Childhood Friends | hyunin

De taehvfleur

318K 30K 46.4K

jeongin o gece eve geldiklerinde hyunjinle duşta arkadaşlık sınırları dışına çıkacağını tahmin edememişti. Mais

1 | let's take a shower together
2 | is champagne for you?
3 | i can not leave you
4 | i need to protect myself from you
5 | there is no co(m)ing back
6 | who did you sleep with?
7 | you keep kissing
8 | we need to talk, important.
9 | give me some time
10 | is this a date?
11 | partners in crime
12 | i miss you
13 | i do not lie
14 | just hug
15 | first and last dance
16 | jeongin's heart
17 | we can go from here
18 | you never change
19 | let the operation begin
21 | my baby
22 | i promise
23 | now or never
24 | my life is black
25 | i am being punished
26 | get out of here before he wakes up
27 | show your tattoo now
28 | can i kiss you?
29 | I'(m) with you
30 | our home
31 | i did not fall victim to an absurd bet
32 | jisung is cheating on me
33 | I swear it didn't happen on purpose
34 | you are affected by jeongin
35 | we were (m)ade for each other
36 | do you wanna play game?
37 | win or lose
38 | uke or seme?
39 | not that i'(m) afraid
special | hyunjin's birthday
40 | what is your problem?
41 | you either reveal the truth or live alone
42 | I'm not the only wrong
43 | i always love hyunjin.
final | pt1
final | last
özel

20 | i love you and you love me

5.8K 645 890
De taehvfleur

yorucu bir günün ardından jeongin kendini sahile atmış ve soluklanmıştı. Minho, jisung ve ryujin geldiklerinden beri hep beraber takılmışlar ve yorulmuşlardı.


evdekilerin bazıları yorgunluktan uyuklarken jeongin fırsat bilip sahilde temiz havayı soluklanıyordu. Yaşananların ardından neredeyse 2 hafta geçmişti. Jeongin her ne kadar arkadaşlarına 'unuttum' ve 'iyiyim' imajı verse bile aslında değildi. Sadece bir şeyleri içinde yaşıyordu. Tüm gün gezip eğlense bile gün sonu başını yastığa koyduğunda gerçekler yüzüne çarpıyordu.

iyiymiş gibi davranmak çok zordu. Bazı şeyleri içinde unutmak, özlemiyormuş gibi davranmak çok zordu ama jeongin üstünden gelmeye çalışıyordu.

hyunjin'in onu unuttuğunu düşünüyordu çünkü bir mesaj bile atmamış kimseye sormadığını düşünüyordu. Bunca olan şeyden sonra mesaj beklemesi saçma olsa bile içindeki sese asla söz geçiremiyordu.

aldığı ufak içkiyi yavaş yavaş yudumlayıp karşısındaki denizi seyrediyordu. İstemsizce tüm anılar aklına geliyor sanki canlanıyor gibi hissediyordu. Sessizce kendi kendine şarkı mırıldanmaya başlamış ve bir yandan içkisini yudumlamıştı.

"oh the habits of my heart"

"i can't say no "

"it's ripping me apart"

kendi kendine sessizce mırıldanmaya devam ederken beklemediği bir ses duymuştu, "ne zaman sıkılsan bu şarkıyı söylersin."

ses o kadar tanıdıktı ki jeongin bir an duraķsamış ama sesin sahibine bakamamıştı belki de sarhoşluğun etkisine girmiş olduğunu ve hayal gördüğünü düşünmüştü,

ama yanına oturan beden bunun gerçek olmadığını kanıtlamıştı çünkü jeongin'in 2 haftadır görmediği o kişi tam yanında oturuyordu.

işte jeongin yaşayacağı en zorlu dakikalara girmişti. Onun yüzüne bakamıyordu, ona dönemiyordu bile sadece karşısındaki denize odaklanmıştı. Şimdi ne yapacaktı? burdan kaçıp gitmeli miydi yoksa kalıp yüzleşmeyi mi seçmeliydi? ikisinden de çıt çıkmıyordu. Jeongin'in cesareti yoktu şu an olduğu durum o kadar berbattı ki tek isteği şu an rüyadaysa uyanmaktı.

"sana mesaj attım." sessizliği bozan hyunjindi. Jeongin hâlâ tepki veremiyordu çünkü ne yapacağını bilmiyordu çok fazla stres olmuştu içinden yardım çığlıkları atıyordu. "lütfen aniden sinirlenip gitme jeongin istersen benimle hiç konuşma ama sadece söyleyeceklerimi dinle." jeongin gitmek istiyordu ama bedeni gitmesine izin vermiyordu buraya sıkışıp kalmış gibiydi.

"benden nefret ettiğini biliyorum ve şu an hangi yüzle seninle konuşmaya geldiğimi de düşündüğünü biliyorum. Her şeyden önce jeongin senden özür dilerim, biliyorum bu özrü dilemek için çok geç kaldım. Her şeyi mahvettim güvenini kaybettim en önemlisi seni kaybettim..."

"kaybettiğin insanlara gelip böyle konuşmalar yapıyor musun?" jeongin en sonunda konuşabilmişti ama hâlâ yüzüne bakmıyordu.

"sadece beni dinle lütfen sonra istediğin kadar bağırıp çağırırsın istersen tekrar beni yumruklar öldürürsün ama yeterki beni son bir kez olsun dinle."

jeongin hafifçe sırıtmış ve hyunjin'in yüzüne bakmıştı. Onunla göz teması kurmuştu ve fark etmiştiki saçlarını siyah yapmıştı, "cesaretin varsa gözlerimin içine bakarak konuş." hyunjin yutkundu ve zor da olsa ikili göz teması kurmaya başladı, "jeongin...biz seninle hiç arkadaş olmadık, olamadık. İnkar etme sen de biliyorsun tanıştığımız ilk andan itibaren aramızda başka bir şey vardı."

"aslında biliyor musun hyunjin? sen beni 2 kere yarı yolda bıraktın."

"jeongin.."

"kes, çocukken de aynısını yaptın. Yejiyle aramı bozmak istedin sonra zamanla bana yakınlaştın yeji bir anda senden bahsetmeye başladı seni aklıma soktu sonra sen attığın adımları geri çektin."

hyunjin göz temasını kesmiş başını yere eğmişti ama jeongin susmadı, "sen her zaman hata yaptın. Şimdi onca yolu gelmiş benimle konuşuyorsun."

"onca yolu senin için geldim ben, beni dinlemen gerekiyor lütfen."

"neden hayatımı sürekli darmadağın etmeye çalışıyorsun? neden ısrarla hayatımdasın?"

hyunjin kafasını kaldırmış, göz temasını devam ettirmişti, "çok mu merak ediyorsun?"

"evet."

hyunjin jeongin'i yanaklarından tutmuş ve kendine çekip dudaklarını birleştirmişti.

sert ve tutkulu değildi. Sadece dudaklarını birleştirmişlerdi. İkiside hareket etmiyordu.

hyunjin geri çekildiğinde aralarında hâlâ az bir mesafe vardı, "çünkü...çünkü seni seviyorum ve sen de beni seviyorsun."

jeongin yutkunmuş ve bir süre olanları sindirmeye çalışmıştı. Kendine geldiğinde ondan uzaklaşmış ve ayağa kalkmıştı, "sen bana şaka mı yapıyorsun? seni sevmiyorum aksine nefret ediyorum. 2 hafta sonra gelmiş hayatımı tepe taklak etmeye çalışıyorsun. Hyunjin benden uzak dur sen ve ben diye bir şey yok asla olmadı."

hyunjin güldü ve ayağa kalktı, "biz diye bir şey olmadı mı? jeongin kendini kandırma. Gerçekleri öğrenmeden önce öyle değildi ama, sen tamamen bilinçsiz hareket ediyorsun."

"evet çünkü sana güvenmiyorum ne yapmamı bekliyorsun? geldiğin gibi hiçbir haltı yapmamışsın gibi boynuna atlamamı mı? unut bunları."

"rüyada değilsin ve bu olanlar da gerçek şimdi istersen kaç git burdan hatta ülke bile değiştir. Ben yine gelip seni bulacağım. Ben bulmasam bile kader bizi yine bir araya getirecek..."

hyunjin jeongine biraz daha yaklaştı ve sözlerine devam etti, "çünkü biz ruh eşiyiz jeongin."

jeongin çekildi, "biz ruh eşi falan değiliz. Kendini kandırma.." hyunjin güldü, "sence ben mi kendimi kandırıyorum? jeongin nefretin kalbini ele geçirmiş olabilir ama bunu inkar edemezsin."

"benden seni affetmemi bekleyemezsin."

"kime göre neye göre? hiçbir şey imkansız değil. Jeongin sana sandığından çok ihtiyacım var...bunca zaman hayatımda korkaklık ettim saçma bir şey yaptım ve cezasını seni kaybederek günden güne ödedim."

hyunjin soluklanıp sözüne devam etti, "seviştikten sonra sabah seni görmeyi, okula beraber gitmemizi, saçma salak kavgalarımızı daha sayamayacağım bir çok şeyi özledim."

bu sefer gülen taraf jeongindi, "seviştikten sonra her sabah kaçıp gidiyordun! Sırf hırsın için beni yatağa atıp ertesi günü yoktun, ne o yoksa beni görmeyi miden kaldırmıyor muydu?"

"jeongin, böyle bir şeyi nasıl düşünebiliyorsun? evet hırsla yaptığım şeyden pişmanlık duydum ama seninle yatağa girmekten asla pişmanlık duymadım."

"biliyor musun hyunjin? o gün seni yumruklarken kesinlikle öldürmeliydim."

"ölümüm senin ellerinden olacaksa ona bile razıyım aslında."

jeongin başını salladı, "bu kadar konuşma yeter. Bu konuşmayı yapmanın anlamı yok artık, bitti gitti."

"bitmedi jeongin."

"uzatma artık!"

jeongin gidecekken hyunjin onu durdurdu, "nasıl öğrendin?"

jeongin derin bir nefes verdi, "o gün sen gideceğini söylediğinde telefonunu bırakmıştın. Mesaj gelince baktım tabii yalan söylediğin ortaya çıktı hiç düşünmeden gittiğin yere kadar takip ettim. Sehunla olan konuşmanı ardından yeji, felix, changbin...dinletilen ses kaydı her şeyi kendim duydum."

hyunjin yutkundu, "peki parti gününe kadar neden sustun?"

"bilmem..belki de senin söylemeni istemişimdir ama sen o kadar korkak bir insandınki yüzüme baka baka yalan söylemeye devam ettin ben de boş durmadım tabii gizlice kayda ulaştım ve sürpriz parti günü hyunjin'in itibari zedelendi üzülmedin umarım?"

"itibarım falan önemli değildi seni gerizekalı, benim için tek önemli olan sendin. Parti sonunda sana her şeyi açıklayacaktım zaten."

"neden parti sonu? hyunjin kabul et o gün sonunda da söyleyemeyecektin bana bunu sen de biliyorsun."

hyunjin derin bir nefes verdi, "jeongin, seni seviyorum tamam mı?"

"sana bir şey söyleyeyim mi?" jeongin hyunjine yaklaştı, "ben senden nefret ediyorum ve senin beni sevmenin benim için hiçbir önemi yok."

jeongin geri çekildi, "istediğin kadar tatilini yap yeterki denk gelmeyelim. Uzak dur benden."

jeongin daha fazla beklemeden arkasını dönüp ondan uzaklaşmaya başlamıştı. Hyunjin ise arkasından seslenmişti, "üzgünüm jeongin ama senden uzak durmayacağım."

□□□

Continue lendo

Você também vai gostar

24.8K 2.6K 34
Biri doktor, diğeri itfaiye şefi olan iki eski sevgili büyük bir vakada yeniden karşı karşıya gelmek durumunda kalırsa ne olur?
34.1K 5.6K 14
Jisung arkadaşlarıyla çıktığı bir haftalık tatilde tanıştığı Minho'yu bir daha görmeyeceğini düşünerek onunla yatar. Ancak Minho'nun çok farklı düşün...
1.7K 199 6
chanmin • secrets i have held in my heart, are harder to hide than i thought. -
78K 8.4K 24
@hyunjin_hhj: Bateristmişsin sanırım, okulun müzik grubuna neden katılmıyorsun? - 🥇 - # hyunin | 220922 | 🥇 - # yangjeongin | 021022 | 🥇 - # stay...