Aşk İşi *Tamamlandı*

By mattmatt110481

1.6M 68.5K 1K

Romantik bir şehir hikayesi... Bazen hayat küçük tesadüflerden ibarettir... Aşkta öyle... Çok istesen , ha... More

Sude
Koray
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
49. Bölüm Yeni

50. Bölüm Final

18.8K 634 46
By mattmatt110481

Günler haftalar birbirini kovalamıştı. Zaman bu sefer keyifli ve uzun zamandır olmadığı kadar huzurlu geçiyordu. Sude ve Koray üç gün hastanede kaldıktan sonra düğünlerini erteleme kararı almışlardı.  Hastane günleri boyunca yanından bir dakika ayrılmayan Koray Sude'nin saçma bir  oyun içinde yaşadığı tüm anlamsız düğün işlerinden aslında ne kadar uzak olduğunun farkındaydı. Sude'nin mutlu olmasını hayalindeki gibi bir gelin olmasını sağlayacaktı.  Hastanede ziyaretlerine gelen onları yalnız bırakmayan herkes düğünün iptaline üzülse de çiftin arasındaki uyumun, aşkın gözle görülür şekilde yoğunlaştığının farkındalardı. Bu yüzden iptal hiçte sorun değildi. 

Eve geçtiklerinde de durum hastanedekinden pek farklı sayılmazdı. Ev Sude'nin ihtiyaçlarına göre daha da hazırlanmış eşyaları üst katta Koray'ın odasına taşınmış eve bir yardımcı daha gelmişti. Nuran Hanım artık sadece Sude ile ilgileniyordu. 

Sude her ne kadar nazlanmak kendisini daha da hasta gibi hissetmek istemese de her seferinde bu durumun bebeği için olduğunu kendisine hatırlatıp sabrediyordu. 

Eve geçtiklerinin ikinci günü Koray tüm işlerini evden idare edebilmek için çalışma odasını ihtiyacı olabilecek eşyaları ile yeniden hazırlatmıştı. Bunca olaydan sonra Sude'yi gözünün önünden ayırmaya niyeti yoktu. 

Her fırsatta kendini Sude'nin yanında buluyordu, artık çekinmeden ona sarılıyor bebeği ile konuşuyordu. Yine Sude'nin bahçeli odada dinlendiği hatta uyukladığı bir anda usulca çöktü yanı başına... Bir mucizeydi ikisinden bir parça bir melekti kızı... Sude'nin üstüne giyindiği ince bluzun altından görünen küçük karnını varla yok arası bir dokunuşla okşadı sevgi ile...

-Bebeğim, nazlı kızım... 

Koray fısıldamaya başladığında uyanmıştı aslında Sude, kalbi aşkla çarpıyordu böyle güzel ilgilendikçe kendisi ile...  Yine de belli etmemeye baba kız arasına girmemeye çalıştı...Koray fısıldamaya devam ettikçe de usulca devam etti dinlemeye... 

-Seni ne kadar sevdiğimi bugün söylemiş miydim prensesim... Benim küçük mucizem, kıymetlim anneni çok yorma olur mu? Ben istemeden üzdüm onu sen üzme kıyamıyorum. İkinizi de pamuklara sarmak istiyorum, o kadar yaralandı ki annen sana söz veriyorum bir ömür ufacık bir çiziğe izin vermeyeceğim... 

Fısıltıları, var ile yok arası teması devam ettikçe Sude'nin sevgisi de kalbinden taşıyordu. Yaşadıkları tüm kötü günlere inat o da inanıyordu artık güzel günleri yaşayacaklarını... Dayanamadı daha fazla yavaşça açtı gözlerini, henüz kendisini fark etmeyen Koray yerde karnının karşısında oturmuş bir tabloyu seyreder gibi karnındaki ufak çıkıntıyı izliyordu. 

-Biliyorum sevgilim...

-Canım uyandırdım mı? Koray kendisine masmavi denizler gibi pırıl pırıl bakan bir çift göze hayran gülümsüyordu. 

-Aslında uyanıktım hafif şekerleme diyelim...

-Yine halsiz misin? 

-Yok hareketsiz kalmak yoruyor beni  yoksa iyiyim... Çok iyiyim... 

Gülümsediler sevgiyle... Hemen uzandı dudaklarına Koray sonra hafifçe sokuldu yanı başına, Sude'nin sırtı Koray'ın göğsündeyken hafif hafif dokunuşlarla okşuyordu Koray bebeğini... Dakikalarca sadece o şekilde kaldılar, zaten huzur buydu... 

Hastane günlerinin üzerinden bir ay geçtikten sonra yine bir doktor muayenesinden çıkmışlardı. Tüm bu süreç boyunca Koray bir gün bile kendisini yalnız bırakmamıştı. Doktorlar riskli süreci atlattıklarını artık normal hayatına yine kendisine dikkat ederek dönebileceğini söylediklerinde buna ikisi de çok sevinmişlerdi. Birlikte hiç olmadığı kadar çok vakit geçirmiş hatta kısa ilişkilerinde tanıma fırsatı bulamadıkları bir çok yönlerini keşfetmişlerdi ve bu ikisine de çok iyi gelmişti ama tehlikenin olmaması her şeyin yoluna girmesi çok daha kıymetli idi. 

Eve dönerken yolda uğradıkları restoranda ikisi de huzurluydu.

-O kadar rahatladım ki... Ona bir şey olmasından ölesiye korkmuştum Koray...

-Biliyorum hayatım, güçlü olmaya çalıştığının en başından beri farkındayım ama artık hepsi geçti. Artık sizin mutluluğunuz için yaşayacağım ben.. 

-Bazen hala bir rüyaymış gibi geliyor, belki de diyorum belki hala komada uyku halindeyim hepsi bana bilinçaltımın bir oyunu ama sonra senin dokunuşların bakışların o kadar sahici geliyor ki tamam diyorum hepsi gerçek bir rüya değil yaşadıklarım. 

Gözlerini kırpmadan dinliyordu Koray Sude'yi hiç düşünmeden uzandı masadaki ellerine gerçek olduğunu tekrar ve tekrar hissettirmek ister gibi öptü ellerinden. 

-Biz rüya olamayacak kadar gerçeğiz bir tanem...

Gülümsediler... 

                                                                             ***

Yine günler birbirini kovalarken Koray artık yavaş yavaş holdinge uğramaya başlamıştı. Bu teklifte zaten Sude'den gelmişti, gün içinde sürekli reddettiği görüşmeleri ya da ertelediği işleri duydukça Koray'ı ikna etmek ona kalmıştı. Önce bir iki saat kadar uğradığı işler, ihmal ettiği süreçte yoğunlaşınca bir iki hafta sonra neredeyse tüm güne uzamıştı. Bu günlerde evde sürekli birileri olmasına rağmen Sude ne yazık ki çok belli etmese de sıkılıyordu. Normalleşmek istiyordu ve tek eğlencesi  yavaş yavaş arkadaşlarının ve ailesinin kızına hediyeler hazırlıyor evlerini minik minik sevimli eşyalar ile donatıyorlar olmalarıydı. Sude de yine böyle bir günde hediyelerle rengarenk olan evlerinde son dokunuş olarak kızlarının odasını dekore etmeye karar verdi. Bunu Koray'a da sürpriz olarak yapacaktı. Tüm gün Koray'ın çalışma odasında araştırma yapmıştı, kendileri ile aynı katta olan boş iki odadan en çok ışık olan odaya karar vermişti.  

Bu güne kadar onlarca ev, ofis dekore etmiş güzel projelerle ilgilenmişti ama kızının odasını hazırlamak bambaşka idi. Ne kadar yorulsa da yüzündeki gülümseme ile tüm gün çalışmıştı. Ölçüler ve projelendirme bittiğinde görsellerde hazır olmuştu ve Sude ekrana mutlulukla bakıyordu. 

Evde ona seslenen nişanlısının sesini duyduğunda daha da heyecanlandı. Daha önce bu hazırlıkları hiç konuşmamışlardı. Sevineceğini biliyordu ama onun de beğenmesini çok istiyordu. Eski anılarına küçük bir gönderme olması için hazırladığı üç taslağı çalışma odasına yerleştirdi ve kendisine hala seslenen ve onu arayan sevgilisine seslendi. 

-Çalışma odasındayım hayatım! 

Kapıya yaklaşan ayak sesleri ile olduğu yerde iyice keyiflendi Sude, çok seviyor ve seviliyordu. 

-Bir tanem? 

Karşısında pırıl pırıl gözlerle bakan kadını görünce tüm gün özlemiyle tutuştuğu boynuna hemen sokuldu Koray, derin derin nefesler alırken de çekinmeden bıkmadan sevgisini mırıldanıyordu. 

-Nasılsın canım? Günün nasıldı? Henüz imzaya dökülmemişti ama halleri tam yeni evli bir çift gibiydi. 

-Günüm şimdi güzelleşti...

Hala kollarında hala sarmalanmış halde kıkırdıyordu Sude... 

-O zaman bakalım sürprizimi beğenecek misin? 

Odaya girdiğinden beri tek odağı Sude olan Koray tabi ki taslakları fark etmemişti ama şimdi merakla baktığında aynı evinin projesini istediği gün gibi dizilmiş taslakları görünce yüzünde çarpık çapkın bir gülümseme belirdi. 

Sonrası yine  o gün gibi benzerdi, Sude anlattı heyecanla Koray dinledi, hangi şekilde istese zaten severdi ama o günden farklı tek şey seçtikleri taslaktan sonra bu sefer aşkla uzun uzun öptüğü Sude'yi asla o odada yalnız bırakmayacağı idi.  

                                                                               ***

Zeynep telaşlı telaşlı evde koştururken Sude artık kendini iyice belli eden karnı ile koltukta yayılmış genç kadını izliyordu. Onun neşeli ve yerinde duramayan halini izlemek bile şimdiden yormuştu kendisini. Mis gibi bahar havası açık pencerelerden evin içine dolarken kesinlikle çok mutluydu Sude... 

Geçen hafta Zeynep'in bir bebek beklediği haberi tüm aileyi sevince boğmuştu. Keyifsiz geçen onca zamandan sonra bu haber hepsine çok iyi gelmişti ve büyük bir kutlamayı hak ediyordu. Bu akşam toplanacakları yemekte herkes bir araya gelecekti ve Sude bu durum için ayrıca keyifliydi. 

Sinem Buğra ile ilişkisini daha da ilerlettikten sonra ofisteki işinden ayrılmak istemiş bu karar başta Sude olmak üzere herkesin buruk bir sevinç yaşamasına sebep olmuştu. Bodrum da yaşamaya karar veren arkadaşının aşkına ve cesaretine hayrandı Sude... Hayatını tamamen değiştiriyordu ve bu çok anlamlıydı...  Tam bu noktada ise Koray devreye girmiş Zeynep ve Sinem ile ortak bir mimarlık ofisini Bodrum'a açmıştı. Sude'nin gözlerindeki gurur ve mutluluk onun için paha biçilemezdi... Şimdilerde Sinem yoğun bir programla oradaki işlerin başındaydı.  Arkadaşının bu aşık halini gördükçe yüzündeki gülümsemeye engel olamayan Sude bazen sırf bu iki güzel arkadaşının mutluluğunun bile yaşadığı bazı acılara değdiğini düşünmeden edemiyordu.  Dün iki arkadaşının da İstanbul'a geldiğini öğrenince ayrıca mutlu olmuştu bugün görüşemeseler de bir kaç gün birlikte olmak onlara çok iyi gelecekti. 

Böyle mutlu mutlu düşünceler içindeyken yanında beliriveren Zeynep o güzel enerjisi ile konuşmaya başladı...

-Hadi Sude hala yayılıyorsun hazırlanmamız lazım... 

-Tamam Zeynepcim sorun yok ben hemen hazırlanırım zaten, inan böyle yayılmak beni de sıkıyor ama abini biliyorsun! 

-Ya kıyamam ama çok seviyor seni, ondan bu hali... 

Ellerini tutmuş sevgiyle bakıyordu karşısındaki genç kadına... İkiside hormonlardan muzdarip sulu gözlerle ama mutlu bakışlarla bakıyorlardı... 

Sonrasında saatlerce Sude'nin çokta anlamlandıramadığı bir ilgi ile hazırlanmışlardı. Aile içindeki bir kutlama yemeği için biraz abartmış bile olabilirlerdi ama takılmadı Sude. Müstakbel görümcesinin mutluluğuna gölge düşürmek istemezdi. Nihayet hazırlandıklarında Halit iki genç kadını gidecekleri yere götürmek için kapıda bekliyordu. 

Boğazın eşsiz manzarasında ilerlerken baharın bir mücevher ve bir tablo gibi süslediği erguvanların her yanı sarışı Sude'yi buruk bir şekilde neşelendirdi. Yanı başında keyifle konuşan Zeynep ya da gülen yüzüyle ona cevap veren Halit'ten ziyade aklı bu mevsimi en çok seven ve kendisine sevdiren anneannesine gitti. Tam ikisinin mevsimiydi bu zamanlar... 

Sonra yavaşlayan aracın nihayet ulaştığı mekana kaydı gözleri yanı başında kıpır kıpır olan Zeynep'e baktı bir an. Yüzünde yaramaz bir çocuğun masum bakışları artık sabırsızlaşmaya başlamayan hareketleri ile kendini belli ediyordu....Sude ise şaşkındı. 

-Zeynep? 

Aklındakiler tüm sorular isminin içinde gizli gibiydi... 

-Benden bu kadar gelincik, zaten zor dayandım... Kahkahalar içinde konuşuyordu genç kadın...  Hep böyle çok sevin bir birinizi, doya doya mutlu olun... Ve sonra Sude'nin cevabını beklemeden çıktı araçtan. Şaşkındı Sude bu sefer araçtaki Halit'e döndü meraklı gözlerle.. 

-Halit? Neler oluyor? 

Halit'te gülen gözlerle bakıyordu genç kadına, sert ve zor bir insan olan çok sevdiği patronunun kıymetlisi idi karşısındaki... Belki de en yakın şahitlerinden biriydi bu iki aşığın aşkının, o da mutluydu... 

-Şimdiden tebrik ediyorum Sude hanım mutluluklar... 

Ve O... Koray'ın eli hafifçe uzanınca aracın açık kapısından, titreyen ellerle uzandı genç kadın. Bu sefer zerre korkusu olmadan, sadece mutlulukla attı adımını araçtan... Gözleri buluştuğunda ise nihayet tam olarak anlamıştı bu güzel organizasyonun sebebini... 

-Yine bir oyun ha? Gözleri mutlulukla parlarken tutamadı kendini... 

-Hayır asla sevgilim oyun yok! Aşk var sadece ve sonsuz mutluluk... Sana en güzel masalları kıskandıracak, en mutlu rüyalardan güzel bir hayat vadediyorum. Sana ve kızımıza... Eğer kabul edersen bu dünyanın en nemrut, en sevimsiz adamı da olsam senin ve kızımızın bir küçük tebessümü için yaşamaya hazırım... Çok seviyorum çok aşığım sevgilim... Benimle evlenir misin? 

Her geçen gün daha nasıl mutlu olabilirim diye düşünen Sude düşünmeden boynuna atladı ve  sımsıkı sarıldı Koray'a. Sevdiği adamın güçlü kollarında olmazsa titreyen bacaklarının kendisini daha fazla taşıyamayacağını biliyordu. Sadece ikisinin duyabileceği kadar sessiz ama tüm dünyaya haykıracak kadar güçlü duygularla kabul etti defalarca... Aşk sarhoş etmiş bu dünyadan koparmışken ancak gelen alkış sesleri ile dönebildiler oldukları mekana. Hafifçe ayrılırken Koray'ın bedeninden yeni yeni fark ediyordu ortamı, arkasındaki tüm dostlarını ve ailesini. 

Ortam o kadar güzeldi ki ellerini bir an olsun bırakmayan Koray'a sözcükler olmadan aşkla baktı Sude... 

Babasının gülen gözlerle hemen karşısında, Bodrum'daki tüm dostlarının yanı başında biraz durgun ama çokça huzurlu olarak gördü... Sonra Koray'ın yaşlı ama mutlu gözlerle kendisini izleyen ailesini gördü. Yüzlerindeki tebessüm huzur veriyordu. Sinem ve Buğra ve en hızlı günlerinin, işini aşkla yaptığı günlerinin en yakın şahitleri tüm ekip arkadaşlarını gördü... İnanılmazdı... Herkes onlar için buradaydı ve leylaklar... Anneannesinin ve annesinin varlığını hissettiren leylaklar... Her yer onlarla doluydu, yemyeşil bahçe uçuşan beyaz tüller ve leylaklar... Öylesine güzel öylesine huzurluydu... Bahçe bir leylak bahçesi gibi olmuş koku her yere sinmişti... 

-Bu koku... Çok güzel ama senin kadar değil... Belki sana yakın belki senin gibi... Ama senin kadar asla değil sevgilim... 

-Sen... O kadar güzel seviyorsun ki... İyi ki diyorum iyi ki sevgilim... Seni çok seviyorum... 


Tesadüfen kesişen yolları herkesi gülümseten bir aşk hikayesine dönüştü... Mutlu insanların mutlu sonları da olmaz, onlar sonsuza kadar mutlu yaşarlar... Hayat bazen inişli çıkışlı olsa da günün sonunda hep o mutluluk kazanır... Tıpkı Sude ve Koray gibi... 






Continue Reading

You'll Also Like

11.6K 621 14
Okuyun öğrenirsiniz JSGDYSJWGSYSBSG
TEBESSÜM By NAZ'AR

Teen Fiction

10.1K 400 32
Hira; Gülerken kafamı arkaya doğru çevirdiğim de gördüğüm iki ela göze kilitlendim, beni fark etmeyecek o iki göze… Mert; içime sevinç bırakan gülme...
1.7M 87.8K 50
Şanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mir...
2.2K 157 17
-𝗗𝗶𝗹𝗮𝗻 𝗸ı𝘇 𝘀𝗲𝗻 𝗻𝗲 𝗱𝗲𝗿𝘀𝗶𝗻? 𝗕𝗶𝗿 𝗧ü𝗿𝗸 𝗮𝘀𝗸𝗲𝗿𝗶𝗻𝗲 𝗮şı𝗸 𝗼𝗹𝗺𝗮𝗸 𝗱𝗮 𝗻𝗲𝗿𝗱𝗲𝗻 çı𝗸𝘁ı 𝗸𝗲ç? 𝗨𝗺𝘂𝘁 𝗮𝗿𝗮𝗿𝗱ı...