Scene 9

471 53 23
                                    

Baş ağrısıyla uyandı. Neden yerde olduğunu ve neler olduğunu yavaş yavaş hatırlarken ellerinin üstünde doğruldu. Dizlerinin üstüne oturup başının dönmesinin geçmesini bekledi.

Telefonuna doğru uzandı ve hâlâ görüşü bulanıkken saate bakmaya çalıştı. Saat on ikiydi. "Off." dedi ve yanı başında duran yatağına kafasını gömdü. Dersi kaçırmıştı ve şimdi gitse bile son dersine yetişemezdi. Bugünkü dersleri sabah başlayıp öğlen bitiyordu. Saat beşte ise tiyatro kulübünün toplantısı vardı. Bir buçukta dersi bittikten sonra kulüp toplantısına kadar kampüste bekliyor olurdu, Talay'la birlikte.

Ayaklanıp yatağına uzandı. "Yine de kulüp toplantısına gidebilirim." dedi. Bright'ı, Soda'nın olduğu bir ortamda bırakamazdı.

Sonra dün geceyi düşünüp heyecanla yatağında doğruldu. Bu gözlerinin kararmasına sebep oldu çünkü kafası hâlâ biraz bulanıktı. Dün gece Bright'la öpüşmüştü! Hem de trende! Win kendini yumuşak yatağına bırakarak mutlu bir şekilde iç çekti. Ama şu an ilişkilerinin ne olduğunu bilmiyordu. Belki de artık arkadaş değil flörtlerdi çünkü Bright herhangi bir şey söylememiş ya da teklif etmemişti. Onu eve bıraktığında bile.

Gitmeden önce ona sarıldığını hatırlayıp tekrar gülümsedi. Kalkıp ağrı kesici aldıktan sonra bir duş aldı ve yatağına geri uzanıp dün gece hakkında uzun uzun düşündü.

Kulüp toplantısının başlamasından bir saat önce Win kampüse gelmişti. Konferans salonunun bulunduğu binanın önünde arkadaşlarıyla beraberdi ve Bright da yanındaydı.

Talay ve New bankta yan yana oturuyor, Off bankın kolluk kısmına oturmuş çubuk kraker yiyordu. Tay ise sevgilisine yakın, ayakta dikiliyordu. Bright ve Win ise önlerinde duruyordu. Evden çıkarken havanın sıcak olduğunu sandığı için sadece ince bir kapüşonlu giymişti ve şu an üşüyordu.

"Şimdi sen Kral rolündesin ama daha oyunun başında ölüyor musun?" dedi Off, alayla Talay'ı dürterek. Talay'a Arthur'un babası Uther Pendragon rolü verilmişti ve daha oyunun başında ölüyordu. "En azından kralsın." dedi Tay alayla sırıtarak. Talay ona öfkeli bir bakış attı. Bright nedensizce kendini mahcup hissedip, "Üzgünüm." dedi. Gözler ona dönünce "Ne için?" dedi Talay. "Şey için, yani, ee," Win, elini Bright'ın omzuna koyarak "Talay'ın dert ettiği şey oynadığı rol değil. P'Perth." dedi.

Talay sıkıntıyla iç çekti. "Resmen önemsiz biriymişim gibi umursamadı bile. Öteki üçü beni değerlendirdi o ise geçiştirdi sadece. Tek umurunda olan ana karakterlerdi belli ki." Somurttu. "İlgisini çekmek için napmam lazım daha?"

"Sevgilisi yok muydu onun?" dedi New. Talay öfkeyle yanındaki arkadaşına dönüp ona vahşi bir ses çıkardı.

"Win, senin rolün neydi?" diye sordu Off.

"Sir Lancelot."

"O ne yapıyor?"

"Arthur'a ihanet ediyor." dedi Win buz gibi bir sesle. Off'un gözleri ikisi arasında gidip geldi, "Nasıl bir ihane-"

"Arthur'un karısıyla aşne fişne yapıyor işte!" dedi Talay ve onu sırtından iteleyerek bankın kolluğundan kalkmasına sebep oldu. Off biraz sendeledi sonra Talay'ı zorla bankta kaydırarak yanına oturdu.

"Karımı sıkıştırıyorsunuz!" dedi Tay.

"Kocan!" dedi Win. Tay ona dönüp ağzını açmıştı ki New onun montunun eteğinden tutup "Yine başlamayın." dedi.

"Bugün prova mı yapacaksınız?" diye sordu Off. "Evet." diye yanıtladı Bright. "Gelip izleyebilir miyim?" dedi Off. "İzleyip ne yapacaksın?" dedi Talay.

Le Fantôme de l'Opéra (BrightWin) Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum