4. Bazı Sırlar.

3.6K 128 7
                                    

SELAMMMM

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN

Demeter

hera odadan çıkmıştı.
Terardan elektiriğin geliceğini düşünerek gözlerimi kapayıp kendimi acıya hazırlamaya çalıştım.
Ama beklemediğim bir şey oldu. Dilsiz benimle aynı boya gelebilmek için çömelip sessizce konuşmaya başlamıştı.

" Kızınız ölülerin tanrısının yanında ona evin adresini verin. Onlar orada oyanalanırken sizi buradan kaçırırız."

" sana neden güveniyim."

Dilsiz kolunu açıp hadesin simgesini gösterdi. (medya)
Bu simge olmadan yer altından çıkmıyordu ama yer altından çıktığındaysa Hadesin sözün den çıkamazdı. Ayrıca olan bitten her şeyden Hades inde haberi oluyordu.

Kızımın hadesin yanında olduğuna güvendiğim için dilsizin teklifini kabul ettim.

Biraz bekledikten sonra kapıda ki korumalara beni teslim etti.
Heranın yanına gittiğimiz de gözlerinde alayla bana bakıyordu. Tanrıçalar Odasına geçtiğimizde konuşmaya başladı.

" daha fazla dayanıcağını düşünüyordum ama dilsiz seni güzel hırpalanmış olmalı, sen küçükken de böyleydin. Canın yandığında gözün kimseyi görmezdi. Şimdi söyle bakalım persephone nerede."

Her ne kadar sinir olsamda bunu belli etmemeye çalışıp evin adresini söyledim.
Odaya koruyucuları alıp beni aldıkları yere geri götürmelerini emretti.

Koruyucular bana olan saygısını yitirmiş olmalılar ki kollarımdan tutup işkence odasının önüne sürüklemeye başladılar. Koridorda tenha bir yerden geçerken. Üstümüze ok atılmaya başlandı.

Kolumu tutan koruyucular nereden geldiğini çözemediğim okla yere yığılmışlardı . Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğümde de Alexi gördüm.

Bu sefer kolumu tutup Alex bir taraflara sürüklemeye başlamıştı.

"sana kaçmanı söylemiştim."

" neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu."

" ah senin şu merakın."

Daha önce burada olduğunu bile bilmediğim tünel kapısının önüne gelmiştik. Kapı açıldığında bizi dilsiz karşıladı. Elime ok ve yayı tutuştuşturup önden yürümeye başlamıştı . Arkamdan da Alex geliyordu. Tünel bizi Ormanın içine çıkarmıştı. Ama her yer de ellerinde silahlarla Koruyucular duruyordu. 5-10 metre sonra yer altına açılan kapı vardı. Hadesin izni olanlar oradan geçebiliyordu dilsiz ve ben kapıdan geçebilirdik alexe de sikkeyi verirdim. Kafamda hızlıca planı oluşturmuştum.

Çok az ilerlemiştik ki. Ağaçlar koruyucuların beni aradıklarını fısıldamaya başlamıştı. Ağaçlardan dikkatimi çektiğimde bir grup koruyucaların bize yaklaştığını fark ettim.
Hızlıca etrafımıza ağaç dallarından duvar ördüm. İşimi bitirmemle ateş yağmuruna tutulmuştuk.
Dört bir yanımızdan ateş ediliyordu.

" Demeter gitmelisin."

" sizi ölüme terk edemem."

Sözümü bitirmemle ağacın dalları yanmaya başlamıştı. Ağacın kendisini yenilemesini sağlasam da çok fazla dayanmazdı.

" Tanrıça Demeter ben zaten iblisim bana zarar veremezler, beni sizin suretinizde görmelerini sağlarsanız onları başka tarafa doğru çekerim. Sizde o sıra geçide ulaşmış olursunuz."

Dilsizin planı mantıklıydı ve elimizde ki tek planda buydu. Hiç bir şey söyleme gereği duymadan onu kendi suretime büründürdüm. Yerde ki toprağa dokunup doğayla bütünleştim. Beni artık göremezlerdi.
Alexin eline sikkeyi koyup gerekli sözleri söyledim. Beni göremediği için ne olduğunu da anlamamıştı. Etrafımız da ki duvarı indirdiğimde dilsizle farklı yönlere koşmaya başlamıştık.
Plan işe yaratmıştı geçiş kapısının önündeydim. Geçmek için gereken sözleri söyledim.
İçeri girdiğimde beni hadesin köpeği kerberos karşıladı. Kereberosu gördüğüm gibi koşmaya başlamıştım. Bir yandan da çığlıklar atıyordum.
Sonunda taht odasına vardığım da daha fazla koşmaya mecalim kalmamıştı. Diğer yerlerin aksine burada iblisler vardı. Kerberosun önüne geçip beni yememesi için onu engellemeye çalışıyorlardı. Aradan çok zaman geçmeden karşımda Hades ve kucağında persephone belirdi. Bu kız hangi ara Hadesi tavlamıştı da onu taht odasına bile kucağında getirecek kadar gözünü döndürmüştü.

Persephone

Hades beni kucağında indirip Tahtına oturtu. Karşımda annem vardı. İlk defa onu bu halde görüyordum. Koşup sarılmak istiyordum ama şoka girmiş olmalıyım ki vücudumu hareket etiremiyordum.

Hadese baktığımda annemle yanlız kalmak isteğimi anlamış olmalı ki herkese dışarı çıkmasını söyledi. O da çıksın diye bakıyordum ama beyefendinin çıkmaya pek niyeti yoktu anlaşılan. Hala başımda dikilmiş duruyordu.

Zaten ben hariç herkesin olan biten haberi var gibi duruyordu. O yüzden hadesin yanımda olmasına laf etmeden tahttan kalkıp annemin yanına doğru gittim. Ayağım hala acıyordu ama bundan daha önemli konular vardı.

Annemin neredeyse tükenmiş bedenini daha fazla ayakta kalmayıp dinlensin diye tahtın oraya doğru sürükledim. Hades amacımı anlamış olmalı ki yerde ki toprağın yükselip, tek kişilik koltuklara benzer şekil almasını sağladı.
Hepimiz yerlerimize geçip oturduk.

Annem buraya gelmeden önce ki olayları anlatmıştı ama bunların tam olarak neden yaşandığını bir türlü söylememişti.
Dayanamayıp sormaya karar verdim.

" Anne neden peşimdeler"
Merakla anneme bakıyordum. Üzerinde ağır bir yük varmışçasına omuzları aşağı düştü. Derin bir nefes aldıktan sonra nihayet konuşmaya başladı.

"sen daha doğmadan önce bile var olan bir kehanet vardı, sen rahimime düştüğünde devamı geldi."
Hadi ama bir tesedüf için beni öldürmeye çalışıyor olmazlardı. Devamını getirmesini istercesine gözlerinin içine baktım.

"biz daha var olmadan önce bütün güçler tek bir kişide toplanmıştı sonra güçlerinin birer kısmını bize bahşedip hepimizi görevlendirdi lakin bunu yaptıktan sonra kendisi gücünden hiç bir şey kaybetmesede ölümlü hale geldi. Ölümüyle beraber kahinlere, kehanetler gelmeye başladı. Çözmek zor olsa da kahinler bir şekilde çözmeyi başardı. "

Annem susmuştu bense bu hikayede ki rolümü anlatmasını bekliyordum. Bir kaç tahminim vardı gerçi. Annem konuşmaya devam etti.

" ilk kehanet hükümdarın tekrar doğacağı yazıyordu ancak Başta buna sevinsekte sonra dan güçlerimizi elimizden alabileceği telaşı sarmıştı. Böylece iki ye bölündük. Ne yaparsak yapalım hera ve onun gibilerden önce hükümdara ulaşamadık. Daha kadının karnındayken ikisi de öldürülüyordu. "

Bunlar nasıl kişiliklerdi böyle, güç için daha doğmamış bebeğe ve annesine kıyabiliyorlardı.
Sinirden gözlerimden ateş çıkıcaktı neredeyse.
Hades bunu fark etmiş gibi elini, elimin üzerine koydu ve bana o güzel, güven verici tebessümünü bahşettiği. Tenini tenimin üzerinde hissetmek beni birazda olsa sakinleşmemi sağlamıştı.
Rolümü Anlamıştım ama teyit etmem lazımdı.

" O hükümdar benim öyle değil miii."

BUNDAN SONRA Kİ BÖLÜM NEREDEYSE FULL  +18   İSTERSENİZ ES GEÇEBİLİRSİNİZ.












Persephone +18Where stories live. Discover now