7. BÖLÜM

678 95 48
                                    

Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.
Düşmem dersin düşersin,
Şaşmam dersin şaşarsın.
Öldüm der durur, yinede yaşarsın...!!

-HZ. MEVLANA-

"Durun hemşire! Yapmayın serum, gerek yok."

"Ama beyefendi az önce yapmamızı söylediniz."

"Şimdi yapma diyorum bacım. Anlamıyor musun?"

Sesi bu sefer olduğundan yüksek çıkmıştı Salim beyin. Hemşire ne yapacağını şaşırıp serumu yerine bıraktı.

"Onu eve götüreceğim. Üstünü falan düzeltin hemen". Emir verir gibi konuşması her ne kadar hemşireleri sinirlendirse de ses çıkarmadılar.

"Tamam beyefendi dışarıda bekleyin hastayı getiriyoruz."

Salim bey aşağı indi. Biraz sonra hemşireler de Cengiz beyi tekerlekli sandalyede aşağı indirdiler. Taksiye binip eve doğru yola çıktılar.

Eve gelene kadar Salim bey Cengiz beye söylenmeyi bırakmadı.

"Şuna bak, şu tipe bak. Senin için ne kadar para harcıyorum biliyor musun?. Nereden bileceksin umrunda değil senin."

"Anca ye, iç, otur başka bildiğin yok senin. Önceden de böyleydin sen hep hazıra konardın. Karın senin gibi bir adam ile nasıl evlendi hala aklım almıyor. Birde ben dururken."

Bu son sözüne Cengiz bey çok sinirlenmiş olacak ki ona saldırmaya çalışıyordu. Ama ne yazık ki hiç bir yerini tepretemiyordu.

Şoför ise ikisine anlamsız ifadelerle bakıp duruyor du. Salim bey bir önüne bir arabaya baktığını görünce adama sertçe "önüne baksana bizi ne dinliyorsun ve adam" diye  bağırdı.

Adam neye uğradığını şaşırıp burnundan derin nefes alıp geri verdi ve yol boyunca hiç onlara bakmadan arabayı sürdü.

Nihayet eve vardıklarında Salim bey onu eve bırakıp kahveye gitti. O gidince bu sefer Nefise hanımın dırdırı başladı.

"Yine seni başıma bırakıp kahveye kumar oynamaya gitti. Ben nasıl yapacağım böyle. Abi kardeş aynısınız. Aynı boktan çıktınız ya sonuçta. Allah belanızı versin ikinizin de"

Salim bey Kerem'in içki içmesine kızıyor fakat kendisi kumar oynuyordu. Karısı ona söyleyince de onlara kızıp "ikisi aynı şey değil" diyordu.

Nefise hanım söylene söylene mutfakta bulaşık yıkamaya gitti. Bilerek sesi Cengiz beye gitsin diye söylenerek bağırıyordu.

Kapı çalınca bir kez daha bağırarak kapıya doğru ilerledi. Nefise hanım tam bir huysuz ihtiyar gibiydi. Sürekli bağırıp çağırıyordu.

"Kimsin kim? Bir sen eksiksi..." Kapıdakini görünce hemen sustu. Zorla gülerek Keremi içeri aldı.

"Ah canım kardeşim sen mi geldin?"

"Yok ben gelmedim. Dedem geldi."

"Nasıl hani dedemiz. Tövbe estağfurullah"

"Abla senin kafan mı hoş? Birşey mi içtin doğru söyle? Bak valla içtiysen çok alınırım. Bensiz nasıl boğazından geçti."

"Allah'ım sen bana sabır ver. Karşıma bir kere de akıllı biri çıkar."

Kerem kahkahalarla içeri girerken ablasına sofrayı hazırlamasını söyledi. Üzerini değiştirip içeri girdiğinde sofra çoktan yere serilmişti.

Oturup yemeye başladı. O yemek yerken Nefise hanım da karşısındaki kanepede boyluca uzanmıştı.

Erva'nın ağlama sesi ile ayaklandı. Hemen yan odaya yani kendi odasına girip Erva'yı getirdi. Bir yandan Kucağında sallıyor bir yandan da kafasını ofalıyordu.

Erva'nın kafası morarmakla kalmamış balon gibi şişmişti de. Nefise hanımda kardeşi burda diye Erva'ya iyi davranıyordu.

Kanepeye oturdu ve kafasını ofalamaya devam etti.

"Kafası çok şişmiş. Ne yaptın kızına gördün mü?"  Bunu Cengiz beye bakarak söylüyordu.

Kerem olduğu yerden hızla öne attı kendini. Erva'ya dikkatle bakıp öfkeden deliye döndü. Resmen burnundan ve kulaklarından dumanlar çıkartıyordu.

"Bunu babası mı yaptı?"

"Evet"

"Nasıl yaptı?"

"Erva yanında uzanıyordu. Onu öpmek için eğildi daha sonra o dakikada birden bire nöbet geçirdi. Sonrada Erva'ya kafa attı."

"Ne! Onu öpmek istedi öyle mi? Sonrada kafasını bu hale getirdi."

"Evet de kardeşim babası o öpmek istiyecek tabiki kızını. Sen niye bu kadar kızdın?"

"Öpemeez! Buna hakkı yok. Onu benden başka kimse öpemez anladın mı beni?"

"Tamam tamam yeter anladım. Bağırma"

Kerem kendinden geçmiş. Konuşurken bir yandan da Nefise hanımın üstüne doğru yürüyordu. Bağırmaktan ağzı sulanmış salyası akıyordu. 🤮

Hızla sofra bezine fırlattığı kaşığı aldı ve yatakta çaresizce uzanmış onları izleyen Cengiz beye yaklaştı.

Daha sonra kaşığı havaya kaldırıp Cengiz beyin kafasına vurmaya başladı. Öyle sert, acımasız ve hızlı vuruyordu ki Nefise hanım şok olmuştu. Onun öfkesinden korkuyor hiç bir şey yapamıyordu.

Cengiz beyde hiç çırpınmıyordu. Cezasını çekmek için daha çok vurmasını istiyordu. İstemeyerek te olsa kızının canını yaktığını ve o canı yanarken elinden hiç bir şey gelmediği için kendinden nefret ediyordu.

Onunda canı yanıyordu. Kızına istemeyerek zarar vermişti. İçi parçalanıyordu. Kızını öpemiyordu bile. Ama bunları hiç biri anlamıyordu. Çünkü hepsi acımasız bir pislikten ibaretti.

En büyük acısı ve düşüncesi de kızını şuan kendisine acımasızca vuran adamdan nasıl koruyacağıydı. Hayır hayır koruyamamasıydı.

Bölüm sonu

•~~~°~~~°~~~°~~~°~~~°~~~°~~~°~~~°~~~°~~~•

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız.

ERVA Where stories live. Discover now