Childhood Friends | hyunin

By taehvfleur

318K 30K 46.4K

jeongin o gece eve geldiklerinde hyunjinle duşta arkadaşlık sınırları dışına çıkacağını tahmin edememişti. More

1 | let's take a shower together
2 | is champagne for you?
3 | i can not leave you
4 | i need to protect myself from you
5 | there is no co(m)ing back
6 | who did you sleep with?
7 | you keep kissing
8 | we need to talk, important.
9 | give me some time
10 | is this a date?
11 | partners in crime
12 | i miss you
13 | i do not lie
14 | just hug
15 | first and last dance
16 | jeongin's heart
17 | we can go from here
18 | you never change
19 | let the operation begin
20 | i love you and you love me
21 | my baby
22 | i promise
23 | now or never
24 | my life is black
25 | i am being punished
26 | get out of here before he wakes up
27 | show your tattoo now
28 | can i kiss you?
29 | I'(m) with you
30 | our home
31 | i did not fall victim to an absurd bet
32 | jisung is cheating on me
33 | I swear it didn't happen on purpose
34 | you are affected by jeongin
35 | we were (m)ade for each other
36 | do you wanna play game?
37 | win or lose
38 | uke or seme?
39 | not that i'(m) afraid
special | hyunjin's birthday
40 | what is your problem?
41 | you either reveal the truth or live alone
43 | i always love hyunjin.
final | pt1
final | last
özel

42 | I'm not the only wrong

3.8K 452 327
By taehvfleur

"jisung yeter beni takip etme artık." minho takılmak için evden çıktığında arkasında birinin olduğunu hissetmişti ki yanılmamıştı. Jisung onu gizli gizli takip ediyor, nerde kiminle takıldığını öğrenmeye çalışıyordu.

"n-ne takip etmesi? burdan geçiyordum ben." diyerek jisung takip edilme olayını yalanlamıştı ama minho buna inanacak kadar salak değildi. "jisung 15 dakikadır aynı yolu bilerek yürüyorum. Hiç mi fark etmedin?" jisung şaşkınlıkla etrafına bakındığında sürekli aynı yoldan yürüdüklerini fark etmişti.

"peki tamam, evet seni takip ediyorum." jisung pes etmişti. Minho zaten durumun en başından farkında olduğu için buna pek şaşırmış değildi. "jisung seni aldatmıyorum. Ayrıca aramızda bir şey yok biriyle olsam bile seni aldatmış sayılmam. Anlayabiliyorsun değil mi?"

minho gayet sakin bir ses tonunda konuşuyordu. "minho, biz ayrılmadık. Birbirimize zaman tanıdık ve bu zamandan yeterince sıkıldım." jisung artık minhosuz yapabileceğini sanmıyordu. Her sabah ısrarla onu arayan, uyanmadığında başta azarlayıp sonra bir sürü öpücük konduran sevgilisi olmadan yapamıyordu.

minho sessiz kalmayı tercih etmişti. Aklı çok karışıktı ve ne yapacağını bilmiyordu. Arkadaşıyla sevgilisinin öpüşmesi ne olursa olsun pek normal karşılanacak bir durum gibi değildi. "minho..seni çok özlüyorum. Yejiden hoşlanmadığımı biliyorsun. Yeji ryujinle birlikte gününü gün ediyor ve seninle benim böyle olmamız beni yeterince üzüyor."

minho yejinin en sonunda ryujinle olmasına belli etmese de çok sevinmişti ama hâlâ ona tavırlıymış gibi davranıyordu. "jisung, jeonginle öpüşsem hoşuna gitmezdi." jisung kafasını sallamıştı, "evet, evet gitmezdi ama amacının farklı olduğunu bildiğim için kızsam da bu kadar uzun senden ayrı kalmazdım."

"jisung sadece 1-2 hafta oldu." jisung omuz silkmişti, "1-2 hafta ne kadar ölüm gibi geçiyor haberin var mı senin?"

kısa bir sessizliğin ardından minho konuşmuştu, "ee hadi ne bekliyorsun?" jisung anlamsızca ona bakıyordu, "anlamadım?" minho derin bir nefes vermişti, "önce beni tatlıcıya götürüp daha sonra öpmeyecek misin?" jisung başta şaşkınca kalmış daha sonra ise yüzüne bir sırıtış yerleştirmişti.

"tatlı yerine seni yiyeceğime emin olabilirsin."

-

j e o n g i n

"hyunjin hâlâ senden bir açıklama bekliyorum." ses tonum netti. Bu işi öğrenmeden pes etmeye niyetim hiç yoktu. "jeongin, ne yalnız yaşamasından bahsediyorsun? bu ev ikimizin. Sen olmayınca buranın hiçbir anlamı yok."

"sen gittiğinde benim de yalnız kalmamın hiçbir anlamı yoktu hyunjin ama sen gittin." dediğim şeyle bakışlarını yere düşürmüştü. Onu bu konuyla vurmayı sevmiyordum ama bana başka çare bırakmıyordu. Sözlerime devam ettim, "Kararımda eminim ya anlatırsın ya da tek başına yaşamaya alışırsın."

"tamam, sakin ol bebeğim tamam mı? gel otur öyle konuşalım." beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Söylediklerini uygulamış sakin kalmaya çalışarak koltuğa oturmuştum. Çaprazıma oturmuş, bedenimi ona döndürmüştü. "anlat hyunjin, bu mektuplar ne demek oluyor?"

"mektuplar...mektupları sana gittikten sonra yazmaya başlamıştım ama hiç geri dönüş alamadım." diyerek başlamıştı söze. "elime hiçbir zaman mektup geçmedi çünkü hyunjin. Kitaplarımın arasından buldum bunları."

"mektupları okumadığını sonradan anlamıştım zaten. Seni evdesin sandığım için eve gönderiyordum ama baban senden önce mektupları alıyormuş." anlamsızca ona bakıyordum. Babamın bu konuyla olan ilgisini hiç anlamamıştım. "babam seni çok sever hyunjin. Mektupları alsa bana getirirdi."

başını olumsuzca sallamıştı. "aramızdaki ilişkiyi bilmese evet belki ama zaten gitmemi isteyen kendisiydi jeongin." dedikerine şaşkınca dinliyordum. "saçmalıyorsun tamamen saçmalıyorsun." inanmak istemediğim için itiraz ediyordum. "saçmalamıyorum. Sen bana o mesajı attığında sana gelmez miyim sanıyordun? evet kavgadan sonra sana kızıp gittim ama jeongin bana en ufak bir şey söylesen bile yanına gelirdim."

gideceğini düşünmeme tepkili olduğu kesindi. Ve bunca zaman bunu içinde tutmuş hiçbir şey söylememişti. "changbin hyung geldi. Bana gittiğini söyledi."

"biliyorum onu ben gönderdim zaten. O mesajları gördüğümde delirecek gibi oldum. Gelmek istedim ama imkanım yoktu. Bu yüzden onu göndermek zorunda kaldım." hiçbir şey anlamıyordum ve en önemlisi anlamak istemiyordum. "babam neden öyle bir şey istedi?" tedirgince sorduğum soruya karşılık derin bir nefes vermişti. "aramızdaki şeyi fark etmiş. Çok önceden fark etmiş hem de. Bileklik, bilekliğimi hatırlıyor musun?"

hyunjin'in bilekliği düşmüştü ve onu ben almıştım. Başımı sallamıştım, "işte ben onu sana bilerek bıraktım. Sana her zaman güzel bir anı bırakmaya çalıştım ama her şey tepe taklak oldu. Gitmem için elinden geleni yaptı...seni göndereceğini bile söyledi." derin bir nefes vermiş, sözlerine devam etmişti.

"O gece kaldığımız yere uçak biletini yollamıştı. Başka çarem yoktu işte gitmek zorunda kaldım. Seninle her şekilde iletişimim kesildi, diğerlerinden de öğrenemedim. Mektup yolladım her zaman." o kadar şaşkındımki ellerim titriyordu. Bu olanlara inanmak çok zordu.

"sonra baban benimle tekrar iletişime geçti. Mutlu olduğunu, bir kız arkadaşın olduğunu söyledi. İnanmadım doğrusu inanmak istemedim sonrasında jisoo öğrenmiş zar zor benimle iletişime geçmişti. İşte o zaman öğrendim ne halde olduğunu. Bir şekilde hemen yanına gelmeye çalıştım." gerisini biliyordum. Hiçbir şey söyleyemiyordum sadece yerdeki halıyla bakışıyordum.

"evet jeongin okumak için yurt dışını istiyordum ama asıl olay babandı. İstesem okumaya gitmez burda okurdum ama baban asla rahat bırakmadı. Ve bu siktiğimin iddiası üstüme binmişti. Benimle konuşmuyordun..."  daha fazla duymaya tahammülüm yoktu. Sinirle ayağa kalkmıştım, "peki sen bunları bana söylemeyi tenezzül etmedin mi?"

ardımdan o da ayağa kalkmıştı, "jeongin nasıl söyleyebilirdim? ortada iddia olayı vardı. Onu kapatmaya çalışırken bununla uğraşıyordum. Her gecem seni kaybetme korkusuyla geçerken bunları anlatmak kolay mı sanıyorsun?" sesi yükselmeye başlamıştı, benim gibi.

"girmeseydin o zaman o iddiaya, sana neydi benim özel hayatımdan? o zaman sevgilim miydin? değildin!" ellerini saçlarından geçirmiş sakin kalmayı denemişti, "evet, haklısın değildim ama bilmiyorum işte jeongin!benimle ol istedim."

"madem seninle olmamı istedin neden çocukken bana yaklaşıp bir anda beni yüzüstün bıraktın? Her zaman yejiyi bana gönderip aramızda bir şeyler olmasını sağladın sonra noldu?" sinirle onu ittirmiştim, "söylesene noldu? ben doğum gününde güzel şeyler düşünürken sen beni görmezden geldin."

birbirimize olan sinirimizi bu gece ortaya döküyordu. "ben senin zarar görmemen için her şeyi göze aldım jeongin. Her şeyimi geri de bıraktım senin için ülkeyi terk ettim. Beni affetmen için her yere geldim. Öncesinde beni fark et diye her şeyi yaptım..." ses tonunu çaresizce düşürmüştü, "tek suçlu ben değilim jeongin. Ben her şeyi göze aldım. Peki ya doğum günümden önce neden felix'e benim senin ilgini çekmediğimi söyledin?"

işte burası iplerin tamamen koptuğu andı. "ben..." sadece bunu söyleyebilmiştim devamını da getirememiştim. Bana alayla gülmüş ve yaklaşmıştı, "işte jeongin. En başından hatalı olan tek kişi ben değildim. Bunca zaman hıncını benden çıkardın ama her zaman sana haklı olduğunu söyledim. Ama daha fazlasını kaldıramam anlıyor musun beni?"

sesi titriyordu, sesi gerçekten fazlasıyla titriyordu, "bunca zaman.. ablan, arkadaşların, arkadaşlarım...kim varsa herkes beni hatalı buldu. Herkes benim üzerime geldi ama ben yine sesimi çıkarmadım. Her zaman sustum senin için sustum. Şimdi bana gelip daha fazla tek masum senmişsin gibi saldırma anlıyor musun beni?"

"evet, doğru bir hata yaptım, büyük bir hata yaptım iddia olayında tamamen savunulacak bir yanım bile yok. Ama geri kalanı, geri kalanı ne olacak jeongin hiç düşündün mü?" gözlerim dolmuştu, sertçe yutkunmuştum. O kadar zaman içinde tuttuklarını bana karşı şimdi söyleyebiliyordu. "babanın ona gittiğimizde yaptığı imalar bu yüzdendi. Geldiğimde bana kızsa da ben seni bırakmadım. Ve baban yeniden gitmemi istiyor."

her şey çok ağır gelmeye başlamıştı. "uçurumun eşiğindeyiz jeongin. Sadece düşün olur mu? olmuyorsa dediğin gibi, bu ev boş kalır. Sadece anılar yaşar." yanımdan geçip gitmiş dış kapıya ilerlemişti, "hyunjin nereye?" demiştim telaşla.

"korkma istediği gibi gitmeyeceğim. Sadece birbirimizi daha fazla kırmamak için bu gece ayrı kalsak iyi olur. Sabah döneceğim." tekrar yanıma gelmiş ve bana kızgın olmasına rağmen alnıma bir öpücük bırakıp gitmişti.

koltuğa oturmuş öğrendiklerimi sindirmeye çalışıyordum. Özellikle hyunjini üzmüştüm bunca zaman her şeyi içinde tutmuştu. Her şeyi halletmem ve yoluna girmesini sağlamam gerekiyordu. Bu sefer ipler benim elimdeydi.

ama önce babamdan hesap sormam gerekiyordu.


ikisini yüzleştirmem gerekiyordu ve bunca zaman hyunjin'in hislerini nasıl içinde tuttuğunu elimden geldiğince anlatmaya çalıştım umarım becerebilmişimdir

ve minsung'u merak edenleriniz vardı ufakta olsa bir kısım yazmaya çalıştım <3

Continue Reading

You'll Also Like

111K 18.3K 26
-Omegaverse- "Tahta çıkacağın gün tacın yamulur umarım." Bakışlarını sarayın soğuk zeminine değdirirken mırıldandı omega. "Bir şey mi dedin Jisung?"...
37.6K 4.2K 26
[hyunho] I can't believe we're finally alone I can't believe I almost went home ** +80****** hoca bozuntusu bak bir şuraya texting x düz yazı karışı...
54.4K 7.6K 51
Jeongin sokakta yaralı bir köpek bulmuştu. ---- Hyunjin: Ulan piç Getir köpeğimi hemen Jeongin: İnsafsiz misin sen ya aramizda cok buyuk baglar olust...
24.7K 2.6K 34
Biri doktor, diğeri itfaiye şefi olan iki eski sevgili büyük bir vakada yeniden karşı karşıya gelmek durumunda kalırsa ne olur?