Childhood Friends | hyunin

By taehvfleur

318K 30K 46.4K

jeongin o gece eve geldiklerinde hyunjinle duşta arkadaşlık sınırları dışına çıkacağını tahmin edememişti. More

1 | let's take a shower together
2 | is champagne for you?
3 | i can not leave you
4 | i need to protect myself from you
5 | there is no co(m)ing back
6 | who did you sleep with?
7 | you keep kissing
8 | we need to talk, important.
9 | give me some time
10 | is this a date?
11 | partners in crime
12 | i miss you
13 | i do not lie
14 | just hug
15 | first and last dance
16 | jeongin's heart
17 | we can go from here
18 | you never change
19 | let the operation begin
20 | i love you and you love me
21 | my baby
22 | i promise
23 | now or never
24 | my life is black
25 | i am being punished
26 | get out of here before he wakes up
27 | show your tattoo now
28 | can i kiss you?
29 | I'(m) with you
30 | our home
31 | i did not fall victim to an absurd bet
32 | jisung is cheating on me
33 | I swear it didn't happen on purpose
34 | you are affected by jeongin
35 | we were (m)ade for each other
36 | do you wanna play game?
37 | win or lose
38 | uke or seme?
39 | not that i'(m) afraid
special | hyunjin's birthday
40 | what is your problem?
41 | you either reveal the truth or live alone
42 | I'm not the only wrong
43 | i always love hyunjin.
final | last
özel

final | pt1

4.6K 449 1K
By taehvfleur

şimdii, finalin ilk partını atıyorum. 2. bir partı daha var ve zaman aralığı olmuş olucak. Yani onu da yayınladıktan sonra kitap bitmiş olucak :( tabii arada özel bölümler gelecek.

-

smut¡

saat neredeyse gece 3 olmuşken hâlâ hyunjini bekliyordum. Geleceğine emimdim beni bırakmazdı. Geleceğini söylemişti. Sözünü tutardı buna emindim. Yatağımızda oturmuş çaresizce ona gelmesi için mesaj atıyordum. Geldiğinde ona sıkı sıkı sarılacaktım.


birkaç dakikanın ardından dış kapının kilit sesini duyduğumda hemen ayaklanmıştım. Merdivenlerin başında durmuş sesleri dinliyordum. En sonunda kapının kapanmasıyla hızlıca aşağı inmiştim. Hyunjin gelmiş, gelmesiyle gözlerimi buluşmuştu. Hiç beklemeden yanına koşmuş ve kollarımı boynuna dolayıp ona sıkı sıkı sarılmıştım.

"özür dilerim hyunjin. Çok özür dilerim, nolur bırakma beni." başımı boynuna gömmüş ağlıyordum. Ellerinin belime sıkı sıkı dolandığını hissetmiştim, "seni bırakmayacağım jeongin. Ölüm bizi ayırana kadar beraber olacağız söz veriyorum." daha da ağlamaya başlamıştım. İçimdeki birikmişlikle deli gibi ağlıyordum. O sırtımı sıvazlamaya başlamış, saçlarıma sayamayacağım kadar öpücük bırakmıştı.

başımı omzundan kaldırmış yüzlerimizi hizalamıştım, "dışarısı soğuktur üşüdün mü? istemezsen yukarda seninle uyumam tek başına rahatça y-" gözyaşlarımla hıçkıra hıçkıra söylediğim sözler hyunjin'in dudaklarıma kapanmasıyla son bulmuştu. Alt dudağımı emmiş yavaşça dudaklarımızı ayırmıştı. Yüzlerimiz hâlâ yakındı. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

"sakın jeongin, sen olmadığın sürece benim o yatakta uyumamın anlamı yok. Ben sensiz uyuyamam." akan bir gözyaşı damlasının ardından bu sefer dudaklarımızı ben birleştirmiştim. Kollarımı boynuna sarmış onun iyice kendime çekerken o beni bir anda kucağına almıştı. Bir anlık afallamamla bacaklarımı beline dolamış öpücüğü daha derine taşımıştım.

düşmeden veya bir sakatlık çıkmadan karanlıkta merdivenlerden çıkmayı başarabilmiştik. Sadece dışarıdan gelen ışıkların aydınlattığı odada hyunjin beni yavaşç yatağa bırakmış, doğrulup montundan kurtulmuş ve bir kenara fırlatmıştı. Sadece öpüşme seslerimizin yankılandığı odada ellerim beyaz tişörtüne gitmiş yukarı doğru çekiştirmeye başlamıştım. Dudaklarımız hafifçe ayrılmış ve hyunjin'in tişörtünü çıkarmış daha sonra kendi tişörtümü çıkarmıştım.

Tekrar öpüşmeye başladığımızda ellerim çıplak sırtında dolanıyordu. Onun dudakları yavaş yavaş dudaklarımdan ayrılıp yanağımdan boynuma doğru ilerlemişti. Yumuşak olan öpücüklerini bırakmış ellerini belimden göğüs ucuma doğru çıkarmıştı. Baş parmağıyla göğüs ucuma baskı yapmış, kulağına doğru derince inlememi sağlamıştı.

boynumdan ayrıldığında yüzüme doğru ilerlemiş burunlarımız birbirine değecek raddeye gelmişken gözlerimiz temas kurmuştu, "sen benim bu hayatta sahip olduğum en özel kişisin." fısıltısına güzel bir gülümseme bırakmıştım. Beni gülüşümden öpmüş tekrar boynuma yönelip izler bırakmaya başlamıştı. Bir yandan iç çamaşarıyla birlikte pantolonundan kurtulmuş, aynı işlemi bana da uyguladıktan sonra artık çıplaktık, bedenlerimiz birdi.

bacaklarımın arasına yerleştiğinde boynumdan ayrılıp tekrar dudaklarımla ilgilenmişti. Dillerimiz birbirine girmiş bütün isteğimizle birbirimizi öpüyorduk. Sesli bir öpücüğün ardından dudakları göğüs ucuma yerleşmiş bütün ilgisini oraya vermişti. Hassas olduğum için başım geriye doğru kaymış tüm ihtiyacımla inliyordum.

"h-hyunjin..."

dil darbeleriyle kendimden geçiyor ensesini sıkıyordum. Alt dudağımı ısırmaya başladığımda hyunjin yeniden dudaklarıma yöneldiği için alt dudağımı serbest bırakmış, onun emmesine izin vermiştim. Geri çekildiğimde nefes nefese konuşmuştum, "ah, hyunjin..lütfen."

"bu gece uzun olacak jeongin, seni güzelce seveceğim."

parmakları ağzıma ulaştığında kabul etmiş ve bütün ihtiyacımla emmeye başlamıştım. Beni izliyordu ve bu görüntünün ona fazlasıyla keyif verdiğini biliyordum. Ağır bir şekilde parmaklarını ağzımdan çektiğinde bacaklarımı iyice ayırmış deliğimin ortaya çıkmasını sağlamıştı. İşaret parmağı içime girmiş, girmesiyle gözlerim aniden sıkıca kapatmıştım. Dudaklarını alnımda hissetmiştim. Beni sakinleştirmeye çalıştığını biliyordum. Sanki ilk kez yapıyormuşuz gibi hissediyordum.

bir parmağı daha içime girdikten sonra titrek bir nefes bırakmıştım. Parmaklarını hareket ettirmeye başlamış daha fazla inleme sebep olmuştu, "a-ah,ah" tırnaklarını koluna bastırmıştım. "sakin ol, geçicek." parmaklarını içimden çıkarmış kendini birkaç kez çekiştirerek aniden içime girmişti.

"h-hareket, hareket e-et ah!" ona yalvarmamla hareket etmeye başlamış zevk noktamı birkaç vuruşun ardından bulmuştu. Oraya vuruşlarını yaptığında kendimden geçmiştim, ağlıyordum ama bu sefer kesinlikle zevkten ağlıyordum. "h-hyu-ah! hyunjin...h-hızlan." beni dinlemiş hızını daha da arttırmıştı. Zevkten hem ağlıyor hem dudaklarımı ısırıp kanamalarına sebep oluyordum. Hyunjin bir yandan vuruşlarını yapıyor bir yandan da boynumu öpücükleriyle dolduruyordu.

"k-kucağına çıkmak i-istiyorum." bunu söylemem bir an duraksamış ve içimden çıkıp sırtını yatak başlığına yaslamıştı, "gel bebeğim." derin bir nefes verip kucağına oturmuş ardından onu tekrar içime almamla kalçalarımı oynatmaya başlamıştım. Elleri kalçama gitmiş ileri geri hareket etmeme yardımcı olmuştu. İkimiz de deli gibi inlerken kendimizden geçmiştik.

en sonunda boşaldığımda titremiştim. O henüz boşalmadığı için hareketlerime devam ediyordum ve inlemeden bir saniye bile duramıyordum. O da boşaldığında hareketlerimi kesmiş hızlı hızlı nefes alıp verip başımı boynuna gömmüşken kollarımı sıkıca boynuna dolamıştım. "iyisin değil mi?" demesiyle sadece başımı onaylarcasına sallayabilmiştim. Sırtımı okşuyor beni rahatlatmaya çalışıyordu.

içimden çıkmış uzanmamızı sağlamıştı. Başım hâlâ boynuna gömülüydü. Sıkı sıkı ona sarılıyordum, "gideceksin diye korktum." gözlerim kapalı olduğu için yüz ifadesini göremiyordum ama üstümüzü örttüğünü ve kolunu sıkıca belime sardığını anlayabiliyordum. "asla, bir daha asla." diye mırıldıktan sonra yanağımı öptüğünü hissettiğimde sadece gülümsemiş ve kendimi rahatça uykuya teslim etmiştim.

-

h y u n j i n

gece jeongin kollarımın arasında uyuduğunda aralıksız onu seyretmiştim. Huzurlu hissediyordum. O benim için çok değerliydi, bambaşkaydı ve her zaman yeri ayrı olucaktı.

bizim aşkımız sonsuzdu.

bütün güzel düşüncelerimin ardından uyuyup uyandığımda jeongin kollarımın arasında yoktu. Başta afallasam da daha sonra duşta veya aşağıda olduğunu düşünmüştüm. Yatakta doğrulup kendime gelmeye çalıştığımda yanımda bir kağıt olduğunu fark etmiştim. Kaşlarım istemsizce çatılmış uzanıp kağıdı elime almıştım.

"bunca zamanın intikamını aldım hyunjin. Şimdi ne yapıyorsan yap."

kağıda şaşkınca bakıyordum. İdrak edememiştim. Zar zor yutkunmuş etrafıma baktığımda beraber kullandığımız dolabın bir kısmının boş olduğunu gördüğümde valizinin de olmadığını fark etmiştim.

elim ayağım birbirine girmiş, titremeye başlamıştım. Ne yani jeongin bunca zaman beni kandırıyor muydu? yataktan kalkıp üzerimi giyindiğimde hızlıca evin etrafından jeongine sesleniyordum. Telefonunu arıyordum ama kullanılmadığını söylüyordu.

"jeongin?"

"jeongin nerdesin!?"

"şakaysa komik değil!"

"jeongin!"

"jeongin.."

"jeongin..."

"hyunjin uyansana!"

aniden gözlerim açılmış ve yerimden doğrulmuştum. Nefes nefeseydim ve vücudumdan terler akıyordu. "hyunjin, sevgilim iyi misin?" jeongin'in elini kolumda hissettiğimde başımı ona çevirmiştim, "s-sen, gitmedin mi?" kaşlarını çatmış bana bakıyordu, "hyunjin ne gitmesi? kalçamdaki acıyla nereye gidebilirim?" aniden gülerek bir nefes vermiş, saçlarımı geriye doğru atmıştım.

"ben...rüya gördüm. Kabus işte. Gidiyordun, bunların bir oyun olduğunu intikam için gittiğini söylüyordun yoktun, korktum." kıkırdamış ve bana sarılmıştı, "bak rüyaymış işte. Geçti gitti, korkma ben seni istesem de bırakamam." saçlarını öpmüş, ellerimi gezdirmiştim.

"hadi duşa girelim ama beni taşımak zorundasın!" söylediğine gülmüş ve onaylarcasına başımı salladıktan sonra yataktan kalkıp onu kucağıma almıştım ve beraber duşa girmiştik.

-

"chan peşimden ayrılmıyor bir şey yapın."

duştan çıkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra beraber film izleyecekken seungmin evimize baskın yapmıştı. Jeongin yerinden kalkamadığı için koltuğa yayılmış seungmin'in telaşlı hâlini seyrediyordu.

"sorun ne?"

"sürekli peşimde, nereye gitsem geliyor. Bir de tesadüfmüş gibi davranıyor. Sürekli mesaj atıyor, arıyor. Kusucam artık." hafifçe kıkırdamıştım, "e sen zaten bunların yaşanmasını istemiyor muydun?" bir an duraksamış ve bana bakmıştı. "kısmen evet ama bu şekilde değil."

"ablamın eski sevgilisinin yeni sevgilisine yaptıklarını dinlemek garip geliyor." jeongin'in dediğine istemsizce gülmüştüm. "öncelikle ben onun sevgilisi değilim." diyerek düzeltmişti seungmin. Jeongin göz devirmişti, "ama olucaksın. Çok belli."

kapının çalmasıyla tekrar oraya gittiğimde chan aceleyle içeri girmişti. "aa, seungmin sen de mi burdasın? ne tesadüf." gülmemek için kendimi tutmuştum. Jeongine baktığımda eliyle ağzını kapatmış benim gibi gülmemeye çalışıyordu. Gerçekten tatlıydı. Chan ve seungmini unutup sadece onun bu tatlılığıyla ilgilenebilirdim.

"chan git başımdan artık." seungmin cırlamaya başlamış tüm dikkatimi dağıtmıştı. "seungmin bak lütfen bana bir şans vermelisin." seungmin derin bir nefes vermişti, "chan bak seninki bir heves." chan olumsuzca başını sallamıştı, "hayır, hayır gerçekten değil."

en sonunda araya girme ihtiyacı hissettiğimde, "seungmin bak, bence bir şans vermelisin." demiştim. "sen de mi bunun tarafındasın?" kaşlarını çatmıştı. "hayır, hayır taraf değilim ama bence hiçbir şey için geç değil."

"oof hadi seungmin, kabul et işte. Sizin yüzünüzden sevgilim benimle ilgilenemiyor şu an." jeongin bebek gibi söylenmiş benim gülümsememi sağlamıştı. Seungmin derin bir nefes verdiğinde önce chana daha sonra bana bakmıştı. Gözleri tekrar chan'ı bulduğunda, "iyi, tamam." jeongin aniden alkışlamış yine ne kadar sevimli olduğunu göstermişti.

jeonginden bahsetmeden duramıyordum. O benim her şeyimdi ve her şeyim olarak kalmaya devam edecekti.

-

rüya kısmında korktunuz mu wjnskdmdlddmsi

duygusal konuşmayı 2.partta yapacağım ;(

Continue Reading

You'll Also Like

7.8K 386 27
"Meğer hayallerim, bir hayal olmaktan öteye geçemezmiş. Hoşçakal papatya sevgilim... Kalbin kördü.Beni hiç görmedi..." ###Wattpaddeki "Kalbim Kördü"...
450K 52.4K 45
jisung: kanka abini paslasana felix: asko abini paslayacaksan neden olmasin
70.4K 7.2K 17
hyunjin hyung: jeongin șey pipimin üstüne oturmușsun kalkabilir misin <3 [texting, düzyazı] hyunin, minsung, chanchang, seunglix.
213K 27.2K 45
Han Krallığında papatya ve inci kokuları aşkın sembolüydü. [TAMAMLANDI] omegaverse × royal