-Bölüm 2-

303 121 593
                                    

--------

"Yaşamın içindeyken ölümün de içindesiniz, çünkü yaşamdan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz."

--------

Bölüm 2|Ölüm

Gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalışıyordum. Sanki bi tutkal sürülmüşcesine kirpiklerim yapışmıştı birbirine. Ellerimle gözlerime baskı yaparak ovalarken, aynı zamanda yataktan kalkmaya çalışıyordum. Etrafa yeni uyanmanın verdiği mahmurlukla saf saf bakarken, birkaç saniye sonra buranın neresi olduğunu anladım. Ellie'nin eviydi.

Her zamanki odada ve hep uyuduğum yataktaydım. Eşyalar aynı dünkü gibiydi. Yerlerinden bir santim bile oynamamış haldeydi. Buraya nasıl geldiğim veya en son ne olduğunu anımsayamadığımdan olayları hatırlamaya çalıştığım sırada kulağımı sağır edecek derecede konuşma sesleri duymaya başladım.

Muhtemelen aşağıda film izleyen Elly'nin sesini duyabiliyordum. Filmdeki kızın konuşma sesleri bile fazlasıyla geliyordu bana. Çok iyi derecede duyuyordum. Filmi ben izliyormuş gibiydim. Sanki yanımdaymış gibi sesi çok yakından ve derinden geliyordu. Son ses televizyon sesi açılmış gibi, kulaklarımı sağır edecek derecedeydi. Ayağı hızla kalkıp, ellerimi kulaklarıma bastırdım. Ne kadar sesi azaltmaya çalışsam da hala aynı düzeydeydi. Kulak zarım bu gürültüye dayanamazdı daha fazla.

Ne bu gürültüden yerimden oynayabiliyordum, ne de sıkıca kapattığım gözlerimi açabiliyordum. Yerimde dönüp duruyor, şu lanet sesin kesilmesini bekliyordum ama duracak gibi değildi.

Hızlıca aklıma gelen mantıklı fikri uygulamaya başladım. Bir saniye bile bu gürültüye dayanamayacaktım çünkü. Etrafta kulaklık aramaya başladım, bir pamuk bile olabilirdi. Yeter ki ses azalsın. Sonunda çekmecelerin birinde kulaklık buldum. Hemen kulaklarıma takıp bastırdım sertçe. Aynı zamanda elimle bastırıyordum kulaklarıma, sesi azaltabilmek için. Biraz da olsa azalmıştı şimdi.

Neden böyle olduğunu anlamak için kafa yormaya başladım. Aramızda bir kat vardı ve Elly ne kadar televizyonun sesini açsa da bana gelmezdi hiç. Kulaklarım patlayacak derecede sesi nasıl açmış olabilir? Neden bu kadar keskin duyabiliyordum ki? Bir süre kafamda bu sesler dolaşırken artık kulaklığın da etki edemediğini anlayıp aşağı indim.

Koltukta rahatça oturan Elly'nin elinden kumandayı kaptığım gibi televizyonu kapatmak için harekete geçtim. Hızlıca düğmeye basıp, televizyonu kapattım. Artık gürültü kesilmişti, kulaklarım bayram ediyordu resmen.

Elly, ne olduğunu anlamaz bakışlar atıyordu. Film keyfini yarıda kesmiş, kumandayı elinden çekmiştim.

"Napıyorsun Jess? Ben televizyon izliyordum, gördüğün gibi!" dedi ayağa kalkarak. Tepkisi sertti.

"Sesi çok geliyordu. Böylesi daha iyi." Bir şeyler uydurarak, sorusunu geçiştirdim. Elly farketmeden önce, kulağımdaki sesi azaltmak için taktığım kulaklıkları, bi kenara fırlattım.

Bu olayı hiç yaşamamış gibi, gözleri merakla üzerimde dolanıyordu artık. Ellerini omuzlarıma koyup, sarstı beni.

"İyi misin? Bir şey yok değil mi?" dedi, konuyu unutarak.

"İyiyim... Noldu bana?... Neden buradayım?" Ona uyup, sorularımı sorarken koltuğa oturdum. Çapraz şekilde oturup ona döndüm. Meraklı bakışlarım üzerinde dolanırken, yanıma geçti, oturdu ve bana döndü.

Kızıl ÇağΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα