August Blossom | Granevere

By graneveree

777 139 26

"๐’ด๐’ถ๐“‡๐’ถโ„“๐’ถ๐“‡๐’พ๐“‚๐’พ๐“ƒ โ„ฏ๐“‰๐“‡๐’ถ๐’ป๐’พ๐“ƒ๐’ถ ๐“Ž๐’พโ„“๐’น๐’พ๐“โ„“๐’ถ๐“‡ ๐’ธฬง๐’พ๐“๐’น๐’พ๐“ƒ ... More

๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ‘
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ’
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ”
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ•
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ–
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ—
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ๐ŸŽ
๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ๐Ÿ

๐“‘๐“ธฬˆ๐“ต๐“พฬˆ๐“ถ ๐Ÿ“

65 11 4
By graneveree

İçimi çekerek başımı gökyüzüne kaldırdım.Yıldızlar birer deniz feneri gibiydi.Yolumu bulmama yardım eden...

"Yokluğunu fark etmişlerdir."dedi burnunu saçlarımın arasına gömerken.Omzumu silktikten sonra gülümsedim ve omzuma attığı elini sıkıca tutup sırtımı göğsüne verdim.

"Umursamıyorum."

"Bir prenses olduğunu unutmaya başlayacağım sanırım."

"Ah bir prenses olmak isteyen kim?"

"Prenses olmayı isteyeceğini düşünmüştüm." dedi gülümserken.

"Senin yanındayken ne olmam gerekiyorsa o olmayı istiyorum."

Parmaklarımın arasına aldığım gülü koparttıktan sonra kulağımın arkasına sıkıştırdım ve saçlarımı geriye ittim.

"Şimdi bir prenses oldum mu yoksa prenses tacına ihtiyacım mı var?"

"Sen oradan gül mü çaldın?" dedi doğrulup güllere gözlerini dikti ve gülümsedi.

"Prenseslerin çalıntı bir gül takacağını sanmıyorum."

"Çalmadım." dedim elimle saçlarıma taktığım güle dokunurken.

"Ona çok daha iyi bir yuva bulmuşsun."

Güle dokunduğum elimi avucunun içine aldıktan sonra dudaklarına bastırdı.

Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdikten sonra derin bir nefes aldım.Uzaklardan hâlâ müzik sesleri geliyordu net olmasada.

Saçma balolardan bıkmış usanmıştım.En küçük sebep nedeniyle düzenlenen bu etkinlikler gereksizdi bana göre.Çok fazla kişi davet edilmişti.Yokluğumu geç fark edeceklerdi.

Bulduğum her boş vakitte Granger'ın yanına geliyordum.Kendimi iyi hissettiren ve normalliği tattıran tek kişiydi.Benim için çok özeldi.

"Sence normal bir insan olmak nasıl olurdu?" dedim dalgınlıkla.

Tuttuğu elimi salladıktan sonra başını eğdi ve yanağımın yanından bana baktı.

"Büyü yapamazdın." diye başladı söze. "Ben de devamlı elimde bir silahla gezmezdim. Bir evimiz olurdu herhalde.Bize karşı gelen kimse olmazdı."

"Kulağa hoş geliyor." dedim gözlerimi kapattıktan sonra.

"Müzikle uğraşmanı isterdim." dedim gülerek.

"Bunu ciddi anlamda söylediğine inanmıyorum."

"Hayır ciddiyim!"

"Umarım öylesindir."

"Beni neden seviyorsun?" dedim konuyu değiştirerek.Gözlerimi açtıktan sonra başımı kaldırdım ve yüzüne baktım.

"Bir prenses olmadığın için."

"Hadi ama!"

"Ciddiyim.Onlardan birisi olmadığın için seni seviyorum.Herkesin eşit olduğuna inandığın için."

"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum."

"Bu dünyaya rağmen beni değerli hissettiriyorsun." dedi içini çekerek.

"Çünkü öylesin."

"Sen de öylesin." dedi yanağıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra.

Oturuşumu düzelttikten sonra ona döndüm ve karşısına oturdum.İfademi ciddileştirdikten sonra serçe parmağımı kaldırıp ona uzattım.

Merakla ve gülümseyerek bana bakıyordu.

"Beni daima seveceğine dair söz verir misin?Bu dünyaya rağmen..."

Yüzündeki gülümsemesini silmeden başını salladı.Alnına dökülen saçlarında gezdirdim gözlerimi.

Parmağını parmağıma kilitledikten sonra gözlerime dikkatle baktı.

"Söz veriyorum."

Gülümsedim ve kollarımı boynuna sarıp başımı omzuna bıraktım.

Parmaklarıma değen mor lavantalara ve buğdaylara baktım dikkatsizce.

"Neden beklemiyorsun?"

"Neden yavaş geliyorsun? dedim durmadan veya arkama dönmeden.

Uzun çabalarım sonucu dışarı çıkmayı kabul ettirmiştim.Bir saat için olsada.

Uzun bir süredir evden çıkmamıştık. Sonunda isyan edip durmadan çıkmak istediğimi dile getirmiştim.

Daha sabahtı ve tehlikeli bir şeyin olabileceğini düşünmüyordum.

Granger bana yetiştikten sonra yanıma geldi ve bana baktı.

"Ne düşünüyordun?"

"Hiçbir şey." dedim

Güneş mavi gökyüzünde parıldıyordu.Bulutlar şekerleri andırırcasına yerini almıştı bile.Güzel bir gündü normal insanlar için.Benim için nasıl olurdu bilemiyorum.

Sabah uyandıktan sonra kahveleriyle bahçelerinde oturup günün tadını çıkartma şansları vardı ellerinde.

Fakat benim için işler değişirdi.

Onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yiyip içmek, onlar gibi oturup kalkmak,onların diliyle konuşmak... Hadi bunların hepsini yapayım. Fakat onlar gibi nasıl düşünebilirim? Nasıl onlar gibi hissedebilirim?

Bunu bilememek acıydı.

Granger'a eşitlikten bahsetmeme rağmen ben bile adaletsizliği yaşıyordum.

Kendimle çelişiyordum.

Herkese umuttan bahsediyordum, içimde zerre kadar umut kalmamışken.

İçimi çektikten sonra başımı ona çevirdim ve yüzünü inceledim.Elleri cebindeydi.Başı eğikti.Anlına dökülen saçları parıldıyor,kirpiklerinin gölgeleri yüzüne düşüyordu.

"Öylece yok olup gideceklerini bildiğin hâlde,duygularına nasıl güvenebilirsin?" dedi başını kaldırmadan.

"Duygularıma güvendiğimi nereden çıkarttın?" dedim içimi çekerek.

"Bana olan bakışlarından."

"Güvenebileceğim bir duygu kalmadı içimde.Hiçbir şey hissetmiyorum.Sadece istiyorum, normalliği..."

"Biz böyleyiz Guinevere.Kabullenmekten başka şansın yok."

"Ama aksini isteme şansım var." dedim gülümseyerek. "Kim bilir? Belki de kalpten dilenen dilekler gerçekleşiyordur dünyanın bir yerinde."

"Sanmıyorum." dedi karamsarlık ve umutsuzlukla.

Cevap vermedim.Ben de umutlu değildim,sadece söylenmek için söylenen sözlerdi.

"Geri dönelim." dedi arkasına döndükten sonra beni beklerken.

Başımı salladıktan sonra oyalanmadan ben de döndüm ve tekrar parmaklarımı bitkilerin üzerinde gezdirerek yürümeye başladım.

Güneş yavaşça yükseliyor ve ısıtıyordu.Bu manzarayı seviyordum.

Beni hatırlayacağını söyle

Güzel bir elbiseyle

Gün batımına bakarken

Kırmızı dudaklar ve pembe yanaklar

Beni bir daha göreceğini söyle

En çılgın rüyalarında olsa bile...

Bir zamanlar şarkı sözleri yazmayı seviyordum.Zihnimi dinlendiriyor, ruhumu sakinleştiriyordu.Kanayan yaralarıma bastığım ilaç gibi etkiliyordu beni.Kendimi iyi hissetmeme sebep oluyordu.

Normal bir insanın yapacağı eylem gibiydi her şeyden önce.

Bir zamanlarda kaldı...

Eve yaklaştığımız sırada gözüme ilişen birkaç ayçiçeğine bakıp gülümsedim.İçeri girmeden önce yakınlarda fark ettiğim bitkiden birkaç tane ahududu alıp ağzıma attım.

Kendimi yorgunlukla içeri attıktan sonra köşedeki koltuğa oturdum.Sabah yürüyüşleri yapmayı sevmeme rağmen yorulmuştum.

Başımın ağrıdığını fark ettiğimde elimi alnıma götürdüm ve bastırarak masaj yapmaya başladım.

Granger karşıma oturduktan sonra dikkatle bana baktı.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Mükemmel."

Cevap vermedi. Kaşlarını çattıktan sonra daha dikkatli baktı yüzüme.Pes ettikten sonra geriye yaslandım.

"Yorgunum ve ağrı çekiyorum."

"Büyü yapmalısın."

"Gerek yok."

"Tüm enerjin ve gücün içinde birikecek.Acı çekmek istemezsin.Bu en hafif hâlin."

"İstemiyorum." dedim kararlılıkla.

Kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyordu güç kullanmak.Yaptığım en ufak büyüde bile kendimi savaşın ortasında,birisinin canına kıyıyormuş gibi hissediyordum.

Diğerlerinin yapmadığını ben de yapmayacaktım.Normalleşmeliydim.

Fakat Granger'da haklıydı.Dışarı yansıtmadığım her güç içimde bir yer edinecekti.Belki de zamanla beni yiyip bitirecekti ama umursamıyordum artık.

Neyi neden umursamalıydım?Ne için umursamalıydım kendimi?Tekrardan kaçmak için mi ya da tekrardan hayal kırıklığına uğramak için mi?

Elimde hiçbir şeyim kalmamıştı artık.Değerli varsaydığım her şey birer birer benden kopup gitmişti.Son demlerindeydim belki de hayatın.Tadını çıkartmak gerekiyordu aldığım her bir nefesin.

Bu dünyada herkes ödünç alınmış havayı soluyordu.

Madem ölecektim,
önce yaşayacaktım.
Sonra ölecektim..

Gülümseyerek kulağımın arkasına sıkıştırdığı saçlarıma baktı ve elini elimin üzerine koydu.Gözleri sıcacık bakıyordu yüzüme.

Gülümsemesine karşılık verdim.Dakikalarca yüzümü inceledi.Ezberlercesine.

Zihnine fotoğrafımı çekercesine.

"Sahip olamayacağım bir hayatı arzulamama neden oluyorsun."dedi kırılgan bir tonla.

Bölüm hakkındaki fikirlerinizi yorum olarak bırakır ve oylamayı unutmazsanız beni mutlu edersiniz.

Eski anılarını yazarken çok keyif alıyorum.Çok tatlı bir ilişkileri varmış.Sevgileri çok saf ve temiz gözümde...

Alıntılar:

Onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yiyip içmek, onlar gibi oturup kalkmak,onların diliyle konuşmak... Hadi bunların hepsini yapayım. Fakat onlar gibi nasıl düşünebilirim? Nasıl onlar gibi hissedebilirim? :Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Yaban
----------------------------------

Herkese umuttan bahsediyordum, içimde zerre kadar umut kalmamışken.: Sabahattin Ali
----------------------------------

"Öylece yok olup gideceklerini bildiğin hâlde,duygularına nasıl güvenebilirsin?" : Blue Valentine (2010, Derek Cianfrance.)
----------------------------------

Beni hatırlayacağını söyle

Güzel bir elbiseyle

Gün batımına bakarken

Kırmızı dudaklar ve pembe yanaklar

Beni bir daha göreceğini söyle

En çılgın rüyalarında olsa bile... : Wildest Dream-Taylor Swift
----------------------------------

Bu dünyada herkes ödünç alınmış havayı soluyordu.

Madem ölecektim,
önce yaşayacaktım.
Sonra ölecektim..

"Sahip olamayacağım bir hayatı arzulamama neden oluyorsun." : Five Feet Apart-Rachael Lippincott

Continue Reading

You'll Also Like

20.7K 2.9K 40
Paralel evren, eลŸรงinsel bir kurgu. EลŸรงinsel evliliklerin olduฤŸu kadฤฑn erkek cinsiyetinin yanฤฑnda erkeklerin hormon testi ne gรถre doฤŸurgan, yada bask...
ASYA By Su

ChickLit

653K 38.2K 57
Abi kitaplarฤฑ kฤฑtlฤฑฤŸฤฑ รงekiyorsanฤฑz doฤŸru yerdesiniz. Sizden istediฤŸim ana karakter olan kฤฑz ile empati kurmanฤฑz. Babasฤฑna olan dรผลŸkรผnlรผฤŸรผnรผ anlamanฤฑz...
40.2K 2.5K 29
AลŸiret Gerรงek ailem serisi : ฤฐzem GรผneลŸ Ulukan 21 tanesi abisi olan izemin gerรงek ailesi ortaya รงฤฑkarsa ne olur? Kaos tabi ki ! Neyseki izem kaos aลŸ...
7.9K 616 11
"Aile, benim kabuk tutmuลŸ yaramdฤฑ ve ลŸimdi o yarayฤฑ deลŸiyorlardฤฑ." Gerรงek aile kitabฤฑdฤฑr fakat birรงok farkla... ร‡รผnkรผ Eliz evli ve hamiledir. ๐Ÿค "Sรผr...