5.BÖLÜM: DOĞRU KİŞİ

En başından başla
                                    

"Kızım?" dedi kapıyı açan annem büyük bir şaşkınlıkla. "Bu ne sürpriz böyle, hoş geldin,"

"Hoş buldum,"

"Geç şöyle," dedi annem, içeriye girdikten sonra kapıyı kapattı ve birlikte salona girdik.

"Nasılsın bakalım?"

"İyiyim," dedim, sesim pek de beni destekler şekilde çıkmamıştı. Yanımda oturan annem de bunu sezmiş olacak ki o ince kaşları havalandı.

"Yorgun duruyorsun, hasta mısın?"

"Hayır," dedim hemen ve gülümsemeye çalıştım. "Sen neler yapıyorsun?"

"Dün bütün gün dernek toplantısındaydım," dedi annem, kuruluşunda payı olan derneği onun için çok değerliydi. Emekli bir öğretmen olan annem, uzun zamandır kendisini bu tarz gönüllü işlere adamıştı.

"Bugün dinlenirim diye düşündün ama ben rahat vermedim,"

"Saçmalama canım," dedi ve elini dizime koydu. "Ama itiraf edeyim gelmene şaşırdım."

"Babam evde değilmiş,"

"Evet," dedi, ima ettiğim şeyi anladığı buruk gülümsemesinden belli oluyordu. "İşi için şehir dışında iki gündür."

"Nejat neden onunla gitmedi?"

"Bilmiyorum," dedi annem dudağını bükerek. "Sen bilmiyor musun?"

"Hayır, babamın gittiğini bile bilmiyordum."

"Nejat'la küs müsünüz?" annemin gözlerinde bir endişe belirmişti. "O yüzden mi böyle görünüyorsun?"

"Nasıl görünüyorum?"

"Çok yorgun duruyorsun kızım," annem elimi tuttuğunda bana doğru biraz yaklaşmıştı. "Gözlerin şişmiş, ağlandın mı yoksa?"

Anneme verecek bir cevap bulamadım. Ağladığım doğruydu ama bunun nedenini sorduğunda ona ne anlatacaktım? Tam bir açıklaması bile olmayan saçma sapan bir tartışma yaşamıştık Nejat'la, bunun anlatılabilecek hiçbir yanı yoktu. Yine de annemle konuşmak isteyen bir yanım vardı ama kendi sorunlarımla onu üzmek istemiyordum. Her zaman yaptığım gibi yapıp hiçbir sorun olmadığını söylemek istedim, dilim her zamanki gibi rahatlıkla düşüncelerimi dile getiremedi.

"Bir şey varsa söyle Arya?"

"Önemli bir şey yok," diyebildim sadece. Annemin elimi tutmasından mıdır bilmem, garip bir hüzün içine girmiştim.

"Ama sonuçta bir şey var, değil mi?"

"Anne," dedim ama devamı gelmedi. Merak ve endişeyle gözlerime bakan anneme sıkıntıyla baktım ve en sonunda üstün körü de olsa anlatmanın bana biraz iyi gelebileceğini düşündüm. "Evet, dün tartıştık."

"Ne hakkında peki?"

"Bir nedeni yok," dedim, bu kulağa saçma gelen cevabım aslında bir nevi doğruydu. Düşündüğümde Nejat'ın dün tam olarak neye sinirlediğini ben bile anlayamamıştım ki bunu anneme anlatabileyim.

"Nedensizce yani?" annem cevabımdan tatmin olmamıştı.

"Nejat'ın bir nedeni vardı elbette," dedim mırıldanır gibi. "Her zamanki hali,"

Son cümlem annemin yüzündeki ifadeyi sarstı, çok kısa bir an gözlerinde üzgün bir ifade belirdi ama kendisini hemen toparlayabilmişti.

MESELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin