Crime and Fantasy || Sekai

By xosidewalks

865 89 102

''Pardon! Ateşiniz var mı?'' diyen birisinin yakacağı şeyin eviniz olmadığını nereden bilebilirsiniz? Trafikt... More

0
1
3
4
5
6
7

2

122 15 16
By xosidewalks

Sabah kapının tekmelenmesiyle uyanıyorum adeta. Uyanıyorum ama birkaç saat önce yattığımdan hâlâ uyuyor gibiyim. Yürürken masaya çarpıyorum, kül tablası yere düşüyor. Bir an eğilip onu yerden almak isterken, kapı hâlâ ısrarlı bir şekilde çalmaya devam ediyor. O sıra mutfak kapısının önünde kırılmış bir şarap şişesi görüyorum.

"Biz dün gece şarap mı içtik?"

Bir sağa bir sola derken kapının önündeyim. Anahtarı tam iki tur sağa çeviriyorum, üst kilit zaten açık ve kapıyı açıyorum. O an arkamdan bir kedi geçtiğine yemin edebilirim.

Birisi tanıdık, diğerlerini pek tanıdığımı söyleyemeyeceğim insanlar kapının önünde duruyorlar.

"Kim Jongin. Sen misin?"

Açıkça söylemeliyim ki adımın bu tonda söylenmesi beni biraz korkutuyor. Çünkü bunu söyleyen bir polis. Çok düzgün olmayan bir ses tonuyla cevap veriyorum. "Evet, " diyorum.
Bu şekilde dört polis neden sabahın köründe beni bir yere davet etsin ki diye düşünürken, gözüm kapıcının nefret dolu bakışlarına takılıyor.

"Dün gece karşı komşunuz öldürülmüş! İfadeniz için emniyete kadar gelmeniz gerekiyor."

Emniyet müdürlüğüne götürülüyorum. İçeride iki tane sivil polis beni bekliyor. Cinayet masasından olduklarını anlıyorum elbette, az sonra etrafım polislerle birlikte sarılıyor. Bileklerime oturmuş kelepçeyle, mavi üzeri dar şerit beyazla boyanmış uzunca bir koridordan geçiyoruz. İki kat aşağı sorgu odası denen odaya varıyoruz. İçerisi tıpkı filmlerdeki gibi. Bir masa, bir sandalye ve tepemde durmadan sallanan bir lamba. Karşımda duran aynadaysa, sol kaşımın üstünde kan pırtıları ve kulağıma doğru yatay uzanan bir şişlik duruyor. Çok tuhaf. Ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Bu arada diğerine göre uzun olan polis arkama uzanıp kelepçeleri açıyor. Kan, kurumuş ellerime doluyor. Bu bana bir baraj kapağının yeni açılmış hissini veriyor.

"Neden buradayım?" diye sormak istiyorum. Ama anlamsızca susuyorum. Korku, tam olarak şu an beynimi ele geçirdi. Hareketlerimi kontrol bile edemiyorum. Adının Baekhyun olduğunu öğrendiğim polis "sakin ol!" diye bağırıyor. Saçmalıyorum ve bir suçlu gibi tedirgin davrandığımdan, bir an aklımdan "keşke kelepçeleri hiç açmasalardı" diye geçiriyorum..

"Jongin mi senin adın?" diyor uzun boylu olan polis.

"Hadi ama Chanyeol..Zaten ismini biliyordun. Biraz daha seri sorular sormalısın."

Adımdan eminler..Ama ben yine de hayır demek istiyorum. Çünkü bu isim dedeme ait. Bana ondan kalmış ama bana ait değil. İkinci el. Başka bir adım olmasını istemek için pek uygun bir zaman dilimi olmadığından çaresizce "evet, " diyorum.

"Sakin ol ve soru sorduğumda cevap ver, tamam mı?"

Bu kısa boylu polis oldukça kibar. Sorgu odasında geçireceğim vakit boyunca Baekhyun'u Chanyeol'dan daha çok seveceğimi anlıyorum. Fark ediyorum ki uzun boylu olan, yani Chanyeol durmadan göğsünü kaşıyor.

"Mantar olabilir.." diyorum.

"Ne?"

"Şey göğsünüz..Göğsünüz kaşınıyor ya. Mantar olabilir."

Sonra aniden gürlüyor. Korku beynimden tüm vücuduma yayılmaya başlıyor. Kanımın çekilmekte olduğunu morarmış ellerimden anlayabiliyorum. Aynada, o aptal ifadenin yüzümde olduğunu görüyorum.

"Ulan karşı komşun öldürülmüş dün gece, bir şey söylesene puşt! 73 yaşında doğum gününe üç gün kalmışken."

Derin bir nefes alıyorum..Uyuyor muyum? Yoksa uyanık mıyım? Ve eğer uyanıksam, acaba bir insan uyumazken bile kabus görebilir mi? Ve cevap evetse o zaman tam anlamıyla uyanık da sayılmam.

"Kaşına ne oldu senin? Bu yeni olmuş gibi. Nereye çarptın?"

O an içimden "inan bana Baekhyun, bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum," demek geliyor. Susuyorum. Kafam çok beter karıştı. Hatırlamıyorum bile..

"Biriyle falan mı kavga ettin?"

"Belki biriyle boğuştun.."

"Nerede yaptın lan bunu?" diye bağırıyor Chanyeol. Baekhyun'un sorularının cevapsız bırakılmasına daha fazla katlanamıyor, anlıyorum. Ve birden çok sert bir tokat yiyorum. Ben kafamdaki sorularla boğuşurken, gözlerim tokatla buğulanıyor.

"Ne oluyor? Yemin ederim anlamıyorum!" diye bağırıyorum. Ağladığımı ve birazdan bu kötü durumdan kurtulmak için yalvaracağımı fark ediyorum. O sırada ikinci tokadı da yedim ve canım çok yanıyor. Gururum kırıldı. Kendinizi bir aynanın karşısında dayak yerken izlemek, açıkça söylemek gerekirse berbat bir his. Bir de benim gibi, neden dayak yediğinizi bilmiyorsanız..

O an sorgu odasının kapısı hafifçe aralandı, içeriye doğru dolan keskin özgürlük kokusunu içime çektim en derin bir şekilde. İçeriye gelen bir polis, Chanyeol ve Baekhyun ile konuşmaya dalıyor. Çaresizce onları izliyorum..Bir ara Baekhyun'un omzunun üzerinden bana bakıyor. O da anlıyor dayak yediğimi.

"Biraz düşün, sakinleş. Bir sigara iç istersen."

En azından sigara içmeme izin veriyorlar, biraz gevşeyebilirim. Derken yaklaşık kırk dakikayı deviriyoruz. Elim ikinci dala uzanırken Chanyeol'un uyaran bakışlarını üzerimde hissediyorum, elimi geri çekiyorum.

Kapı komşum olan yaşlı kadın dün gece öldürülmüş. Burada olduğuma göre bütün oklar katilin ben olduğumu işaret ediyor. Tam olarak katil zanlısı sıfatıyla tam burada oturuyorum. Hakkımda çakacak gazete makalelerini düşünüyorum..

"YAŞLI KADINI ÖLDÜREN KAPI KOMŞUSU ÇIKTI!!!"

"GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA ÖLDÜRDÜM DEDİ!!"

O sırada Chanyeol "başlat" diyor.
"Jongin Bey..Artık neden burada olduğunuzu biliyorsunuzdur umarım." diyor kaba denebilecek bir tonda. Konuşurken alt dudağı tamamen kayboluyor. Fazla sinirden mi bunu anlayamıyorum. Konsantre olmak neredeyse imkansız, çünkü bu haraketi bütün fizik kurallarına aykırı.

"Jongin Bey" diyor yine. Bey kısmını söylerken "onun bunun çocuğu" ya da "konuşsana lan yavşak" der gibi..Alaycı, aşağılayıcı bir tavrı var doğrusu. Baekhyun'u şimdiden özledim.

"Wondeok Hanım kaç yıldır komşunuzdu" diyor.

"Bilmiyorum üç yada dört..Wondeok Hanım'ı tanırdım. Ama inanın biz onunla samimi bile değildik. Sadece birkaç merhabamız olmuştur belki. Ama onun gibi bir insanın öldürülmesine gerçekten üzüldüm.."

"Onun gibi derken? Yani onun gibi derken neyi kastettin?"

"Yani yaşlı bir kadındı. Sessiz, sakin, kendi halinde biri anlamında..Bakın ben hayatımda tavuk bile kesemem. Benim o kadının boğazını kesmiş olacağımı nasıl düşünürsünüz?"

Nefes almak bile istemiyorum artık, lanet olsun felaket derecede saçmalıyorum. Kendi kendime kimse bana kadının öldürülme şeklini söylemedi diyorum ki. Çok fazla film izlemiş olmalıyım..

Chanyeol bana tuhaf tuhaf bakıyor..Ya kadın gerçekten boğazı kesilerek öldürüldüyse? Bu benim felaketim olur. Gerçekten korkmaya başladım.

"Çok tuhaf." diyor Chanyeol. O sırada elindeki naylon, şeffaf poşetin ağzını aralıyor. Eldivenle içindeki kolyeyi çıkarıp bana gösteriyor."

"Tanıdık geldi mi bir yerlerden?"

"Hayır" diyorum, ses tonum yumuşak bir hal almış artık.

"Senin değil yani..Öyle mi?"

"Bir erkek için uygun bir model gibi görünmüyor."

O an eliyle arka tarafına doğru makas işareti yapıyor. Bunun anlamı "KES" demek. Tekrar yanıma doğru gelirken, gerçekten çok kızmış olduğunu anlıyorum. "Sen misin lan erkek, ha? Kendini erkek mi sanıyorsun ulan sen.." Derken bir yumruk darbesi daha alıyorum suratıma. Sorgu esnasında dayak yiyorum ve bunu tek kanıtlayabileceğim dayanağım olan kamera şu anda kayıt dışı.

"Bunu senin evinde bulduk. Kapıcınız, bu kolyenin öldürülen teyzeye ait olduğunu söyledi."

Tam o anda kolye bir kimlik kazanmıştı beynimde. Ama nasıl oluyor da kolyenin benim evimde bulunduğunu söyleyebiliyorlar..Kamera, tekrar kayıtta olmalı.

"Tamam, hatırladım şimdi..Wondeuk Hanım'ın kolyesi."

"Wondeok.

"Kapıdan birkaç kez konuşmuşluğumuz var. Bana kek getirirdi. Evde..Sanırım altın günü denen şeyi yapıyordu. Birkaç kişi toplaşıyorlardı evdi. Belki kek getirmeye geldiği zaman düşürmüştür kolyesini."

"Demek öyle..Peki, birkaç gün adresini koru. Seninle yeniden konuşmamız gerekebilir."

Tam o an rahatlıyorum..Yine de beni o kadar dövüp, hakaret etmek..Neyse, haha siktir et! Özgürüm.

Continue Reading

You'll Also Like

43.2K 3.7K 13
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
3.2K 572 11
-ikinci hayat- half devil half angel todoroki shoto x angel midoriya izuku
655 66 6
Jimin'in erkek arkadaşı yok, Jimin bekâr. 070423 jimin x jungkook Yan çift: youngjae x jaebeom
6.3K 807 12
Jaemin 10 defa Renjun'e aşık olduğunu fark etti, Renjun ise sadece bir defa. ya da Jaemin umutsuzca Renjun'e aşık ama Renjun farkında değil. [0304201...