Scene 24

404 38 15
                                    

Tiyatro salonu boşaldıktan sonra geriye kalanlar tanıdık simalardı. Saint ve Zee, soyunma odasında yarım saati aşkın bir süredir konuşuyordu. Win, Bright'ın elini avucuna almış, çocuğun elini inceliyordu. Beraber yere oturmuşlar, sırtlarını duvara vermişlerdi. "Elin çok güzel." dedi Win. Bright eline baktı. Yumruk yapıp açtı. "Teşekkür ederim." dedi. Elini incelemekte olan öteki onun elini dudaklarına yaklaştırıp öptü ardından kafasını omzuna koydu. 

Soyunma odasında, bir şey sertçe yere atıldı. Bu gümbürtüyle önce birbirlerine bakıp devamında ayaklandılar. Gulf çoktan endişeyle soyunma odasının kapısına varmış. 

"SENİ BULMUŞKEN!" Zee'nin bağırması kapalı kapının öte tarafından duyuluyordu. "BİN YIL! VE BİRBİRİMİZE KAVUŞTUĞUMUZDA İSTEDİĞİN ŞEY BU MU?" 

"Zee, lütfen," Saint'in yumuşak sesi Zee'nin öfkesine tezat oluşturuyordu. Soyunma odasının kapısı sertçe açıldı. Kapının önündeki öğrencileri gören Zee önce şaşırsa da çantasının öteki kulpunu da sırtlandı ve kapıdan çıktı. Gitmeden önce gözleri öfkeyle Win'in üzerinde bir süre durdu sonra da yoluna devam edip orayı terk etti. 

Saint, içeride oturmuş onun gitmesini izlemişti. Gulf içeriye girdi, Win de girmeye yeltenmişti ki Bright onu durdurdu. "Bırak P'Gulf'la konuşsun" dedi. "Onunla daha yakın." Mew, kapının önünde sırtını duvara yasladı. "Biz gidelim," dedi Talay, arkadaşına bakarak. Win onu onaylayınca "P'Mew," dedi Talay. "P'Saint'e-"

"Sorun yok" dedi Mew. "Gulf onunla ilgilenir, siz gidin." 

"Teşekkürler P'." dedi Talay. 

O akşam her zaman buluştukları barda toplandılar. İçkileri onlara servis edilirken "Biz gittikten sonra ne oldu?" diye sordu New. "PSaint ve P'Zee arasında yani."

"P'Zee öfkelendi ve oradan gitti." dedi Talay. "Nasıl bir tepki verebilirdi ki zaten? Önceki hayatında kavuşamadığı sevgilisi ondan onu öldürmesini istiyor." Ağzına bir çerez attı. "Tanrım," dedi Off. "Çok çılgınca değil mi? Bin senedir hayatta olmak..."

"Okulda bir hayalet olabileceğini söylemiştim." dedi Win ansızın. "P'Saint hayalet olmasa bile bu dedikoduların kaynağı, ben size söylemiştim."

"Bravo" dedi Off. "Kes sesini ve benden özür dilemek için bu birayı ısmarla." dedi Win elindeki bira kupasını göstererek. Hiçbiri farkında olmasa da onlar tüm gece orada içip eğlenirken barın bir köşesinde gölge sürekli onları izleyip durdu.

***

Hava önceki günlere göre o öğlen güzeldi. Gökyüzünde tek bir bulut bile yoktu. Win, fakülte binasından güneşli gökyüzünün altına çıktığında amacı Talay'ın yanına gitmekti. Fakat bu isteği gerçekleşmedi çünkü güneş gözlüğü ve şapka takmış birisi ona seslenmişti. Sesin kaynağına döndüğünde bu kişinin Zee Pruk olması bir hayli şaşırtmıştı.

"P'Zee," dedi Win. "P'Saint'i mi görmeye geld-"

"Seni görmeye geldim." dedi Zee. "Vaktin var mı? Sana bir kahve ısmarlayayım." Zee yaslandığı yerden doğrulduğunda Win'e gelmesini işaret etti. Çocuk tepki vermeden onun peşinden ilerledi. "Buralarda kafe var mı?" dedi. "Var P', seni götüreyim." dedi Win. Yol boyunca Zee sıradan konulardan konuştu, herkesin soracağı standart soruları dile getirdi. Kafeye geldiklerinde Win'e istediği içeceği sordu. Win de menüye kısa bir bakış attıktan sonra ona söyledi. Zee ek olarak ikisi için birer pasta dilimi de aldı. "Sen otur," dedi Zee. "Boş bir masa bul. Ben getireceğim."

Denileni yaparak oyuncuyu boş bir masada bekledi. Zee üstünde kahve ve pasta dilimleri olan tepsiyle dönüp onun önüne koyduğunda "Teşekkür ederim." dedi. "Afiyet olsun" dedi Zee önüne oturarak. 

Le Fantôme de l'Opéra (BrightWin) Kde žijí příběhy. Začni objevovat