"Changbin, soracağın bir şey var mı?"

Bütün bakışlar ona döndüğünde omuz silkmişti.

"Yani şimdi sizin odanız, sizin yurdunuz, sizin özel hayatınız. İster öpüşürsünüz ister sevi-"

"Tamam yokmuş, harika."

"Jisung bir şey söyler misin?"

Jisung neredeyse kulaklarına varan bir gülümseme sunduktan sonra kesinlikle sahte olduğunu herkesin anlayacağı bir şekilde öksürdü.

"Ben şey yapayım, daha fazla üşütmeden üzerimi değiştireyim. Aynen aynen, öyle yapayım."

Sarışın felix'in yanından geçtikten sonra kıyafet dolabından eline ne geliyorsa aldı. Sonra da kendini banyoya kitledi.

Takdir etmek gerek, güzel kurtarmıştı.

"Bana bak."

Karşımdaki çilli arkadaş küçük parmağını tehdit edercesine bana doğrulttu.

"Hemen neler olduğunu anlatıyorsun yoksa hyung myung dinlemem önce seni sonra da sarışınını yok ederim."

"Arkadaşını, senin deyiminle sarışınımı öptüm." dedim aniden.

Felix kısmış olduğu gözlerini irice açarken bense dilimi dudaklarıma değdirmiş ve jisung'un dudaklarını yeniden anımsarken gülmüştüm.

"Jisung'a hiçbir şey yapamayacağını buradaki herkes biliyor."

Bende kıyafet dolabına ulaştım ve birkaç parça bir şeyler aldım. Bunları gerçekleştirirken üç çift göz beni takip ediyordu ancak umrumda değildi. Utanacak hiçbir sebebim yoktu, aksine kendimi ilk defa bu kadar hafiflemiş hissediyordum.

"Ama sinirini alacaksa bana istediğini yapabilirsin."

"Ha ha ha ve ha." diyen changbin oldukça gergin bir suratla felix'in yanına ilerlemişti.

"Şakamatik seni." diye mırıldanırken bana aklını mı kaçırdım olum sen bakışları atıyordu.

Changbin'i hiç bu kadar birisinden korkarken görmemiştim. Acı ama gerçek her zaman hanımcılık kazanıyordu.

"Sen boşver onu." derken felix'e arkadan sarılmış ve çenesini onun omzuna bırakmıştı.

Bunlar ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı hiçbir fikrim yoktu ama görünüşe bakılırsa felix'in berbat tavlama taktikleri işe yaramıştı. Kabus gibi.

"Jisung'un üzerine gitmeyin." dedim gayet net bir şekilde.

"Bu seni hiç ilgilendirmez."

Felix hala bana korkunç bakışlar atıyordu, bir şeyleri ya çok ciddiye alıyordu ya da gerçekten benden ölesiye nefret ediyordu.

"Lix."

Changbin burnunu çillinin boynuna sürttüğünde felix nihayet bana bakmayı kesip ona dönmüştü.

Ben onlara gözlerimi devirirken changbin bir yandan da bana kaş gözle 'kaybol hemen' demişti.

Güya felix'i oyalıyordu ama fırsatçının teki olduğunu hepimiz biliyorduk tabi.

Onları es geçip yatağımın üzerinde oturan hyunjin'e baktım. Geldiğimizden beri keyifsiz duruyordu, sırf bu yüzden dilimin ucuna gelen kelimeleri yutup onu görmezden geldim.

Sağ tarafımda kalan kapıyı tıklattıktan saniyeler sonra banyo kapısı açıldı. İçeri girip ardımdan kapıyı kilitledikten sonra iç çekmiştim.

i'll make you my lover ♡ ¸. • *ᴍɪɴꜱᴜɴɢWhere stories live. Discover now