her şey okul dolabımda, üzerine ''lee minho'ya'' yazılmış ve dolabıma bırakılmış o beyaz zarfı bulmam ile başladı. zarfın içinde sadece küçük bir not ve sarışın bir oğlanın birkaç polarid fotoğrafı vardı.
"seni sevgilim yapacağım."
minsung&hyunmin
c...
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
*
"Şaka gibi." demiştim bizimkilere.
Chan hyungların evindeydik ve bahçelerinde oturuyorduk. Son olanları, Jisung ile oda arkadaşı oluşumuzu onlara anlatmıştım. Ancak Seungmin ve Jeongin çocuğunun suratında benim hiç de hoşuma gitmeyecek imalı ifadeler vardı.
"Dalga geçeni mahvederim."
Jeongin açtığı ağzını söylediklerim üzerine geri kapattığında Chan hyung gülerek bize bakıyordu.
"Sana gerçekten değer veriyor olmalı."
"Saçmalama Seungmin. Onun tek amacı sadece bir hafta içinde bana ters bir gömlek giydirip okuldan yollamak."
"O kadar kötü olamaz, sanki biraz Jisung'a haksızlık yapıyorsun gibi Minho."
Kaşlarını kaldırıp bana sorar bakışlar atan Chan hyunga döndüm.
"Ayrıca Jisung ile çok yakın olmasak bile onu biraz tanıyorum. Tamamı ile boş bir insan değil. Çok sağlam bir kalemi var ama yarışmalara katılıp şansını denemekten çekiniyor."
"Yok öyle bir şey, dalga geçiyor." demişti Seungmin gayet sakince. Tıpkı benim gibi meyve tabağına uzanıp bir üzüm tanesi aldıktan sonra bana fırlatmıştı. Ama ben reflekslerim sayesinde üzümü ağzımla yakalamıştım. Eskiler bana fişek minho derlerdi.