Zamana adanmışlıklarımız

Start from the beginning
                                    

Ben şimdi ona desem ki kardeşimi o adam satmış desem... Benim yapamadığımı o yapardı. Belki de bu defa gerçekten hapse girerdi ve benim ona şu an çok ihtiyacım vardı. Bilinçsizce onu sıktığımda benimde nefes almama izin ver, derken gülümsediğini hissetmiştim. Hayır, adam hala onun elindeyken ona bir şey söylemeyecektim. Onu öldürürdü. Ölmeyi hak etse de o yeğenim babasıydı, ilerde yeğenimin yüzüne nasıl bakardım... "Doğacak... Yeğenim doğacak..."

"Elbette doğmaması için hiçbir engel yok. Ben o köpeği yola getireceğim." Başımı geriye çekerek deli gibi hayır demiştim. "Olmayacak bu evlilik gerçekleşmeyecek." Şahin kaşlarını çatınca uzanıp düzeltmek istedim. "Neden Mavi, adamı vururken kendinden çok emindin şimdi nende fikrin değişti?"

"Kardeşim onunla evlenmek istemiyor. Onun gibi soysuzla bende evlenmesini istemiyorum."

"Kardeşin şu an ona sinirli yanına olmadığı için öfke doludur. Bak sende benimle evlenmek istemiyordun ama şu an kollarımdasın. Eminim bebek aralarını düzeltmeye yetecektir." Koyma... O soysuzla kendini aynı kefeye koyma. O it bile senin tırnağın olamaz. O senin yanından bile geçemez. "Sen... Sen en onun kadar karaktersiz olsaydın ölürdüm de yine de seninle evlenmezdim."

Bana güldüğünde içim ısınmıştı. "Karım bana ilk kez iltifat mı etti yoksa bana mı öyle geliyor." Bilmesine izin veremezdim. Onunla daha çok işimiz vardı. O birileri öldürür ve yeniden katil olursa bizden bir şekilde uzak kalır o zaman kardeşimi ve yeğenimi koruyamazdım. Ekin'in söylediği gibi abim ne ona ne de karnındakine acırdı. "Onu bırak Şahin, adamlarına söyle onu salsınlar. Yalnız bırakmadan önce onu uyarsınlar ki bir daha ne kardeşime ne de yeğenime yaklaşabilsin. Lütfen onu gönder."

Şahin cevap vermek yerine benimle birlikte ayağa kalktığında ıslak zemine baktım. Her yer su içindeydi. Hangi kafayla kendimi suya atmıştım bilmiyorum. O an yalnızca içim soğusun istemiştim. "Bunu odamızda konuşmak istiyorum." Odamızda mı? Beni sıkı sıkıya tutup merdivenlere yöneldiğinde hayır demiştim. Birileri görebilirdi ama o elbette umursamadı. Açıkçası iyi de olmuştu yukarıya kadar çıkacak halim yoktu. Sessizce yukarıya çıkmamızı beklerken bir yandan da beni yukarıya nasıl bu kadar kolay taşıdığını merak ediyordum.

Ve ben sözlerim de haklıydım, aklımda hala saçma sapan sorular olsa da Şahin katiyen o kadar karaktersiz değildi. Olamazdı. Odaya girdiğimizde ayağıyla kapıyı kapatarak beni giyinme odasına götürdü. Yere bıraktığımda sendeleyerek ayakta durmuştum. "Islak bir başka güzelsin..." Sözleriyle birlikte dudağıma eğilerek yüreğimi hoplatacak şekilde bir şeyler yapmıştı. Beni tam anlamıyla öpmese de nefesini iliklerime kadar hissetmiştim. Biraz geri çekildiğinde arkadan bir şey aldığını fark ettim. "Bunları giy bu gece yanımda yatmanı istiyorum."

"Ne yani bir çıkar doğrultusunda mı hareket ediyorsun, ben adamı bırak dedim sende karşılık olarak yatağımda mı yat diyorsun?"

"Bir adamda sürekli kötülük ararsan eninde sonunda bulursun." Elindekini bana verdiğinde kendine birkaç parça kıyafet alarak gitmişti. Islak takım elbisesine bakınca hiç düşünmeden suya atadığı aklıma gelmişti. Haklıydı, ondan sürekli kötülük bekliyordum, elim tetikte bana kötü bir şey yapmasını umuyorum. Yine de yapmıyordu. Uzun zaman olsa da bana dair olan iyimserliğini hiç kaybetmemişti. Vicdanım sızlayınca kasaya baktım. Artık onunla savaşmayı kesmeliydim. Üstümdeki ıslak şeylerden kurtulunca elime beyaz tişörtünü aldım. Giyinme odasından kafamı uzatıp baktığımda hala içeride görünmüyordu. Onu beklemek için yatağa oturup bağdaş kurdum. Kapı açılığında banyo kapısına baktım.

Ona söylediklerimden sonra yatağında oturmamı beklemiyor olmalıydı ki tuhaf bakışlar atıyordu. Bende beyaz tişörtünü havaya kaldırıp salladım. "Kısa süreliğine ateşkes ilan etmek istiyorum." Gel buraya diyerek beni kollarına almasını beklerken kollarını göğsünde birleştirdi. O kollarda taşındığımı hatırlayınca yine kızarmıştım. "Sen sormadan söylemek istiyorum. Ben kardeşimin o adamla evlenmesini istemiyorum. O adam kansızın teki o soysuz kardeşime ve bebeğe zarar verir."

"Onu yola getirir..."

"O iflah olmaz bir canavar Şahin, sen değil anası babası bile yola getiremez, sen istesen de her saniye onu gözetleyemezsin. Sende görmedin mi adam arlanmaz bir adam vurulduğunda bile bana kafa tuttu. Sen araya girmeyip yarasını deşelemeseydin belki de kabul bile etmeyecekti. Hayır, ben kardeşimin o soysuzun karısı olmasını istemiyorum." Bütün söyleyeceklerimi söylediğimde parmaklarını kaşlarına götürdü. "Şahin yalnızca ben değil Ekin de istemiyor, o adam onu kandırmış..."

"Tamam, devamı çokta önemli değil. Kardeşin istemiyorsa onu evlendiremeyiz."

"O halde o iti salıyorsun?" Başını salladığında bir saniye diyerek banyoya gitmiş geri döndüğündeyse ıslak telefonuyla dönmüştü. "Zengin olmanın faydaları telefon ıslansa da bir şey olmuyor." Ellerimi iki yana açarken başını sallayarak telefonu sildi. Yalnız konuşmak için giyinme odasına gitmiş konuştuktan sonraysa geri dönmüştü. "Tamamdır, adamı yarım saate mezarlığa bırakacaklar..."

"Ne? Allah aşkına Şahin, sana adamı öldürmeni söylemedim. Söyle onlara göndersinler dedim. O beş kuruş etmeyen adam hiçbir işimize yaramaz. Ne kardeşime koca olur ne de yeğenime baba, yine de ölsün istemiyorum tamam mı?" Dizlerimin üstünde durup parmağımı ona doğrultmuştum. Bu adamın soğukkanlılığa beni öldürecekti ben ne kadar hararetli konuşsam da o hep sakindi.

"İşte senin de sorunun bu yalnızca her şeyin en kötü tarafına bakıyorsun? Hiçbir zaman düşüncelerinin ardını sorgulamıyorsun. Sana adamı bırakacaklar dedim sende hemen hükmünü verip öldürttüğümü düşünüyorsun."

"Mezarlık dedin Şahin, adamı mezarlığa bırakacaklarını söyledin."

"Adamlarının o ibneyi bırakmalarını istiyorsun gül bahçesine mi, hak ettiği yer orası Mavi, beni daha fazla sinirlendirme." Yine boş yere mi çıkışmıştım. Yatağa oturduğumda surat astım. "Seninle hiçbir zaman anlaşamayacağız değil mi? Senin tabirimle yüzyıl geçse de yıldızlarımız uyuşmayacak." Ona bakmak istesem de bakmadım. Ne diyebilirdim ki ben ön yargılarla dolu bir kadındım. "Biz seninle hiçbir zaman aynı frekanslarda olmayacağız, biz seninle hiçbir zaman aynı dilde de konuşamayacağız... Mavi ben bilmiyorum benden daha ne istiyorsun?"

"Hiç... Ben senden hiçbir şey istemiyorum. Bu eve beni sen getirdin, seninle evlenmemi sen istedin, karın olmak benim tercihim değildi."

"Sen getirdin sen gönder diyorsun öyle mi? Seni hür bırakırsam koşarak gideceksin?"

"Evet, hem de hiç düşünmeden senden kaçabileceğim kadar uzağa kaçacağım. Bir daha dönememek üzere gitmek istiyorum."





MALUM YORUM KOTAMIZ VAR. BEN BU KOTAYI BİR SORUYLA DOLDURALIM DİYORUM

SİZE ATTIĞIM KESİTLERDEN OLACAKLARI AZ ÇOK BİLİYORSUNUZ?

MİSAL NE OLMUŞ OLABİLİR DE MAVİ SANA GÜVENMİYORUM DEMİŞTİR YAHUT ŞAHİN NEDEN SORUMLUSU BENİM BEN ÇÖZECEĞİM DEMİŞTİR?

ŞU KAZA OLAYINA GELMEK İSTİYORUM HEMEN ÖYLE KAZA GEÇİRİP TEKERLEKLİ SANDALYEYE MAHKUM FALAN KALMIYOR, BU DURUM DOĞUMDA SONRA OLACAKLARDIR.

GALİBA YİNE ÇOK KONUŞTUM.

SİZ EN İYİSİ PASAJIN ALTINA KALP BIRAKIN.

SEVİLİYORSUNUZ...

İnstagram: Sldakser









AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now