tam olarak ne zamandır uyuyordum hiç bilmiyorum tek bildiğim aşırı yorgun olduğumdu. Bir ara uyandığımda hyunjin hâlâ yanımda saçlarımı okşuyordu ve ben o ara gözlerimi kapatıp tekrar uyumayı tercih etmiştim.
bu sefer uyandığımda oda iyice karanlığa bürünmüştü, hyunjin'in dudaklarını yine saçlarımda hissetmiştim. Artık kalkmam gerekiyordu. Hafifçe kıpırdanıp doğruldum ve ona baktım, "ne zamandır uyuyorum..?"
benden biraz uzaklaşmış, komidinin üzerinde olan telefonunu eline almıştı, "saat 8 buçuk...gerisini sen düşün." ellerimle başımı ovaladım, "çok üzgünüm benim yüzünden kaç saattir böylesin." hafifçe güldü, "özür dilemene gerek yok çünkü halimden gayet memnundum, istediğin kadar uyuyabilirsin." dudaklarımı birbirine bastırdım, "evdekiler?"
"ben geldiğimde jisoo gidiyordu, geç gelecekmiş beni senin çağırdını söyledim annenler ise gelmeyecekmiş yani rahat olabilirsin, sakinleş." derin bir nefes verdim, "arkadaşlarım merak etmiştir sabahtan beri konuşamadım."
"yeji'ye hasta olduğunu o yüzden burda kalacağımı söyledim diğerlerine söylemiştir."
"bunu yapmana gerek yoktu, istersen git hyung ben iyiyim" ellerini saçlarıma götürdü ve geriye attı, "hayır bugün seninle olacağım, aç mısın?" kafamı 'evet' anlamında sallamıştım. "tamam ben şimdi sana bir şeyler hazırlayacağım, o sıra sen de elini yüzünü yıka ve yanıma gel anlaştık mı?"
"anlaştık."
bu anlaşmadan sonra o mutfağa gitmiş ben de banyoya gidip elimi yüzümü yıkamıştım bir süre sonra mutfağa yanına gitmiştim. Bana ramen hazırlıyordu. "hadi sen otur birazdan hazır olur." demesiyle yanımdaki sandalyeye oturmuş -her ne kadar zorlansam bile- sersem sersem etrafıma bakıyordum.
"bunu yedikten sonra ağrı kesici vereceğim onu iç."
"pek ağrım yok"
"otururken zorlandığını fark edebiliyorum."
ne yalan söyleyeyim bunu demesiyle biraz utanmıştım. Ramen hazır olduktan sonra önüme koymuş, karşımdaki sandalyeye oturmuştu. O kadar açtımki tabağı bile yiyebilirdim, "sakin ye bir yere kaçmıyor."
"çok açım."cevabımla gülmüştü ve o da önündeki yemeği yemeye devam etmişti Yyemeklerimiz bittikten sonra masayı toparlamıştı, ben de bana verdiği ilacı içmiştim. "hadi odana gidelim bilgisayardan film açarız, oturma odasındaki cam açık kalmış o yüzden orası soğuk üşütmeni istemiyorum."
itiraz etmeden başımla onaylamıştım, elimden tutmuş beni odama doğru götürmüştü. Odama girdiğimizde yatağıma oturmuş sırtımı yatağın başlığına yaslamıştım, o bilgisayarı alıp yanıma gelmişti.
"izlemek istediğin bir şey var mı?"
"suicide squad izleyebiliriz?'
"asla onu izlemekten sıkılmayacaksın değil mi?"
"harley aşkımdan vazgeçemem."
dediğime gülmüş ve dizlerine koyduğu bilgisayardan filmi ayarlamıştı, filmi başlattığında başımı omzuna koymuştum. Sağ eliyle, sol elimi tutmuş parmaklarımla oynuyordu, bense daha yeni başlamış olan filme odaklanmıştım.
"harley'i görünce ağzının suyu akıyor." dediğini şeyle kıkırdamıştım, "ona olan aşkımı biliyorsun."
"tabii bilmez miyim"
bir süre sonra zaman geçmiş film'in bitmesine 1 saatten az bir süre kalmıştı saat neredeyse 9'u geçiyordu. Gözlerim fazla izlemekten biraz yanmaya başlamıştı, "yine mi gözlerin yanıyor?"
"evet ama geçer herhalde birazdan." filmi durdurmuş bilgisayarı komidinin üzerine bırakmıştı, "sonra devam ederiz gözlerine iyi gelmiyor sonra biliyorsun."
"ya ama ne güzel izliyorduk."
"mızıkçılık yapma küçük tilki." gözlerim yandığı an hyunjin bir şey izliyorsam asla devam etmeme izin vermezdi. "benim böyle canım sıkılır ama yürüyüşe falan çıksak ya"
"kalçandaki o ağrıyla yürüyebileceğini mi düşünüyorsun?"
"kalçamdaki ağrıyı ben senin kadar düşünmüyorum hyung, hem bu kadar endişeleneceksen yapmasaydın." arkasına yaslanmıştı, "yaptığım şeyden hiç pişman değilim."
"tabii olan bana oldu"
"doğrusu o kadar şey söyledikten sonra kendini bana teslim etmen beni biraz şaşırmadı değil." gözlerimi devirmiştim, "canım istedi yaptım sorgulama." yaslandığı yerden ayrılıp yüzüme yaklaşmıştı, dipdibeydik "canının bu kadar istediğini bilmiyordum."
"sana sorgulama demiştim."
"şu an çok öpülesi duruyorsun."
"bu hâlde olmamız çok garip"
"şu an gerçekten öpülesi duruyorsun."
"sonuçta bir arkadaş sayılırdık yani böyle olmamız ne bileyim.."
"seni şu an öpmek istiyorum."
"öp artık!"
dediğim şeyi ben bile beklemezken hyunjin hemen dudaklarıma saldırmıştı, birbirimizi gerçekten sömürüyorduk. Elinden birini bacağıma götürmüş üzerinde gezdiriyordu, elimi yanağına götürmüş onu iyice kendime çekmiştim.
nefes almak için dudaklarımızı ayırdığı sırada çok beklemeden hemen kucağına çıkmıştım, "sen gerçekten alıştın kucağıma."
"çok konuşma." dedikten sonra tekrar dudaklarına yapışmıştım. Belimden tutup beni kendisine iyice çekip bastırdıktan sonra ağzımdan hafif bir inleme çıkmıştı. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma yöneldiğinde başımı geriye doğru atıp ona daha çok yer açmıştım.
boynumda bir süre oyalandıktan sonra dudaklarıma öpücükler bırakıyordu, tabii telefon çalma sesi odada duyulmasaydı. Hafifçe çekilip, "hyung boşver devam edelim."
tekrar kendime çekip dudaklarını öpmeye devam ettim benden yavaşça geri çekilmiş, "bebeğim belki önemli bir şey vardır bakalım sonra devam ederiz burdayım bir yere gittiğim yok merak etme." derin bir nefes almış ve kafamı onaylarcasına sallamıştım, komidinin üzerindeki telefonu almış ve arayan kişiye bakmıştı.
chan hyung arıyordu çok beklemeden hemen telefonu açtı, "seni dinliyorum...şimdi mi?...peki buna zorunda mıyım?....ah pekala geliyorum." telefonu kapattıktan sonra çattığım kaşlarımla ona bakıyordum, "nereye?"
"gitmek zorundayım." başımı omzuna koymuş ona sarılmıştım, "beni tek mi bırakacaksın? gitmeni istemiyorum, hani benimle kalacaktın?" sırtımı sıvazlamıştı, "bebeğim söz veriyorum işim erken biterse yanına gelmeye çalışacağım." kafamı omzundan kaldırmış, ona bakmıştım"söz mü?"
"söz." demişti ve dudaklarıma bir öpücük bırakmıştı. Üstünden kalmıştım dinlenmem için onu uğurlamama izin vermemişti ve kısa bir süre sonra yanımdan ayrılmıştı. Fırsat bilip sabahtan beri konuşmadığım arkadaşlarıma yazma kararı almıştım
hyunjin jeongin'in
ı
rzına geçti grubu
minho
jeongin'i nasıl bilirdiniz
felix
iyi bilirdik
jeongin
neden ben ölmüşüm gibi konuşuyorsunuz
felix
oo paşam gelmeseydiniz
minho
JEONGIN
ACIYOR MU
jeongin
ACIYOR
minho
😭😭
felix
gerçekten
yaptınız mı ya
o kadar laf söyledin
amk
jeongin
oldu işte bir anda
felix
sevgili
misiniz
jeongin
bilmiyorum
biraz önce yanımdaydı
chan hyung aramasaydı
gitmeyecekti
felix
neden aradı
acaba
jeongin
bilmiyorum
minho
gitmeseydi kesin
yeniden yapacaklardı
jeongin
buna itiraz
edemeyeceğim
yeji
omg
jeongin
yeji
abin gelirim dedi ama
büyük ihtimal gelmez
o yüzden siz de
olursa ne yapıyor takip et
yeji
ajancılık yapıyorum resmen
ama olur
eğlenceli
felix
jeongin geldi
ama
jisung
yok şimdi
minho
yanımda uyuyor canım
kendisini biraz yordum 🤚🏻
felix
bazen
diyecek
bir şeyim
kalmıyor
minho
böyle ağlama zırlama
olmasın lütfen
-3.kişi ağzından-
yeji mesajları gülerek okurken vaktin hangi ara geçtiğini anlamamıştı, telefonunu kapatmış duyduğu kapı sesiyle odasından çıkmıştı "oppa, sen mi geldin?"
"evet, chan da burda."
"hoşgeldin chan oppa" chan yejiye gülümsemişti, "yeji hadi sen odana git biz biraz takılıcaz." yeji abisine söylenerek odasına dönmüştü, geri döndüğünde duyacaklarını bilmeden.
—
<3