Züleyha notlarını aldı. sonra bir anda içeriye dile girdi. Adı Dila olan büyük hanımın diline zor geldiği için adı Dile kalan Dila
-dohtor hanım şerbet getirdiydim
-dur dur
-anlamadım, bunu nereye bırakam
Züleyha kırk dakikadır yaptığı terapiden hiç yanıt alamama derecesindeyken bir anda Avşin'in nabzı değişir gibi oldu. Ve heyecanla Dilaya dönüp
-sana tepki veriyor dedi...
-Hee ben görmedim ama bu eyidir?
-buna bakılması lazım, şuan bir şey söylemek için erken deren hemen not almıştı Züleyha
-Devran, hanımına diktiği gözlerini kaldırırken sordu
-benim ismime de... duraksadı
Züleyha:
-hayır sizin isminize herhangi bir yanıt vermedi derken Devran Ağayı izledi. Devran ağanın hali şaşırmaktan uzaktı.
-Pekala bu günlük bu kadar yetsin onu çok yormayalım dedi ve ayaklandı. yatağın ucundaki mont ve çantasını eline aldığında devran dilaya bakıp :
-neyi bekliyordunuz da buraya kadar getirdiii
diye hiddetle sordu.
Züleyha neyden bahsettiklerini anlamaya çalışırken Dila Züleyha'nın elindeki çanta ve monta asıldı.
-Kusura kalmayın dohtor hanım dedi.
-yok kusur yok canım, hic gerek yok ben çıkacağım şimdi zaten
bu esnada odadan çıkmışlardı bile Devran:
-YOK, benim konuşmak istediğim birkaç şey var Dohtor hanım,hem Tanrı misafir sofrasız yollanmaz yanındaki kıza dönüp :
-hazırdır?
-Hazırdır ağam
-Eyi buyrun
Züleyha, Devran ağanın peşinden oturma odasına giderken burnuna inanılmaz kokular gelmeye başlamıştı bile.
Odaya girdiler Züleyha'nın gözleri parladı. "Bu ne sofradır yahu" diye geçirdi içinden. Sofrayı bastan aşağıya süzerken, sofranın baş köşesinde oturup elindeki telefona bakan Kerim'i fark etti.
Önce sofra sonra kerim demek, ya sen nasıl bir pis boğaz çıktın kızım
saçmalama ya iç ses, kadının kalbine giden yol midesinden şey edermiş
erkek değilmiydi o?
ne fark eder ikisi de insan
Recebin dün akşam: çok sevinmedim insansın sonuçta demesi aklına geldi ve gülümsemekten kendini alamadı.
Oturmak için Kerim'in yanına ilerlerken elindeki telefonu gösterip:
-Telefonum
-Telefonun diyerek uzattı kerim ve daha konuşmadılar.
Sofrada büyük hala yoktu. Oda da Hacer, Dila, Kerim ve Devran ağa vardı.Züleyha biraz yedikten sonra:
- Yemek için teşekkürler çok güzeldi dedi
Kenarda oturmakta olan Hacer bir anda karıştı söze:
-ye valla sanki, ne yemişsin
Hacerin bu samimi tepkisine içtenlikle cevap verdi Züleyha
CITEȘTI
Sevda Ayaklarını Kanatır
Umor-O değilde biliyor musunuz ben "Sıla" hayranıydım. - Ne alaka Suzi? -Baksana kızın başına gelenlere, sen gel daha iki ayını doldurmadan Hatay'daki büyük aşiretlerden birine kafa tut, nesin sen mafya falan mı? -Ya Suzan abla napsaydım? Yapacaksın tam...