Keyifli okumalar.💜😍
Göz yaşı acının ıslak imzasıdır.
"Olamaz, hayır."
"Götürmeyin onu."
"Üstünü örtün, üşümesin."
Yanağımda hissettiğim parmaklarla gözlerimi hızlıca açtım. Gözlerimle etrafı taradığımda gözüm kolumdaki seruma takıldı. Parmaklarım kolumdaki seruma gitti. Neden koluma serum takılıydı? Sağıma döndüğümde bana endişe ile bakan dört çift gözle karşılaştım.
"Neden bana öyle bakıyorsunuz?" diye sordum.
Soruduğum soruya "Nasılsın, daha iyi misin?" diye soru sorarak karşılık verdi Alper.
Gözlerim anında dolarken "Nasıl olmamı bekliyorsun ki? A-annem öldü." dedim.
Ege kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırıp "Bunu da nereden çıkardın?" diye sordu.
"Sen o sırada Taner'i hastaneden kovuyordun. Gözlerimin önünde annemin cansız bedenini götürdüler."
"Ne Taner'i, o ne zaman buraya geldi?" diye sordu Sedef.
"Taner'i mi gördün?" diye sordu Ege.
"Ege benimle dalga mı geçiyorsun? Gözümün önünde tartıştınız, hemşire sizi odadan çıkarttı. Ne çabuk unuttun?"
Ege yanağıma dokunarak "Deren, iyi misin?" diye sordu. Yüzüme endişeyle bakıyordu.
"Demek sen bu yüzden sayıklıyordun. Sanırım kabus görmüşsün." dedi Berken.
"Kabus mu?"
"Evet, çünkü sen en son kan vermeye geldin ve kanını görmenle bayılmışsın. Hemşire öyle söyledi. Bir insan, kanını görünce bayılır mı?" derken gülmeye başladı Berken.
Sedef dirseği ile Berken'in karnına vurunca Berken gülmeyi kesmişti. "Ne var ya gülmek de mi yasak?" derken Sedef'e sitemli bir şekilde bakıyordu.
"Kız annesinin öldüğünü görmüş, sen burada gülüyorsun." dedi Sedef.
"Peki neden kolumda bir serum var?" diye sordum.
"Bir şeyler yemediğin için sana serum takmalarını istedim." dedi Alper.
Gözlerim Ege'ye değince ne düşündüğümü anlamıştı. Ege bana bir şeyler yedirtmişti ama bunu dile getirmek şu an için kimseye bir fayda sağlamayacaktı. O yüzden ikimizde susmayı tercih ettik.
Kolumdaki bitmiş serumu çıkarınca ,hangi akılla bunu yaptıysam, kolumdan kan akmaya başladı. Gözlerimi hemen kolumdan çektim. Bir bayılma vakasını daha kaldıramayacaktım.
Alper hızlıca yanıma gelip, kolumu bir bezle kapatıp kanayan bölgeye hafif bir baskı yaptı. O sırada Sedef hemşireyi çağırmıştı. Hemşire küçük bir ikazda bulunup, kanayan bölgeye pansuman yapıp odadan çıktı.
"Annem nasıl, şu an nerede?" diye sordum.
"Annenin durumu daha iyi, şu an da hasta odasında dinleniyor." dedi Sedef.
"Yanına gidebilir miyim?"
"Tabiî ki hadi gidelim." dedi Sedef.
Alper yatağımdan doğrulmama yardım etti. Yerde duran ayakkabılarımı giyip, ayağa kalktım. Koluma giren Alper ile beraber odadan çıktık. Diğerleri de arkamızdan geliyordu. Annemin bulunduğu hasta odasının kapısının önüne gelince, kapıyı açıp içeri girdim.
Kapıyı açmamla odadaki gözler bana döndü. Annem yatakta uzanıyor, dedem elini tutuyordu. Gözlerimin dolması ile omzumda bir el hissettim. Ege cesaret vermek ister gibi omzuma dokunmuştu. Anneme doğru adım attığımda dedem oturduğu yerden kalktı. Dedemin kalktığı yere vakit kaybetmeden oturdum.
Anneme sarılmak istiyordum ama onu incitmekten korkuyordum. Annemin elline dokunarak "Anne." dedim. Sesim kısık çıkmıştı.
Annem diğer elini elimin üstüne koyarak "Ağlama kızım, iyiyim." dedi.
Göz yaşımı silerek "Çok fazla ağrın var mı?" diye sordum.
Hafifçe gülümseyerek "Biraz var. Sen nasılsın kızım? Bayıldığını söylediler."
"İyiyim anne, önemli bir şey değil."
"Siz burada bekleyin. Ben çıkış işlemlerini halledeyim." dedi dedem.
Kaşlarımı çatarak "Annemin dinlenmesi gerekmiyor mu?" diye sordum.
Dedemin yerine annem cevap vererek "Evde de dinlenebilirim." dedi gülümseyerek.
Bir şey diyemeden dedem odadan çıktı. Annem giyineceği için diğerleri de dedemin ardından odadan çıktılar. Annemin giyinmesine yardım ettikten sonra toparlanıp hastaneden çıktık. Eve geldiğimizde annemin yatağının hazır olduğunu görünce, planlı bir karar aldıklarını fark ettim ama sesimi çıkarmadım.
Annem yatağına geçine yorgun olduğu için hemen uyudu. Ona sormam gereken bir soru vardı. Vurulduğu an bana bir şey söylemek istiyordu ama söyleyemeden hastaneye kaldırılmıştı. Ne söyleyeceğini merak ediyordum. Onunla bu konuyu konuşabilmem için toparlanmasını beklemem gerekiyordu.
Bizim çocuklarda eve gelmeyi istediler ama annem gerek olmadığını, saatin geç olduğunu ve evlerine gitmelerinin gerektiğini söylemişti. Onlarda annemi dinleyip evlerine dağılmışlardı. Telefonumun mesaj sesi ile telefonu elime aldım. Ege'den mesaj gelmişti. Tek kelimelik bir mesaj "Teras?"
Dedeme haber vermek için odasına girdim ama uyuyor olduğunu gördüm. Onu uyandırmamak için odasının kapısını sessizce kapattıktan sonra evden çıktım. Terasa çıkınca Ege'yi ilk defa sigara içmeden gördüm.
Yanına oturunca, yüzü bana döndü. Bir süre sessizce birbirimizin yüzüne baktık. Ege'ye beş saniyeden fazla bakınca kalbimin ritmi değişiyordu. Bana böyle neler oluyordu?
Ege'nin yüzünde sıcak bir gülümseme belirince "Sakin ol." dedi.
Gözlerimi gözlerinden çekerek "Sakinim." dedim.
Ege başını aşağı eğip kulağını göğsüme yasladı. Başını yukarı kaldırıp kulağıma doğru sessizce fısıldadı. "Kalp atışların öyle söylemiyor." dedi. Bu sahne bana tiyatro gününü hatırlatmıştı.
"Ama o günkü gibi değil. Kalbin bu sefer daha farklı atıyor." dedi.
Ne diyeceğimi bilemediğim için "Nasıl yani?" diye sordum.
"Kalbin o gün korkudan ve endişeden hızlı atıyordu. Şimdi o yüzden atmıyor, yanılıyor muyum?" diye sordu Ege.
Ege'nin bu sorusuyla yüzüm şekilden şekle girdi. Ege gerçekten yanılıyor muydu, yoksa yanılmıyor muydu? Bu sorunun cevabını kendim bile bilmiyordum, ya da kendimi kandırıyordum. Gözlerimin önünde sallanan bir elle düşüncelerimden sıyrılıp, tekrar Ege'ye döndüm.
"Dalıp, gittin." dedi.
"Farkında değilim." dedim gözlerimi kaçırarak.
"Tamam tamam, gözlerini kaçırma. Konuyu kapatalım." dedi gülerek.
"Bu arada rüyanda Taner'i gördüğün kısmı unutmadım ama ondan önce daha önemli bir sorum var. Annen nasıl vuruldu?"
Bu soruyla annemin vurulduğu anı hatırlayınca gözlerim anında doldu. Ege yanağıma dokundu. Akan göz yaşımı silerek "Ağlaman için sormadım, lütfen ağlama." dedi.
Yaşanan olayı eksiksiz bir şekilde Ege'ye anlatınca "Annen avukat mıydı?" diye sordu.
"Avukat mı değil mi, ben de bilmiyorum." dedim.
"Nasıl bilmiyorsun?"
"Annemin o avukatlık bürosunda ne işi vardı, o adam onu neden vurdu? Bu sorular hakkında senin ne kadar bilgin yoksa benim de o kadar bilgim yok. Şimdiye kadar annemi sadece ev hanımı olarak biliyordum ama dün, bir avukat olduğunu öğrendim."
Ege şaşkın bir şekilde yüzüme bakıyordu. O bile bu kadar şaşırdıysa Sedef ve Alper nasıl tepki vereceklerdi çok merak ediyorum.
"Annenin orada olduğunu nereden biliyordun?" diye sordu.
"Orası biraz karışık." dedim.
"Anlatırsan dinlemek isterim." dedi Ege.
"Belki başka bir zaman anlatırım." dedim.
"Sen nasıl istersen, ben hep buradayım." dedi.
Oturduğum yerden ayağa kalkarak "Neyse geç oldu, yarın görüşürüz. İyi geceler." dedim.
Ege gülümseyerek "İyi geceler." dedi.