuktan sonra açıp içeri girmiştim. Burnuma hemen tekrar evimiz için birlikte seçtiğimiz oda parfümünün kokusu dolduğunda gülümsemiş, sessiz evde bakışlarımı gezdirmişti.

Hiçbir ses gelmiyorken Taehyung'un evde olup olmadığını düşünmüş, daha sonra bana herhangi bir haber vermediği için yavaşça salona yürümüştüm. O sırada koltukta uyuyan beden görüş alanıma girdiğinde üzerinde dizlerinin üzerinde olan siyah bir şort, gri tişört ve kıvırcık saçlarını arkaya atıp önüne gelmesini engellemek için kullandığı kırmızı bandanayla görmüştüm.

Çantamı koltuğun kenarına bırakıp yanına yaklaştığımda yerde olan toz alma püskülü ile gülümsemiş daha dördüncü günden onun bu temizlik aşkına hayran kalmıştım. Yanına çöküp elimi yüzüne koyduğumda usulca sevmiş sonra dudaklarımı bastırmıştım güzel yanağına.

Dudaklarımı fazla uzaklaştırmadan derin bir nefes aldığımda her bir organımın Taehyung'un kokusuyla titrediğini fark ettim. Öyle bir şeydi ki onun kokusu, uyuştuğumu hissediyorum, elim ayağım titriyor, etkisiz hale geliyordu onun yanında hiç bir işe yaramıyordı sanki. Tek hissedebildiğim kalbimdeki o asla geçmeyeceğini düşündüğüm güzel sancıydı.

Ardından bir öpücük daha kondurduğumda gözlerini yavaşça aralamış, bana çevirmişti uykulu gözlerini. Elini yanağına yasladığında diğer eli gömleğimin yakasını bulmuştu. "Balayı için izin alabildin mi?" Bakışlarım hala yüzünde dolaşırken burnumu sürtmüş ve kafa sallamıştım. "Jeongguk~! Çizim yaparken ne gördüm biliyor musun? Bir böcek! İnanabiliyor musun?! Onu bahçeye bıraktım ve temizlik yaptım hemen."

"Oh? Bir böcek mi? Nasıl bir böcekti?" Hemen eşime ayak uydururken tıpkı onun gibi gözlerimi irice açmış ve şaşırmış gibi yapmıştım. Ciddi olmadığımı, hatta gülmemek için kendimi tuttuğumu Taehyung henüz fark edemezken tekrar konuştu aynı şaşkınlık ve telaşla.

"Tam sayamadım ama sekiz tane bacağı vardı! Yuvarlıktı, üzerinde de tüy- Arh Jeongguk! Daha fazla anlatamayacağım!" Yüzünü buruşturup elleriyle gözlerini kapattığında başını hemen iki yana salladı.

Gülerken ayağa kalkmış ve eşimin uzandığı koltuğun arkasına geçtim. "Yemek yedikten sonra valizlerimizi hazırlayalım. Bu akşam da yola çıkalım, olur mu?"

"Evet evet, olur. O zaman ben.." Hızla koltukta doğrulduğunda bakışlarını mutfağa çevirdi. "Yiyecek bir şeyler hazırlayayım." Ardından koltuktan kalkıp koşarak gitmiş ve gözden kaybolmuştu. Bu tavırlarına gülerken üstümü değiştirmek için odamıza ilerlemeye başladım.

***

Burada kalacağımız bir hafta boyunca aldığımız eşyaları ve valzileri kulübenin önüne bıraktığımda arabadan hemen iner inmez göl kıyısına giden eşime bakıp yanına ilerlemeye başladım.

Dolunay karşımızda deli gibi parlarcasına dururken yansıması göle vuruyor, sanki eşim bundan daha da etkileniyormuş gibi dudaklarını aralıyor ve kocaman gözlerle bakıyordu. İskeleye yaklaştığımda yüzüne yansıyan ay, ona daha bir farklı hava katarken adımlarımı yavaşlatıp yanında durdum.

"Jeongguk," Güzel ses tonundan ismimi duyduğumda başımı ona çevirip titrek bir nefes bıraktım. Aya bakan hayran gözleri, ıslak, parlayan dudakları o kadar güzeldi ki, inanılmazdı Kim Taehyung, aklım başımdan gidiyordu onunlayken.

"Evet?"

"Dönüşelim mi?"

Kaşlam şaşkınlıkla kalkarken vücudumu ona döndürdüm ve yüzünde gülümseme ile dudaklarım aralandı. Elbette eşimi bir gün kurt formunda görecektim, fakat bunu şimdi bir anda istemesi ile şaşırmama engel olamamıştım. Üzerimde ise o beklenmedik bir şekilde kurt formunda göreceğimin heyecanını taşırken üzerinde kazağı saniyler sonra çıkarmıştı.

Ay ışığı bu sefer esmer, zerif vücuduna vururken yutkunmuş ve onun ellerinin kumaş pantolonunun düğmesini gitmesini izlemiştim. Bakışlarım ise onun gülme sesiyle, irice açılmış ona çevrilmişti.

"Neden soyunmuyorsun Jeongguk? Kıyafetlerin üzerindeyken mi dönüşeceksin?" Kafamı iki yana sallayıp ellerim tişörtümün eteklerini bulduğunda çıkarmış kulaklarım ise dolunayla birlikte daha da hassaslaşırken, sadece kulaklarım değil, bütün duyularım tamamen açılmışken onun pantolonunun yere düşme sesini duymuş titrek bir nefes vermiştim tekrar.

Elim kemerimi bulduğunda tam olarak titreyen ellerimle kavrayamadan benim yerime eşim kavramış ve beni kendisine döndürmüştü. Kafam eğikken onun çıplak bedeniyle karşılaşır karşılaşmaz alt dudağımı gergice ısırıp başımı kaldırıp ona bakmıştım. O ise muzip ifadesi ile yüzümü inceliyordu.

"Ne o Jeongguk? Eşinden mi utanıyorsun?"

Alt dudağımı emip sesli bir şekilde bırakmış ve kafamı iki yana sallamıştım. "Hiçte bile."

Kemerimi çözmüş, kendi kıyafet yığının üstüne atarken düğmemi çözmüş hemen ardından da fermuarımı indirdiğinde çamaşarımla birlikte sıyırmış, bunu yaparken dudaklarıma doğru biraz eğildiğinde yüz ifademi bozmamaya çalışarak göz ucuyla bakmıştım sadece.

"Utanmadığına emin misin?"

"Sus bence." Homurdanıp geriye kalan kıyafetlerimi bacaklarımdan sıyırdığımda iskedeleden karaya doğru birkaç adım atıp dönüşmüş, bu dolunayla birlikte daha bir farklı hissettirirken uzun bir aradan sonra kurdumun formuna dönüşmesiyle ne kadar keyifli olduğunu bana hissettirirken koyu kahverengi olan tüylerimi silkelemiş ön ayaklarımı birkaç kez kaldırıp indirip bulunduğum yeri tanımaya çalışmıştım.

Ardından arkamda kalan dolunay ve eşime döndüğümde onun henüz dönüşmediğini ve hayranca bana baktığını fark etmiştim. Sadece iki adımla ona yaklaştığımda başım eğilmiş ve burnumu eşimin çıplak göğsüne sürttükten sonra yavaşça boynuna çıkardım.

Mühürlenmek için kesinlikle sabırsızlanıyordum.

"Benim eşim mükemmel." Elini başımda hissettiğimde içimdeki huzur, dinginlik bir yana hissettiğim coşku ve heyecanla biraz salgıladığı feromonu biraz daha soludum. Onun eli ise başımdan boynuma inmiş, koyu kahve kürkümü, okşarken burumun üstüne bir bir öpücük kondurdu.

"Alfam, omegasının da dönüşmesini istiyor mu?" Cilveli ses tonunu duyduğumda hırlamış ve burnumla ittirmiştim onu nazikçe. Bu, evet demekti. Biran önce dönüşmesini ve kurtlarımızın birbirleriyle kendi boyutlarında iletişim kurmasını istiyordum.

"Oh, pekala." Kıkır kıkır gülerek geriye gitmiş saniyler sonrasında benim bakışlarım altında çıplak bedeni yerine koyu gri kürke sahip ideal omega kurtlarının boyutundan bir tık daha heybetli kurdu görüş alanıma girdiğinde nefesimi kesildiğini hissettim. Morun en açık tonuna sahip olan kurdu benimkiyle göz göze geldiğinde burnumdan sesli bir nefes verip ona yaklaştım. Başını hafif eğdiğinde kurdunun çıkardığı sessiz hırlamalara karşı kurdum tamamen iç güdüsel olarak dik durmuş karşımda öylece duruyorken seslice hırlamış, onun bana birkaç adım atıp burnunu boynuma sürtmesi ile çenemi onun başının üzerine koyup biraz daha yaklaştırmıştım bedenlerimizi.

Ardından bir süre öyle kaldıktan sonra iskeleden uzaklaşıp ormana ilerlemeye başlamıştık. Feromonlarımız ormana yayılırken bir süre birlikte gezdik.

***


Eve doğru koşan bedenleri tekrar insan formuna dönüştüğünde Taehyung kahkaha atarak eşinin arkasına sarılmış ve Jeongguk onun kahkahalarına eşlik ederek kapıyı açıp içeriye girmelerini sağlarken Jeongguk ona dönüp çıplak eşinin beline elini koymuştu.

"Onu nasıl korkuttuğumu gördün değil mi?"

"Sana havlayan ve sadece birkaç santim olan fino köpeğini korkuttuğundan mı bahsediyorsun?" Taehyung gülerek eşinin yüz ifadesini izlediğinde Jeongguk kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü.

"Haklısın, köpecik çok korktu. Ama ilk o başlattı. Bana havladı." Dip dibe olmalarından dolayı bazı adımları sarsaklaşırken sonunda odalarına varmışlar ve kapıyı kapatma gereği duymadan yataklarına devrilmişlerdi. Taehyung karşılaştığı yumuşaklık ile biraz yayıldı.

"Hmm, gerçekten çok yumuşak bir yatak. Bayıldım." Gözlerini kapatarak mırıldandığında Jeongguk doğrulup üzerine çıktı. "Sağlam olup olmadığına da bakmak ister misin?"

Taehyung üzerindeki hareketlilik ile gözlerini açtığında cilveli bir şekilde elini omzuna atmış ve onu kendisine çekmişti. Dudakları birleşmeden önce ise diliyle yavaşça ıslatmış burnunu Jeongguk'un burnuna dokundurup çekmişti. "Neden olmasın.."

Dudakları hemen sonrasında ikisininde derin bir nefes almasıya birleştirken Jeongguk biranda ittirilip sırtının yatakla buluşmasıyla burnundan titrek bir nefes vermiş, eşi yanaklarını kavrarken kasıklarını birleştirip sürtünmüştü yavaşça ve yukarı doğru.

Jeongguk dirseklerini kırıp elini eşinin beline attığında aynı zamanda kalçasını kaldırıp daha fazla temas etmelerini sağlarken dudakları yavaş, ancak arzulu bir şekilde birbirlerine tamamlanıyorken Jeongguk elini yavaşça kalçasına indirmişti eşinin.

Kalça yanaklarını kavradıktan hemen sonra attığı sert sayılabilecek tokakt; kendisinin dudaklarından inleyerek ayrılmasını zevkle izleyip avuç içleriyle okşamıştı. "Sevdin mi?"

"Hmm.. evet." Belini kırıp öne doğru uzanıp geri kalçasının Jeongguk'un uylukları ile temas etmesini sağlamış ve başını geriye atmıştı. Jeongguk yüzüne yayılan gülümseme ile sıkıca belini kavramış ve Taehyung'un az önce yaptığını kendisi tekrar yapmıştı.

Belinden sıkıca tutup öne doğru çekmiş sonrasında geri ittirerek kalça yanaklarının uyluklarına çarpmasını sağlamıştı.

Fakat bu sefer daha sert.

"Ahh.." Aralık dudaklarından çıkan sessiz inleme ile Jeongguk tekrar yerlerini değiştirmiş, eşinin az önce kendisinden geçmiş gibi inlemesiyle kendisini kaybetmenin eşiğine geldiğinde ister istemez sert davranmış ve eşini omuzlarından ve bacaklarından baskı uygulayarak onun yumuşak yatağa iyice gömülmesini sağlamıştı.

Kasıklarını tekrar ona bastırdığında elini, eşinin kahvenin açık tonları olan saçlarına atıp geriye atarak yüzüne bakmıştı. "Daha fazlasını istiyor musun, hm?" Taehyung yutkunarak kafasını salladığında Jeongguk gülümsemiş, ilk önce dudaklarına, göğsüne, karnına, kasıklarına ve oradnda bacaklarının arasına girdiğinde Taehyung dizlerini kırıp ona biraz alan tanımak için iyice aralamıştı bacaklarını.

Jeongguk burnunu sürterek eşinin yumuşak uyluklarını öpmüş ve dudaklarını aralayarak dilini sürtmüştü. Taehyung, Jeongguk'un bunu tekrar yapmaya başladığını fark ettiğinde, bunu yapmasını ne kadar çok sevdiğini anlamıştı, ki sadece ilk yaptığında bile yüzünde ki ifade buna bayıldığını gösteriyordu.

İlk önce diliyle ıslatmış, bu sırada ara ara öpücüklerini kondurmuş sonra dişlerini geçirip izler bırakmıştı. Bunu yapmaya bayılmıştı ki şüphesiz her seviştiklerine Jeongguk bunu yapacaktı. Belki sevişmediği zamanlarda da yapabilirdi. Taehyung artık onun eşiydi ve az sonra da mühürlü eşi olacaktı, bu nedenle birbirlerinin de izniyle bunu ona yapabilir o da aynısını kendisine yapabilirdi.

"Buna bayılıyorum."

Bacak içine doğru burnunu sürterek ilerlediğinde kafasını biraz daha eğdiğinde sızdıran deliğe bakmış ve az önceki hareketinin eşinin de fazlasıyla hoşuna gittiğini anlamıştı. "Tadına bakmama izin verir misin?" Birbirleriyle çok kez sevişmemiştiler, sevgili oldukları süre boyunca da cisellikten uzak durmuşlardı. Şimdi bunu soruyordu çünkü hoşuna gidip gitmeyeceğini bilemiyordu.

Taehyung cevap vermeden elini alfasının saçlarına atmış, onu deliğine yaklaştırdığında bunu ne denli istediğini göstermeye çalışmış, Jeongguk, titreyen göz kapakları ve hızlı atan kalbi ile bakışlarını önündeki fazlasıyla ıslak duran deliğe çevirmişti.

Dudaklarını yavaşça bastırdığında kasılmasını çok net hissetmiş, dilini çıkartmıştı yavaşça. Kaygan dili yukarı aşağı hareket etmiş ve deliğini ıslatmaktan çok tadına bakmaya odaklanmışken ellerini uyluklarını yerleştirip daha da aralamasını sağlamıştı bacaklarını.

Taehyung ise kendisini yarı baygın hissediyordu. Hissettiği ıslak dil, yumuşak hareketlerle deliğinde gezinirken karnı karıncalanıyor ve kesinlikle sızdırıyordu. Arada yaşadığı zevkin ihtirasına kapılıyor ve saçlarını okşadığı alfasının, siyah, yumuşak saçlarını sertçe kavrayıp çekiştiriyor ve kendisine bastırıyordu.

Ensesinden sırtına doğru inen ter damlalarını hissediyor, kabarmış perçemleri alnına yapışmış, gözleri oldukça nadir aralanıyor fakat hemen geri kapanıyordu. Dudakları ise sürekli aralık, alfasının ismini fısıldıyor, inliyordu.

Jeongguk son kez derince iç çekmiş, ve dudakları sürekli tatlı şapırtılılar eşliğinde emdiği delikten uzaklaşmış ve eşinin yüzüyle aynı hizaya gelmişti. Alnına yapımış olan saçlarını geriye attığında uzun uzun öpmüş ardından eşininde sızlanmaya başlamısıyla kendisini hizalamıştı.

Yavaşça, yanağında oluşan kızarıklar ile içinde ilerlemeye devam ederken eşi de tıpkı onun gibi asla göz temaslarını bozmuyor, arada Jeongguk, canının acıdığını kırışan burnundan görüyorken yavaşlıyor, sonra tekrar hareket etmeye başlıyordu.

İçine tamamen yerleştiğinde Taehyung titreyen ellerini alfasının omuzlarına koymuş ve içinde hareketlenmeye başlamasıyla alt dudağını ısırarak başını geriye atmıştı. Jeongguk kolunu omegasının başının iki yanına sabitlediğinde hareketlerini hızlandırmış, ve hemen sonrasında Taehyung'un bacaklarını beline dolandığını hissetmişti.

Açık pencerelerinden içeri giren ay ışığını net olarak omegasının yüzüne yansıdığını gördüğünde artık zamanın geldiğini farketmiş ve hareketlerini yarıda kesip daha sağlam bir duruş aldığında dizlerinin üzerinde, sağ eli omegasının yanağını kavramışken diğer eli de penisini kavramıştı. Bir süre içindeyken art arda yutkunduğunu görmüş ve hemen sonrada gözlerindeki hafif endişe ile Taehyung'un başını biraz yana çevirdiğini izlemiş, yaklaşıp çenesine uzun bir öpücük kondurup burnunu sürtmüştü. "Jeongguk?"

"Evet?"

"Seni seviyorum." Yüzünde oluşan gülümseme ile burnunu tekrar sürtmüş ve ona aynı şekilde karşılık vermişti. "Bende seni seviyorum Taehyung."

Aynı anda hem elini hemde içindeki hareketlerine devam etmeye başladığında Taehyung boynunu biraz daha açıkta bırakmış, Jeongguk eşinin yaydığı feromonları ile dudaklarından kaçan hırlama sonrasında burnunu boynuna sürtmüş, yavaşça sivirleşmeye başlayan dişlerini açıkta bırakarak dişlerini boynuna geçirmişti.

Taehyung'un dudakları açık camdan bütün ormanı inletecek şekilde çığlık atması ile aralanırken bedeni öne doğru savruluyor yüksek sesli sızlanmaları sonrasında rahatlamaya başlamış, Jeongguk dişlerini birkaç dakika sonra ondan uzaklaştırdığında diliyle kendi mührünün üzerine yalamış, ve kendisini büyük bir inlemeyle artık mühürlü eşinin içine bırakmıştı.

Hareketleri yavaşlarken içinden çıkmış, eli bulunduğu yeri birkaç kez okşadıktan sonra omegasının üzerine yığılmıştı. Taehyung omzuna düşen alfasının başını kollarıyla sarmış ve alnına uzun bir öpücük kondurduktan sonra temizlenme, ya da üzerlerini örtme gibi zahmette ikisi de bulunmayarak çıplak bedenleri birbirine dolanmış bir şekilde, camlarından sızan ay ışığı altında uyuya kalmışlardı.

_

Sebebini bu bölümde yazamadım ki Taehyung'un dolunaya ve ışığına pek bi ilgisi var. Hayran gibi.

Ben pek emin olamıyorum ama umarım beğenmişsinizdir👉👈

Kendinize iyi bakın❤

Continue Reading

You'll Also Like

6.9K 768 6
Jeon Jungkook, eşi yüzünden tükenmişti. Kim Taehyung, eşini tüketmişti. 160624 [#sad 1]
27K 2.1K 37
Jungkook, kralın elit casuslarından biriydi ve yetenekli bir suikastçıydı. Görevi ise Gece Sarayı'nın Yüce Lordu Taehyung'un güvenini kazanıp Gece Sa...
29.6K 3.2K 5
Kim Taehyung, hayatını erkek hemşirelik yaptığı hastane ve dizileri arasında bölüştürmüştü. Uzun boylu, süper yakışıklı, kaslı partnerler tercihiydi...
28.8K 1.8K 17
Taehyung: Jungkook ben hamileyim Jungkook: Aa öyle mi ne kadar güzel Taehyung: Jungkook aptal mısın sevgilim? Hamileyim diyorum? Jungkook: Yoo neden...