KATİLİNİN KOLLARINDA / 4.B

30 6 21
                                    

bir şey mi "oldu dedim" çok tedirgindi

"Ha-hayir" diye dedi kekelemişt "hiçbir şey olmadı. Neyse sen gelirsin görüşürüz" dedi beni geçiştirmişti bir şeyler oluyordu, rüzgarın benden saklayabileceği kadar önemli şeyler. Ne olabilirdi ki anlamıyorum. Adımlarımı hızlandırdım. "Bakar mısın" diye seslendi biri.
Bu oydu rüyalarımın tek katili, kafede gördüğüm Ama hayal mi gerçek kestiremedim kişiydi. Derin bir nefes aldım bu sefer önceki kadar korkmadım. Bunun tek bir açıklaması vardı, Hayal görüyordum. Kafamı çevirip gri gözlere bomboş baktım. Hayal bile olsa ilk defa ondan korkmamak beni içten içe mutlu etmişti. Yavaşça bana doğru yürüyüp, tam karşımda durdu. O kadar gerçekçiydi ki. "Neden kafede benden kaçtın?" diye sordum deliriyordum, deliriyordum. İçimdeki yaşama kırıntılarıyla beslenen küçük kız kaygılı bir şekilde ellerini başına koymuş dört dönüyordu adeta. Peki ya ben?
Öylece kala kalmıştım. Üstelik karşımda gri gözlü olmasına rağmen. Bu sahneyi başka bir zaman zihnimde canlandırsaydım eğer, hayal olduğunu bile bile deli gibi korkacağımı düşünürdüm. Hayal olsa bile şimdi ne olmuştu? Anlayamadığım bir şekilde ondan Korkmamaya almıştım. Kafamı yana eğdim ve yüzünü incelemeye başladım. Siyah Kaşlarını çattı. Siyah saçları, beyaz teni, siyah kirli sakalı, kahverenginin tonu andıran dudakları ve gri gözleri çok korkutucuydu ama korkmadım. İçimdeki endişeli çocuğu biraz da olsa mutlu etmişti bu.

Yüzüne doğru senden korkmuyorum diye bağırma isteği ile dolup taştı içim. Bense bom boş gözlerle ona bakarken, sadece "gerçek gibisin" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. "Sen iyi misin?" Diye sordu hâlâ çatık olan kaşlarıyla. Beni kâbusun pencerelerine alan kişi, beni mi düşünüyordu? Hayalde olsa ne iroi ama. Yavaşça yanından geçip yürümeye devam ettim. Deliriyorum evet ama bu dünyada kim deli değildi ki, zaten akıllılar da delillerin yaşattıklarına maruz kalıp delirmiyor muydu bu hayatta? gri gözlü arkamdan "dur bir dakika" diye bağırmıştı durmadım nasıl olsa hayaldi ilerleyince de karşıma çıkabilirdi. Bileğimde bir el hissetmemle aniden durdum. Bir dakika, bileğimde bir el mi kafamı çevirmemle beraber gri gözlü ile göz göze geldim. Bileğimde bir el hissediyorum. Acaba gerçekten hissediyor muyum? yoksa bu bir yanılmadan mı ibaret. Korku terk ettiği bedenimdeki yerini alırken, "se-sen nasıl" diye kekeleye bildim sadece. Gerçekti, evet gerçekti "neden benden bu kadar korkup, kaçıyorsun?"Diye sordu  kollarını iki yana gelişi güzel sallayarak  "sanki öldürecek miyim seni ben" dedi. Öldürürdü, zaten elinde sonunda öldürecekti de. "öldüreceksin" dedim aniden, cesaretimi toplayıp bileğimi ondan kurtardım. "Sen gri gözlü" dedim işaret parmağımı ona doğru uzatırken " beni öldüreceksin" diye fısıldadım. Gözlerimi kapattıp derin bir nefes aldım. Ona değilde, daha çok kendime söylemiş gibiydim. Gözlerimi yavaşça açtım söylediğimi idrak etmeye çalışıyordum. Evet günden güne ölüyordum. Belkide en sonunda uyanamayacaktım. "Beni öldüreceksin" diye bağırdım  göğsünden iterken. Afallamış bir şekilde bir adım geriledi. "Sen beni günlerce o korkunç pençelerinle kabusuna hapsettin"dedim bir kez daha gerilerken, şaşkınca yüzüme bakmaya devam ediyordu, durmadım. "Sen benim gecelerimin tek katilsin" diye bağırdım bir kere itmek için harekete geçmiştim ama bu sefer izin vermedi. Ellerimi tam göğüsüne koydugumda, ellerimi tuttu  yüzüne karşı bağırmak iyi gelmişti. Belkide iki ayın birikimiydi bu ama yetmezdi. Ellerimi ondan kurtardım. Şu an o kadar sinirliyim ki, korkum sinirimin önüne geçti. Bir kahkaha çıktı dudaklarından, ama bu keyiften uzak, sinirimi yansıtan bir kahkahaydı. "Şimdi nasıl karşımda canlı bir şekilde duruyorsun? Gerçeker olamazsın, Hayır" diyerek kafamı iki yana salladım "gerçek olamazsın sen" diye tekrar ettim. Kafayı yiyecektim nasıl olurdu Bu? Diz çöktüm kahkaham şiddetli bir ağlamaya dönüştü ellerim yüzüme giderken, bu zamana kadar hissettiğim korkular, damla Damla akıyordu gözlerimden. bana sarıldığını hissettim bana sarılıyordu evet, sarılıyordu beynim bunları idrak etmekte zorlanıyordu itmeye çalışırken "bırak beni" diye bağırdım ağlamaktan ciyak çıkan sesinle bırakmadı. Sarıldı kaldık öyle ikimiz.

KÂBUSUN PENÇESİNDEWhere stories live. Discover now