SAPLANTILI [+18]

By Esmerimsi_yzr

2.9M 117K 182K

🔴 "Bu nedir?" "Ağrı kesici ilaç diyelim." "Neden veriyorsun diye sordum?" "Sayısını bile hatırlayamacağım b... More

1.bölüm "Şok"
2.bölüm "Kararsızlık"
3.bölüm "Çaresizlik"
4.bölüm "Çok teşekkür ederim."
5.bölüm "Düğün"
6.bölüm "Can kırıklığı"
7.bölüm "İçimdeki yangın"
8.bölüm "Neredeydin!"
9.bölüm "Geçmişin izleri"
10.bölüm "Daima"
11.bölüm "Gelen Telefon"
12.bölüm "Sana inandığım gün!"
13.bölüm "Çekilen video"
14.bölüm "Kan"
15.bölüm "İçimdeki Huzursuzluk"
16.bölüm "Benimsin"
17.bölüm "Mesaj"
18.bölüm "Boşluk"
19.bölüm "Sakın"
20.bölüm "Olay gecesi"
21.bölüm "Heyacan"
22.bölüm "Söz ver"
23.bölüm "Sürpriz"
25.bölüm "Yağmur"
26.bölüm "Küçük bir yalancısın"
27.bölüm "Bir çift öfkeli gözler"
28.bölüm "Kurşun"
29.bölüm "00:13"
30.bölüm "Nefes"
31.bölüm "Kalp ağrısı"
32.bölüm "Alaz!"
33.bölüm "Yangın yeri 1"
34.bölüm "Yüreğim yangın yeri"
35.bölüm "Nefret"
36.bölüm "Fotoğraf"
37.bölüm "Cihan!"
38.bölüm "Ben ne yaptım"
39.bölüm "Kıskançlık"
40.bölüm "Pasaport"
41.bölüm "Küçük kahramanım"
42.bölüm "Ceza"
43.bölüm "Özledim"
44.bölüm "Öp beni!"
45.bölüm "Kanıyorum"
46.bölüm "Ağlama"
47.bölüm "Korkma"
48.bölüm "Nişan 1"
49.bölüm "Nişan 2"
50.bölüm "Pislik"
51.bölüm "Manyak!"
52.bölüm "Düğün"
53.bölüm "Not."
54.bölüm "Seni bulacağım"
55.bölüm "Nerdesin bebeğim. "
56.bölüm "Gurur"
57.bölüm "Seni istiyorum."
58.bölüm "Doğum günü..."
59.bölüm "Küçük bir ceza"
60.bölüm "Kız isteme"
61.bölüm "Baş ağrısı"
62.bölüm "Oyun bitti."
63.bölüm "Dokunma bana"
64.bölüm "Rüya"
65.bölüm "Gurur"
66.bölüm "Ryan"
67.bölüm "Alex"
68.bölüm "Hamile misin?"
69.bölüm "Kalbime giren ağrı"
70.bölüm "Serenay'ın düğünü"
71.bölüm "Düşünce"
72.bölüm "Davetiye"
73.bölüm "Ayşe'nin Düğünü yeni bölüm."

24.bölüm "Sen!"

38K 1.6K 3.4K
By Esmerimsi_yzr

"Beni ne zaman öpeceksin."

🔗

"Rüyanda görürsün." dedi fısıltılı çıkan sesiyle. Fısıltısı bile bedenimi geriyordu. Sanki bedenimdeki tüm gücümü emiyordu.

"Ben yeterince rüyamda görüyorum bebeğim. Rüyamdakileri gerçeğe dökmek istiyorum." bir an nefesini tutar gibi oldu.

Yavrum oğlumu ağlatıp duruyorsun sürekli...
Sikeyim bu sefer tutamadım...

Siktir!

Bir hızla üzerinden kalkarak direk banyoya geçtim. İnşallah farketmemiştir.

🔗

____
Sırtım yatakla buluşurken, Gurur'un da üzerime düşmesiyle altında resmen ezildim. Ellerini başımın iki tarafından sabitleyerek yüzüme baktı. Burnundan sertçe soluyarak gözlerini gözlerime dikti.

Üzerimdeki ağırlığı yetmezmiş gibi sertliğini kasık bölgemde hissetmek, kalbimin kanımın akışını değiştirmeye yetti. Onun da kalbi benim gibi hızlı hızlı atması hiç normal değildi.

Utancımdan direk, "Çok ağırsın." diyebildim.
Dudakları dudaklarıma yapışmak için fırsat ararken, "Kalkar mısın?" dediğimde kendi sesimi bile duyamayacak hale geldim.

Dudaklarını dudaklarıma bastırıp, yavaşlıkla kulağıma kadar sürterek getirdiğinde boğuk sesini duydum.
"Beni ne zaman öpeceksin?" diye sorunca neden benim onu öpmemi bu kadar çok istiyordu. Biz bir ay sonra boşanacağız.

"Rüyanda görürsün."dedim.
Dudakları gerildi, kasık bölgemdeki sertliği daha da büyüdüğünü hissettim.

"Ben yeterince rüyamda görüyorum bebeğim. Rüyamdakileri gerçeğe dökmek istiyorum." deyince bir an için duyduklarım bende şok etkisi yarattı. Bir kaç saniye bekleyip benden cevap alamayınca, bir hızla kalkarak direk banyoya geçti.

Manyak bu?
Ne yaptığı belli değil.

Avuç içlerimi yatağa bastırarak doğruldum. Banyoda su sesi gelmeye başlayınca, oturduğum yerden etrafa göz gezdirdim. Ayağa kalkıp, odanın içinde tur atarken, telefonumu aşağıda unuttuğumu fark ettim. Kapıya kadar ulaşıp açtığımda, sol tarafıma düşen merdivenlere doğru yöneldim. Etrafın karanlık değilde, loş ışığın olmasına çok sevindim.

İkinci basamağa adım atmışken, kızların kaldığı odanın kapısı açıldı. Sıla'nın kapıyı örtüp göz göze geldiğimizde ayağımın biri merdivende asılı kaldı.

Yanıma kadar gelip, "Çok susadım." dedi gülümseyerekten. "Sen neden ayaktasın?" diye sorunca önüme dönerek cevap verdim.

"Telefonumu mutfakta unuttum." deyip birlikte merdivenlerden inerek mutfağa geçtik. Masanın üzerinde bulunan telefonu elime aldığımda ekranda bir kaç mesaj yazısı düşmüştü.

Ayşe'den ve Serenay'dan gelmişti.
Sıla suyu içip bana döndüğünde boş olan bardağı elinden bırakmadan gelip karşımda dikildi.

"Yasemin biliyor musun?" diye soru niteliğinde sorunca kaşımı kaldırıp devamını bekledim.
"Gurur daha önce de kapalı bir kıza aşık olmuştu." deyince kalbim tekledi. Devam et dercesine yüz ifademi bozmadan elimle işaret ettim.

"Gurur sana anlatmıştır belki." dediğinde bozuntuya vermemek adına cevapladım.

"Evet bana anlattı." dedim ama için için de merak etmeye başladım.
Neden merak ediyorsam. Bana ne ki...

"Öyle mi?" deyip duraksadı,
"Bir daha kapalı bir kızla tekrar beraber olacağı aklımdan geçmedi doğrusu."

Ne yaşamış olabilir? İlk karşılaşmamızda garson kapalılardan nefret ettiğini söylemişti.

Cevapsız kaldığımda tekrar konuştu. "Gurur yemin etmişti. Kapalı birini demeyelim de genel olarak bir daha sevmemeye yemin etmişti. Okulu bıraktıktan sonra ortalıktan kayboldu." sesi sonlara doğru kısılmıştı.

"Anladım." dedim.

"Biz de Metin'le üniversite de aynı sınıftaydık. İlişkimiz karışıktı. Bir barış bir küs buralara kadar geldik. Ama sevmekten de vazgeçmedik."dedi.
"Ama sen ve Gurur." deyip bakışları arkaya kaydı.

"Evet" dedim.

"Birbirinize nasıl baktığınızı, nasıl sevdiğinizi gördüm. Ve bu beni çok mutlu etti." deyince bir an için düşündüm.

Birbirimizi sevmiyoruz ki...
Bizimkisi sadece formalite icabı bir evlilik o kadar...
Onun dışında hiçbir şey olamaz, olmasına da izin vermem!

Gurur, kokusuyla kendini belli ederken, iri elleri belime dolandı. Islak çenesini başıma hafif bastırırken, Metin'in sesiyle başımı kapıya doğru çevirdim.

Metin, "Uyumadınız mı?" diyerekten gelip Sıla'nın yanında durdu.

Sıla, "Ben su içmek için aşağı indim. Uykum var."

Metin, "Beraber uyuyalım salonda. Kaldığım oda da Sinan horlamaya başladı. Sabaha kadar onu dinlemek istemiyorum."

Sıla, "Tamam ben telefonumu alıp geliyorum." deyince beraber yatmalarına çok şaşırdım.

"Evlenmeden mi beraber yatıyorsunuz?" diye bir anda ağzımdan çıkınca, Metin gülmeye başladı.

"Yenge aynı evde yaşıyoruz. Düğünümüze çok kalmadı." deyince ağzım açık kaldı.

"Bebeğim bunlar normal." diye Gurur'un da sesi güler gibi çıktı.

"Ben evlenmeden doğru bulmuyorum."dedim Sıla gülerekten yanımızdan ayrılırken, Metin de onun peşinden çıktı.

İri elleri belimi hafif sıkarken, çenesini başımdan çekerek kulağıma eğilip fısıldadı.
"Biz evliyiz ama birlikte yatamıyoruz." diye sesi boğuk ve kısık çıktı.

Kol dirseğimle karnına sertçe vurdum.
"Biz gerçekten evli değiliz bunu aklından çıkarma!" diye söylendiğim de güldü.

Elimi elinin üstüne koyarak belimin baskısından kurtulmaya çalıştım.
"Bıraksana manyak herif." dedim.

"Diline yapışan Pislik kelimesine ne oldu?" dedi. Pislik kelimesini kullanayım da öp, pislik!

"Tabi söyleyim, sende hemen du-" ne söylediğimin farkına vararak, son kelimeyi yutmak zorunda kaldım. Çenesini omuzuma bastırarak gülmeye başladı.

"Evet dudaklarına yapışırdım." diyerek elini belimde hareket ettirdi. Parmaklarının uyguladığı baskı kan akışımı durduruyordu.
Hangimizin kalbi daha çok atıyordu? Sırtımda hissettiğim kalbinin atışı değilde, sanki saatli bomba atıyordu.

Derin bir nefes çektikten sonra, ellerini belimden çekerek, bir adım geriye çekildi.
"Hadi odamıza çıkalım bebeğim." deyince adım atacak hal bırakmadı bende. Yanımdan geçerek, mutfaktan çıkışını izledim.
Misafir varken siyah atlet ve kısa şortla gezinilir mi? Manyak.

Bende peşine takılarak mutfaktan çıkıp, merdivenlere yöneldim. Üst kata çıktığımda, Gurur kapının önünde bekleyerek benim içeriye girmemi bekledi.

Ben içeriye girince kapıyı kapatıp kilitledi.
Ağır çekimdeymiş gibi yavaş adımlarla gelip karşımda dikildi. Ne diye iki de bir dibimde bitiyorsun? Az öte de dursana!

"Ben tekli koltukta yatarım, sen yatakta yatarsın. Aşağı salonda onlar yatıyor."
O boyla koltukta nasıl yatacaksın?

"O zaman şöyle yapalım." üzerime doğru eğildi.

"Ne yapalım?" dedi yakıcı nefesiyle.

Elimle yatağın üzerini göstererek,
"Yatağın ortasına yastık koyalım. Öyle yatalım." dudakları yukarıya doğru kıvrıldı.

Biraz daha eğilip, "Sen nasıl istersen bebeğim." dedi içim kıpır kıpır olurken, geriye doğru çekilip üzerimdeki hakimiyetten kurtulmaya çalıştım.

"Benim duş almam lazım." dedim tekrardan. Dolaba doğru ilerleyip, kapağını açtı. İçinden temiz havlu çıkartarak gelip elime tutuşturdu. Havluyu elimden bırakmadan, yatağın üzerinde benim için ayarladığı elbiseyi alarak, telefonu yatağın üzerine bırakıp, banyoya geçtim.

Banyonun içerisine kokusu sinmişti. Elimi kalbime götürüp bastırdım. Kalbim yeni yeni düzene girmişken, banyonun kapısını kilitleyip, üzerimdekileri tek tek çıkarmaya başladım. Duş kabinin içine girerek, sıcak suyu ayarladım. Saçlarımı da çözerek serbest bıraktım.

Sıcak su bedenimi gevşetirken, bugün olanlar zihnimde gezinmeye başladı. Kimdi bu kız?
Neden ayrıldılar?

Güzel bir duşun ardından, duş kabinin içinden çıktım. Havluyu bedenime sararak saçlarımın suyunu sıkmaya başladım. Vücudumu kurulayarak havluyu başıma sardım.

Hiç huyum değildir bir başkasının giysilerini giyinmek ama mecbur kaldığım için, önce tişörtü başımdan geçirerek giydim.
İç çamaşırsız giyinmek çok tuhaf hissettirdi. Şortu da giyinerek, belime kadar çektim.

Kahretsin! Keten şortun içine bir Yasemin daha girer. Şortun iplerini bağlayarak sıkılaştırdım. Bağladığım halde her an belimden düşecek gibi durdu.

Etrafa göz gezdirerek saç kurutma makinasını aradım. Dolapların kapağını açtığımda nihayet bularak elime aldım. Fişe takıp kurutmaya başladım. Kurutma işlemi bittikten sonra, tekrar dolabı açıp içine bıraktım.

Tarağı alıp son kez saçlarımı tarayarak yerine bırakacaktım ki, elim parfüm şişesine değerek yere düştü. Yerde bin parçalara bölünürken, bir iki adım geriye doğru çekildim. O sırada Gurur kapıyı tıklayarak bir kaç kez ismimi zikretti.

"Yasemin?" dedi son kez.

"Bekle. Parfüm şişesi kırıldı." dedim tekrar seslendi.

"Kapıyı açar mısın?"

"Kapıyı açamam, ayağımda terlik yok." dediğimde duyamasam da küfür ettiğine eminim.

"Bekle! Sakın yerinden kımıldayım deme." deyip kapıdan uzaklaştı. Bir kaç dakika sonra tekrar sesini duydum.
"Kapıyı açıyorum." diyerek kapı kilidiyle uğraşmaya başladı. Bir kaç denemeden sonra kapıyı yavaşça açarak göz göze geldik. Üzerindeki atleti çıkartmış vaziyette, yerde ki camlara dikkat ederek yanıma kadar geldi.

Belimden tutarak yukarıya doğru kaldırdı.
"Sıkı tutun bebeğim." deyince bacaklarımı beline doladım. Yüz yüze geldiğimizde sertçe yutkunuşu izledim. Gözlerin rengi farklı tona büründü.

"Neyi bekliyorsun çıkalım burdan." yerinden güçlükle hareket edip kapıya doğru yavaş adımlarla yürüyerek banyodan çıktı. Beni kucağından indirmeden direk tekli koltuğa geçerek oturdu.

Bacaklarımı çözüp kalkacağım sırada belimi kavrayan elleri buna izin vermedi.
Beni kendine bastırarak, sertliğini hissettirdi. Altımda çamaşır yokken, göbeğime kadar uzanan sertliğini daha fazla hissettim. Yüzünü boynuma gömerek, kokumu içine çekti.

"Kokun büyüleyici." dedi boğuk çıkan sesiyle. Burnunu boynuma sürterek kulağıma kadar getirdiğinde, nefesini bir kez üfledi.
"İlk öptüğüm kızsın."

🔴

"İnanmam." dedim fısıltılı çıkan sesimle. Tekrar aynı şekilde kulağımdan başlayıp çene çizgimi takip ederek, dudağıma kadar dudaklarını sürte sürte getirdi.

"Ben asla yalan söylemem." derken dudağının her hareketi, ayak uçlarımdan başlayarak bedenimdeki tüm damarları tek tek kesiyordu. Bir nefes alıp verecek kadar geriye çekilerek, gözlerini gözlerime dikti.

"İnan bana öptüğüm tek kızsın." diye cümlelerini tekrar dile getirerek duraksadı.
"Senin ilk dokunduğun, ilk öptüğün ben olacağım." dedi kendinden emin bir ifadeyle.

"Rüyanda görürsün diyorum sana kaç kez." derken sesimi bulmaya çalıştım. Dudakları sinsice yukarıya doğru kıvrılırken, inci gibi dişlerini gösterdi.

"Rüyamda o kısımları çoktan geçtik." dedi titreyen sesiyle. Elini kalçama doğru kaydırdı, tekrar kendine bastırdığında gözlerim kapandı.

"Sikeyim beni ne hale getirdin!" dedi sesi oldukça kısık çıktı. Duyduklarımla gözlerimi hızla açtım. "İnan bana seni öpmemi çok isteyeceksin. Sen öpeceksin beni." deyip yine kendine bastırdı.

Bu kadar büyük şeyi bir kıza nasıl gir- ya bu çok uzun ve kalın... of ben ne saçmalıyorum. Bana ne! Kime girdirirse girdirsin.

Ellerimi çıplak tüylü göğsüne bastırıp, kalkmaya çalıştıkça kalçamdaki elinin baskısını arttırdı.
"Bırak beni." diye uyardığımda ellerini hareketsiz bırakarak aniden durdu.

"Tamam karıcığım. Sen nasıl istersen, hadi sen yatağına geç. Ben banyodaki cam kırıklarını toplayıp öyle geleceğim. Yoksa elimden bir kaza çıkacak." dedi sessizce.

"Nerden benim yatağım oluyormuş. Ne kazasından bahsetiyorsun?" diye sorarak hafif kaşlarım çatıldı.

"Evet senin değil, ikimizin yatağı. İş kazasından bahsetiyorum." diyerek koltukta biraz doğrulup, çenesini tepeme doğru bastırdığında dudaklarım Adem elmasına değdi. Derin bir nefes çektikçe Adem elması hareket etti.

Manyak bu.
Birde iş kazasından bahsetiyor. Bana ne senin işinden.

Kafamı geriye doğru çekmeye çalıştığımda, çenesini bastırarak izin vermedi. Ellerini yavaşlıkla kalçamdan yukarıya doğru kaydırmaya başladı.

"Biz bir ay sonra boşanacağız. Ne yatağından bahsetiyorsun?" diye fısıldadığımda bir anda çenesini çekip dudağını dudaklarıma bastırarak beklemeye başladı. Öpmüyor ama ateş sıcaklığındaki dudakları ruhumu aleve veriyordu.

"Biz boşanana kadar tek kelime etmeyeceksin." dedi dudaklarımın üzerine doğru. Gittikçe gözleri küçülürken, dudakları titredi öpmek için. Erkekliği altımda demir parçası var gibi sertti.
"Anlaştık mı?" elleri sırt bölgemden başlayıp boynuma kadar getirdikten sonra biraz bekledi.

Gurur'dan devam...

Sikeyim kendimi!
Daha hayatıma iki günlük girmişken alt üst ettin. Neden beni öpmeyi denemiyorsun?
Kavurdun beni!

"Tamam." diyebildi. Onun da benden aşağı kalır yanı yoktu.

"Hadi kalk şimdi." deyip kulağına doğru eğilip kulak memesini dişlerimin arasına aldım.
"Yoksa ben kaldıracağım seni." Oğlumla.

Küçücük kızını hissettikçe içine daha sert girmek istiyorum. Kalbin, bedenin, küçük kızın benim.
Benden başkasının da dokunmasına izin vermem.

Biraz geri doğru çekilip gözlerine baktım. Dudaklarım benden bağımsız hareket ederken şaşkın şaşkın baktı.

"Ne gülüyorsun? Manyak mısın sen!" dedi

"Evet manyağım. Benden manyağına asla denk gelemezsin, gelmesine de izin vermem."

"Bi zahmet. Birde başka manyaklarla uğraşamam." dedi.
Benim saf bebeğim.

"Asla izin vermem." dedim. "Hadi bebeğim kalk sana." deyip ellerimi sırtından çektim. Avuç içlerini göğsüme bastırarak doğrulmaya çalıştı. Avucunun içinde ateş mi vardı? Değdiği yeri aleve çevirdi.

Üzerimden doğrularak kalktığında elleriyle eşofmanın belini tutup, geri geri yatağa adımlamaya çalıştı. Gözleri kısa bir an oğluma değdirince içimden sağlam küfür savurdum.

Seni korkutmak istemiyorum bebeğim. Alıştıra alıştıra alıştıracağım seni...
Yerimden kalkıp banyoya kadar yüzüne bakmadan kapısını açıp içeriye girdim. Camlara basmamaya dikkat ederek duş kabinin içine kadar girdim.

Soğuk suyu ayarlayarak başımdan aşağı akışını hissederek, az önce olanlar gözümde canlandı. Beni seviyorsun ama farkında değilsin. Başımdan aşağı akan su soğuk değilde sıcak su alıyordu.

Kendimi her ne kadar soğuk suyla rahatlamaya çalışsamda eskisi gibi faydası yoktu. Bir süre daha soğuk suyun altında kalarak duş kabinin içinden çıktım. Havluyu belime sararak yerdeki cam kırıklarını toplamaya başladım. Çöp kovasının içine doldurup kalanını peçeteyle sildim.

Yerlere su tutarak temizledikten sonra banyodan çıktım. Gözlerim direk yatağı bulurken, gülümsememe engel olamadım.
Yatağın ortasına yastıkları dizmiş, ama yine her zamanki yatışını sergiledi. Havluyu belimden çıkartıp, dolaba doğru yöneldim.

Kısa şort ve siyah atlet alarak üzerime geçirdim. Yatağın kenarına oturup, yastıkları düzelterek, başımızdan tarafa getirdim. Yasemin'in belinden tutarak kendime doğru çekip yanına uzandım. Telefonu elime alarak gelen mesajlara ve aramalara baktım.

Bir süre telefonda oyalandıktan sonra alarmı kurup, kapattım. Saçları omuzuma dokunurken, kokusuyla beni mayıştırdı. Sağ tarafıma yatarak Yasemin'i göğsüme yaslayıp, kollarımı beline doladım.

Az kaldı bebeğim benim olmana...

🔗

Siktiğimin telefonu!
Susmak bilmeyen telefonu komidinin üzerinden alarak direk kulağıma götürdüm.

"Söyle!"
.........

Telefonu sessize alarak kapatıp yerine koydum. Başımı aşağı eğerek, üzerimde yatan kızıma baktım. Ah be yavrum bana neden işlence ediyorsun.
Diz kapağını hareket ettirerek sertliğime değdirdi.
Elimi belinden aşağı doğru kaydırdım.
Siktir!
Siktir!
Siktir!

Verdiğim şort kalçasından aşağı doğru sıyrılmış vaziyetteydi. Başımı kaldırıp aşağı doğru baktım, bakmaz olaydım. Başımı tekrar yastığa sert bir şekilde bastırtarak gözlerimi kapattım. Küçük kızımı hissediyorum bebeğim.

Verdiği nefesler göğsüme çarpıp dururken, ellerini belimden geçirerek sımsıkı sarıldı.
Saat sabahın 06:15 iken, elimi belime dolayıp biraz yukarıya doğru çektim.
Hassiktir!

Bacağını birini beline doğru çektiğinde oğlumla kızımın arasında sadece kumaş parçası engel vardı. Küçücüksün. Offf!

Yerinde kıpırdar gibi oldu ama yüzünü soldan sağ tarafa çevirerek kaldığı yerden uyumaya devam etti. Ben bu pozisyondayken nasıl uyuyacağım. Uyu uyuyabilirsen!

Gözlerimi kapatıp başımı tekrar yastığa gömerek uyumaya çalıştım...

3 saat sonra...

Yasemin'in çalan telefonuyla uykusuz kalan gözlerimi araladım. Yasemin üzerimde mırıldanaraktan başını göğsümden çekmeden eliyle yatağın üzerinde çalan telefonu bulmaya çalıştı. Telefonu açıp kulağına götürdü.

"Efendim Başar." dedi fısıltılı çıkan sesiyle. Siktiğimin ibnesi.

"Günaydın. Nasılsın?"

"Günaydın. İyim sen nasılsın?"

"Uyandırdım galiba?"

"Evet yeni uyandım. Neden aradın?"

"Bugün hastaneye gelebilir misin? Kontrol etmem gerekiyor seni."

"Tamam gelirim. Kaça kadar hastanedesiniz?"

"Tüm gün."

"Tamam gelince görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra başını çevirirken dudakları göğsümü çizdi.
"Yine mi ya!" dedi nerde yattığının farkına vararak. Gözlerimi kapattığımda,
Başını kaldırıp bana baktığını hissettim.
"Yastıklar nereye uçtu. Yine adamın kocaman şeyinin üstünde uyanıyorum." diye fısıltılı konuştu.

Yavaşça ellerini göğsüme bastırarak üzerimde doğrulup oturdu. Sikeyim dimdik duran oğluma bakıyor.
"Ya bunun şeyi nasıl büyük. Kolum kadar şeyi var." diye konuştukça kendimi zor tuttum.
"Bu kadar büyük şeyi bir kıza nasıl- " cümlenin devamını getiremedi. Tekrar bana baktığını biliyorum. "Aman bana mı düştü derdi tasası. Kiminle olursa olsun PiSLİK. Kime girdirirse girdirsin."

Tek girdireceğim kız sen bebeğim.

Üzerimde oturmaya devam ederken yine telefonu çalmaya başladı. Yine sapık kuzeni Sery arıyor. Telefonu açıp fısıltılı konuşmaya başladı.

"Günaydın Jasmin. Nasılsın?"

"Günaydın Sery. Yatıyordum."

"Kiminle yatıyorsun?"

"Kiminle yatacağım evdeyim. Kendi yatağımın üzerinde."

"Bende biran için Gurur'un üzerinde yatıyorum diyeceksin sandım."

"Manyaksın kızım. Neden Gurur'un üstünde yatayım." deyince iki dizimi de karnıma doğru çekerek, oğlumun üstüne oturmasını sağladım. Elimi sağ bacağına koyarak uyuma taklidine devam ettim. Kısa bir çığlık atarak, elinin birini göbeğime bastırdı.

"Yasemin ne oldu?"

"Bi..bişey olmadı."

"Yasemin görüntüyü açar mısın?"

"İnternetim yok açamam görüntüyü." benim yalancı küçük saf bebeğim. Sanırım seni oğlumun üstüne oturtmakla hata ettim. Ahh şu bez parçaları olmayacaktı aramızda.

"Pek inanasım gelmedi ama neyse.

"Senin sesin biraz kötümü geldi sanki."

"Evet. Annemle tartıştık."

"Neden tartıştınız annenle?" diye sorunca ben de merak ettim doğrusu.

"Düğüne gelmemi istemiyor. İşin yok. Babam izin verdi dediysem de karşı çıktı."

"Amcamla tekrar konuş, istersen ben konuşayım."

"Babam bişey demiyor ama annem izin vermiyor. Hevesim kursağımda kaldı."

"Sery ben yine de amcamla konuşayım."

"Babamla da konuşsan göndermez. Bir kere yok dedi."

"Ben de kendi yöntemimi kullanırım. Mesala küçük bir tehdit uygularım."

"Bilmiyorum bakalım şansımızı deneyelim. Neyse benim kapatmam lazım bankaya geldim. Görüşürüz."

"Tamam görüşürüz."

Telefonu kapatıp, yatağın üzerine doğru bıraktı. "Uyuz yengem ne olacak." deyip duraksadı.
"Nasıl kalkacağım kocaman şeyinin üstünden. Bu benim şeyimin dışındayken bile böyle büyük, içimde de hiç düşünemiyorum." dedi
Fazlasını isteyeceksin bebeğim.

"İyi ki formalite icabı, yoksa bu beni öldürür." dedi
Evet öleceksin kesin ama zevkten yavrum.

"Allah'tan uykusu ağırmış PİSLİĞİN. Off nasıl kalkacağım uyandırmadan. Şeyim ağrımaya başladı. Sanki taşın üstünde oturuyorum." Kıyamam sana bebeğim.

Bir kaç saniye daha bekleyip, dizlerimi düzleştirdim. Bacağının üstünde duran elimi tutarak yan tarafa doğru bıraktı. Nefes nefese kalmış gibi soluklandı.

Üzerimden yavaşlıkla kalkarak yan tarafıma oturdu. "Of gıcık yengem. Niye göndermiyorsun sanki." diye sessizce mırıldanaraktan yataktan kalktı.

Soktuğumun karısı!

Banyoya girip kapı kiliti duyunca gözlerimi açıp, yattığım yerden doğrularak oturdum. Sessizde olan telefonu elime aldığımda gelen aramalara mesajlara baktım. Telefonumda kayıtlı olmayan numaranın üzerini tıklayarak aradım. Bir kaç çalıştan sonra açıldı.

İçimi titreten o sesi duydum.

"Gurur"

"Sen!"

🔗

Bölüm sonu...

Continue Reading

You'll Also Like

858K 35.4K 30
"Onu seviyorum." Dudaklarından dökülen her kelimeyle benim canımı nasıl bir cehennem sıcağı gibi yakabiliyordu? Bu haksızlıktı. Gözlerim dolmaya baş...
159K 5.2K 13
Beklemediğim bir anda tekrar göğüs ucumu dişlerinin arasına alarak şortumu çıkartma gereği bile duymadan elini şortumun içine soktu ve çıldırmış gibi...
10.6M 209K 101
Kaderinden kaçabilir mi insan?
27.3K 1.2K 2
🔴 "Seni istiyorum." diye karşımda oturan adama mesaj attığımda, telefonu eline alıp, mesajı okudu. Bakışlarını telefondan çekip inanmayan gözlerle...