⚜17⚜

50 6 0
                                    

İNCİ BONCUK OLMUŞ YÜREK KAFESİ
GELİP AHUZARDAN DUY LEYLA LEYLA
GÖNLÜM UMMAN OLDU DERİN SULARI
UMUDUM SENDEDİR DUY LEYLA
DUY LEYLAA
DUY LEYLAA DUY LEYLA
UMUDUM SENDEDİR DUY LEYLA LEYLAA
DUY LEYLA LEYLAA
DUY LEYLAA

⚜⚜⚜

Devranın kızgın sesi yankılandı odada:

-Bahar gitti, Avşin bahar bitti!
Üzülüyorsun!
Sonbaharı da sevsen ne olur!
Etme, Her bahar bitimi mahvediyorsun kendini
Sonbahar eyidir. Kışa hazırlar bizi, sevda tüttürür bacalardan (öfke ile döndü arkasını sesini alçalttı) dönüp baksan!

Dökülüyor yapraklar diye soldu çiçekler diye sonbahardan nefret edilir?
Sonda olsa oda bahardır....

Avşin iki gün boyunca odadan çıkmayıp kendini kilitleyince Devran yine çareyi odanın kapısını kırmakta bulmuştu. Bu kapı kaç kere kırılmıştı Allah bilir.
Avşin, balkon ve pencere önündeki bütün saksıları önüne toplamış öylece onlara bakıyordu. Devran Avşin'i bu halde görünce yine kırıldı kolu kanadı. Ne kadardır dil döküyordu Allah bilir, Avşin de en ufak bir tepki yoktu.
İki günün üstüne iki gün daha eklediler.

Devranda çıkmadı odadan. Kilitledi kapıları kimseye yaklaştırmadı Avşin'i. Ama Avşin'e hiçbir zaman ilaç olmadığını da çok iyi biliyordu. Sevda bu ya, sevdalı adamın yüreğinde umut bitmez. Bizim Devran'ın yüreğinde de her saat başı umut alevleniyor, gerisin geri sönüyordu. Onu yıkan da ayakta tutanda sevdası idi ne garip...

-Etme Avşin. Perdeleri sıkı sıkı kapatsan da Sonbahar gelecek. Çiçekleri gözünün önüne dizsen de, gözünü kırpmadan onlara bahsanda solacaklar. Ne olursun...

-...

Avşin'den ses yoktu Devran söylediği cümleyi tekrar kısık ses ile tekrarladı.
"Perdeleri sıkı sıkı kapatsan da Sonbahar gelecek. Çiçekleri gözünün önüne dizsen de, gözünü kırpmadan onlara bahsanda solacaklar."
Devran tamda böyle bir durumun içinde değil miydi?

Sıkı sıkıya kapatıyordu perdeleri dış dünyaya. Çiçeğini korumak için gözünün içine bakıyordu ama gözünün önünde solmasına çare olamıyordu ne fayda.

Elleri ile Avşin'in yüzünü kavradı. Bakışları çiçeklerdeydi. Devran Avşin'in yanına sokulup kokusundan çekti bir daha içine ve gözyaşı sertçe yere düşerken mırıldandı:

-etme ne olursun...

Avşin Her sene bu hale gelirdi. Her sonbaharın gelişinde kapatırdı kendini odaya, camları açtırmaz perdeleri sıkı sıkı kapatırdı. Ölümden kaçar gibi sığınırdı bir duvar kenarına.
Yemek yemediğini fark edince bir serum daha bağladı Devran. İkinci günün sonunda bir sakinleştirici daha yaptı. Henüz elleri Avşin'in kolundaydı ki, kapı çaldı:

-Ağammm

-..

-Ağam, ağam ben Bilal

Devran yavaşça araladı kapıyı. İki gündür hiç gün ışığı görmediğinden kapıyı aralar aralamaz sıkıca kapattı gözlerini. Elleri ile gözlerini korumaya çalışırken:

Başını salladı Bilal'e: -ne var der gibi.

-Ağam şirketten aradılar. Toplantı...

-Telefonumu kapat

-Ağam...

-Başka?

-Bide hanım ağam...

-Başka bir şey?

Bilal çocuğu gibi gördüğü adamı baştan aşağıya süzmeye başladı. Gözleri kan çanağı gibiydi. Yiğit delikanlı bir adam, nasıl iki günde tanınmaz hale gelmişti. Sakalları uzamış, yüzü süzülmüş gibiydi. Gözlerine siper ettiği elleri titriyordu.

Sevda Ayaklarını KanatırWhere stories live. Discover now